Keşke geçen yılki kadar güzel şeyler yazabilseydik.. Mamafih yazamıyoruz. Turvunaya geçen yıl gösterilen özen bu yıl genel olarak gösterilmemiş veya gösterilememiş. Eksikleri hızlıca sıralayalım;
-Geçen yıl aralarda büfelere çıkıp içeri giremediğimizde maçları tavana asılı TV'lerden izleyebilirdik. Bu yıl TV var ama ne hikmetse yayın yok.
-Geçen yıl oyuncular korta girerken ışıklar kararır, ortam yaratılırdı. Bu sene kabak gibi açık olan ışıkların altında saçma sapan bir kaç yuvarlak ışık kortun etrafını dolaştı.
-Biletler geçen yılın 2,5 katı fiyatına. Ve en ön sıraları almak mümkün değildi. Dünya para verip 8 sıra arkadan izlemeyi tercih etmedim ben açıkçası finaller için.
-Geçen yıl kameramanlar kort içinde açıkta duruyorlardı. Bu yıl artık top gelmesin diye midir nedir kocaman bir platformun arkasında duruyorlar. O platform geri çizgi tarafındaki görüşü bozuyor.
-Bu yıl günlük turnuva program kitapçıkları dağıtılmıyor. Muhtemelen hazırlanmamış da.
-Fadik Sevin Atasoy gitti ama İpek Şenoğlu Kvitova'yı Roland Garros'ta şampiyon yaparken, Errani'ye de çeyrek final derecesini uygun gördü.
-Genel bir "Bitse de gitsek" havası var gibi hissediliyor. Organizatörlerde de, seyircilerde de...
Geçen yıl gösterilen özeni bu yıl organizasyonda göremediğimi söyledim... Seyirciler de "İnanamıyorum!!! Azarenka burnumun dibinde!!!" heyecanını attığı için bu yıl turnuvanın tek heyecan verici unsuru Serena Williams. Korta çıkınca ister istemez nefesimizi tuttuk, o oynadıkça da biz saygı duruşuna geçtik. Bambaşka bir tenisçi gerçekten...
Maçlara gelecek olursak, Kvitova hariç bence herkes iyi oynadı. Errani ve Kerber beklentilerimin çok üzerine çıktı. Günün en iyi oynayan iki ismi Serena ve Sharapova'ydı. Korta çıkmayanlar Azarenka ve Li. Li biraz şüpheli ama Azarenka iyi oynayacaktır. Geçen yıla nazaran tenis ve puan kalitesi çok yüksek.
"Faforim Serena..."