16 Ağustos 2012 Perşembe
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Rafa Amerika'da Yok...
...hatta 2012'nin geri kalanında var mı o bile belli değil.
2012'yi kapatmış olması şu çekilmeden sonra çok büyük olasılık. Neden derseniz Nadal zaten sonbaharda geleneksel olarak çuvallayan bir oyuncu; kapalı sert zemin ona göre değil. Gidip de bu turnuvalarda kaybedip 2009'daki sezon sonu buhranını yeniden yaşayacağına, adam gibi dinlenip 2013'te döner. Marduk gelmezse tabi :P...
Nadal'ın US Open'dan çekilmesi beni şaşırtmadı. Aslında antrenmanlara başlamıştı ama dizinin durumu tam olarak içine sinmemiş galiba. Erken dönüp de az hem yeterince hazırlık yapmadan hem de yeterince iyileşemeden oynayacağına çekilmesi daha iyi tabi.
Bir de neden bilmem bu seferki durum beni 2009'daki kadar üzmedi. Bunda bu yıl Roland Garros'u, hem de çok çok iyi oynayarak kazanmasının etkisi var bence. 2009'daki kadar kötü değil mental olarak. en azından geri döndüğünde aşması gereken mental bariyer daha farklı olacaktır...
2012'yi kapatmış olması şu çekilmeden sonra çok büyük olasılık. Neden derseniz Nadal zaten sonbaharda geleneksel olarak çuvallayan bir oyuncu; kapalı sert zemin ona göre değil. Gidip de bu turnuvalarda kaybedip 2009'daki sezon sonu buhranını yeniden yaşayacağına, adam gibi dinlenip 2013'te döner. Marduk gelmezse tabi :P...
Nadal'ın US Open'dan çekilmesi beni şaşırtmadı. Aslında antrenmanlara başlamıştı ama dizinin durumu tam olarak içine sinmemiş galiba. Erken dönüp de az hem yeterince hazırlık yapmadan hem de yeterince iyileşemeden oynayacağına çekilmesi daha iyi tabi.
Bir de neden bilmem bu seferki durum beni 2009'daki kadar üzmedi. Bunda bu yıl Roland Garros'u, hem de çok çok iyi oynayarak kazanmasının etkisi var bence. 2009'daki kadar kötü değil mental olarak. en azından geri döndüğünde aşması gereken mental bariyer daha farklı olacaktır...
14 Ağustos 2012 Salı
Amerika Sert Kort Serileri
Yine kürkçü dükkanı misali sert kort turnuvalarına geri döndük...
Amerika'nın ikinci sert kort sezonu açıldı. Birincisi bildiğiniz üzere, bana göre çok anlamasız olmakla birlikte Şubat-Mart aylarında oynananlar. İkincisi ise ona göre çok daha anlamlı olan US Open'a hazırlık niteliğindeki turnuvalar.
Genelde Kanada'da oynana turnuvalarda üst seviyedeki oyuncular henüz rehaveti atamadıklarından erken elenirler ve turnuvanın kalanı da biraz alay konusu olurdu. Bu yıl ise olimpiyatların etkisi ile Toronto'yu pas geçen çok oyuncu oldu; Federer ve Ferrer bunlara iki örnek. Bunlara Monfils ve Nadal gibi sakatlık nedeni ile gelmeyenler de eklenince tablo oldukça zayıfladı. Murray bana göre süpriz bir şekilde katıldığı turnuvadan sakatlık nedeni ile çekildi. Yağmurun programı epeyce hırpaladığı turnuvanın şampiyonu, toprak ve çim sezonlarını kupasız kapatan Djokovic oldu. Turnuvanın kadınlar ayağı olan Montreal'de de benzer bir durum vardı. Burada finale geçen sene ilk slamlerini kazanan ama bu sene daha herhangi bir kupa kaldıramayan Li ve Kvitova gitti. Final hala oynanmış değil program aksaklıkları nedeniyle.
Cincinnati ise bu hafta başladı. Bu sefer geçtiğimiz senelerde görmeye alışkın olduğumuz manzarayı görebiliyoruz; herkes raketini kapıp US Open öncesi son ayarlamalarını yapmak için gelmiş. Tek istisna Nadal. "Hazır değilim" diyerek burayı da pas geçmiş. Ama bunun nedeni sakatlığının devam etmesi olmasa gerek çünkü ağır antrenmanlar yapıyormuş evinde. Bu yıl US Open için "İlk turlarda ritm bulursam devam ederim, bulmayıp elenirsem de canım sağolsun" diye düşünüyor sanırım. Wozniacki kafasından Serena kafasına hızlı bir geçiş olmuş...
Gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda tablo değerlendirmesi yapmak veya buradan çıkacak şampiyonlara göre US Open favorisi belirlemek çok gerçekçi olmayabilir. Özellikle bu yıl, bu turnuvalar tam anlamıyla ısınma turnuvası olacak pek çok isim için. Erkeklerde Del Potro iyi işler yapabilir diye düşünüyorum ama aynı ivmeyi US Open'a taşıyabilir mi emin değilim. USO'ı kazandığı yıl, Cincinnati'yi dinlenme amaçlı olaral pas geçmişti ama buna rağmen Cilic ile yaptığı çeyrek final maçında yorgun görünüyordu... Morali yüksek olan Murray kendini fiziksel olarak ne durumda bulacak turnuva sonunda onu da merak ediyorum. Açıkçası bu iki isim benim bu yıl US Open'da ön plana çıkacağını düşündüğüm kişiler...
Kadınlarda da erkeklerdekine benzer bir toplanma durumu var. İlk tur maçları oynandığından henüz seribaşları korta çıkmış değil. Buradaki "moralli" isim tartışmasız Serena'dır tabi; ama bu turnuvaya fazla asılacağını düşünmüyorum. Kvitova'nın rakibi belli ama kendisi ortada yok daha. Bu turnuvada Stosur ve Kerber parlayabilir gibi hissettim ama rezil olma hakkım saklıdır....
Amerika'nın ikinci sert kort sezonu açıldı. Birincisi bildiğiniz üzere, bana göre çok anlamasız olmakla birlikte Şubat-Mart aylarında oynananlar. İkincisi ise ona göre çok daha anlamlı olan US Open'a hazırlık niteliğindeki turnuvalar.
Genelde Kanada'da oynana turnuvalarda üst seviyedeki oyuncular henüz rehaveti atamadıklarından erken elenirler ve turnuvanın kalanı da biraz alay konusu olurdu. Bu yıl ise olimpiyatların etkisi ile Toronto'yu pas geçen çok oyuncu oldu; Federer ve Ferrer bunlara iki örnek. Bunlara Monfils ve Nadal gibi sakatlık nedeni ile gelmeyenler de eklenince tablo oldukça zayıfladı. Murray bana göre süpriz bir şekilde katıldığı turnuvadan sakatlık nedeni ile çekildi. Yağmurun programı epeyce hırpaladığı turnuvanın şampiyonu, toprak ve çim sezonlarını kupasız kapatan Djokovic oldu. Turnuvanın kadınlar ayağı olan Montreal'de de benzer bir durum vardı. Burada finale geçen sene ilk slamlerini kazanan ama bu sene daha herhangi bir kupa kaldıramayan Li ve Kvitova gitti. Final hala oynanmış değil program aksaklıkları nedeniyle.
Cincinnati ise bu hafta başladı. Bu sefer geçtiğimiz senelerde görmeye alışkın olduğumuz manzarayı görebiliyoruz; herkes raketini kapıp US Open öncesi son ayarlamalarını yapmak için gelmiş. Tek istisna Nadal. "Hazır değilim" diyerek burayı da pas geçmiş. Ama bunun nedeni sakatlığının devam etmesi olmasa gerek çünkü ağır antrenmanlar yapıyormuş evinde. Bu yıl US Open için "İlk turlarda ritm bulursam devam ederim, bulmayıp elenirsem de canım sağolsun" diye düşünüyor sanırım. Wozniacki kafasından Serena kafasına hızlı bir geçiş olmuş...
Gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda tablo değerlendirmesi yapmak veya buradan çıkacak şampiyonlara göre US Open favorisi belirlemek çok gerçekçi olmayabilir. Özellikle bu yıl, bu turnuvalar tam anlamıyla ısınma turnuvası olacak pek çok isim için. Erkeklerde Del Potro iyi işler yapabilir diye düşünüyorum ama aynı ivmeyi US Open'a taşıyabilir mi emin değilim. USO'ı kazandığı yıl, Cincinnati'yi dinlenme amaçlı olaral pas geçmişti ama buna rağmen Cilic ile yaptığı çeyrek final maçında yorgun görünüyordu... Morali yüksek olan Murray kendini fiziksel olarak ne durumda bulacak turnuva sonunda onu da merak ediyorum. Açıkçası bu iki isim benim bu yıl US Open'da ön plana çıkacağını düşündüğüm kişiler...
Kadınlarda da erkeklerdekine benzer bir toplanma durumu var. İlk tur maçları oynandığından henüz seribaşları korta çıkmış değil. Buradaki "moralli" isim tartışmasız Serena'dır tabi; ama bu turnuvaya fazla asılacağını düşünmüyorum. Kvitova'nın rakibi belli ama kendisi ortada yok daha. Bu turnuvada Stosur ve Kerber parlayabilir gibi hissettim ama rezil olma hakkım saklıdır....
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Video: Dans
"Petko Dance"in bildiğim kadarıyla pek çok fanı var ama Serena olimpiyat
finalinden sonra dans edince çok tartışıldı.
Ben var anlayamamak...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)