15 Ekim 2010 Cuma

Foto: Ne Kadar Ekmek O Kadar Kofte


Uzun bir sureden sonra ilk kez ceyrek final goremeden elenen Nadal ekonomi sinifinda ucarken...

(Foto: Nadal Facebook)

Foto: Sansli Cocuk




Ileride tenisci olursun artik ha?

(Fotolar: Moya Twitpic)

Londra Yolcusu Kalmasın

Kasım ayının sonundaki sezon sonu şampiyonası için kadro belli oluyor. Nadal çook önceden garantilemişti zaten. Arkasından Federer ve Djokovic de gecikmemişti. Dün Chardy'i mağlup eden Murray de garantiledi Londra'yı. Yarın Federer'i mağlup ederse Soderling de resmi olarak sezon sonu şampiyonasına gitmeyi garantileyecek ama bunu yapamasa bile sorun değil. Oynayacağı turnuvalar var daha. Yani şimdiden 5 oyuncuyu garanti sayabiliriz.

Arkası biraz daha karışık. 6. Berdych ile 9. Verdasco arasında 500 puanlık bir fark var. 10. Youzhny, 11. Melzer... Berdych çok formsuz ama aradaki puan farkı çok fazla. Mutlaka birkaç galibiyet alıp garantileyecektir işini Çek raket. Bu formuyla sezon sonu şampiyonasında ne yapar bilemem ama slam finali oynamış biri olarak orada olmayı hak etti. Son 2 spot içinse büyük bir savaş var. Ferrer-Roddick-Verdasco-Youzhny-Melzer-Tsonga arka arkaya sıralanıyor. Onlardan arkası için şans yok gibi bir şey. Ferrer ve Melzer bunların aralarındaki en formda oyuncular. Ferrer'in de ben kalacağını düşünüyorum. Valencia ve Paris'te çeyrek final yapması yeterli olacaktır, ki şu haliyle yapar gibi görünüyor. Özet olarak, benim için bu 7 isimden birinin olmaması sürpriz olur. 8. spot için adam seçmek çok zor. Roddick, Shanghai'da sakatlığı sebebiyle maçı bıraktı. Verdasco 3 maç arka arkaya kaybetti. Youzhny 2 maç arka arkaya kaybetti. Vee, böylece Melzer'e gün doğdu. Roddick ile Melzer arası 905 puan. Melzer, yarın Monaco'yu yenerse bu fark 180 puan daha azalacak. Bence Melzer için çok kilit bir turnuva. Burada ne yapıp edip final oynaması gerekiyor iyi kurayı bulmuşken. Final oynayıp kaybederse farkı 500'e indirecek son spot ile arasındaki. 1 hafta ara alıp sonrasında arka arkaya Viyana, Basel ve Paris'te oynamayı planlıyor. Açıkçası puan farkı biraz daha az olsa şu oyunuyla yazardım Melzer'i ama puan farkı cidden biraz fazla. Ama öte yandan Roddick ve Verdasco çok ama çok kötü görünüyorlar... Dediğim gibi bir şey demek çok zor. Yine Paris'e kadar son 2 spot hakkında çok kesin konuşamayacağız gibi görünüyor.

Benim dileğim şudur;

1- Nadal
2- Djokovic
3- Federer
4- Murray
5- Soderling
6- Ferrer
7- Berdych
8- Melzer

Bir de sezon sonu şampiyonasını kazanmasını istediğim tenisçinin ismini vereyim. Nadal veya Djokovic. Afiyet olsun.

Ne Dediler?

Shanghai'da dünkü 3. tur maçları sonrası oyuncuların yorumları:

Nadal; "Benim için bir sürpriz değil. İyi oynamadım. Kortta kendimi yavaş hissettim ve her zaman olduğundan daha fazla basit hata yaptım. Genel olarak, her zamankinden daha fazla yorgunum fiziksel ve mental olarak. Her hafta kazanmayı bekleyemezsiniz. Bu yıl bütün her şeyi başardım."

Melzer; "İlk birkaç oyundan sonra rahat hissetmediğini anladım. Top oyundayken bazen hatalar yaptı ve backhand'ini çok sık fileye taktı. Eğer bu şekilde oynarsam, agresif olursam ona ritim vermeyerek bir şans bulacağımı düşündüm."

Federer; "Zor bir maç bekliyorum Soderling'e karşı. Ona karşı harika bir istatistiğe sahip olsam da ona büyük saygı duyuyorum ve yarınki maç için gerçekten heyecanlıyım. Servisini etkisiz hale getirmeye çalışıp forehand ve backhand taraflarında sert vurmaya çalışacağım."

Murray; "Baskı altında iyi servis attım. Maça iyi başlangıç yapmam gerçekten çok ama çok önemliydi çünkü karşımda çok değişken bir oyuncu vardı. Bazı kısımlarda harika oynayabiliyor. Bu sebeple liderliği erken almam önemliydi ve bunu yapmayı başardım."

Djokovic; "Gasquet'nin nasıl hissettiğini bilmiyorum (sakat gözüküyordu, sakatlık molası da aldı maç sonrasında, buna atfen söylüyor) ve bunu umursamadım da. İyi giriş yaptım. Baskıyı üzerine kurdum ve agresif oynuyordum. Ona maça geri dönmesi için şans vermedim."

Djokovic'in konuşmalarını okuyunca direk Ivan Drago geldi aklıma. Çok acımasız konuşmuş Novak. :)

14 Ekim 2010 Perşembe

Shanghai'da Çeyrek Finaller

Fena bir turnuva olmuyor. Dün ilk kez tamamen izleme şansı buldum maçları.

Melzer, dünya 1 numarası Nadal'ı 3 sette elemeyi başardı. 3. hafta üst üste oynayan Nadal özellikle son sette çok bitkin göründü. İlk sette muazzam bir Melzer vardı, ki 6-1 ile skor tabelasına da yansıdı bu. Ama ondan sonra oyun seviyesi düştü Melzer'in. Muhtemelen diri bir Nadal olsa üçüncü seti alamayacaktı ama bu yine de Avusturyalı'nın harika bir maç çıkardığı gerçeğini değiştirmiyor. Sezon sonu şampiyonası için olan ümitlerini korudu böylelikle Melzer. Bugün çeyrek finalde Monaco'yu da yenerse yarı finalde muhtemelen Tsonga'yı mağlup edecek Murray ile kilit bir maça çıkacak. Britanyalı, 3. turda Chardy'i iki sette rahat geçmişti.

Turnuvanın en iyi oyunu Djokovic'ten geldi. Sırp raket breadstick yaptı 2 tane, evinde gönderdi Fransız Gasquet'i. Gasquet'nin kötü oyunu da vardı ama Djokovic nefes bile aldırmadı agresif oyunuyla. İstikrar sorunu, hastalık-alerji sorunları derken sezonu 2 numarada bitirmek için emin adımlarla ilerliyor. Eğer servisini geliştirmeyi başarırsa önümüzdeki sene sert kortlardaki slam'lerin favorisi olur rallilerdeki üstünlüğüyle. Çeyrek finalde Berdych'i yenen Garcia-Lopez ile oynayacak. Takılacağını sanmıyorum.

En büyük çeyrek eşleşmesi Federer-Soderling. İkisi de iyi tenis oynuyor bu turnuvada. Özellikle Soderling bence Roland Garros sonrası düşüşteydi ve geçen hafta da düşüşü devam ediyordu. 3. turda geçen hafta Beijing'de 6-2 6-4 kaybettiği Ferrer'i 6-4 7-5 ile geçti ve son zamanlardaki en iyi tenisini oynadı. Ferrer demişken o da Londra için bir hayli avantajlı konuma geldi Youzhny, Verdasco ve Roddick'in erken turlarda kaybetmesiyle. Çok büyük ihtimalle sezon sonu şampiyonasında göreceğiz onu. Federer'de ise büyük bir değişim yok. Servis yüzdesi daha iyi ve hareketliliği biraz daha iyi görünüyor. Dinç olsa gerek İsviçreli. Soderling'i yeneceğini ama yakın bir maç olacağını düşünüyorum, eğer Soderling bu sefer servisini bulabilirse.

Bir de güzel haber. Cumartesi ve pazar yarı final ve final maçlarını yayınlayacak NTV Spor. Hem yarı finaller, hem de final TSİ 09.00'da başlayacak.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Durun, Kavga Etmeyin!

Bugunlerde Twitter takipcilerinin dikkatini ceken bir tartisma var. Dun Andy Murray ve oyun arkadasi Vallverdu ile Nadal ve Monaco'dan olusan takimlar arasinda PES maci oynandi. Tartismalar da Murray'in "2-2 bitti ve cok yakin gecen maclar oynandi, ama sanirim daha iyi olan takim bizdik, hahaha" yazmasiyla basladi.

Bunun uzerine Monaco Murray'e "Haydi oradan, nereden 2-2 oluyormus 2-1 biz kazandik iste" seklinde bir mesaj yolladi. Sonra Murray "Yek yea! Kurallar sizin koydugunuz kurallar, onu sayma, bunu sayma oh ne ala!" mealinde bir mesaj atti. Monaco da "The rules are the rules, had agreed that there was no tie and no penalties !! you cannot be seriuos mannnnnnn" diyerek "Bastan anlasmistik kurallarda, sonradan yan cizme!" seklinde itiraz etti. Murray kaybedince "total futbol"a geri mi dondu nedir, her neyse de Moya bile dahil oldu konuya. Tartisma o kadar buyudu ki bugun basin toplantisinda Nadal'a soruldu, o da beklendigi gibi; "Orada olan herkes bizim kazandigimizi biliyor zaten, Murray bunu kabul etmiyorsa daha da onunla oynamam" dedi. Inanmazsaniz kendiniz dinleyin;



Murray'in PS askinin kiz arkadasina duydugu asktan daha fazla oldugu ve kizcagizin bunu kabullenip geri dondugu biliniyor. Nadal ise "I love competition" adami zaten, her turlu yarismaya delicesine asiliyor. Videodaki ciddiyete dikkat. Bir adim geri atmaz. Monaco'nun da ondan kalir yani yok herhalde. Hal boyle iken normalde iyi gecinen bu uclunun arasina kara kedi girerse gercekten komik olur.

Cocuklar, akilli uslu oynayin, keserim PS'inizin kablosunu!

Ekleme: Heh..Sunu atlamisim;

http://www.shanghairolexmasters.com/English/news/50/428.html

Andy'den Rafa'ya satasma var! :)

Bir de Pico, Rafa... "Penalti kullanmayi bilmiyoruz" ne demek ya? Ogrenin de gelin!

Marsel'e Yagmur Engeli

Dun yazdigim yazinin basligini olumsuz atmis da olsam, devamini olumlu getirmistim. Ama malesef isler umdugum gibi gelismedi ve Marsel malesef son seti tie-break ile kaybederek turnuvaya veda etti.

70 milyonun kalbini kirmayi goze alan Bellucci ise kotu karmadan etkilendi. 2. tur maci icin hazir ve nazir bekleyen Ferrer Bellucci'yi turnuva disina itti. Ferrer Londra icin avantajini iyice artirdi boylece ve acikcasi Pazartesi final oynadigi ve ilk turu bye gecmediginden Sali, Carsamba seklinde devam edip ilk iki macinda set de vermedigi goz onune alinirsa iyi is cikardigi soylenebilir. Ki ilk turda eledigi isim de US Open'da file onu oyunu ile can yakan Llorda.

Oynadigim "draw cahllenge" oyununda bir sekilde sampiyon yapmayi becerdigim Youzhny'nin bugun "Ilk turda Marsel ile eslesir insallah" dedigim Mayer'e kaybederek daha ilk macinda patlamasina ise deginmek bile istemiyorum. Alemin maskarasi oldum.

12 Ekim 2010 Salı

Olmaz Olsun Boyle Yagmur

Marsel tam da havasini bulmus Bellucci'yi elemek uzereyken melun yagmur yapacagini yapti ve mac yarim kaldi bugun, skor simdilik 16-62-20 Marsel lehine. Kazananin rakibi de belli; David Ferrer.

Marsel 10 numara Ferru ile mac yaparak yanilmiyorsam ilk kez ilk 10'dan bir isimle mucadele etmis olacak bu maci kazanirsa.

Hic istemedigim bir sey de destekledigim teniscilerin birbirleriyle karsilasmalari. Ferru'nun sanssizligi iste ne yaparsiniz? :)

Gunun diger sonuclarindan en dikkat cekici olani ise Marsel'in final turunda eledigi ancak bir sekilde hortlayip geri gelen (sansli kaybeden olarak) Gimeno-Traver'in dengesiz Istomin'i elemesi oldu. "Son zamanlarda midem kotuydu, iki gundur bir sey yemedim" diye bir aciklama yapam Berdych ise kotu gidisine bir dur diyerek Robredo'yu eledi gunun tek 2. tur macinda.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Foto: Roger Burada, Kitt Nerede?

Bunu bir tek ben dusunmedim degil mi?




"Michael Knight bunu begendi"

10 Ekim 2010 Pazar

Serena Erken Davranmis

Serena Linz'de oynayacagini soylemisti ama antremanda aci cekince tekrar tarama yapilmis ve ayagindaki yaranin tam olarak kapanmadigi gorulmus. Sezonu kapatir artik diye dusunuyorum, zaten sezon sonu turnuvasi haric pek de bir sey kalmadi.

Ayrica bir yerlede Del Potro'nun sezonu kapattigini okudum. Eger dogruysa bence formsuzlugundan ziyade bilegi ile ilgili bir durumdur. Geri donusundeki ilk maci olan Rochus macinda yine sardirmisti. Elinde sadece Avustralya Acik'tan kalan 180 puani ile girecek yeni sezona. Ben yine ATP'ye gecmek icin acele etmemesi taraftariyim.

Edit: Serena web sitesindeki aciklamayla yili kapattigini dogrulamis. Artik "Gercekten sakatlandi mi, yoksa numara mi?" tartismalari biter herhalde.

Marsel Bellucci İle

Bir alt postta Monaco istiyoruz dedik. Olmadı ama Bellucci oldu. Monaco'dan sonra Mayer ile birlikte en iyi gelecek rakiplerden biriydi. O yüzden memnunum ben kuradan. Bellucci iki hafta kadar önce Davis Cup'ta Bopanna karşısında son seti 10-8 biten bir maç kazandıktan 2 gün sonra çıktığı maçta Devvarman karşısında 6-7 0-4 gerideyken maçı bıraktı. Sakatlık mı yorgunluk mu orasını bilemiyorum ama sakatlık olma ihtimali daha yüksek geliyor bana. Davis Cup yorgunluktan maç bırakılacak en son yer zira.

Bellucci çok kötü bir sert kort sezonu geçirdi, geçiriyor. Temmuz sonundaki Hamburg turnuvasından beri 2 maç üst üste kazanabilmiş değil ve izlediğim kadarıyla çok çok kötü oynadığını söyleyebilirim. Ama geçen sene burada elemelerden gelip 2. tur görmüştü, koruyacağı 70 puanı var. Hatta bu haftadan sonra üst üste 2 hafa 90'ar puan daha koruyacak. O yüzden bu maç Brezilyalı için de çok önemli. İlk 30'da kalmak istiyorsa kazanmalı.

Yakın bir maç bekliyorum. Marsel sakin kalmayı başarabilirse - özellikle kritik anlarda - kesinlikle şansı var.

Marsel Ana Tabloda!

Marsel İlhan biraz önce Shanghai elemelerindeki final maçında elemelerin 1 numaralı seribaşı dünya 59 numarası Gimeno-Traver'i 6-3 7-6(1)'lık setlerle geçerek ana tablo gördü. İlk 100'e geri dönebilir bu sonuçla. Tam kesin değil orası henüz. Ama ana tabloda da 1 maç kazanırsa kesinleşecek.

Monaco istiyoruz!

ATP: Her An Her Seyin Olabilecegi Yer