Erkeklerde, kadınlarda olduğu gibi ilk 2 tur maçları tamamlanamadı henüz. Tablonun alt tarafında 2. tur maçları tamamlandı; üst tarafta ise 2. tur maçları bu akşam oynanacak. Tablonun alt tarafında dün oynanan maçların üstünden geçelim önce, sonra üst taraftaki kurayı yorumlarız.
Nikolay Davydenko'nun çeyreğinden başlayalım. Sakat dendi, hazır değil dendi, ilk maçında Gulbis sürprizine kurban gider dendi; ama olmadı. Geçtiğimiz hafta Memphis'te ilk tur şampiyonluğunu kazanan Gulbis karşısında 6-4'lük iki setle galip geldi Davydenko. Maça hızlı başlayan taraf Gulbis'ti aslında; ama ilk 3-4 oyundan sonra Davydenko açıldı, servisleri rayına soktu. Agresif oynayan Gulbis de kendi ortalamasının bile çok üzerinde basit hata yapınca, iyi servis attığı bir günde bile 3 kez servisini kırdırdı Davydenko'ya. Maçın sonlarında geri dönmek için ufak bir şansı olsa da, Davydenko soğukkkanlığını koruyarak buna izin vermedi. Davydenko'nun 3. turdaki rakibi olan Troicki, ilk maçını Cuevas karşısında 1-0'la kazandı. Yanlış duymadınız, 1-0'la. Cuevas, sakatlığı sebebiyle maçı 2. oyunun ilk puanından sonra bıraktı ve Troicki sadece 4 dakika kortta kalarak bir üst tura geçti. Dün Gulbis karşısında medical time-out kullanarak turnuva öncesinde çıkan sakatlık haberlerini bir anlamda doğrulayan Davydenko karşısına dinlenmiş olarak çıkmak Troicki'ye bir şans yaratabilir belki. Bu çeyrekteki diğer 3. tur eşleşmesi Berdych ile Verdasco arasında oynanacak. Berdych, Serra'yı 3 sette; Verdasco, elemelerden gelen Ramon Delgado'yu 2 sette geçti. Verdasco'yu ben yine hiç beğenmedim ama. Ben Verdasco'yu aylardır beğenmiyorum ya, neyse.
Bir alt çeyrekte geçtiğimiz hafta Amerika Davis Kupası takımı için birlikte mücadele eden Isner ile Querrey karşılaşacak. İki oyuncu da set bırakmadı maçlarında ve iki oyuncu da çok formda. Ama Isner'in form grafiği, Querrey'in bir adım daha önünde. Isner'in kazanacağını düşünüyorum. Altta ise Ancic ile Nadal oynayacak. Bu turnuvayla birlikte geri dönen iki oyuncu diyebiliriz. Aslında, Nadal'ınki tam geri dönüş sayılmaz; sadece 1.5 aylık bir ara verdi ama Ancic 1 yıllık aranın ardından kortlara geri döndü bu sezon. İlk birkaç ay, 2-3 future ve challenger turnuvasında oynayıp pek iyi sonuçlar alamamıştı. Buraya da PR kullanarak geldi. İlk iki turu geçip Nadal'ın karşısına dikilmesini hiç beklemiyordum. İlk turda Reynolds, ikinci turda Benneteau'yu ilk seti kaybettiği maçlarda yenmeyi başardı. Sakatlığın ardından ilk kez kortlara çıkan Rafa hakkında konuşmak için çok erken. Dünkü maçta inanılmaz bir rüzgar vardı ve kortta iki oyuncu iyi oynamaktan çok, topu sağ salim bir şekilde karşı kortun içerisine düşürmeye, servislerini ne şekilde olursa olsun oyuna sokmaya çalıştılar. Nadal 6-4 6-4 ile kazandı. İlk sette 5-1'den sonra üst üste 3 oyun kaybettiği periyotta feciydi; onun dışında maçı kazanmasına yetecek kadar oynadı. Ama bazı puanlarda hareketlerinin ve reflekslerinin yetersizliği görüldü. Bu maça mahsus bir durumdur belki de, ilerleyen maçlarda açılabilir. Bekleyip göreceğiz. Ancic ve Querrey/Isner maçları hareketliliğini, hızını test için güzel fırsatlar. 3 oyuncu da agresif, sert oynamayı seviyorlar ve muhtemelen normalden fazla koşmak zorunda kalacak olan Nadal'ın buna nasıl bir reaksiyon vereceğini göreceğiz.
Erkeklerde turnuvanın ilk sürprizi ise, Guillermo Garcia-Lopez'den geldi. 3 hafta önce Marsel'in 2 sette çok rahat geçtiği Garcia-Lopez, bu sezona harika giren Cilic'i 7-6 6-0 ile geçerek büyük sükse yarattı. Nadal'ın maçı başlayana kadar ilk seti izlemiştim ve Garcia-Lopez gerçekten iyi oynuyordu. İlk sette servis kırarak öne geçti 6-5 ile Cilic ama 30-30'da inanılmaz bir voleyi kaçırdı, arkasından servis kırdırdı, arkasından tiebreak'i kaybetti. İzleyemediğim ikinci sette de bu travmanın ardından performansı bir hayli düşmüş olsa gerek, bagellenerek Indian Wells'e veda etti. Kıssadan hisse; Marsel, Cilic'i yenebilir... Garcia-Lopez'in rakibi, Brezilyalı Thomaz Bellucci. Bellucci, aslında bir toprak kort spesyalisti, ama sertte de çok kötü değildir; üstelik ilk maçını da oynamadan kazandı Moya karşısında. Moya, ayağındaki sakatlığı sebebiyle maça çıkamayacağını bildirdi yetkililere. Bir altta, Ferrero-Monaco eşleşmesi görülüyor. Bu ikili bu sezon toprak kortta iki kez oynadı ikisinde de galip çıkan Ferrero'ydu. Üstelik Ferrero, toprak kort dışında çim ve sert kortta da gayet iyi oynarken, Monaco'nun toprak dışındaki performansı pek iç açıcı değil. Ferrero ve Bellucci sevdiğim, desteklediğim oyunculardır. Hem mantığım, hem gönlüm ikisinin 4. turda karşı karşıya geleceklerini söylüyor. Çeyrek final tahminim ise Ferrero.
Djokovic'in çeyreğinde de ilginç işler oldu. Djokovic, dün gece Mardy Fish ile oynadı. Çok geç olduğu için izleyemedim ama sabah kalkıp skoru gördüğümde birkaç saniye duraksadım. Djokovic maçı kazanmış ama ikinci seti 6-0'la kaybetmiş. Tabii, kazandığı iki setin skorunun 6-1 ve 6-2 olduğunu da belirtmek lazım. Kadınlarda olur böyle skorlar çok da, erkeklerde pek alışık değiliz. Djokovic, 2 numara olduğundan beri kötü oynuyor; ama ona rağmen bu seneki grafiği kağıt üstünde ortalama devam ediyor. Kendini toparlamazsa işi zor ama, bunun farkına varması gerek. 3. turda Kohlschreiber ile oynayacak, ki Kohlschreiber, Djokovic'e sürpriz yapmayı sever. Geçen sezon Roland Garros'da 3 sette yenmişti Djokovic'i Alman. Bu çeyreğin diğer ucunda Gilles Simon, elemelerden gelen Arjantinli Brian Dabul'a kaybetti. Simon bu sene oynadığı maçlarda henüz set kazanmayı başaramadı. Sezonu da geç açmıştı zaten sakatlığı sebebiyle, sanırım hala tam anlamıyla hazır değil. Dabul'un rakibi, 2. turda 17'lik Ryan Harrison'ı iki sette geçen 32'lik Ljubicic olacak.
Sadece ilk tur maçlarının oynandığı tablonun üst tarafına da şöyle bir göz atalım. En fazla dikkatimi çeken şey, Soderling'in zor kurası. 2. turda Korolev ile oynuyor; 3. ve 4. turda sırasıyla Feli Lopez ve Tsonga muhtemel rakipleri. Tsonga da Soderling de çok güvenilir adamlar değil. Bu çeyrekten kim gelirse gelsin şaşırmamak lazım. Murray'nin kurası da çok kolay değil. Çeyrek finale kadar; Seppi, Andreev, Karlovic, Ferrer ve Blake gibi raketlerle oynama ihtimali bulunuyor. Ama, Avustralya Açık sonrası oynadığı tek turnuva olan Dubai'de ikinci turda kaybeden Murray'nin işi sıkı tutup burada bir sürprize mahal vermeyeceğini tahmin ediyorum. Üstelik geçen sene burada final oynamış ve koruması gereken 600 puanı varken (bunun hemen ardından başlayan Miami Masters'ı da geçen yıl şampiyon bitirmişti ve oradan da 1000 puanı korumaya çalışacak, iyi hazırlanarak geldiğini tahmin ediyorum Amerika'ya bu sebeple).
Federer'in bir altındaki çeyrek ziyadesiyle karışık. Monfils, Nalbandian, Melzer, Tipsarevic, De Bakker ve Roddick. Hepsi iyi oyuncular. Nalbandian ve Roddick en öne çıkan ikili ama Tipsarevic ve Monfils'in de ciddi anlamda çeyrek şansları var. Melzer ve De Bakker de favori raketlerin önüne taş koyabilecek kapasiteye sahipler. Federer'in çeyreği ortalama zorlukta. İlk maçında Hanescu ile karşılaşacak bu gece Federer. 3. turda muhtemelen Baghdatis; 4. turda da Robredo/Stepanek'ten biriyle oynayacak. Federer, Avustralya Açık'tan beri ilk kez korta çıkıyor bu turnuvayla birlikte. Ne kendi çeyreğinde Baghdatis, Stepanek'e; ne de bir alt çeyrekten gelecek Nalbandian, Roddick'e falan kaybedeceğini düşünmüyorum. Mesela, tablonun alt tarafında Djokovic-Nadal yarı finali oluşması bana göre zor bir ihtimalken; tablonun üst tarafında Federer-Murray yarı finali olmazsa, benim için sürpriz olacak. Şampiyonluk favorim de Federer şu an için.