21 Ağustos 2010 Cumartesi

Foto: "Joe Cool"


(Foto GQ dergisinden)

New Haven Tablolari

"Formu yukseltmek icin son sans, ama zaten umidiniz yoksa gelip biraz puan da yapabilirsiniz" turnuvasi olan New Haven'da tablolar aciklandi.

Elemeler surada.
Ana tablo ise burada.

Baghdatis 1 nolu seribasi ancak yakaladigi guzel ritmi burada kendini yorarak bozmak istemez bence. Haliyle siralamada 25 numarada olan Bellucci 1 nolu seri basi olur.

Elemelere baktigimizda ise siralamada 28 numara olan Stepanek ve 31 numara olan Monaco'yu goruyoruz. Su an 4 nolu seribasinin ATP'de 36. sirada oldugu turnuvada biraz garip durmus degil mi? Ama her isikinin de kolay rakipleri yenerek ritm kazanmaya ihtiyaclari var.

Bu turnuvadan biraz puan kopartip siralamada daha da yukselecegini tahmin ettigim isimler Dolgopolov ve Malisse. Blake icinse son sans gibi bir sey, ilk turda Riba ile eslesmis. Bunu da kazanamazsa durum iyice kotu gorunecek kendisi icin.

Formunu yukseltmeye calisacak isimler ise Monaco, Gonzalez ve Stepanek olacaktir.

Cincinnati: Çeyrek Final Günü

Bol sürprizli bir günü geride bıraktık. Yarı final eşleşmeleri olarak Fish-Roddick ve Federer-Baghdatis eşleşmeleri ortaya çıktı. Yani, Federer şampiyonluğun ağır favorisi haline geldi. Geçen yılki şampiyonluğunu koruması muhtemel. Şanslı bir kurası vardı ama normal bir kurayla da buralara gelebilirdi zaten, iyi oynuyor. Sadece çok daha az efor sarf etmiş oldu.

Günün ilk maçında Murray ilk seti çekişmeli geçen bir tiebreak sonrası kazandı. Ardından ikinci sette servis kırdırmasıyla fiziksel yorgunluk belirtileri göstermesi bir oldu. Normalde de belini, bacağını tutan, suratını ekşiten, sakat gibi gözüken bir oyuncudur Murray ama bugün çok daha belirgindi bunlar. Fish için çok kolay geçen ikinci setten sonra, Murray son sette en azından servislerini toparlamayı başardı ve maçı tiebreak'e götürdü. Orada da 4-2 öndeydi, kendi servisindeki puanı alamayıp 5-2 fırsatını kaçırınca tiebreak'i 7-5 ile kaybetti. Toronto'daki harika haftadan sonra bu yenilgi normal ama bu kadar zorlanmadan kaybetseydi daha hayırlı olacaktı kendisi için. Ayrıca bu sene Fish ile oynadığı 3. maçı da kaybetmiş oldu Murray. Bir top 5 oyuncusunun, top 30 dışından bir oyuncuya bir yılda 3 defa kaybetmesi pek şık gözükmüyor.

Ardından oynanan Djokovic-Roddick maçı çok bayıktı açıkçası. Kalite zayıftı. Djokovic'in bitkin halleri, Roddick'in risk almayan oyun stili derken ben de izlerken soğudum maçtan. Roddick ilk seti 6-4 aldıktan sonra ikinci sette de 5-4 önde ve maç için servis atıyordu. Burada Djokovic iyi bir oyun oynadı ve servisi geri kırdı ama daha sonra neden Djokovic olduğunu gösterip 0'a karşı tekrar kırdırdı servisini. Bir sonraki oyunda Roddick 0-30 geri düşse de bu kez servisini tutunmaya başardı ve yarı finalde yakın arkadaşı Mardy Fish'in rakibi oldu. Fish ile Roddick bu sene Atlanta yarı finalinde karşılaşmışlar ve maçı Fish kazanmıştı.

Günün üçüncü maçı Federer ile Davydenko arasındaydı. Bu maçı izleyemedim ama söylenenlere göre güzel bir maç olmuş. İki taraftan da agresif oyun, güzel winner'lar çıkmış. İstatistiklerde farkı yaratan Federer'in servisi gözüküyor. Davydenko'nun servisi son zamanlarda çok zayıf zaten ve bitirici vuruşta yaşadığı güç eksikliğinin yanına bir de son zamanlarda alışkanlığı haline gelen fazla basit hata yapma sorunu eklenince Federer'e karşı çok da direnememiş. Ferrer'in kaybetmemesi lazımdı aslında Davydenko'ya. Daha ilginç bir maç olabilirdi Ferrer-Federer maçı.

Federer kazanınca gözler Baghdatis-Nadal maçına çevrildi. Federer-Nadal maçı geliyor mu dedik ve her zaman olan oldu. Eşleşme yine suya düştü. Bu ikili ne zaman karşılaşacak olsalar ilk oynaya kazanıyor, sonra oynayan kaybediyor. Son 2 yılda sadece 2 kez karşılaştılar. Onlar da 2009 ve 2010 Madrid finalleriydi. Amerika Açık'ta da böyle bir eşleşme için pek umudum yok. Nadal kötü başladı ve ilk seti kaybetti. Baghdatis ikinci setin hemen başında servis kırınca maç gider gibi oldu ama Nadal hemen servis kırmayı geri almayı başardı. Setin ortalarından itibaren yavaş yavaş daha iyi servis atmaya başlayan Nadal, basit hata sayılarını da azaltmayı başardı. Ayrıca, genel olarak berbat bir yüzdeyle ilk servisini oyuna sokan Baghdatis'in bu maçta iyi yüzdeyle ve etkili ilk servis kullandığını ekleyeyeyim. Gerçi Nadal ilk servis return'lerinde zayıf bir oyuncu olduğu için karşısında kim olursa olsun sıkıntı çekiyor bu konuda. Maça dönelim. 5-4'te set için servis kıran Nadal maçın kontrolünü ele almış gibiydi. Son sette yanılmıyorsam 4 oyun art arda 0'a karşı kazanıldı oyunlar. 4-3'te Nadal, Baghdatis servisinde 0-30'u yakaladı ve burada 2 tane ikinci servise berbat return'ler yaptı. Arkadan etkili servisler atan Baghdatis servisine tutunmayı başardı. Maçın kilit anı kesinlikle 0-30'daki 2. servislere yapılan return'lerdi. Hemen sonraki oyunda 30-40'ta servis kırma puanı şansı verdi rakibine İspanyol ve şaşırtıcı şekilde yaptığı çift hata ile "Nadal, ne zaman WTA'ye geçti?" diye sordurttu. Son oyun 40-0'dan 40-30'a gelse de, Baghdatis sinirlerine tutunmayı başardı ve maçı bitirdi. Dün Benneteau karşısında önemli anlarda kendisi gibi oynayan Nadal, bu kez onu yapamadı. Genel olarak bakıldığında yine beğenmedim ama Dent ve Benneteau maçlarından kesinlikle daha iyiydi. Yine de Baghdatis hak ettiği bir galibiyet aldı kesinlikle. 6-0 gerideydi H2H'de Nadal karşısında. Maçtan önce postların altında geçen bir muhabette Baghdatis'in Nadal'ı yenmek için en iyi fırsatı olduğunu ve bunu değerlendireceğini düşündüğümü söylemiştim. Öyle de oldu. Bundan önce de Nadal'a karşı ilk seti kazanıp kaybettiği 3 maç var yanlış hatırlamıyorsam, çoktan alması gereken galibiyeti aldı.

Roddick-Federer finali ve Federer şampiyonluğu bizleri bekler diyorum. Yani kalan bölümde bir sürpriz beklentim yok. Federer eğer Indian Wells'teki gibi olsa Baghdatis gene bir sürpriz yapabilir derdim ama bu Federer'in kaybedeceğini sanmıyorum Baghdatis'e. Zaten Baghdatis iyi bir galibiyet aldıktan sonra sapıtmasıyla da meşhur olan bir oyuncu. Bir sürpriz olursa Roddick-Fish maçında olur.

Kazanan "kirpi"

Cincinnati çeyrek finaline yaptığımız yarışmanın kazananı blogun diğer yazarı kirpi oldu. İyi ki, cevabı önceden verilecek bir soru, hile yapılma olanağı olan bir konseptte değildi yarışma, yoksa adımız kötüye çıkardı. :)

Şaka bir yana, tebrik ediyorum kirpi'yi. Normalde de tahminleri iyidir ama bu kadar iyi olduğunu da görmemiştim hiçbir zaman. Set bahislerini de 3/4 tutturduğunu belirteyim. Onun dışında, ilk Fish-Murray maçında gerçekleşen sürprizle birlikte zaten çoğu kişi patlamıştı. Bahis diliyle, 4 favoriden 3'ünün kaybettiği bir gecede 4/4 yapmak iyi başarı. 3/4 yapan da iki kişi var. Onlar da gayet iyi bence.

Kitabı kendisine kargoyla yollayacağım. Belki okuduktan sonra bu sefer o bir yarışma düzenler, kitap bir başkasına da gider. Bu sefer blog yazarı dışında birine. :)

Katılan herkese teşekkürler...

Haas Yok, Tsonga Yok

Serena Williams'tan sonra iki isimle ilgili daha haber geldi.

Hani Haas bekleniyordu zaten de Tsonga toparlanamaz miydi ki yahu?

Bu arada Fernando Gonzalez'in donus cabalari suruyor. Son olarak New Haven'dan wild card almis. Hani baskalari olsa kizarim Slam'e 5 kala turnuvaya mi girilir diye ama Gonzo'nun durumu farkli tabi.

20 Ağustos 2010 Cuma

Serena Amerika Açık'ta Yok!

Yarım saat önce gelen sıcak haber. Serena Williams, ayağındaki sakatlık sebebiyle Amerika Açık'tan çekildi. Wimbledon sonrası hiçbir turnuvada oynamamıştı. Umarım İstanbul Cup'tan çekilmesini "keyfi" olarak yorumlayıp sakatlığını hafife alanlar, işin ciddiyetini kavramıştır. Grand slam'den çekildiğine göre önemli bir şey olmalı...

Cincinnati Çeyrek Finaller - Yarışma

Evet, biraz aksiyona da ihtiyaç var arada böyle... Eurosport spikeri Şevket Furkan Erbay'ın "Uzun Bir Yol" adlı WTA tarihini kapsamlı bir şekilde anlatan kitabı var elimde. Okudum ve uzun zamandır öyle bir kenarda duruyor. Mutlaka bu blogu okuyup o kitaba sahip olmayan birileri vardır. Ben de bu uzun süredir pek kapağını açmadığım kitabı bu tarz bir yarışmayla bu blogun bir takipçisine - ve aynı zamanda bir tenis takipçisi oluyor demek bu - vermek istiyorum. Yarışma gayet basit. Yarın oynanacak Cincinnati çeyrek finallerinin sonuçlarını tahmin ediyoruz.

Maçlar şu şekilde (saat sırasına göre);

Andy Murray-Mardy Fish
Andy Roddick-Novak Djokovic
Roger Federer-Nikolay Davydenko
Rafael Nadal-Marcos Baghdatis

Tahminlerinizi set tahmini olarak göndermenizi rica ediyorum (2-0 Murray, 2-1 Djokovic gibi). Kazananları (setler önemli değil) 4'te 4 bilen kazanıyor. Eğer 4'te 4 yapan olmazsa bir başka zamana erteleniyor. Ufak bir ihtimal de olsa birden fazla 4'te 4 yapan olursa işte o zaman set tahminleri devreye giriyor. 4'te 4 yapanlardan kim en fazla setleriyle birlikte doğru bildiyse o kazanıyor. Eğer set tahminleri de eşit olursa o zaman aralarından ilk gönderen kazanıyor.

Ben de tahminlerimi yazayım bari; 2-0 Murray, 2-1 Djokovic, 2-0 Federer, 2-1 Baghdatis.

Not: 19.00'dan sonraki tahminler kabul edilmeyecektir.

Sen Çok Yanlış Gelmişsin Svetlana

Karlovic'in Tenis Aşkı



Video'yu Karlovic'in twitter'ından buldum. Sezonu kapattığını yazmış Hırvat oyuncu ama antrenmanları aksatmıyor göründüğü kadarıyla. Ayağından olduğu ameliyatın 3 hafta ardından sonra çekilen bir video. Evde çok sıkılıyordum, 3-5 topa vurayım dedim diye tweet'lemiş servis üstadı. Backhand'i oturarak daha iyi vurduğunu söyleyebilirim. :)

Isner Amerika Açık'a Riskli

John Isner, Cincinnati Masters'ta 2 gün önce oynadığı 2. tur maçında David Nalbandian karşısında ilk sette 5-3 öndeyken yaptığı bir return'den sonra ayağının üstüne basıp acı içinde seke seke sandalyesine oturmuştu. Aldığı tedaviden sonra devam etmeye çalışmıştı ama durumu iyi görmeyince set için servis atarken 5-4 0-30'da maçı bırakmıştı.

Roddick-Soderling maçı sırasında ESPN'de Isner'ın durumu hakkında bilgi verilmiş. Ayağında burkulma varmış ve henüz resmileşmemiş olsa da Amerika Açık'tan büyük ihtimalle çekilecekmiş. Isner twitter'ında bununla ilgili bir şey yazmamış henüz ama yakındır onun ağzından duymamız da diyorum ve kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletip Amerika Açık'ta onu da aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı belirtiyorum (düğün davetiyelerinden beter oldu bu da, neyse)...

Cincinnati: Nadal-Benneteau

İlginç bir maç oldu, Nadal maç puanı çevirerek kazandı. Bu maçla birlikte Nadal kariyerinde 7. kez bir maçı, maç puanı çevirerek kazanmış oldu.

Genel olarak iki oyuncunun da sıcaktan bunaldığı, Benneteau'nun 2. setin sonundan itibaren kramplarla uğraştığı, Nadal'ın ayağındaki su toplamalardan dert yakındığı bir maç oldu. Maçın ilginç geçeceği, ilk servisi Nadal'ın atacağını gördüğüm zaman anlamalıydım zaten. Nadal genelde (hatta neredeyse her zaman) return yapmayı seçer kurayı kazandığında. Rakipleri kazandığında normal olarak servisi seçer. Maçtan önce kurada ne oldu bilmiyorum ama Benneteau'nun kurayı kazanıp return seçtiğini düşünüyorum. İlk oyunda zorlanan Nadal, bir sonraki servis oyununda kırdırdı servisini. Setin ortalarında bu servis kırmayı geri aldı. Ama oyun açısından pek bir şey gösteremiyordu. Benneteau agresif oynadı, az basit hata yaptı ve özellikle file önünde çok iyi iş çıkarttı. İlk sette 5-5'te bir kez daha servis kırdı ve bu kez hata yapmadı, seti 7-5 ile bitirdi.

İkinci sete servis kırarak başlayan Nadal 2-0'da servisini kırdırdıktan sonra, 2-2'de de servisini 40-0'dan verince maçın gittiğini düşündüm. O arada bir de sağlık molası isteğinde bulundu ama bu sağlık molasını set sonu için istedi. Daha sonra o servis kırmayı geri alan Nadal tiebreak'te 4-1 öne geçtikten sonra 6-5 geriye düşse de, kendi servisinde maç puanını kurtarıp tiebreak'i 8-6'lık skorla kazanmayı başardı.

Burada dikkat çeken Nadal'ın sakatlık molasını set sonuna istemesi. Wimbledon'da Petzschner maçında aldığı sakatlık molası yüzünden "hileci" damgasını yemişti, haksız ve alakasız yere. O kadar kaostan sonra yine aynı şeyin yaşanmamasını istediği için, sağlık molasını özellikle son sete sakladı. Buna rağmen hala bu sakatlık molasına laf söyleyenler varsa, ki yabancı forumlarda Nadal nefretinden gözü kör olmuş insanlar var bunu diyen, onlara diyecek bir şey kalmadı. Bu arada Nadal sakatlık molası kullanarak ayak parmaklarındaki sorunu hallederken, Benneteau da sakatlık molası kullandı. Son setin ilk oyununda hiç iyi gözükmedi Fransız ve 2 çift hata yaparak servis kırdırdı, ardından 3-0'da bir sağlık molası daha aldı ama işe yaramadı. Rahat ve formalite bir set oldu, Nadal 6-2 kazanarak maçı bitirdi.

Nadal yine iyi gözükmedi. Benneteau'nun kaçırdığı maç puanında yapacak bir şeyi yoktu, iyi bir puan oynadı Nadal ama 7-6'da kendi servisinde çok pasif kaldı ve basit hata yaparak seti ve bir anlamda maçı verdi orada. Benneteau'yu özellikle file önünde çok beğendim. Maç sonunda gelen istatistiklerde Nadal daha çok file önü puanı almış gözüküyordu, ona da epey şaşırdım. Fransız 12 tane ace attı ama bir o kadar da çift hata yaptı. Son sette kramplardan dolayı servisleri berbattı. Nadal için son setin şanslı olduğunu düşünüyorum. O kramplar olmasa son setin bu kadar kolay olması pek mümkün gözükmüyordu. Hala Amerika Açık'ı kazanmak için oynaması gereken oyunun çok uzağında. Evet, şimdiden o seviyeye çıkmasını beklemek doğru değil ama erken turlarda maç puanı çevirerek, zorlanarak maçlar kazanması da pek iyiye işaret değil. Çeyrek finalde rakibi Baghdatis. Kıbrıslı, Berdych'i 2 sette geçti. Geçen hafta Toronto'da erken patladıktan sonra burada çok daha iyi gözüküyor. Nadal'ı elemek için kesinlikle iyi bir şansı var. Eğer Nadal, Baghdatis karşısında; Federer de Ferrer-Davydenko (bana göre Ferrer kazanır) galibi karşısında maçlarını kazanırsa, yarı finalde karşılaşacaklar. Bunu da son not olarak hatırlatalım...

20 Dakikada Ceyrek Final

Federer'in ilk tur macinda rakibi Istomin durum 5-2 iken sakatligi nedeni ile mactan cekildi biliyorsunuz. Kohlschreiber o kadar bile kalmadi. Maca hic cikmadi.

Federer boylelikle 20 dakika kortta kalarak ceyrek finale isinlandi. Kagit uzerinde guzel duran 3. tur maci da hayal oldu. Aklima Nadal'in Shanghai'daki finali geldi. Benzeri olur mu acaba?

19 Ağustos 2010 Perşembe

Video: Nadal - Federer Gosteri Maci



Videodan anlasilan Nadal Federer'in vakfi yararina yapilacak bir gosteri maci icin yil sonunda Zurih'e gidecekmis.

Bir de dayanamadim ekliyorum;

"Fuuuuuuuuundeysin.." :)

Video: Kendini Bilmeyen Adam

Video: Kikir Kikir

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Cincinnati: Murray - Chardy Maci

Yine izleyenleri hayal kirikligina ugratan bir mac.

Chardy bir cikis yakalayinca Murray'i zorlayabilir demistik ama o kendi kendini zorlamayi tercih etti. Bolca basit hata ve iyi kurgulanmamis puanlarla oynadi. Arada guzel punalar alinsa da genel gorunum buydu.

Murray macin ilk setinde atak oynadi. Ama ataklari oyle fala riskli ataklar degildi, sadece tempoyu kontrol altinda tutarak Chardy'i kosturdu diyebilirim. Cizgileri falan zorlamiyordu. Yine de yaptigi ataklarin karsiligini fazlasiyla aldi ilk sette. Skor 6-3 olsa da Murray oldukca rahat kazandi bu seti. Ikinci sette Chardy'de bir gelisme olmayinca Murray biraz daha geri cekildi. O cok elestirilen savunma agirlikli, izleyeni uyutan oyununu oynamaya basladi. Vuruslari hizini yitirdi. Ama Chardy hala eskisi gibiydi bu nedenle Murray servis kirdi. Sonra Chardy biraz ritm bulup topu hizlandirmaya baslayinca bu sefer Murray'in pasif oyunu yetersiz kaldi ve Chardy bileginin hakkiyla servis kirdi. Daha sonraservis kirma puaninda cift hata yapti ve servis kirdirdi ki bu oyunda cizgi hakeminin verdigi bir karara fazlasiyla takilmisti. Chardy'nin aldigi bazi puanlari gorebilirseniz anlarsiniz. Murray'in servisini kirmis bulunan Chardy bir sonraki oyunda servis kirdirdi. Is Murray'e kalmisti ama Murray toplari sadece kortun ortasina gondermek konusunda inat edince Chardy acili vuruslar yapiyor ve yine servis kiriyordu. Bu noktada Chardy kendi servis oyununu 15'e karsi aldi ki macin basindan beri kendi servis oyununu ilk kez bu kadar rahat almisti galiba. Murray bir sonraki oyunda puan almak icin cizgileri zorlamak istiyordu. Ancak gonderdigi toplar disari gidiyordu. Fakat servis kirma puani ve sonrasinda hata yapma sirasi Chardy'deydi ve tie-break'e gidildi. Ve set Chardy'nin oldu. Ucuncu setin 4 oyunundan once Chardy ayagi icin sakatlik molasi aldi ve ayagina masaj yapildi. 4. oyunda Chardu iki cift hata yapti ve devaminda servis kirdirdi. Servis kiran Murray tekrar ilk setteki atak oyununa dondu ve daha kolay puan almaya basladi. Macin son bolumlerine dogru daha dengeli ralliler gorulmeye baslandiysa da hava sicakligindan midir nedir beni oldukca bunaltan bir mac oldu bu. Son oyunda Chadry 40-15'ten servisini kirdirinca son set 6-2 ile Murray'in oldu.

Murray atak oyununu istikrarli bir bicimde oynayamadi. Baskasi olsa affetmeyebilirdi bugun. Chardy ise genc sayilabilecek bir isim, gelisme gosterebilir. Ama yine de cok daha kontrollu oynamasi lazim her seyden once.

Cincinnati: Verdasco-Fish

Kağıt üstünde bakıldığında kaliteli geçmeye aday bir maçtı ama pek umulduğu kadar iyi bir maç çıkmadı ortaya. Rallilerde iki oyuncu da aşırı kontrollü oynadı. Önemli puanlarda iki taraftan da korkak ve çekingen vuruşlar geldi.

Fish maçı 2 tiebreak ile 7-6 7-6 kazandı. Amerikalı'yı öne çıkaran Verdasco'ya göre daha iyi olan servisi ve önemli anlarda (bu tiebreak oluyor bu maç için) saçmalamamasıydı. Verdasco iki setin de tiebreak'in de çift hatalar yaparken, Fish maç boyunca bir tek bile çift hata yapmadı. Bunlara rağmen Verdasco'nun iki seti de almak için çok iyi şansları vardı. İlk sette durum 5-5 iken 30-40'ta servis kırma puanı kaçırdı ve sonra buna sinirlenip bir küfür savurdu ve hakemden uyarı aldı. Eğer orada servisi kırabilse, bir sonraki oyunda seti bitirmek için servis atacaktı. İkinci sette ise 6-5 önde iken Fish servisinde 15-40'ı bulup 2 tane set puanı yakaladı ama bunları da değerlendiremedi. Tiebreak'lerde Fish açık ara üstün taraftı ve hak ettiği bir maçı kazandı ama Verdasco potansiyelini biraz daha oyununa yansıtabilseydi bu maçı kazanabilirdi.

Verdasco yetenekli bir oyuncu burası kesin ve karşısında çok da iyi oynamayan Mardy Fish gibi oyunu servise bağlı ve rallilerde top kalitede bir oyuncu olmayan rakibe karşı bu tarz maçları kaybetmemeli. Ama sorun Verdasco'da. Toprak kort sezonunda o kadar çok turnuva ve maç oynadı ki sakat sakat, Roland Garros'tan beri kendine gelemedi. Wimbledon'da ilk turda Fabio Fognini gibi ilk 100'ün bana göre en kötü oyuncularından birine kaybetti. Sert kort sezonuna da çok iyi başlayamadı. Geçtiğimiz hafta Toronto'da Chardy maçını sakat sakat bitirdi. Ama bu haftayı yine boş geçmedi. Toprak kort sezonunda da Roland Garros'tan önce çok ama çooook gereksiz bir turnuva olan Nice'te oynayıp kendini mahvetmişti. Amerika Açık öncesi New Haven var, Roland Garros'tan önce oynadığı Nice tarzı küçük bir turnuva. Verdasco gibi turnuva programlama konusunda top 10'da gelmiş geçmiş en kötü oyunculardan biri olan birinin, bu turnuvada adını göremeyince şaşırdım. Ama belli mi olur, wild-card alıp oraya da dalar. Verdasco bu...

Cincinnati: Nadal - Dent Maci

Oncelikle sunu soyleyeyim, izlenmeye degmeyecek bir macti.

Ilk sette durum 4-0 Rafa lehine gelisince dusundugum sey Nadal'in ne kadar iyi oynadigi degil, Lopez'in ne kadar kotu oynadigiydi. Cunku bu Dent'e elenmisti. Zaten Nadal'in da iyi oynadigi yoktu. Dent'in durumu suydu; bir kac sene once doktorlarin bir daha tenis oynayamayacagini soyledigi birine gore iyi ama kortta Nadal'i yenmek uzere bulunan birine gore cok kotu oynuyordu. Vuruslarinin %10'u iyi, %20'si vasat, %50'si kotu, kalan %20'si ise utanc vericiydi. Nadal macta istedigi ritmi bulamiyordu ve buna bagli olarak giderek daha kotu oynadi. Ilk seti 6-2 aldiktan sonra ikinci sette servis kirdirip 4-2 geriye de dustu. Bu arada Dent'in durumu da duzeliyordu. Dent'in ilk sette cizgileri zorlamak icin attigi toplarin neredeyse tamami disari dusunce Nadal da mac icerisinde cizgilere atilan toplara hareketlenmeme gibi bir adet gelistirdi. Bildiginiz gibi normalde ne olur ne olmaz diye kovalar bu toplari. Sadece mac puanini izlerseniz ne demek istedigimi daha iyi anlarsiniz. Cizgiye yakin dusen bir topa hareketlenmedi bile Rafa. Son seti de 7-5 alip 2 sette bitirdi maci.

Nadal icin her anlamda kotu bir macti. 1 saat 24 dakika gibi makul bir surede oynandiysa da cok sicak bir havada devam etti. Nadal US Open oncesi ritmini bulmus bir goruntu veremedi, aslinda oyununu yukseltmek icin onu motive edecek bir sey de yoktu ortada. Nadal'in ikinci maci Bennetteau ile. Bu macta da beklenen kalite olmazsa Nadal'in isi ceyrek finalde zorlasir.

Henin Sezonu Kapatti

Justine Henin geri donusunden sonra bu yil 40 mac yaptiktan sonra sakatligi nedeni ile sezonu kapattigini acikladi.

Resmi sitesinde yaptigi aciklamadaq 2011 baslangicini hedefledigini soyleyen Henin sezona Avustralya Acik finali ile baslayip iyi sinyaller verdiyse de sonrasinda giderek dususe gecti ve Wimbledon'daki sakatligi ise sezona nokta koymasina sebep oldu. Kaderin bir cilvesi gibi Avustralya Acik finalini kazanan Serena bu turnuvadan sonra uzun bir sakatlik arasi verdi, Henin'in bir donem mac kaybetmedigi Roland Garros'ta da iyi sonuclar almadiysa da Henin icin WTA'ya donus amaci olan Wimbledon'i kazandi. Sonrasinda ayagini bir kaza sonucu sakatladi ve sakat olarak Henin'in yerine Belcika'da seyirci rekoru kiran maca cikti. Henin olmayi hedefledigi yerlerde Serena'yi gorurken bir anda kendisi de Serena gibi sakatlik nedeni ile uzun bir ara vermek durumunda kaldi.

2011 sezonunu hedefledigini soyleyen Henin antremana baslama tarihi olarak da Ekim ayni vermis.

Cincinnati: Ferrer - Querrey Maci

Bugun Sirbistan derbisi yerine bu maci seyretmeyi tercih ettim, pisman da olmadim. Izlemesi zevkli bir mac oldu.

David Ferrer benim oyununa oldukca saygi duydugum ve bu yil hakettigi ilgiyi goremedigini dusundugum bir oyuncu. Toprakta cok iyi olmasina ragmen Roland Garros'tan 3 sette elenmesi, bir set daha dayanabilse Roland Garros finalistini eleyecek adam olabilecekken 4. turda elenmis olmasi onun adina uzucu. Buna karsilik rakibi Querrey toprak sezonunda adeta tenisten sogumus olmasina ragmen bu seneyi oldukca efektif gecirmis ve konsantrasyonunu koruyabildiginde iyi sonuclar elde etmis bir isim. Soyle soyleyelim; Querrey bu yil Ferrer'e gore daha az mac kazandi ve daha cok mac kaybetti. Buna ragmen Ferrer'in 1 sampiyonluguna karsin kendisinin 4 sampiyonlugu var. Los Angeles'tan sonra konsantrasyonu biraz bozulmus gibi gorunse de yine kendini toparlama belirtileri gosterdi bu macta.

Mac 7-5 ve 6-2'lik setlerle bitti. Ama bu Querrey'in Ferrer'e gore cok kotu oynadigi anlamina gelmemeli bence. Queerey 1.98'lik bir oyuncuya gore cok farkli bir goruntu cizdi bugun. Ne servisleri ne de forehandleri gucluydu. Ama buna karsilik korttaki hareketliligi ve file dibine biraktigi drop shotlari cok etkiliydi. Ferrer Querrey'in butun drop shotlarina hareketlendi ama bunlarin cok azindan puan cikartabildi. Maci Ferrer lehine ceviren kilit nokta Ferrer'in beklenenin aksine oldukca atak oynamasiydi bana gore. Zaten Querrey'in servislerinin etkisiz olmasi Ferrer'e bol bol atak yapma sansi verdi ve Ferrer de bunu iyi degerlendirdi. Ferru ilk setin sonunda set icin servis atarken ust uste 2 servis kirma puani verdi ve her ikisinde de cizgileri zorlayarak oynayip karsiligini aldi. Ikinci sette verdigi servis kirma puanlarini ise etkili servislerle cevirdi.

Ferrer bugun iyi ve atak oynadi, savunmasi da iyiydi, zevkli puanlar izledik. Querrey'de ise eksik olan sey guctu. Daha fazla antreman ile servislerdeki ritmini ve gucunu yakalayabilirse US Open'da zevkli maclar izletebilir.

Video: Kortta Denemeyin



Böyle şeyler sadece çizgi filmlerde olur...

Nadal'dan İtiraflar

Nadal Cincinnati'de US Open'da başarılı olamaması ile ilgili görüş bildirmiş. Tahmin edilebildiği üzere toprak ve çim sezonunda fazla maç yapıp yorulduğunu ve genelde Amerika Açık'a fiziksel veya mental olarak yorgun olarak geldiğini söylemiş.

Bu yıl kazanma durumu ile ilgili olarak da şu anki durmunun kendisi nerye götüreceği hakkında fikrinin olmadığını söylemiş. Bununla birlikte bir turnuvaya iyi başlayıp kötü bitirmenin veya kötü başlayıp iyi bitirmenin mümkün olduğunu söylemiş ki itirafı da burada gelmiş zaten. Kötü başlayıp iyi bitirdiği turnuvalara örnek olarak bu seneki Roland Garros'u örnek vermiş çünkü.

"Roland Garros'a bu yıl felaket başladım ama özellikle yarı final ve finalde iyi oynayarak iyi bir biçimde bitirdim." demiş Nadal. Açıkçası Nadal'ın ilk tur performansları beklenenin altındaydı. Bir Monte Carlo 2010 veya Roland Garros 2008 havası yoktu. Ancak set de vermediğinden "kötü oynuyor" demeyi yakıştıramamıştık. Sonuçta toprakta ortalamanın çok çok üstünde olduğundan formsuzlukları skora net bir biçime yansımıyor demek ki. Bana göre Wimbledon'da da benzeri bir durum oldu. Wimbledon'da Nadal'ın en iyi maçları çeyrek final ve yarı final maçlarıydı bence. Bakalım benzeri bir sonradan açılmayı US Open'da da görebileek miyiz?

Ne Yaptın Elena?




Son foto biraz kurtartmış... Ama biraz...

Amerika Açık Wild-Card'ları

Amerika Açık'ta ana tabloda wild-card ile kendine yer bulacak 8 oyuncudan 7'si belli oldu.

Avustralya-Fransa-Amerika Tenis Federasyonları'nın aralarında yaptıkları anlaşmaya göre bu federasyonların hepsi kendi grand slam'lerinde diğer 2 federasyona birer tane wild-card veriyorlar. Avustralya Tenis Federasyonu, kontenjanını Carsten Ball'dan yana kullanmış mantıklı olarak. Fransa Tenis Federasyonu ise Guillaume Rufin'i seçmiş. Bunun yerine Nicolas Mahut, Wimbledon'daki maçın hatrına seçilmeliydi düşünüyorum. Rufin çok yetenekli genç bir oyuncu ama uzun bir sakatlık yaşadı ve birkaç hafta önce yaptığı dönüşte de hiç parlak olmayan isimsiz bir oyuncuya yenildi. Mahut da Wimbledon sonrası sakatlık problemleriyle boğuşuyor, İstanbul Challenger'da maçı yarım bırakmak zorunda kaldı vs. ama yine de seçilmeliydi tarihi maçın hatrına diyorum.

Geriye kalan 6 wild-card Amerikalı oyunculara gidiyor. Bu 6 wild-card da belli bir düzene göre dağıtılıyor. Bir tanesi son yılın NCAA şampiyonuna gidiyor. Bu sene bu, Bradley Klahn. Geçen sene NCAA şampiyonu kontenjanından girip ilk turda Roger Federer ile eşleşen Devin Britton, bu sene elemeler için bile wild-card alamamış. Ama sonuçlarını takip eden birisi olarak bunu yadırgamadım. Bu sezon defalarca kez wild-card'lar aldı Amerika'da büyük turnuvalara ve hiçbirini değerlendiremedi. Klahn, geçtiğimiz hafta bir challenger turnuvasında Carsten Ball'u mağlup etmeyi başarmıştı. Kalamazoo şampiyonu Jack Sock ikinci wild-card'ı almış. Bu turnuva neyin nesi onu bilmiyorum... Yine böyle bir turnuvayla verilecek bir wild-card daha var. USTA (Amerika Tenis Federasyonu) turnuvası şampiyonuna verilecek wild-card, henüz belli değil. Herhangi bir turnuvaya bağlı kalınmadan verilen diğer 3 wild-card ise Ryan Sweeting, Donald Young ve James Blake'e gitmiş. Blake çok formsuz, daha dün Istomin'e feci şekilde kaybetti ama eski bir top 5 oyuncusuna wild-card vermemek olmazdı. Aynı şekilde Sweeting ve Young da bu sezonu iyi geçiren oyuncular. Bunların dışında yine son aylarda formda olan Tim Smyczek var ama ona yer kalmamış. Belki USTA şampiyonu olarak wild-card kapabilir. Bir diğer seçenek ise şu. Young entry list'te alternatifler arasında beşinci sırada yer alıyor ve çekilmesi muhtemel olan kişiler var. 5 kişilik yer açılması zor tabii ama eğer öyle bir şey olursa Young wild-card'a ihtiyaç duymaz ve bu wild-card Smyczek'e gidebilir...

Lu Sinir Yapmış

Bu aralar hiç vakit bulamıyorum maç izlemeye. Daha doğrusu benim boş vakitlerim post saatine baktığınızda göreceğiniz gibi absürd saatlere geliyor ve anca okuyarak ederek neler olmuş diye bakabiliyorum. Amerika Açık'ta daha farklı olacak umarım tabii.

Dün Cincinnati'de oynanan Lu-Hewitt maçında ilginç şeyler yaşanmış. İzleyemedim ama okuduklarım kadarıyla aktarayım. Lu'nun zaten Wimbledon'da yaptığı çeyrek finalden sonra yaşadığı bazı sakatlık sorunları vardı. Hewitt de aynı şekilde Wimbledon sonrası sakatlıklardan dolayı Amerika sert kort sezonu da üst üste maçlar kaybetti, maçlardan çekilmek zorunda kaldı. Bugün Hewitt ilk seti 6-4 aldıktan sonra ikinci sette de 4-0 öndeyken rakibinin çekilmesiyle uzun bir aradan sonra galibiyetle tanışmış. Sakatlık konusunda da bir problemi yok gibi görünmüş. Ama maçı bırakan Lu için durum aynı değil tabii.

Maçın ilk setinde 5-3 Hewitt önde ve Lu servis kullanmaya başlamadan önce hakemden sağlık molası istediğini söylüyor. Problem belinde ve rahat hareket etmesini engelliyor. Lu, servisine tutunduktan sonra sağlık molası beklerken, hakem Hewitt bir sonraki oyunda set için servis atacağı için sağlık molası kullanmasına izin vermiyor Lu'nun. İlk setin sonunda ne oluyor bilinmiyor ama Lu sağlık molasını reddetmiş olsa gerek, trainer gelmiyor. İkinci sette 3-0 gerideyken bir kez daha sağlık molası istemiş ama yine Hewitt servisi öncesi olduğu için reddedilmiş, 4-0'da nihayet trainer gelmiş sahaya ve tedavi yapmış. O sırada Lu, trainer ile münakaşaya girmiş, baya da sinirlenmiş. Arkasından 1 puan daha oynayıp maçı bırakmış...

İkinci set neyse ama ilk setteki olay garip geldi. Yani Hewitt set için servis atacak diye sağlık molasının reddedilmesi. Bu sene Wimbledon çeyrek finalinde, 2. ya da 3. sette Nadal 5-4 önde ve set için servis atacak iken, Soderling gayet sağlık molasını kullanmıştı. Bununla ilgili nasıl bir kural var, var mı, bilemiyorum. Belki bilen birisi alta yorum yaparak yardımcı olabilir...

Cincinnati'de Sali Gunu

Tamamlanan maclar uzerinden gunun degerlendirmesini yapmaya calisayim.

Oncelikle dun ile ilgili bir not; Roddick 3 sette de olsa rakibini gecip yoluna devam etmeyi basardi.

Bugun ATP'de formsuz seri basi isimlerin elenme gunuydu. Gecen hafta Murray ile WTA'ya yakisacak inisli cikisli bir mac yapip elenen Monfils, bugun elemelerden gelen Falla'ya elendi. Federer'in ceyrek final yolundaki en onemli seri basi isim elendi diyecegim ama Falla 3. tura gelebilirse bu yil gozlenen Federer-Falla yakinlasmasinin Kuzey Amerika ayagini izleyebiliriz. Wild Card alan 3 isimden Blake elemelerden gelen Istomin'e, su siralar calistiricisinin basarisini sorgulamakta olan Young ise Gulbis'e elenirken, son donemde dikkat ceken bir isim olup bir turnuvada iyi digerinde kotu oynamayi aliskanlik haline getiren Mardy Fish ise 2 hafta onceki oyunuyla istikrar yakalamis gibi gorunen Gilles Simon'u gecti. Gasquet ise son donemlerde dususe gecen Youzhny'i 3 sette eledi. Boylece Murray'in ceyregi daha da zayifladi. Gerci Youzhny'den pek bir beklentimiz yoktu ama neyse. Son zamanlarda nerelerde oldugunu merak ettigim Horacio Zeballos ise Kohlschreiber'e 3 sette elendi. Kohlschreiber-Falla maci galibinin Federer ile oynayacagi dusunulecek olursa Federer'in 3. tur macinin ilginc olacagini simdiden soyleyebiliriz. Ikinci tur macini yapan isimlerden Berdych Mathieu'yu, Baghdatis ise Bellucci'yi yenerek yollarina devam ettiler.

Gunun bana gore en heyecan verici maclarindan biri olan Ljubicic-Nalbandian maci henuz baslamadi. Ljubicic Mart ayindaki formunu kaybetti ama bu turnuvada ritmini yukseltecegini dusunuyorum nedense. Yukseltemese bile zaten Nalbandian'in gecen haftadan kalan yorgunlugu bu maci heyecanli yapmaya yeter. Galibi kestirmek zor.

Yarinki (Carsamba) program saatlerce tenis izletecek cinsten, simdiden soyleyeyim. Merkez kort Djokovic maci ile acilip arka arkaya Nadal ve Murray maclari ile devam edecek. Djokovic Troicki maci cekismeli gecebilir ama 2. ceyrek icin onemli olan David Ferrer-Sam Querrey maci da ayni saatte Grandstand kortunda baslayacak. Nadal-Dent macinda cekisme olmayabilir, ikisi bu yil Miami'de karsilasmislardi yanilmiyorsam. Murray ise gecen hafta iyi bir performans gosteren Chardy ile oynayacak. Nadal macindan daha cekismeli gecebilir. Arkasindan De Bakker-Roddick maci geliyor ki bu da oldukca iyi bir eslesme olmus. Federer-Istomin eslesmesi de 3 sete gidebilir. Court 4'da oynanacak ikinci mac mac olan Kohlschreiber-Falla eslesmesi de guzel. Bu macla birlikte Nadal maci yerine izlenebilecek bir baska mac Grandstand'deki Verdasco-Fish maci. Court 4'daki ilk mac Wawrinka-Benneteau karsilasmasi, iyi oynarlarsa bu mac da guzel gecer. Yarin kortlardaki ilk 3 mac saat farkina yenik dusmez diye tahmin ediyorum (yani Djokovic, Nadal ve Murray izlenir, Federer sabaha kalir) ve bekleneni vermeyen maclarin bol bol alternatifi olacak. Program surada, secin, begenin, izleyin.

Ekleme: Melzer-Gulbis ve olasi Nalbandian-Isner maci da var yarin.

17 Ağustos 2010 Salı

Federer Stockholm'de

Federer Stockholm'deki ATP 250 turnuvasina katilacagini bildirmis. Bu turnuva Shanghai Masters'tan hemen sonra oynaniyor. Bilindigi uzere Federer gecen sene uzakdogu turnuvalarina katilmamisti ve burada koruyacagi puani yok.

Kisisel tahminim Federer'in bu yil yine Cin'e gitmeyecegi yonunde. Bazilari Federer'in 2010'u 1 numara olarak kapatilmek icin puan arayisi icinde oldugunu dusunebilir ama Federer zaten Stockholm'den 2 hafta sonra Basel'de ve sonrasinda da Paris'te oynayacagindan bence uzakdoguya hic gitmeyip haftayi Stockholm'de degerlendirecek. Bu tip bir turnuvada yapacagi maclar fazla agir olmayacaktir ve Federer'in kendini yormadan ritmini korumasini saglayacaktir diye dusunuyorum. Federer bana gore kisa vadede kucuk turnuvalarda oynayarak 1 numarayi geri alamyi degil uzun vadede Slam kazanarak 1 numaraya gecmeyi isteyecektir.

Montreal'de Olan Biten

Montreal icin cikan kismin ozetini sunalim.

Dun oynanan ilk tur maclarinda Peer haricinde elenen seri basi isim olmadi. Yakin gecmesi beklenen maclarda Bacsinszky ev sahibi Wozniak'i 3 sette gecti. Dinara Safina ise Anrea Petkovic'i 6-3'luk setlerle gecti ki bu onun adina oldukca sevindirici bir sonuc. Su an Safina 2.0'i izliyoruz. 1 numara olmasina ragmen sampiyon olamayan Safina 1.0 piyasadan cekildi. Simdi ustunde slam kazanma stresi olmayan ancak sirt sakatligindan olabildigince iyi bir bicimde geri donmeye calisan Safina'yi izliyoruz ki kazansa da kaybetse de son zamanlardaki maclarindan sonra kendisi iyi icin en iyi giden seyin sirtinda agri hissetmiyor olusu oldugunu soyluyor Safina. Turnuvanin ilk gununde dikkati ceken bir baska husus da elemelerden gelen Groth, Benesova ve King'in hepsinin ilk tur maclarini kazanmalariydi. Iyi bir ritm yakalamislar gibi gorunuyor. Ayrica sansli kaybeden olarak tabloya dahil olan Schnyder de tur atlayanlar arasinda.

Ciftlerde ikidir Davenport'u goremiyorum. Huber Petrova ile oynuyor. Turnuvada Ipek Groenefeld ile oynayacak ve ilk maclari Kirilenko - Radwanska ikilisine karsi.

Ikinci gunde elemelerden gelen Mattek-Sands ve Makarova tur atladi ki Mattek-Sands Oudin'i yendi, El Tabakh ve Hradechka ise yenildi. Elemelerden gelenlerin bu kadar yuksek oranda mac kazanmasi dikkat cekici. Gunun sansli kaybedeni Date-Krumm ise bir baska elemelerden gelen isim olan Romen Niculescu'yu 3 sette gecti. Date-Krumm'un elemelerdeki son macinda yenildigi isim Jarmila Groth'du. Diger maclarda seri basi isimler yollarina devam ederlerken denk guclerin macinda Szavay Dulko'yu 3 sette gecti. Gunun su ana dek oynanan en dikkat cekici maci ise Kuznetsova ve son donemde iyi bir cikis yapan Pavlyuchenkova arasindaydi. Mactan galip ayrilan taraf seri basi isim Kuznetsova oldu.

Foto: Miss Belgium

Arka sayfa guzeli koymak gibi oldu biraz ama Miss Belgium'un Miss Universe'de giyecegi "Milli kostum" buymus. Belcika deyince aklina tenis gelenler veya tenis deyince aklina Belcika gelenler parmak kaldirsin. Tenisin Fransiz kokeni ile baglanti kurulabilir biraz zorlansa ama yok mudur baska bir sey yani? Kiyafet zaten kotu...(Foto: Eurosport)

Cok Mu Bos Vaktiniz Var?

- Su linkten Cincinnati'de kimin kimle saat kacta antreman yaptigina bakabilirsiniz.

- Bu linkten saat 23:00 civari o gun Rogers Cup'da chat yapmaya gelen tenisciye soru yoneltebilirsiniz. Bugun Wozniak gelecekti yanilmiyorsam. Saatten tam emin degilim, yerel saatle ogleden sonra 4 denmis.

Cincinnati'de Pazartesi

Amerika'da gun bitmedi ama benim gunum bittiginden tamamlanan maclar uzerinden degerlendirme yapacagim.

Bugun oynanan maclarin cogu denk guclerin mucadelesi seklinde gecti, en azindan oyle gorunuyorlardi. Wawrinka - Almagro, Monaco - De Bakker eslesmeleri bana gore ilk gun icin talihsiz eslesmelerdi, Almagro ve Monaco ilk gunden elendiler. Yakin gecen maclarda Berrer Robredo'yu, Mathieu ise Hanescu'yu gecti. Yakin gecmeyen maclarda ise Dent Lopez'i, Querrey Petzschner'i, Troicki Stepanek'i, Melzer ise Giraldo'yu yendi. Petzschner ve Lopez'in daha fazla direnc gostermesi beklenirdi bence.

Gunun izleyebildigim tek maci ise Ferrer ile Dolgopolov arasinda oynandi. Dolgopolov izleyen herkese ilginc gelen bir isim ve benim de US Open icin supriz adaylarimdan biri. Kupayi alir demiyorum tabi ama US Open'da "Bu adam da kim?" denilen isim olabilir bu yil. Dolgopolov'u izlerken edindigim izlenim fazlasiyla rahatmis gibi gorundugu. Son derece rahat bir durusu, atipik bir servis bekleme sekli var. Servis atma sekli Gonzalez'e benziyor bence, ikisi de cok seri ve rahat hareketlerle servis atiyorlar ama servisleri hareketlerinin rahatligindan beklenmeyecek bir bicimde hizli gidiyor. Ukraynali oyuncu ile ilgili rahatlik izlenimi veren bir baska nokta da toplara hesapsizca vurmasi. Bazen musait pozisyonda topa vurdugunda top goze tuhaf gorunecek sekilde oldukca farkli bir bicimde disari gidiyor. Ancak onun bu hesapsiz vuruslari ayni zamanda rakibi sasirtiyor ve dengesini bozuyor. Dolgopolov uzerine ayrica uzun uzun yazmak lazim aslinda.

Ferrer maca kotu basladi. Dolgolopov'un servisinde puan buldu bulmasina fakat bu sette sadece 1 servis kirma puani gordu ve onu da degerlendiremedi. Ferrer'in asil sorunu istedigi ritmi bulamamasiydi ki aslinda macta da ritm namina bir sey yoktu. Dolgolopov ya ekstrem vurularini iceri veya disari yollayarak kisa zamanda puani sonlandiriyor, ya bir iki vurus sonrasinda drop shot ile puani bitiriyor, bazen de rallilere girmeyi tercih ediyordu. Biraz abarti olacak ama bazen her puani farkli adam oynuyormus gibi hissettim. Oyununda pek tercih etmedigi seyin ise file onune gelmek oldugunu soyleyebilirim. Ferrer ikinci setin sonlarina dogru geri cizgide kalmak yerine insiyatifi eline almayi tercih edip arada file onune gelmeye basladi ki bu Dolgopolov'un huzurunu kacirmada biraz etkili oldu. Ancak ikinci setin basinda Ferrer kotu bir servis oyunu oynayip cogunlukla kendi hatalari ile servisini kirdirdi fakat bu noktadan sonra hem Dolgopolov'u rahatsiz etmeye basladigindan hem de macin basindan beri her molada buz torbasina sarilan Dolgopolov yorulmaya basladigindan mac Ferrer'in lehine gelisti. Arka arkaya 3 oyun aldi ve set de 6-3 bitti. Son set ise bir break farkla Ferrer'in oldu.

Kortta sahin gozunun olmamasi Dolgopolov'un canini yakti son oyunda. Ferrer mac icin servis atarken 30-30'da Dolgolpolov'un 2. servise yaptigi bir return buyuk ihtimalle iceri dustu ancak out karari geldi. Dolgopolov buna epey uzulse de yapilacak bir sey yoktu. Bir sonraki puanin da cok iyi bir drop shot sonucunda Dolgopolov'un olmasi Ukraynali oyuncunun oldukca kritik bir anda rakibinin servis kirmaktan oldugunu gosteriyordu. Mac, sonraki puanlari alan Ferrer'e gitti. Yine de hakedilmedik bir galibiyet diyemeyiz, bence Ferrer 3. seti daha iyi oynayan tarafti. Sicaktan cok etkilenen Dolgopolov'un ise bu maci atlatsa ise sonrasinda nasil dayanacagi bir soru isaretiydi bana gore.

Bu mac Federer'in bulundugu ceyrekteki kritik maclardan biriydi. Dolgopolov'un hala US Open'da iyi isler yapabilecegine inaniyorum. Bugun sira disi bir oyuncu ile ilk kez karsilasan Ferrer ise gecen hafta sadece 1 mac yapmisti sakatlik arasindan sonra. O nedenle burada bir kac mac daha yapabilecek olmasi US Open oncesi kendisi icin bir avantaj olacaktir. US Open oncesi sakatliktan donenler burada bir iki mac yapabilirlerse daha zevkli bir US Open izleyebiliriz. Bu anlamda geriye kalan maclardan Roddick - Stakovsky maci onem arzediyor. Onun sonucunu da Russell'dan aliriz artik. Ben daha fazla yazarsam yine dunku gibi sacmalayabilirim cunku :)

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Foto: Sicaaaaak!!



Bu sicaklarda tenis oynayanlar var. Sukretmek lazim bazen. (Fotolar: Eurosport)

ATP'den Sakatlıklar

- Uzuuuuun bir süredir kortlardan uzak olan Hırvat oyuncular Mario Ancic ve Ivo Karlovic, Amerika Açık'tan da çekildiklerini açıklamışlar.

- Ayağındaki sakatlıktan ötürü Toronto'dan son anda çekilen Fernando Gonzalez, Cincinnati'de de yok.

- Geçtiğimiz hafta Kohlschreiber ile oynadığı maç sırasında ilk setin başlarında puan sırasında ayağını çok kötü burkan ve kortun dışına çıkarken yürümekte zorlanan Janko Tipsarevic, Cincinnati'den çekildi. Ama, Amerika Açık'a hazır olacakmış.

- Hamburg'dan bu yana tendinit sorunlarıyla boğuşan Juan Carlos Ferrero, buna rağmen Umag'ı kazanmıştı. Ferrero, sonrasında Toronto'dan çekilmişti. Cincinnati'den de çekilme kararı almış. Sert kort sezonu, tendinitler için daha büyük sıkıntı olduğu için toprak kort sezonunda idare etse de, sert kortta riske etmek istememiş olabilir mantıklı olarak. Yine de Amerika Açık'ta oynayacağını düşünüyorum.

- Uzun bir sakatlığın ardından bu sene geri dönüşünü gerçekleştiren Avustralyalı Chris Guccione, Binghamton'dan ilk 2 maçını kazandıktan sonra çekilmiş ayağındaki sorunlar sebebiyle. Dönüşünden sonra ilk kez iyi bir turnuva geçiriyordu, ama sakatlığı bunun uzamasına izin vermedi.

Sharapova Montreal'de Yok

Saatler önce Cincinnati finalinde Kim Clijsters'a dramatik bir şekilde kaybeden Maria Sharpova, facebook sayfasından duyurmuş Montreal'dan çekildiğini. Şöyle demiş Sharapova:

"Another tough final for me today, I had my chances and did not take them. Kim is such a great champion and really showed it after the rain delay. I felt some pain in my foot late in the second set which kind of scared me so I have been forced to pull out of Montreal. I am hoping I just need a few days of rest."

Türkçesi:

"Bir başka zorlu final benim için, şanslarım vardı ama onları kullanamadım. Kim, harika bir şampiyon ve bunu yağmur arasından sonra gerçekten gösterdi. İkinci setin sonlarına doğru ayağımda beni endişelendiren bir acı hissettim ve bu sebeple Montreal'dan çekilmek zorunda kaldım. Umuyorum, ihtiyacım olan sadece birkaç günlük bir dinlenmedir."

Clijsters Yine Maç Puanı Çevirdi

Evet, yine diyorum, zira bu sene başında Brisbane finalinde de Henin'e karşı maç (daha doğru tabirle şampiyonluk puanı) çevirerek şampiyon olmuştu. Cincinnati finalinde bugün Maria Sharapova karşısında 3 adet şampiyonluk puanı çevirerek şampiyon oldu. Maçı 2. setin sonundaki yağmur arasından sonra açtım, izledim. Maria 6-2 5-3 öndeydi ve Clijsters servisinde 40-40 idi durum. 5-4'te servisi kırdı Clijsters, tiebreak'te de 0-3 geriden gelerek maçı final setine taşıdı. Tabii bu geri dönüşü yaparken dediğim gibi 3 de şampiyonluk puanı kurtardı. Son setin başında servis kırdıran Sharapova bir sakatlık molası aldı ve ondan itibaren rahat hareket edemediği belli oluyordu. Ama burada Clijsters'ın da payını vermek lazım. Son sette sağ ve sol diplere çok güzel yerleştirdi topları, Sharapova'yı yenmek için uygulanması gereken taktiği çok iyi gösterdi. Sharapova yine çift hatalardan muzdaripti, 11 çift hata yaptı Rus raket ama bu sefer bahane olamaz. Zira Clijsters da 10 tane çift hata yaptı maç boyunca. Üstelik Sharapova 7 ace ile bu çift hata sayısının fazlalığının biraz üstünü örterken, Clijsters bunu da yapamadı. Belçikalı maçı 0 ace ile tamamladı.

Ivanovic burada bir kıpırdanma gösterdi ama yarı finalde talihsizliğine yenik düştü ve 4. oyunda maçı bırakmak zorunda kaldı. Özbek raket Amanmuradova güzel bir hikaye oldu. Bu arada Amanmuradova demişken şu anektodu da aktaralım. O sırada yanılmıyorsam Radwanska-Sharapova maçı oynanırken, dış kortta oynanan Amanmuradova-Jankovic maçında Amanmuradova'nın yaptığı sürprizden bahsetti spiker. Yorumcu olarak bulunan Amerika Davis Kupası takım kaptanı Mary Joe Fernandez yorum yapmaya daldı ve Amanmuradova'ya Ukraynalı (!) dedi. Pes yani...

Bu hikayeden (turnuvadan) çıkaracağımız ders, geçen sene Amerika Açık serisiyle bomba bir geri dönüş yapan Kim'in, bu sene de geri dönüşünü yaptığı yerde iyi işler yapacağını belli etmesi oldu. Serena Williams'ın ayağıyla uğraştığını ve muhtemelen Amerika Açık'a tam olarak hazır giremeyeceğini göz önüne alırsak, son şampiyon Clijsters yine ağır favorilerden biri.

Toronto'da Sampiyon Murray

Oncelikle sunu soyleyeyim, Federer su an eminim "Madem kazanamayacaktim, finale niye geldim ki?" diye dusunuyordur. Soyle aciklayayim, gecen yil Federer Kanada-Cincinnati turnuvalarindan 1180 puan almisti. Simdi bu turnuvada 600 puan aldi. Haftaya gecen seneki puanlarini iyilestirmesi, hatta puan kaybetmemesi icin en az final gormesi lazim. Final goremezse 220 puan kaybedecek. Final gormesi ise 2 haftada 10 mac oynamasi demek. Federer en son ne zaman bir Grand Slam arifesinde 2 haftada 10 mac yapti ki? Hal boyleyken buyuk bir ihtimalle US Open'a 3 nolu seri basi olarak gidecek. 3 nolu seri basi olmasi da neyse de bu maci kazanmis olsa kendine guveni iyice tavan yapmis, kendisi de epeyce bir rahatlamis olabilirdi. Buna karsilik Murray'in bu hafta burada puanlarini korumasi gerekiyordu ve bunu da yapti. Federer yine gecen seneki ceyrek final -sampiyonluk tarifesi ile gidebilse daha iyi olurdu bence.

Maci izledim. Uzun uzun yazmak da isterdim ama yagmur aralari butun hevesimi kacirdi. Tam 4 kez tekrar basladi mac. Genel olarak soylenebilecek seyler Murray'in Avustralya Acik'taki kadar pasif kalmamasi, macta bazen sallansa da forehandinin yine o maca gore daha iyi calismasiydi. Ancak bana gore hala istikrarli bir bicimde atak yapamiyor, daha iyi olabilir. Federer ise ara ara parlasa da genel olarak kotuydu. Backhandini kac kez fileye takti sayamadim bile. Ilk servisleri giderek etkisizlesti. Bir de yagmur motivasyonunu etkiledi sanirim.

Onumuzdeki hafta heyecanli gececek. Ilk 5'te siralamasinin degismemesi garanti olan bir tek Nadal var sanirim. Dahasi ilk 5'teki oyunculardan Djokovic ve Federer'in korunacak final ve sampiyonluk dereceleri var. Ilginc bir hafta olacak.

15 Ağustos 2010 Pazar

Istanbul Challenger'da Final

Istanbul Challenger'da Marsel'in elenmesinden sonra ikinci macinda oldukca iyi bir mucadele ortaya koyan Haluk Akkoyun da elenince turnuvaya olan ilgimizi biraz kaybettik acikcasi. Marsel'i eleyen Kravchuk, bir sonraki macinda finalist Kukushkin'e elendi. Diger finalist ise turnuvaya korunan siralamasi ile katilan Fransiz Mannarino oldu. Final sonucunu alinca burayi editleyerek ekleyecegim. Derken Fransiz oyuncu Mannarino'nun 6-4,3-6-6-3 ile sampiyon oldugununu ogrendim. Gecen sene siralamada 88. siraya kadar yukselmis olan 22 yasindaki Fransiz oyuncu bu sonucla 60 basamaktan fazla bir sicrayisla ilk 150'ye girecek.

Ciftlerde ise Dustin Brown (benim Sac dedigim) ve Wassen ikilisi yari finalde Vemic-Friedl ikilisine elendi. Bu ikili finalde Battistone-Siljestrom ikilisini yenerek sampiyon oldular.

Cincinnati Ana Tablosu

Burada.

Kuraya baktigimiz zaman Nadal ile Federer'in ayni yariya dustugunu goruyoruz. Nadal'in ceyreginde Berdych var ki artik pilinin bitmis oldugunu tahmin ediyorum kendisinin. Ama hala enerjisi kaldiysa ceyrekte Nadal'i elemesi yuksek bir ihtimal. Onun disinda dikkat ceken isimler Cilic, Baghdatis ve Almagro. Almagro 3. turda gelecek ve bir set alabilir. Onun disinda Nadal'in Cincinnati'de tempoyu biraz daha yuseltip yari finale gidecegini dusunuyorum. Cincinnati'nin zemini Nadal'a daha ters geldiginden yari finale gitmek onun icin tempo yukseltmek olur.

Federer'in tarafinda ise Davydenko, Ferrer, Monfils ve Kohlschreiber dikkat cekiyor. Kohli ucuncu turda Federer ile oynayacak gibi ve zorlayabilir. Kohli'nin alternatifi Monfils ki onun da 1 set almasi sasirtici olmaz. Ceyregin diger tarafinda Davydenko'nun ustunu cizdigimizde geriye kalan en onemli isim bana gore David Ferrer. Ama onun da ilk tur maci sira disi adam Dolgopolov ile. Ikidir zor ilk tur kurasi cekiyor David. Eger ilk turda elenirse Federer'in onu ceyrek final maci anlaminda acilmis olur ve Federer Nadal yari finali gelir. Nadal'in zaten bu turnuvayi kazanmaya cok takilacagini sanmiyorum, cunku en sevmedigi zemin ve kazanmasi en zor turnuvalardan biri onun icin. Tam US Open oncei olmasa belki zorlardi kendini ama su kosullarda bunu yapacagini sanmam. Federer ise Nadal macini kazanip finale giderswe bu 2 haftada 10 mac eder ki bu onun icin cok cok fazla. Haliyle ben Federer'in 3. tur veya ceyrek finalde havlu atmasini buyuk bir supriz olarak gormuyorum. Bu ceyrekten eger Federer gelmezse final goren isim Nadal olacaktir.

Diger tarafta ise bekleneni veremeyen gencler Murray ve Djokovic var. Djokovic'in yolu Troicki, Isner-Nalbandian-Ljubicic (burayi tahmin etmek zor),sonrasinda ise Soderling veya dusuk bir ihtimalle orada ne aradigini anlamadigim Roddick ile kesisecek gibi gorunuyor. Bu yil pek cok kolay kura cektikten sonra nihayet bir tane zor kura gelmis diyecegim ama belli olmaz, saydigim isimler Djokovic'e gelmeden dokulebilirler. Oyle sansli bu adam. Nalbandian'in pilinin bittigini varsayarak Isner'in omzu iyilesebilmisse Isner-Soderling ceyrek finalinin olmasi kulaga mantiksiz gelmiyor. Yine de bu ceyrekten cikacak ismi kestirmek zor.

Murray ise sakatlar ordusu ile ayni ceyrege dusmus. Hatta soyle soyleyeyim, su an bu ceyrekteki isimlerden yakin donemde sakatlandigindan emin olmadigim isimler Fish, Berrer, Chardy ve Donald Young var. Kalanlar Gasquet, Gulbis, Verdasco, Robredo, Simon. Saka gibi. Bir de Youzhny ile Melzer var ki bu iki isim de bu yil bir ara yaptiklari cikislarin arkasini getiremediler. Murray rahat rahat yari finale gider.

Kimin kazanacagini tahmin etmek zor ama kazanmasi gereken (yani kazanmaya ihtiyaci olan) ismin Djokovic oldugu kesin. Ayrica ilk 4 icerisinde burada kazanmanin US Open'daki performansini etkilemeyecegini dusundugum de bir isim Djokovic. Gecen sene sonbaharda goruldugu uzere saglik sorunlari olmadiginda arka arkaya bir kac hafta iyi performans gosteriyor. Djokovic'in su an fiziksel bir sakatligi yok gibi ama hava durumu nedeni ile hala performansi yetersiz kalabiliyor. Murray bu hafta burada kendini yorarsa US Open'da ecen seneki gibi sakatlik sornunu yasayabilir. Bir ihtimal Nadal ilk 10'dan kimse ile karsilasmadan kupayi alir ama onun adi da kazanmak degil "ustune kalmak" olur.

Roddick'te Virus Bulundu

Andy Roddick gecen hafta kendini iyi hissetmedigini ve Toronto'ya katilmak yerine doktorlara gorunmeyi dusundugunu soylemisti. Gorunenlere gore endiselerinde hakliymis.

Roddick'te mono hastaliginin hafif bir turunu olusturan bir virus bulunmus. Roddick bu virusle son iki aydir bogusuyormus meger. Miami'de firtina gibi esen Roddick'in cimde bekleneni verememesini acikliyor gibi. Iyi haber Roddick'in hastaligin en kotu donemini atlattigi ve iyilesme surecinde olduguymus. Hastaligi zaten asiri ciddi bir durum degilmis ve US Open'a kadar iyilesmesi bekleniyormus.

Roddick virusun bulunmasinin kendisini en cok mental anlamda rahatlattigini soylemis. Normalde antreman yapip kosmayi sevmesine ragmen neden son zamanlarda bazi antremanlari atladigi ve formsuz oldugu ile ilgili endiseleri varmis ve bu sonucla kafasi oldukca rahatlamis.

Toronto'da Final

Final Murray-Federer olarak sekillendi.

Murray'in Nadal ile olan macini cogunlukla skor olarak takip ettim, oyunla ilgili yorumlari ise maci izleyen Russell'dan aldim. Macta en fazla goze carpan sey Nadal'in servislerinin kotu olusuydu. Basin toplantisinda sebebi soruldugunda gecen yil, verdigi aradan sonra servislere cok yuklenerek antremana basladigini ve karnini sakatladigini, bu nedenle bu sene antremanlarda servisine fazla calismadigini soylemis. Nadal'in servislerinin Wimbledon'daki kadar iyi olmadigini bir onceki postta yazmistim ve bu anlamda Murray'in daha sansli gorundugunu soylemistim ki dedigim oldu. Mac da aynen Avustralya Acik'taki gibi gecti. Nadal en iyi halinde degilse bile fena degildi, Murray ise cok cok iyiydi ve Nadal'dan biraz daha iyi oynuyordu. Nadal yine servis kirma puanlarini degenlendiremiyordu ki bunlarin birinde Murray'in cift hata yaptigini gormesine ragmen itiraz etmemis. Ikinci servise itiraz etmek zor olsa gerek, cunku sonrasinda ister istemez return yapiliyor ve itiraz icin gec oluyor. Nadal bunun sanssizlik oldugunu soylediyse de "Sadece bir puandi, butun maci degistirecek bir sey degildi" demis. Murray ise 4 numaradaki yerine korumak icin bu maci mutlaka kazanmaliydi ve kazandi da.

Diger mac ise Djokovic ve Federer arasindaydi. Hem sabahin korunde oldugundan hem de al birini vur otekine (formlarindaki belirsizlik anlaminda) iki isim arasinda oynandigindan bunu izlemedim. Setlerin hepsi yakin gecmese de mac genel anlamda cekismeli gecmis ve Federer kazanmis. Djokovic'in bu yil ilk 5 ile ilk karsilasmasi sonucta, ne olacakti ki? Federer de boylelikle 2 numaradaki yerine dondu.

Simdi onumuzdeki 2 hafta Federer ve Murray'in siralamadaki yeri acisindan onemli. Federer eger 2 numara olarak kalmak istiyorsa gorunuse gore en az 1 final ve 1 kupa almali veya Djokovic'in kurada sanssiz olmasini beklemeli ki bu kismen olmus gibi gorunuyor. Murray'in ise Soderling'in performansina da bagli olarak korumasi gereken 1600 puani var. Yani yarin mutlaka kazanmak isteyecektir. Ilk 4'un diger isimlerinden Nadal rahat, cunku bir numarayi kaybetmesinin yolu yok gibi. Djokovic'in ise ilk dordun hangisi ile karsilasacak olmasindan cok daha buyuk sorunlari var su an. Fiziksel durumunu en iyi noktaya getirebilmek gibi.