5 Şubat 2011 Cumartesi

Marsel Yine...

Korolev'e kaybetti. 6-7 6-4 4-6. Son sette 1-5 ve kendi servisinde 0-40'ken 3 maç puanı kurtardı ve 5-2'de servis kırarak sete geri döndü. 5-4'te Korolev maç için servis atarken 40-0'dı durum, 40-40 yaptı 3 maç puanı daha kurtararak. 7. maç puanını da kurtardı ardından ama 8. maç puanında bitirdi Korolev. Uzayan bu son oyunda bir servis kırma şansı yakalamasını bekledim ama olmadı.

Bu sonuçla 65 puan gitti. Marsel haftaya 125-130 arası bir yere düşecek. Eğer çekilmezse önümüzdeki iki hafta Marsilya ve Dubai elemelerinde. İkisinde de koruyacak puanı yok.

360


Rios'tan Polasek'e: "Senden önce biz vardık!11!1!1"

ATP Sakata Geldi

Böyle bir başlığı her zaman atmak istemişdir ve attım. (aferin bana)

Şöyle bir bakıyorum da, arkadaş ne çok omuz sakatlığı var. Bugün Zagreb'te ilk turu bye geçen, ikinci turda Clement'nin omuz sakatlığı sebebiyle maça çıkmadan çeyrek finale çıkan Gasquet, çeyrek final maçında Berrer'e karşı ilk sette 5-2 gerideyken omuz sakatlığı sebebiyle maçtan çekildi. Şaka gibi.

Bununla bitmiyor. Bryan kardeşlerden Bob olanı da omzunu sakatlamış ve 1 ay yok. Bir başka omuz sakatlığı da Djokovic'ten. Avustralya Açık şampiyonu Rotterdam'dan çekildi. Murray ile oynadığı final maçında da omzunda ve bacağında sorunları olduğunu gördük. Yine de ciddi bir şey olmadığını düşünüyorum.

Bunun dışında tiroid problemi sebebiyle Mardy Fish, San Jose'den çekilmiş. Sezona kötü başlayınca şüphelenmiştim zaten bir sorunu olduğuna dair. Memphis'te oynayacakmış ama. Bir başka sakat da Ferrero. Auckland'de oynayacağım dedi, çekildi. Avustralya Açık dedi, çekildi. Santiago dedi, çekildi. Şimdi de Costa do Sauipe'den çekilmiş. Buenos Aires ile geri dönmesi bekleniyor, göreceğiz.

Marsel Rotterdam'da

Marsel geçen sene elemelerden gelerek ikinci tura yükseldiği 500'lük bir turnuva olan Rotterdam'da oynayacak bu hafta. 65 puanı var koruyacak ve koruması için bu puanları üç maç kazanması gerekiyor. Önündeki ilk engel Evgeny Korolev. Kazak oyuncu 2 sene önce yapmıştı çıkışını ve gelecek de vaat ediyordu, lakin son zamanlarda sakatlık sorunlarıyla boğuşuyor. Bu seneye de berbat başladı. Marsel'in de bu seneye nasıl başladığı belli ama.

Eğer bu maçı kazanabilirse ikinci turda Grigor Dimitrov ile oynayacak çok çok büyük ihtimalle ki o maç daha da zor olur kesinlikle. Marsel'in bu kuradan ana tablo görmesi çok kolay değil.

İlk maçı bugün TSİ 13.00-14.00 civarı başlayacak, başarılar Marsel'e.

4 Şubat 2011 Cuma

Foto: "Crazy Girls"

"Crazy girls" diye tweet'lemiş bu fotoyu Kim twitter'ından. Ortadaki Flipkens, sağdaki Sophie Mestach olmalı. Tipler epey kaydığı için kesin konuşmuyorum kendi adıma tabii.

3 Şubat 2011 Perşembe

Video: Polasek'ten "Tricky Shot" Dersleri

Zagreb ve Santiago'da Son Durum

Haftanin nispeten eli yuzu duzgun sayilabilecek turnuvalarinda fazla bir supriz olmadi.

Santiago'daki erken toprak sezonu acilisinda Juan Monaco haric onemli bir kayip yok. 5 setlik mac etkisinden kurtulamamis gibi gorunen Nalbandian ilk tur macinda Berlocq'a set kaybetse de ikinci turu gormus. Bugun ise Fognini ve Bellucci set kaybederek ikinci turu gecen isimler oldu su ana dek.

Zagreb'de de seri basi kaybi yasanmadi bugun. Burada 2. tur macinda set kaybeden tek isim Garcia-Lopez oldu bugun. Lopez, Marsel'i eleyen Lacko'yu yendi. Seri basi olmayip dikkate deger gorulebilecek isilerden ise Kukushkin Clement'e yenilerek ilk turda turnuvaya veda etti.

Johannesburg: Seribaşılara Neler Oluyor?

Buradaki turnuvayla dalga geçmekte çok haksız olmadığımızı turnuva ilerledikçe gördük.

Aslında bu tarz grand slam sonrası turnuvalar sıralamada ilk 100 dışında olan ve challenger'lar ile sıralamasını geliştirmeye çalışan oyuncular için elmas değerinde. Dolayısıyla burada seribaşıların erken elenmesi kaliteli tenis adına kötü olsa da, bu tarz oyuncular için iyi. Ayrıca seribaşı oyuncular kaybediyorlarsa kötü oynuyorlar, bir üst tura geçmeyi hak etmemişler demektir. O yüzden bu noktada da bir problem yok.

Şu ana kadar ilk tur maçlarının hepsi ve ikinci tur maçlarının yarısı tamamlandı ve tablodaki 8 seribaşıdan 6'sı uçmuş durumda. Yarın da son kalan ikisi ikinci tur maçlarına çıkacaklar: Mannarino ve Anderson. İkisi de kaybederse çeyrek final eşleşmelerinde hiçbir seribaşı olmayacak. Üstelik bunların çoğu ilk turda elendi.

İlk 3 seribaşı Lopez, Lu ve Tipsarevic ilk turda elenenlerden. Lopez, Dancevic'e karşı yağmur arasıyla kesilen maçı son set tiebreak'inde kaybetti. Son tiebreak bir hayli çekişmeliydi. Lopez 3 maç puanı kurtardı, 1 tane de kaçırdı. Özellikle kaçırdığı maç puanında büyük bir fırsat yakalamıştı. Filenin önünde boş korta topspin'li backhand'ini vurmak yerine slice kesmeyi seçince topu fileye taktı ve bu maç puanını harcadı, sonrasında üst üste puanlarla maçı verdi. Lu, zaten Raonic'e kaybetmişti, ki yazmıştık bunu daha önce. Tipsarevic de yağmur arası sebebiyle bir sonraki güne sarkan maçta Huta Galung'a 3 sette yenildi.

Serra ve Schuttler ilk turda elenen diğer seribaşı oyuncular oldular. Przysiezny ise ikinci turda elenen seribaşı oldu. Seribaşıların bir bir elenmesi sonucunda bu sabah bahis sitelerinde Raonic turnuvanın bir numaralı favorisi olarak gösteriliyordu, ki o da biraz önce sona eren maçta ikinci turda Simon Greul'a elendi. Kötü servis atınca ve pasif kalınca yenilgi kaçınılmaz oldu. Bu fırsat büyük bir fırsattı sıralamada basamakları atlaması için ama değerlendiremedi.

Tablonun alt tarafı çok ama çok güçsüz. Çeyrek final eşleşmeleri De Voest-Devvarman, Van der Merwe-Greul şeklinde oluştu. İki tane wildcard'lı Güney Afrikalı var görüldüğü üzere. Zaten bu turnuva en çok Güney Afrikalı oyunculara yaradı genele baktığımızda da. Yarın da Anderson ve Wolmarans korta çıkacak Güney Afrikalılar olacak. Ben alt taraftan Greul'ün finale gelmesini bekliyorum ama herkesin şansı eşit burada.

Üst tarafta iyi oyuncular var yine. Dancevic, Mannarino, Sela ve Anderson gibi. Muhtemelen bunlardan biri gelecektir zaten finale... Kaliteli isimlerin bir bir elenmesiyle zaten taa en başından komik görünen ana tablo iyice challenger turnuvasına döndü. Turnuvayı ilk 100 dışından bir oyuncunun kazanma ihtimali hiç de az değil zira...

2 Şubat 2011 Çarşamba

Clijsters 2 Sene Icerisinde Birakiyor

Eger bir habercilik hatasina daha kurban gitmediysek, Clijsters iki sene icerisinde tenisi birakacagini aciklamis. Daha once de Date'nin bu yil sonunda birakacagi aciklanmis ama sonra yayinlanan duzeltmeyi kimse gormemisti.

Ancak bu kez haber dogru gibi. Zira Clijsters uzun uzun, bur tarz bir hayati en fazla iki yil daha devam ettirebilecegini, kizi Jada'nin bir yastan sonra yollarda helak olmasini istemedigini anlatmis.

Clijsters zaten daha once de ailevi nedenlerden tenisi birakmis ve bir sureligine daha sakin bir hayati tercih etmisti. Dondukten sonra da tenisi ozel hayatinin onune koyan bir insan izlenimi vermedi. Karari oldukca mantikli geliyor bu sebepten.

Blaz Kavcic Çim Sezonuna Hazırlanıyor (!)


Fotoğraflar yanılmıyorsam 2009 yılından. Tabii, o zaman çok daha aşağılarda olan bir oyuncuydu sıralaması. Şimdi ilk 100'ün içinde ve bu seneye de çok iyi başladı ama hala sıkıntıları var aslında. Avustralya Açık'ta ilk turda Kevin Anderson'u mağlup ettiği maçta ayakkabılarıyla ilgili bir sıkıntı yaşamış ve yedek ayakkabısı olmadığı için kenardaki antrenörünün ayakkabılarını alıp mücadeleye devam etmiş... Bu hafta Zagreb'de ikinci tura yükseldi elemelerden gelerek. Rakibi geçen senenin finalisti Michael Berrer...

1 Şubat 2011 Salı

Turnuvalarda Son Durum Ozeti

Hic bir beklentimizin olmadigi Johannesburg'dan baslayalim.

Buradaki en merak uyandiran isim Kanadali Raonic'ti. Aslinda onun icin puan toplayip siralamada hizli yukselmek adina cok uygun bir turnuva, akillilik etmis gelmekle. Elemelerden de geldi ki bu da turnuva sonrasi epey sira atlayabilecegi anlamina gelir. Ilk turda 2 nolu seri basi Lu'yu yenmis. Lu Wimbledon cikisinin devamini getiremiyor bir turlu. Sac olarak tanimladigimiz Brown ise 5 nolu seri basi Serra'yi yenmis. Onun disinda dikkati ceken sonuc yok.

Gecen sene turnuva sonrasi sarsilan Santiago'daki turnuvada da seri basi isimler yollarina devam ediyor. Dikkat ceken isimler Bellucci ve Robredo kayip yasamazken, Nalbandian henuz ilk tur macini oynamadi.

Zagreb'de ise Dodig dikkat cekmeye devam ediyor. 26 yasindaki Hirvat oyuncu AO'da Djokovic'ten set almisti. Burada ilk turda 6 nolu seri basi Granollers'i cok rahat gecmis ilk turda. Diger maclarda seri basi isimler wild card ile gelen oyunculari yenerken, Lacko da Marsel'i eledi bildiginiz gibi.

Foto: Deli Cevat

31 Ocak 2011 Pazartesi

Video: Yazici


Teknigini merak edenler suraya bakabilir.


Marsel Veda Etti

Marsel Lacko'ya 64-46-57 ile kaybetti.

Zaten kaybedecegi bir macti demenin hic bir anlami veya gercekciligi yok. Lacko, kariyerindeki en buyuk basarisi etrafa mikrop sacan bir Nadal'a karambolde halka takmak olan vasat olarak tabir edebilecegimiz bir tenisci. Marsel'in de yenebilecegi ve yenmesi gereken bir rakipti. Iyi oynayinca yine vasat olsa da Lacko'dan daha iyi sayilabilecek Becker'i yenebiliyor cunku.

Ne oldu ne bitti diye kisaca yazacak olursak ilk oyunda servis kirip seti almis Marsel. Ben o sirada yoldaydim, takip edemedim. Sonra geldim eve skoru gordum, o esnada 2. sette durum 2-2. Herkes kendi servisini alirken Lacko gitti 4-5'te kut diye servis kirdi. Bu noktada dedim "ben skorlara bakmayayim bari". Ise yaradi ve Marsel 3. setin basinda servis kirdi. Ama kader aglarini ordu ve tum cabalarima ragmen 3-3'u gorduk 6. oyunda. Sonra yine herkes kendi servisini alir, set tie-break'e dogru giderken olan oldu ve Russell macin skorunu "bu mac boyle biter" diyerek yazdi. Sonrasi malum.

Sikayetlerinizi yan taraftaki iletisim bolumunde yazan mail adresine bildirebilirsiniz.

(Durun yahu, saka yaptim. Yuklenmeyin Russell'a :D)

Johannesburg'da Durum Vahim

ATP'nin bugun su saate dek Johannesburg ile ilgili yaptigi haberin basligi "de Voest's Rare Singles Win". de Voest'in yendigi isim ise Galvani. Bu haberi Lopez'in parkta gergedan severken cekilen fotografinin altinda goruyoruz.

Turnuva resmi sitesinin de durumu daha iyi degil. Bugun twitter yolu ile paylasmaya uygun gordukleri kisitli sayida fotograftan biri su;


Tipsarevic sacini kestirdikten sonra anlasilan Lopez turnuvanin "presentable erkek tenisci" yukunu tek basina cekecek. Niye boyle bir ihtiyac oldugunu merak ediyor olabilirsiniz ama adi sani duyulmadik teniscilerin nadir ATP galibiyetlerinin oldugu bir ATP 250 turnuvasina dunyanin geri kalani, tam da AO sonrasi neden ilgi gosterecek merak ediyorum.

Video: Beyazlar İçinde

Marsel-Lacko

Maç bugün TSİ 17.00'da başlıyor. Yan kortta oynandığı için maalesef yayın olmayacak ama dileyenler ATP'nin livescore'undan maçı takip edebilir. Kritik bir maç, bundan sonra elemelere girmek zorunda kalacak Marsel, burada maç kazanmak önemli. Başarılar...

30 Ocak 2011 Pazar

Foto: Olmazsa Olmaz Poz

2009

2010

2011

Reunion Island'da İlginç Durum

Fransa'ya bağlı Reunion Island'da bu hafta 30 bin dolar ödüllü bir challenger turnuvası düzenleniyor. Daha doğrusu düzenleniyordu. Bir kere bu turnuva yeni bir turnuva. İlk kez düzenleniyor yani. Ama bu hafta yaşanandan sonra muhtemelen ilk ve sonuncusu olacak. Balık baştan kokar misali, turnuvaya hiç talep yoktu. Bunun sebebi olarak adaya uçuşların çok pahalı olması gösteriliyor. Sonuçta challenger turnuvalarını oynayan oyuncular para sıkıntısı çekiyorlar ve bu tip şeylere fazlasıyla dikkat etmek zorundalar. Aslında turnuvanın seribaşılarına bakıldığında büyük bir sorun yok. Serra, Przysiezny gibi top 100 oyuncuları var mesela. Onun dışında da ilk 300'den oyuncularla dolu genelde ama hiçbir challenger turnuvasının ana tablosunda ilk iki seribaşının ilk turu bye geçtiğine rastlamazsınız. Ana tabloya son sıradan giren 40 yaşında sıralaması bile olmayan bir Japon oyuncuya ise hiç rastlamazsınız! Daha da kötüsü var. Turnuvanın eleme tablosu da tam bir komedi. 8 oyuncudan oluşuyor sadece. Hepsi özel davetle katılıyor turnuvaya, hepsi Fransız ve oyuncuların hemen hemen hepsi 30-40 yaşındalar. İlk iki tur zaten yok, tek maç kazanan ana tabloya çıkıyor. İşin ilginci ana tabloda da bir sekmede elemelerden gelen bir oyuncu, elemelerden gelen bir oyuncuyla oynuyor. Bu şekilde 40 yaşında bir amca bir challenger turnuvasında ikinci tura çıkıp 9 puanı cebe atıyor.

Asıl olaya gelelim. Turnuva başladı ama pek uzun sürmedi. Elemeler ve ilk iki tur maçları yağmur aralarıyla zor da olsa cuma günü tamamlandı. Cumartesi ve pazar çeyrek final, yarı final ve final maçlarının hızlıca tamamlanması planlanıyordu ama yoğun yağışların sele kadar varması, turnuvanın çeyrek finallerinin bile oynanmadan iptal edilmesine sebep oldu. Resmi açıklamada çeyrek finale kalan her oyuncunun önceden belirlenen 875 avroyu ve 15 puanı aldığı açıklandı. Oraya uçma, konaklama, yeme, içme derken muhtemelen çeyrek finale kalan çoğu oyuncu 875 avrodan kat kat fazla para harcadı. Yağmur ve benzeri bir duruma önlem olarak kapalı kortları bile bulunmayan bir yerde challenger turnuvası düzenlemeye kalkışmak ve buna izin verilmesi de ayrı mesele.

Bunlar nadir de olsa görülen şeyler. Turnuva iptalleri olabiliyor. Ama genelde yarı final, çoğunlukla final aşamasında oluyor. Ben hiçbir turnuvanın çeyrek final maçlarının dahi oynanmadan iptal edildiğini görmedim. Bilen, hatırlayan varsa yorum bölümüne düşebilir, biz de merakımızı gideririz.

Fed Kupası: Çeyrek Finaller

Bu hafta kadınlarda turnuva yok, Fed Kupası haftası malum. Çeyrek finaller oynanacak.

Avustralya ile İtalya oynuyor Avustralya'da. Zevkli maçlar çıkabilir buradan. Stosur-Groth ikilisi Avustralya Açık gazisi Schiavone ve Pennetta karşısında olacak. Teklerde herkesin herkesi yenme ihtimali var. Çiftlerde Stubbs silahı var Avustralya'nın ama o da emekliliğinin eşiğinde, o maçta da kesin bir favori yok. Ortada bir eşleşme kanımca. Ev sahibi olması sebebiyle Avustralya biraz daha avantajlı tabii. Son şampiyon için erken bir veda olabilir. Ayrıca tarihte bu iki ülkenin karşılaşmalarında 5-0'lık Avustralya üstünlüğü bulunuyor.

Rusya, Fransa'yı ağırlıyor Moskova'da. Sharapova, Kuznetsova, Pavlyuchenkova ve Safina var kadroda. Safina dışında hepsinin oynama ihtimali var. Safina'yı hele teklerde oynatacağını hiç sanmıyorum Tarpischev'in. Fransa kadrosu zayıf. Avustralya Açık'ta iyi iş çıkartan Alize Cornet en büyük umutları. Razzano, Parmentier ve Coin ekibin diğer üyeleri. Sharapova ve Pavlyuchenkova çok formda sayılmaz ama Kuznetsova'nın Avustralya Açık'ta oynadığı tenis iyiydi. Burada iki tekler maçı oynarsa eğer Rusya eşleşmeyi rahat götürür. Geçmişteki serilerde 5-3'lük Rusya üstünlüğü var.

Üçüncü eşleşme Çekoslovakya. Evet, Slovakya ile Çek Cumhuriyeti arasında. İbrenin net şekilde deplasman tarafında olduğu tek seri kanımca. Slovakya'da Hantuchova formsuz. Rybarikova da öyle. Jana Cepelova diye 93'lü bir kızı almışlar, sıralamada 400'lerde. En büyük umutları Cibulkova olacak ama formda Kvitova&Safarova ikilisine yetmesi zor. Bunun Zahlavova'sı var, çiftlerin 5 numarası Peschke'si var. Çek Cumhuriyeti alır bu eşleşmeyi. Geçmişteki eşleşmelerde de 3-0'lık üstünlükleri söz konusu.

Son eşleşme Belçika ile ABD arasında. Williams kardeşler ve Henin'in gidişinden sonra bu eşleşmenin cazibesi de uçup gitti tabii. ABD geçen seneki takımla devam. Mattek-Sands ve Oudin oynayacak tekler maçlarını. Belçika'da Clijsters ve Wickmayer tekler maçlarında sahne alacak. Flipkens ve Avustralya Açık'ta junior'larda kazanan 94 doğumlu An-Sophie Mestach da takımın diğer üyeleri. Çiftlerde ABD ağır basıyor ama teklerde iki galibiyet çıkarmaları gerçekten çok zor, özellikle Clijsters'in iki galibiyeti cepte gibi. Bu eşleşmeyi kazanarak head-to-head istatistiğinde biraz olsun yaklaşabilir Belçika, ABD'ye. Bundan önceki 6 eşleşmenin 5'inde galip çıkan taraf ABD olmuş zira...

Video: 39 Vuruşluk Ralli

Foto: Koskoca Britanya Bunu Hak Etmiyor!

Foto: Finaller

Nestor/Srebotnik df Hanley/Yung-Jan
Sen kaybettin Zimonjic...

Andy Murray'in ikincilik odulu almasi
fotograflamaya deger bir olay degil galiba..

Sampiyonluk Djokovic'e




Bu mac ile ilgili beklentimiz aslinda suydu; her iki taraf da iyi oynayacak ama kazanan Djokovic olacakti.

Ama pek de oyle olmadi. Macin baslari aslinda soyledigimizi dogrular nitelikteydi. Djokovic ilk bir kac oyunda agirligini koyduysa da setin ortalarinda kontrol Murray'e gecmisti. Ama setin sonunda servisi kiran Djokovic oldu ve ilk set 6-4 ile Murray'e gitti.

Buraya kadar olanlar normal, beklenen seyler. Sonucta ilk set cekismeli gecmisti. Ama ne olduysa ikinci setin basinda oldu. Djokovic ilk servis oyununu kazandi, hadi bu da tamam. Ama beraberlige giden ilk servis oyununu kaybedince Murray kendini de kaybetti. Bakmadan yapilan sallama vuruslar mi dersiniz, metrelerce disari giden toplar mi, filenin dibinden fileye takilan toplar mi? Djokovic ilk setteki gibi iyiydi ancak Murray bu kadar dusmese 5-0'i kesinlikle goremezdi. Derken Murray dibe dusmenin geri tepmesiyle biraz yukari cikti ve iyi servis attigi servis oyununu aldiktan sonra bir de servis kirdi. Ama sonra geri tepmenin etkisi gecti ve yine geri dusup servis kirdirdi ve set de bitti.

3. setin basindaysa Djokovic'ten hatalar geldi ve Murray hatalarini biraz azalttigi oyunda servisi kirabildi. Sonra Murray ikinci setteki 0-5'lik haline dondu ve tekrar servis kirdirdi. Burada anne'den "Tamam sakin ol, her sey yolunda" uyarisi gelse de Murray "Idare edemem anne!" modunda bir cevap verdi. Daha sonra da felaket servis attigi bir oyunda ust uste 2 servis kirma puani cevirdi. Ancak servisi teslim etti. Derken yine kirdi ve taraflar iki oyunda kendi servislerine tutundu. Sonraki otunda servis kiran Djokovic maci da kazandi..

Djokovic bu macta tabi ki iyi oynadi. Referans vermek gerekirse US Open 2010 finalindeki gibiydi diyebiliriz. Zaten o maci kazansaydi da kimse sasirmazdi. Peki o maci neden 3-1 kaybetti de bu maci 3-0 kazandi?

Farki yaratan rakiplerin mental gucu oldu bence. US Open'da Djokovic surekli daha iyiyi, daha riskli olani denemeye zorlanirken bu macta Murray surekli bir noktadan sonra hata yapan taraf oldu ki Murray normalde bu kadar hata yapmaz. Ozellikle aman aman ofansif oynamadigi boyle bir macta. Twitter'dan Murray'in Ferrer macinda sol kalcasini sakatlamis olabilecegi ile bir bilgi geldi ki Murray'in ozellikle daha iyi olan backhand tarafindan hata yapmasi ve macta bir backhand vurusunda aciyla one kivrilmasi bunu dogrular nitelikte. Ama sonucta kramp seviyesinde rahatsiz edici ama ciddi olmayan bir problem oldugunu tahmin ediyorum. Ote tarafta Djokovic de sevmedigi hava sartlarinin etkisini 3. sette gosterdi. Bana mi oyle geldi bilmiyorum ama 3. sette Murray daha guclu vurabilen tarafti. Murray son sette hareket etmeden merkezde kalip guce yuklendigi rallilerin cogundan olumlu sonuc aldi zaten.

Murray'i bir kac kez defterden silme noktasina geldiysem de 3. sette servisini kirdirmamak icin verdigi mucadeleyi taktir ettim en sonunda. Djokovic icin ise soyleyeblecek bir sey yok. Basladigi gibi bitirdi ve az hata yapti.

Djokovic 1 slamlik adam olmaktan cikti. Umarim bir sonraki slami icin 2014 AO'yu beklemeyiz. Murray icin ise ne diyecegimi bilmiyorum. Bu mac daha yakin gecebilirdi, bu bir gercek. Djokovic'i gecen sene Nadal'a karsi gibi oynadigi gibi oynasa yenebilirdi, bu da baska bir gercek. Ancak bu turnuvada pek dikkat cekici galibiyetler alamadigini da soyleyebiliriz. Mac sonunda gecen seneki kadar dagilmamis olmasi ve olumlu konusmasi onun adina iyiydi. Umarim bilmedigimiz bir sebepten dusmustur bugun ve soyledigi gibi kazanabilecegine gercekten inaniyordur.

Ekleme: Murray mac sonrasi "Daha iyi hareket edebilirdim ama sakat degildim" demis.

Nadal'da 2cm Kas Yirtigi

Nasil becerdi macin ilk 3 oyununda bilinmez ama tam 2cm yirtmis Rafa bacak kasini.

Bu net olarak 2 hafta antreman yapamayacagi anlamina geliyor. 2 haftadan sonra durumu tekrar degerlendirilecekmis. 2009'da karin kasini 1,5cm yirtmis ve 3 haftaya yakin ara vermisti. Ancak o zaman kas yirtigi ile 1 ay kadar mac yapmisti, bu sefer dinlenmeye daha erken baslayacak.