23 Nisan 2011 Cumartesi

Bizim Çocuğumuz

Özellikle twitter düzleminde Marsel'den hep "çocuk" diye bahsediyorum, hatta bahsediyoruz, takip edenler farkındadırlar. Madem bugün 23 Nisan, ben de bu çocuk lafı benim dilime nereden takıldı onu anlatayım dedim.

Sene 2010. Zamanlardan Avustralya Açık zamanı. Ben o zaman asistanlık sınavını geçmişim, atamamı bekliyorum. Keyfim iyi yani. Maçları izliyorum ama ben ailemin yanındayken genelde TV'den herkesin ilgisini çekmeyen şeyleri pek izleyen biri değilim. O nedenle çoğu maçı bilgisayardan takip etmiştim ama o gün Roddick-Gonzo maçı var, kaçacak maç değil. Ben de kendimi aşıp mutfak televizyonundan izlemek için mutfak masasına tünemişim, minik adamlara bakıyorum.

Annemle babam da tenisi yakından takip etmiyorlar ama Marsel'den haberleri var tabi. Ben TV'yi izlerken babam yanıma geldi, baktı baktı ve sordu "Bizim çocuğumuz mu?" diye. Ben de "Yok, başkalarının çocukları" dedim. Ama babamın "bizim çocuğumuz" lafına çok ısınmıştım duyduğumda. Bu çok kullandığım çocuk lafı da oradan gelir.

Bu da böyle bir anımdır...

23 Nisan kutlu olsun!!

Video: Kortta Hareket 101

22 Nisan 2011 Cuma

Venus'ten Tenis Dersleri


Ders verdiği Bryant McKinnie Amerikan Futbolu oyuncusuymuş. Geçtiğimiz hafta sonunda da oynamadığı halde izlemek için ABD Fed Cup takımıyla birlikte Almanya'ya gitmişti. Canı sıkılıyor olsa gerek.

Moya'nın Bebesi

Ekleme: Miniğin Miami'de maç izleyen halini Moya tivitlemişti.



Federer: "Rockçıyım Ama Herkes Bilsin Yani"

Stuttgart ve Fas Raporu

Stuttgart'ta yarı final eşleşmeleri biraz önce sona eren Radwanska-Barrois maçıyla belli oldu. Barrois turnuvaya wildcard ile gelip Safarova ve Bartoli gibi önemli isimleri elemiş ve "Umarım annem daha iyi hissediyordur" demişti beyin tümörü sebebiyle sağlık durumu ciddi olan annesine atfen.

Ama bu kez sürpriz olmadı, Radwanska iki sette kazandı. Yine de izleyebildiğim bölümlerde güzel bir oyun oynamayı başardı Barrois. Stil itibariyle çok değişik bir oyuncudur ve severim de. Bütün zeminlerde aynı oyun stiliyle oynamayı başarabiliyor ve bu da ayrıca takdir edilesi. Bugün de çok çeşitli oynamaya çalıştı ama geri çizgi oyununda çok başarılı olan Radwanska oyunu büyük oranda oraya yığınca maçı kazanmayı başardı.

Goerges-Lisicki bir başka çeyrek final maçıydı. Lisicki'nin Li ile bir önceki turda oynadığı maçı izlemiş ve çok beğenmiştim. Benim o uzun sakatlığından sonra gördüğüm en iyi maçıydı açık ara. Goerges karşısında da galibiyet bekliyordum ama olmadı. Lakin bu Lisicki'den değil, Goerges'ten kaynaklıydı. Lisicki yine iyi oynadı ama karşıda da en az onun kadar iyi oynayan ve çok yüksek yüzdeyle ilk servisini oyuna sokan bir Goerges vardı. İzlemesi çok keyifli bir maç oldu.

İzleyemediğim diğer maçlarda Stosur ve Wozniacki; rakipleri Zvonareva ve Petkovic'i geçip yarı finale yükselen isimler oldular. Wozniacki, Petkovic'ten Miami rövanşını da almış oldu böylece. İlk sette 4-1 geriye düştükten sonra üst üste 10 oyun kazanarak 6-4 5-0 öne fırladı ve maçı da 6-4/6-1 ile bitirdi. Stosur ise son set tiebreak'iyle güldü Zvonareva karşısında.

Fas'ta da vasat bir turnuva var. Tek ilgimi çeken Safina orada. İlk iki turu çok çok rahat geçti ve çeyrek finalde de Anastasia Pivovarova ile oynayacak. Safina da Pivovarova da twitter'ın müdavimlerinden ve dün oynanan El Clasico'da ikisi de Real Madrid'i destekliyorlar ve Cristiano Ronaldo'ya olan hayranlıklarını dile getiriyorlardı. Turda Real Madrid destekçileri görmek güzel. Bu iki sempatik kızdan (Real Madrid'i sevmeleri bile tek başına sempatik olmaları için yeterli, evet) kim kazanırsa kazansın iyidir, kazanan yürüsün kupayı da alsın. Zaten Safina yapacak gibi duruyor bunu. Hayırlısı...

21 Nisan 2011 Perşembe

Fognini-Vagnozzi Maçında Şüphe

Yine bahis şüphesiyle karşı karşıyayız. Bu sefer işin içine ATP de girmiş ve soruşturmaya başlamış.

Barcelona'daki turnuvanın ilk turunda Fabio Fognini ile elemelerden gelen Simone Vagnozzi ilk turda karşılaştılar. İlk seti 6-2 ile aldı Fognini ve ikinci sette de erken servis kırıp 2-0 öne geçti. Maçtan önce 1.30-1.40 olan oranı ikinci setin başlarında yükselmeye başladı ilk seti almasına rağmen. İkinci sette 6-2 2-1 öndeyken Vagnozzi 1.60'lı oranlara gelip maçın favorisi konumuna geldi. Üst üste oyunlar kaybeden Fognini 4-2 gerideyken maçı bıraktı.

Fognini 6-2 2-1 ile öndeyken bir bahis sitesinde bir üyenin 60 bin avroyu Vagnozzi'ye oynadığı görülüyor 1.60'lık orandan. 30 bin doların biraz üstünde bir kar demek bu. Maçı izleyenler Fognini'nin gerçekten sakat gibi gözüktüğünü söylüyorlar ama İtalyanlar o kadar sabıkalı ki, şüphelenmemek elde değil. Bir şey çıkacağını sanmıyorum ve bu maçta da bir şeyler dönüp dönmediğinden açıkçası emin değilim ama bazen çok bariz şeyler oluyor. ATP'nin ucundan da olsa bunları eşelemeye başlaması güzel. Umarım devamı gelir.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Foto: Sadece Bize Özgü Değilmiş

Türkiye'ye gelen yabancı futbolcunun eline gazeteyi sıkıştırıp kocaman manşetten dayamak bize özgü değilmiş. Bu hafta Barcelona'da oynayan Soderling'in El Mundo Deportivo'daki röportajı...

Video: Berdych'i Kim Zehirledi???

Olay anının videosu...

Foto: Rafael Nadal Roland Garros Cicileri





19 Nisan 2011 Salı

Foto: İrtifa Farkı


Barcelona Dökülüyor

İlk turlar tamamlanırken tenisçilerin önemli bir kısmı gazi oldular.

Maçlarından çekilen bir çok isim var. Bugün Starace 3. setin 2. oyunu sonunda çekilince Ginemo-Traver Nadal karşısına çıkacak isim oldu. Geçen hafta yine 2. tur maçından çekilen Riba bugün ilk setin sonunda çekildi. Rakibi Nishikori idi ve ikinci turda karşılaşacağı Berdych de turnuvadan çekildi. Şanslı kaybeden olarak Rui Maschado geldi onun yerine. Nishikori'nin bu şansına maşallah diyorum, adam gibi yorulmadan çeyrek finali görecek. Çekilen bir başka seribaşı isim ise Andy Murray. Nadal'ı antreman oyununda yenmeye kasarken pert ettiği dirseği istediği durumda değilmiş. Tam da ivmesini alırken kötü oldu bu. Dün oynanan maçlarda ise Fognini çekilmişti.

Hep mi kötü haber var derseniz, Russell'ı yakından ilgilendiren bir iyi haberimiz var. Bildiğiniz gibi her normal tenis sever Djokovic baskılı yastığına sarılıp uyurken bizim Russell Ferrero bez bebeğine sarılıp uyur. İşte o Ferrero, Russell'ın biricik Brad Pitt görünümlü toprak kort canavarı bugün kortlara döndü ve ilk tur maçını da Malisse'yi 64-62 yenerek kazandı. Duyumlarımıza göre Ferrer de idolü ve de kankası Ferrero'yu izlemeye gelmiş, duygusal anlar yaşanmış falan...

Bugün başka çekilme olursa eklerim. Bir de eğer bir seri başı isim daha isim oynamadan çekilirse Marsel 2. turdan tabloya dahil olacak. Evine dönmedşyse tabi çoktan...

Soderling, gözüm üzerinde...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Foto: Barcelona'da Hayat

Bu aralar en iyi bunu yapıyorlar galiba...

İmece

Milos burada, kankası nerede???

... peki

Haftanın Teselli Köşesi

Monte Carlo finalinin benim için kazan-kazan maçı olduğunu söylemiştim. Ama tabi her kazanan olduğunda bir de kaybeden olduğundan aynı zamanda da bir kaybet-kaybet maçıydı. Kaybedene teselli postu yaparım demiştim. Yapıyorum da.

Ferrer sürekli üst basamaklarda takılmasına rağmen turun hakkında az şey bilinen adamlarından biri. Bir çalıştırıcısı ile olan dialoğunu biliyoruz biraz. CNN de bunu farketmiş ki bir Ferru haberi yapmış. Ferrer kendisini top deposuna kilitleyen antrenörünü, kız arkadaşını, babasını, anasını ve de danasını da alıp kamera karşısına geçmiş.

Heyecanla izliyoruz...

Haftanın Kendini Bilmezleri

Bu hafta Monte Carlo'da iki tane kendini bilmez tespit ettim. Hemen paylaşıyorum.

Birinci kendini bilmezimiz Jurgen Melzer. Ferrer maçı öncesinde "Federer'i yendiysem herkesi yenebilirim" dediğinden daha önce de bahsetmiştik ama kendini bilmezliği bununla sınırlı kalmamış. Kalkıp bir de Ferrer için "Onu Paris'te geçen sene öldürmüştüm, umarım bunu hala hatırlıyordur" şeklinde ibretlik bir beyanat da vermiş. Ferrer sadece 5 oyun vererek tam bir Ivan Drago oturuşu yaşattı Melzer'e.

Bir diğer kendini bilmez de Novak Djokovic. Kendisi Nadal-Murray maçının başlama saatinin yarım saat sonrasına imza organizasyonu koymuştu. Gülme seslerini duyar gibiyim... Be adam, senden imza alacak insanlar muhtemelen tenisi de seviyorlardır ve Nadal-Murray maçını da merak ediyorlardır. Nedir bu "Ya onlar ya ben?" tavrı? Bir ilgi manyaklığı, bir karşıya dükkan açmacılık? Yap şu organizasyonu maç sonrası insanlar maçını da izlesin imzasını da alsın. Bazen bu çocuğun Sırcan'ın çok fazla etkisinde kaldığını düşünüyorum.

ATP'de Rakamlarla Geçen Hafta

- Üst üste turnuva kazanma rekoru 7 kupaya çıktı.

- En fazla Masters kazanma rekoru 19 kupaya çıktı.

- Ferrer Masters turnuvalarında 100 galibiyete ulaşan 11. aktif oyuncu oldu.

- Nadal Masters seviyesinde 200. galibiyeti Monte Carlo finali ile kazanmış oldu.

Monte Carlo: Şampiyon Nadal

Monte Carlo finalinde Nadal, Ferrer'i iki sette geçerek buradaki üst üste yedinci şampiyonluğunu aldı ve tarih yazdı. Daha önce bir turnuvayı yedi kez üst üste kazanan yok.

Hafta boyunca olduğu gibi yine iyi oynamadı Nadal ama karşısında da kendini aşan bir Ferrer olmayınca yakın geçen iki sette işi bitirmeyi başardı. Dün Murray'e karşı oynadığı üç saatlik maçtan sonra bugün biraz daha agresif, toplara sert vurabilen Soderling, Berdych tarzı bir oyuncu olsa çok zor durumlara düşebilirdi ama rakipten yana da bir şansı vardı. Ferrer'in şutlarında güç eksikliği olduğu için fazla da zorlayamadı.

Sezonun ilk toprak turnuvası ve şimdiden Rafa "çok çok yoruldum" demeye başladı ki pek de hayra alamet değil bunlar. Avustralya Açık'tan sonra aldığı bir aylık araya rağmen fiziksel açıdan hala hiç de hazır gibi durmuyor. Normal bir Nadal'ın iki gün üst üste üç saati hiç yorgunluk belirtisi göstermeden çıkartabileceğini biliyoruz ama daha dünkü 3 saatlik maç sonrası şikayetçi oldu bu konudan, ki bugün de 2-2.5 saat arası bir maç oynadı ve eminim epey yorgun hissediyor kendini. Buna rağmen Barcelona'ya katılacağını söyledi. Aslında büyük hata diyemem. Bu sorun oynamadan düzelecek bir sorun olsa o verdiği 1 aylık aradan sonra düzelirdi muhtemelen. Belki oynamak daha iyi gelir. Bilemiyorum, göreceğiz... İlk maçını çarşamba günü oynuyor orada ve muhtemelen çeyrek finale kadar oynayacağı ilk iki maç antrenman havasında geçecek.

Ferrer de burada topladığı puanlarla 6. sıradaki yerini iyice sağlamlaştırdı. Bir mucize olmazsa bu sezon 5 ya da 6. sırada bitirecektir.