Djokovic, harika başlangıcını Indian Wells finalinde Nadal'ı da mağlup ederek taçlandırdı. Üstelik bunu ilk seti kaybettikten sonra yaptı. Djokovic böylece ATP Tour tarihindeki en iyi başlangıç rekorunu tek başına eline geçirdi ve muhtemelen Miami'de de en kötü ihtimalle 2-3 maç daha kazanarak bu alanda farkı açacak epeyce. Nadal ise Doha 2010'dan sonra ilk kez bir finalde ilk seti kazanıp mağlup oldu.
İlk set daha iyi oynayan taraf Nadal'dı. 2-2'de servis kırdığı oyunda derin ve yüksek toplarla Djokovic'in atağa geçmesine fırsat vermedi ve puanları kendi istediği şekilde oynadı. Arkasından Djokovic, bu sette tek iyi oynadığı Nadal servis oyununda servis kırmayı başardı. Ama Nadal oyununu bozmadı. Bir sonraki oyunda Djokovic'in oyun puanından dengeyi sağlayarak servisi kırmayı başardı ve burada Djokovic'in ciddi şekilde sinirlendiğini gördük. Zaten bu öfkenin yansıması setin geri kalanında görüldü. Djokovic, Nadal'ın üst üste iki servis oyununda doğru düzgün bir return ile ralliye bile giremedi ve çok rahat şekilde kendi servislerine tutunarak Nadal seti 6-4 ile kapattı.
İkinci sete yenilenmiş bir şekilde başladı Djokovic. Yine Nadal küçük bir farkla da olsa oyunun hakimi gibi gözüküyordu ama Djokovic yavaş yavaş Nadal'ın servislerinde etkili olmayı başardı, ki bunu başardığı ilk oyunda Nadal servisini bir kez daha kırdı. Nadal buna geri cevap verse de, Djokovic servisi bir daha kırdı ve 10 dakikanın üstünde süren kendi servisinde 6. set puanını değerlendirerek setleri dengeledi.
Son set ise Nadal'ın basit hatalarıyla birlikte 10 dakikada 4-0'a geldi. Nadal sonraki iki servisinde iyi servislerle oyunlarını almayı başarsa da, Djokovic de aynı şekilde kendi servislerinde hiç zorlanmadı ve maçı noktaladı. (4-6/6-3/6-2)
Maçtan önceki yazıda üstünde durduğumuz servis konusu maçın en büyük faktörü oldu. Djokovic üç set boyunca son zamanlardaki servis performansını istikrarlı şekilde sergiledi ve bu anlamda bir sorun yaşamadı ama diğer yanda Nadal kariyerinin en kötü günlerinden birini, belki de en kötüsünü yaşadı servis performansı özelinde. İstatistik kağıdına baktığımızda ilk servis yüzdesi %42 diyor ama aslında bundan bile kötü. Çünkü kazandığı ilk sette servis yüzdesi %57 idi ve maçın en sonunda kazandığı iki oyunda servis yüzdesi %60 üstündeydi. Ona maçı kaybettiren arada asıl felaket yaşandı. İkinci set ve üçüncü sette 4-0'a gelinene kadar servis yüzdesi 25-30 arasına tekabül ediyor. Tam bir facia.
Aslına bakılırsa ikinci setin başına da 10 tane ikinci servisle başlamış ama bu puanların hepsini kazanmayı başarmıştı. Kazanıyordu zira ikinci servisleri spinli, tam çizgiye, olabilecek en iyi şekilde kullanıyordu ve Djokovic ilk seti kafasından henüz yavaş yavaş siliyordu. Ama eninde sonunda istatistikler aslına geri döner. Djokovic o kadar ikinci servisten sonra onları çevirmekte zorlanmamaya başladı ve Nadal'ın da ilk servisi oyuna sokamama stresi üzerin eklendi. İlk setteki gibi bir servis yüzdesiyle ilk setten daha kötü oynamasına rağmen ikinci seti de kazanma şansı ciddi şekilde olabilirdi Nadal'ın. Zira Djokovic'in maç boyu oyunu büyük iniş-çıkışlara sahne olmadı, belli bir çizgide oynadı. Sadece ikinci servislerin return'ünü olması gerektiği gibi rahat şekilde yapmaya başladıktan sonra Nadal'ın servis oyunlarına girmeye başladı.
Bir de backhand'e yüklenme konusunu yazmak lazım. Nadal'ın iki tarafı da gayet sağlam ve ona karşı oynarken maç taktiğini "backhand'ine yükleneyim, kazanırım"ın üstüne kuramazsınız sadece. Ama bugün bir fark vardı. İlk sette Djokovic 50-50 forehand-backhand tarafına vururken Nadal'ın, ikinci sette 25-75 yapmış bunu. Backhand'ine yüklenmiş yani. Ama bunun da servis performansıyla ilintisi var. Djokovic kendi servis oyunlarında iyi servislerle oyuna girerek oyunu istediği şekilde yönlendirdi ve bunu genelde Nadal'ın forehand'ine oranla görece zayıf backhand'ine oynayarak yaptı. Nadal kendi servislerinde bir nevi servissiz oynayınca, Nadal'ın servis oyunlarında da Djokovic ara ara oyunu yönlendirme şansı buldu. Rakibinizin istediğiniz tarafına oynamanız biraz başka etkenlere de dayalıdır kısacası. Mutlaka Djokovic ilk sette de Nadal'ın backhand'ine oynamak isterdi ama buna izin vermeyen Nadal'dı.
Nadal'ın son setteki çöküşüne değinmek lazım. Maçtan sonra bunu twitter'da yoğun olarak tartıştık ve "Djokovic, Nadal'ı kötü oynamaya itti" diyenlere karşı Nadal'ın düşüşünün Djokovic'ten ötürü olmadığını savunduk. Buradaki Djokovic öznesi de önemli değil aslında. Kim olursa olsun Nadal'ın rakibinden etkilenip bu kadar feci bir düşüş yaşayacağını düşünmüyorum. Rakibi bu senenin en formda, en iyi oyuncusu olabilir ama bundan en son ve en az korkacak, çekinecek adam Nadal'dır turda şu an. Hem karakter itibariyle, hem de rakibine karşı kurduğu üstünlük itibariyle. Sezon sonu finallerinde oynadıkları kıytırık ve ruhsuz maçı bir kenarı koyuyorum (ki onu da Nadal kazandı); Nadal, bu Djokovic'i Amerika Açık finalinde, kariyerinin en önemli maçlarından birinde mağlup etmeyi başarmıştı. Çok da zorlanmadan üstelik. Djokovic'e karşı zaten genel olarak da bir üstünlüğü mevcut. Ki formda dediğimiz Djokovic, o maçta kesinlikle bu maçta oynadığından daha iyi oynamıştı.
Avustralya Açık'ta ondan da iyi bir Djokovic vardı ama giderek oyunu düşmeye başladı hala kaybetmiyor olmasına rağmen. Zaten grand slam dışındaki turnuvaları kazanmak için grand slam formunu bulmasına gerek yok. Djokovic'in bu formu da bu tarz turnuvalarda final ve şampiyonluk için yeterli olacaktır, orasına bir lafım yok.
Nadal, maçtan sonraki basın toplantısında ilk servis yüzdesine takıldığını söylemiş doğal olarak. Bir sette %25 ile en son ne zaman servis attığını eminim kendisi de bilmiyordur. Amerika Açık'tan bu yana servisinde sorun var deyip duruyoruz zaten. Bu maçın ilk setindeki iyi servisleri görünce hayli şaşırdım, çünkü son birkaç aydır olduğundan çok daha iyiydi. Sonra da aksine son birkaç aydır olduğundan çok daha kötüydü.
Nadal ki, final maçlarında turun şu anki en iyi oyuncusudur, bu maçı bu şekilde kaybetmesi büyük sürpriz oldu. En son ne zaman bir final maçında bu denli düşüş yaşadı maç içinde, gerçekten hatırlamıyorum. 2010 Doha diyenler olabilir belki ama ben ona katılamayacağım. Orada ilk seti 6-0 aldıktan sonra son iki sette de başa baş oynayıp elindeki fırsatları harcamıştı, hepsi bu. O bile garip bir durumdu Nadal için ama buradaki durum çok daha farklı. Özellikle, son setin başında çıkardığı facia iki servis oyununu ve o kadar kısa süren sette yaptığı 10-15 basit hatayı açıklamak mümkün değil. En azından benim için.
Djokovic bu maçı normal şekilde kazansa bundan daha iyi olmazdı ayrıca. Finallerde hiç yenemediği Nadal'ı, bir set geriden gelerek yenmek onu daha çok mutlu etmiş ve ona daha çok güven vermiştir mutlaka. Nadal'ın oyun içindeki düşüşü malum ama eski Djokovic, ikinci setin başında bu maçı verebilirdi. Hatırlatayım, bu maçta da ilk seti kaybettikten sonra ikinci servisin ilk oyununda kendi servisinde 15-30 gerideydi ve orada karakter koyarak puanları üst üste çabalayarak kazandı ve kopmadı. 4-2'de kırdırdığı servis ve 5-3'te o kadar zorlanması yine de hayra alamet değil ama kesinlikle mental anlamda her zaman olduğundan daha iyi olduğu kesin.
Djokovic için kilit toprak sezonu olacak. Nadal 5000 puan koruyor orada, Djokovic'in 900-1000 puan civarı bir şey. Muhtemelen Nadal ile bu toprak sezonunda bir aksilik olmazsa en azından 2 kere oynayacaktır masters finallerinde ve belki de Roland Garros'ta. O maçları kaybetmesi de olası bir durum. Eğer olur da Nadal'a karşı birkaç mağlubiyet alırsa nasıl reaksiyon gösterecek? Djokovic bu başlangıcıyla zaten tarihe geçti. Ama Djokovic'in bu denli büyük olmasa da, çok formda olduğu periyotlar her zaman oldu. Lakin ya Federer'e ya Nadal'a üst üste kaybettiği önemli maçlar sonrasında bir türlü o şekilde uzun süreli kalmayı başaramadı. Özellikle Wimbledon'dan sonra Djokovic'in favori olacağı turnuvalar gelecek. Cincinnati, Montreal, US Open vs vs... Ama oraya ne şekilde gireceği büyük önem arz ediyor ve bunda toprak kort sezonunu nasıl geçireceği belirleyici olacak.