21 Ağustos 2010 Cumartesi

Cincinnati: Çeyrek Final Günü

Bol sürprizli bir günü geride bıraktık. Yarı final eşleşmeleri olarak Fish-Roddick ve Federer-Baghdatis eşleşmeleri ortaya çıktı. Yani, Federer şampiyonluğun ağır favorisi haline geldi. Geçen yılki şampiyonluğunu koruması muhtemel. Şanslı bir kurası vardı ama normal bir kurayla da buralara gelebilirdi zaten, iyi oynuyor. Sadece çok daha az efor sarf etmiş oldu.

Günün ilk maçında Murray ilk seti çekişmeli geçen bir tiebreak sonrası kazandı. Ardından ikinci sette servis kırdırmasıyla fiziksel yorgunluk belirtileri göstermesi bir oldu. Normalde de belini, bacağını tutan, suratını ekşiten, sakat gibi gözüken bir oyuncudur Murray ama bugün çok daha belirgindi bunlar. Fish için çok kolay geçen ikinci setten sonra, Murray son sette en azından servislerini toparlamayı başardı ve maçı tiebreak'e götürdü. Orada da 4-2 öndeydi, kendi servisindeki puanı alamayıp 5-2 fırsatını kaçırınca tiebreak'i 7-5 ile kaybetti. Toronto'daki harika haftadan sonra bu yenilgi normal ama bu kadar zorlanmadan kaybetseydi daha hayırlı olacaktı kendisi için. Ayrıca bu sene Fish ile oynadığı 3. maçı da kaybetmiş oldu Murray. Bir top 5 oyuncusunun, top 30 dışından bir oyuncuya bir yılda 3 defa kaybetmesi pek şık gözükmüyor.

Ardından oynanan Djokovic-Roddick maçı çok bayıktı açıkçası. Kalite zayıftı. Djokovic'in bitkin halleri, Roddick'in risk almayan oyun stili derken ben de izlerken soğudum maçtan. Roddick ilk seti 6-4 aldıktan sonra ikinci sette de 5-4 önde ve maç için servis atıyordu. Burada Djokovic iyi bir oyun oynadı ve servisi geri kırdı ama daha sonra neden Djokovic olduğunu gösterip 0'a karşı tekrar kırdırdı servisini. Bir sonraki oyunda Roddick 0-30 geri düşse de bu kez servisini tutunmaya başardı ve yarı finalde yakın arkadaşı Mardy Fish'in rakibi oldu. Fish ile Roddick bu sene Atlanta yarı finalinde karşılaşmışlar ve maçı Fish kazanmıştı.

Günün üçüncü maçı Federer ile Davydenko arasındaydı. Bu maçı izleyemedim ama söylenenlere göre güzel bir maç olmuş. İki taraftan da agresif oyun, güzel winner'lar çıkmış. İstatistiklerde farkı yaratan Federer'in servisi gözüküyor. Davydenko'nun servisi son zamanlarda çok zayıf zaten ve bitirici vuruşta yaşadığı güç eksikliğinin yanına bir de son zamanlarda alışkanlığı haline gelen fazla basit hata yapma sorunu eklenince Federer'e karşı çok da direnememiş. Ferrer'in kaybetmemesi lazımdı aslında Davydenko'ya. Daha ilginç bir maç olabilirdi Ferrer-Federer maçı.

Federer kazanınca gözler Baghdatis-Nadal maçına çevrildi. Federer-Nadal maçı geliyor mu dedik ve her zaman olan oldu. Eşleşme yine suya düştü. Bu ikili ne zaman karşılaşacak olsalar ilk oynaya kazanıyor, sonra oynayan kaybediyor. Son 2 yılda sadece 2 kez karşılaştılar. Onlar da 2009 ve 2010 Madrid finalleriydi. Amerika Açık'ta da böyle bir eşleşme için pek umudum yok. Nadal kötü başladı ve ilk seti kaybetti. Baghdatis ikinci setin hemen başında servis kırınca maç gider gibi oldu ama Nadal hemen servis kırmayı geri almayı başardı. Setin ortalarından itibaren yavaş yavaş daha iyi servis atmaya başlayan Nadal, basit hata sayılarını da azaltmayı başardı. Ayrıca, genel olarak berbat bir yüzdeyle ilk servisini oyuna sokan Baghdatis'in bu maçta iyi yüzdeyle ve etkili ilk servis kullandığını ekleyeyeyim. Gerçi Nadal ilk servis return'lerinde zayıf bir oyuncu olduğu için karşısında kim olursa olsun sıkıntı çekiyor bu konuda. Maça dönelim. 5-4'te set için servis kıran Nadal maçın kontrolünü ele almış gibiydi. Son sette yanılmıyorsam 4 oyun art arda 0'a karşı kazanıldı oyunlar. 4-3'te Nadal, Baghdatis servisinde 0-30'u yakaladı ve burada 2 tane ikinci servise berbat return'ler yaptı. Arkadan etkili servisler atan Baghdatis servisine tutunmayı başardı. Maçın kilit anı kesinlikle 0-30'daki 2. servislere yapılan return'lerdi. Hemen sonraki oyunda 30-40'ta servis kırma puanı şansı verdi rakibine İspanyol ve şaşırtıcı şekilde yaptığı çift hata ile "Nadal, ne zaman WTA'ye geçti?" diye sordurttu. Son oyun 40-0'dan 40-30'a gelse de, Baghdatis sinirlerine tutunmayı başardı ve maçı bitirdi. Dün Benneteau karşısında önemli anlarda kendisi gibi oynayan Nadal, bu kez onu yapamadı. Genel olarak bakıldığında yine beğenmedim ama Dent ve Benneteau maçlarından kesinlikle daha iyiydi. Yine de Baghdatis hak ettiği bir galibiyet aldı kesinlikle. 6-0 gerideydi H2H'de Nadal karşısında. Maçtan önce postların altında geçen bir muhabette Baghdatis'in Nadal'ı yenmek için en iyi fırsatı olduğunu ve bunu değerlendireceğini düşündüğümü söylemiştim. Öyle de oldu. Bundan önce de Nadal'a karşı ilk seti kazanıp kaybettiği 3 maç var yanlış hatırlamıyorsam, çoktan alması gereken galibiyeti aldı.

Roddick-Federer finali ve Federer şampiyonluğu bizleri bekler diyorum. Yani kalan bölümde bir sürpriz beklentim yok. Federer eğer Indian Wells'teki gibi olsa Baghdatis gene bir sürpriz yapabilir derdim ama bu Federer'in kaybedeceğini sanmıyorum Baghdatis'e. Zaten Baghdatis iyi bir galibiyet aldıktan sonra sapıtmasıyla da meşhur olan bir oyuncu. Bir sürpriz olursa Roddick-Fish maçında olur.

4 yorum:

kirpi dedi ki...

Djokovic adam olmaz..Vallahi..

Emre dedi ki...

Djokovic'in sert kort sezonu etkileyici olurdu her sene.Özellikle sezon sonlarında herkes bitkin düşünce 1,2 masters vs. kazanırdı.Bu sene, şu ana kadar onu da göremedik.US Open'da yarı finali ve Paris Masters'da da şampiyonluğu koruyamazsa Djo sezonu 5 numara olarak bitiricek...

Aslında bende biraz aşağılara düşmesini isterim.En azından 'ben ne yapıyorum' demesi ve kendine 'çeki düzen' vermesi açısından iyi olabilir.

kirpi dedi ki...

Djokovic bu sene allerjiydi, sicaklardi, cok seyden etkilendi. Ama yine de rakibin servisini kirdiktan hemen sonra sifira karsi servis kirdirmanin ne sicakla ne alerji ile ilgisi var. Ayrica sezonun basinda da kotuydu. 8 ay boyunca havalar ona yaramiyorsa zaten yapacak bir sey yok. Djokovic bu senenin sonunda da parlayabilir. Ama dediginiz sebepten, herkes bitkin duser, Djokovic dusmez, zira su ana dek kendisini bitkin dusurecek bir sey yapmadi.

Russell dedi ki...

Djokovic bitkin düşmedi çünkü zaten bitkin başladı. :)