16 Eylül 2011 Cuma
Davis Cup: Son Finalistlerin Başı Dertte
15 Eylül 2011 Perşembe
14 Eylül 2011 Çarşamba
Amerika Açık Şampiyonları: Stosur ve Djokovic
Erkekler finalini anlatmaya kelimeler yetmez. Skora baktığında bu seneki Wimbledon maçından ne farkı var diye düşünebilirsin ey futbol izleyicisi. Ama işin aslı hiç de öyle değil. Djokovic setlerde 2-0 öne geçtiği maçta 3. sette 6-5 önde ve şampiyonluk için servis atarken servisini kırdırmamış ve bu maç 4. sete gitmemiş bile olsa "epic" bir maç olacaktı. Hatta muhtemelen grand slam tarihine adını 3-0 bitmiş en güzel maç olarak geçirecek ve o tahtı da kolay kolay kaybetmeyecekti. Sanki farklı bir şey oldu... 3-1 bitti ve aynısını ona da uyarlayabiliriz.
12 Eylül 2011 Pazartesi
Yaptıkları Yanına Kar Kalanlar
Serena Williams’ın dün yaptıklarını görmeyen bilmeyen yok. Kort içinde cezasını çekti, kort dışında da çekecek. Çeksin de. Tartışılacak tarafı yok zaten.
Ama ben bu postu yaptıkları görülmeyen(!) ve duyulmayan, hem kort içinde ceza görmeyen hem kort dışında hakettikleri cezayı görmeyecek olan, “yaptıkları yanına kar kalanlar” grubuna ayırdım.
Videoda görüldüğü üzere Petzschner büyük bir rahatlıkla yalanını söylüyor, Fyrstenberg ve Matkovski belki de maçı çevirebilecekleri bir noktada servis kırdırıyor ve devamında oyun da alamıyorlar.
Gerçek birer çiftler emekçisi olan, reklam geliri ve turnuva ödülü namına pek bir şey göremeyen Polonyalı ikilinin hakkı bir güzel yeniyor. Maçla ilgili haberlerde biz bu yalanı değil Melzer ve Petzschner’in ne kadar başarılı olduklarını okuyoruz. Kortta yapılan kortta kalıyor, Melzer ve Petzschner “şampiyon” oluyorlar.
Ne güzel değil mi? İnsanlar kortta yalan söyleyerek şampiyon olmaya devam ediyor ve bu herkesçe görüldükten sonra bile şampiyon sıfatıyla gezinebiliyorlar. Umarım Petzschner emekli olduktan, bir başka deyişle iş işten geçtikten ve yapılacak bir şey kalmadıktan sonra itirafta bulunmaz diğerleri gibi. Yapanın güya vicdanını temizlemekten başka bir işe yaramayan bir itiraf daha duymak istemiyorum.