7 Ağustos 2010 Cumartesi

Rogers Cup: Erkekler Kurası

Dün erkekler kurasını turnuvanın 1 numaralı seribaşı olan Rafael Nadal çekti. Nadal'ın çeyreğinde Roddick var, ki son form durumunu göz önüne alırsak Nadal için iyi kura sayılır. Gerçi Roddick'ten önce 2. turda Wawrinka, 3. turda Querrey gibi rakipler onu bekliyor olacak muhtemelen. Ayrıca Roddick'in çeyrek final yoluna taş koyabilecek isimler var Cilic ve Tipsarevic gibi.

Nadal ile Federer tabii ki aynı yarıda değil. Nadal'ın yarısında bu sene Wimbledon'da 3 sette mağlup ettiği Andy Murray bulunuyor. Murray'nin çeyreği açık ara en zor çeyrek, bunu söyleyebilirim. Malisse, Lopez, de Bakker, Monfils, Gonzalez, Ferrer, Nalbandian, Gulbis ve Soderling... Vay vay demek istiyorum. Ki Gonzalez-Monfils ve Ferrer-Nalbandian ilk tur eşleşmeleri burada. Murray'nin potansiyel 2. tur rakibi de bugün Washington'da yarı final maçına çıkacak olan Malisse. Nalbandian da bu çeyrekteki bir diğer Washington yarı finalisti. İnanılmaz zor çeyrek olmuş. Kimin geleceğini tahmin etmek çok çok zor, bir şey diyemiyorum.

2 numaralı seribaşı Novak Djokovic, açık ara en kek çeyreği bulmuş kendine ilk 4 seribaşı arasından. Baghdatis, Verdasco ve Melzer çeyrekte Djokovic'in en zorlu görünen rakipleri, ki bu oyuncular son zamanlarda maç kazanmalarına rağmen Djokovic'e rakip olacak bir oyun oynamaktan çok uzaklar. Onun dışında Davydenko ve Stepanek gibi çok formsuz ve sakatlık dönüşü yapan oyuncular... Ayrıca geçen sene Gonzalez ile harika bir maç oynayan genç Kanadalı Milos Raonic yine wild-card'ı kapmış. İlk turdaki rakibi Victor Hanescu, ki kazanabilme ihtimali var bence...

Djokovic'in yarısındaki Federer'in kurası orta şeker olmuş. 2. turda Falla ile oynama ihtimali bulunuyor, bu dikkatimi çekti ilk kurasında. 3. turda da Wimbledon sonrası harika bir toprak sezonu geçiren Nicolas Almagro bulunuyor. Sert korta geçiş kolay değil tabii ki, ondan da bir şey beklemiyorum şu turnuvada. Wimbledon'da Federer'i yenen Berdych bu çeyrekte. Washington'da organizatörlerle takışmıştı Çek raket. Malisse ile oynadığı maça dayanarak çim korttaki formunu epey kaybettiğini söyleyebilirim. Olası bir eşleşmede Federer bu sefer alır diyorum. Stakhovsky-Gasquet ve Dolgopolov-Petzschner eşleşmeleri de ilginç olmuş. 4 oyuncu da son zamanlarda sakatlık problemleriyle uğraşıyorlar. Bir de Youzhny-Simon eşleşmesi var tabii. Youzhny sezon başlarındaki formunu kaybetti şu sıralar, belki sert kort ona da iyi gelebilir. Simon bu sene bir türlü form yakalayamadı ama sonunda favori zemini olan sert zemine geçildi. Washington'da çeyrek finalde Nalbandian'a karşı oynadığı maçta pek iyi gözükmediğini söyleyebilirim ama yine de...

Sonuç olarak ilk 4 seribaşının çeyreklerini en zordan en kolaya Murray, Nadal, Federer ve Djokovic diyerek sıralayabilirim. (Nadal ve Federer'in kura zorluklarının yakın olduğunu belirteyim, Federer çeyreğinde formsuz, sakat daha çok oyuncu olduğu için Nadal'ı öne koydum)

Isner ve Hewitt Montreal'de Yok

Isner'in bir süredir devam eden omuz sakatlığı nedeni ile katılmayacağını tahmin edebilmiştik, ama durumunu net olarak bilmediğimiz Hewitt de bu turnuvada yok.

Ferrer sakatlığından sonra korta dönen isimlerden. Ancak ilk turu bye geçemeyecek olan 10 numaralı seri başı ilk turda Nalbandian ile karşılaşacak ki buna da turnuvadan kestirme çıkış denilebilir.

Son bıraktığımızda hafif bir sakatlığı olan Federer de verdiği aradan sonra beklenildiği gibi ana tabloda. Oynadıkları son maçlardan sakatlık nedeni ile çekilen Gasquet ve Gulbis'i ana tabloda görmek hadi neyse de Fernando Gonzalez'i görünce ufak bir şok geçirmedim desem yalan söylemiş olurum. Nadal'ın geçen seneki derdinden muzdarip olan Gonzo yine tam da Nadal kadar ara verdikten sonra kortlara dönmüş. Bana biraz erken oldu gibi geldi ama hoş gelmiş. Gonzo'nun ilk tur rakibi ATP'nin bir başka nazenin ismi Gael Monfils.

6 Ağustos 2010 Cuma

Tekrar Sakatlanmayanlar, Rövanş Alamayanlar, Şaşırtmayanlar

Washington'da dün (bugün??) sakatlıktan kurtulmuş gibi görünen isimlere rastladık. Bunların en önemlisi uzun süredir devamlılık belirtisi göstermeyen Gilles Simon oldu. Simon Andy (kendi deyimiyle "Hendi") Roddick'i 6-3'lük iki set sonunda ilk 10 dışına itti. "Roddick düşer" dediğim yazımın mürekkebi kurumadan daha. Andy de 4 hafta üst üste oynayacaklar arasındaydı ve her turnuvada başarılı olması beklenemezdi. Roddick'in ilk 10'a dönebilmesi ile ilgili tek umut ışığı sezon sonunda koruyacak puanının olmayışı, geçen yıl sezon sonunda uzun bir dönemi dinlenerek geçirmiş olması.

Bir başka "tekrar sakatlanmayan" isim ise Nalbandian. Sakatlanmayı geçtim önüne geleni deviriyor ki US Open öncesi süpriz isim arayışlarımıza da ilaç gibi geldi. Zaten Nadal'a da ters gelmesi ile meşhur bir isim. Daha ne isteriz ki?

Washington'daki turnuvanın tablosu bir masters tunuvası kadar kalabalık. 3. tur maçları sonucunda Berdych yine zorlanarak da olsa kazandı maçını. Geçtiğimiz haftaların toprak şampiyonu Golubev'i geçti. Onun dışında bir süredir omzundan sakatlık yaşadığı söylenen Isner, ikinci baharını yaşayan Malisse'ye kaybetti. Isner Toronto'da oynamaz diye düşünüyorum. US Open öncesi toparlanabilmek için son şanslar bunlar.

Yenilgi üzerine yenilgi alan Cilic ise bu sefer seri başı olmasının hakkını verip son zamanların formda ismi Fish'i 3 sette de olsa geçmiş.

San Diego'da ise Zvonareva'nın elemelerden gelen Vandeweghe'ye yenilmesi haricinde süpriz denilebilecek sonuç yok. Hantuchova'nın Zheng'i ezmesi, iyi oynayabilen bir Hantuchova söz konusu olunca çok da şaşırtıcı değil bence. Diğer çeyrek finalist isimler ise Kuznetsova ve Pennetta oldu. San Diego'da yenilgi alan son zamanların dikkat çeken ismi Davenport ise partneri Huber ile çeyrek finalde turnuvaya veda etti.

Yıldız oyuncular anlamında İstanbul Cup + Wozniacki olarak şekillenen E-Boks'da ise bizleri şoktan şoka sürükleyen Chakvetadze çeyrek finali görürken, Wozniacki Benesova karşısında 3 sette kazandı. İpek'in maçı bugün için planlanan son maç olduğundan ve ondan önce başlayacak olan Wozniacki maçı yerel saat ile 20.00'de başlayıp bir de bu maçta İpek'in rakiplerinden Julia Gerorges oynayacağından ve iki maç arası makul bir bekleme süresi olması gerektiğinden İpek sanırım korta hiç çıkamayacak bugün. Wozniacki'yi prime-time'da oynatmanın yan etkileri bunlar hep. Bir organizasyonsuzluk, bir gariplik.

ATP


Thursday, 5 August

Singles - Third Round
[1] T Berdych (CZE) d [16] A Golubev (KAZ) 63 57 75
[13] G Simon (FRA) d [2] A Roddick (USA) 63 63
[3] [WC] F Verdasco (ESP) d [Q] R Sweeting (USA) 64 75
[4] M Cilic (CRO) d [15] M Fish (USA) 64 46 62
X Malisse (BEL) d [5] J Isner (USA) 64 36 76(5)
[8] M Baghdatis (CYP) d I Marchenko (UKR) 63 67(5) 63
J Tipsarevic (SRB) d A Falla (COL) 63 64
[WC] D Nalbandian (ARG) d M Chiudinelli (SUI) 61 60

Doubles - Quarter-finals
T Berdych (CZE) / R Stepanek (CZE) d A Golubev (KAZ) / D Istomin (UZB) w/o (Golubev - fatigue)

WTA

Amerika'da durum;

Singles - Second Round
(Q) Coco Vandeweghe (USA) d. (3) Vera Zvonareva (RUS) 26 75 64
(5) Flavia Pennetta (ITA) d. Maria Kirilenko (RUS) 64 76(5)
Svetlana Kuznetsova (RUS) d. Sara Errani (ITA) 61 67(5) 75
Daniela Hantuchova (SVK) d. Zheng Jie (CHN) 62 61

Doubles - Quarterfinals
(4) Kirilenko/Zheng (RUS/CHN) d. U.Radwanska/Scheepers (POL/RSA) 63 60
Mattek-Sands/Yan (USA/CHN) d. (WC) Davenport/Huber (USA/USA) 76(5) 64


Avrupa'da durum:

Singles - Second Round
(1) Caroline Wozniacki (DEN) d. Iveta Benesova (CZE) 46 62 60
(6) Polona Hercog (SLO) d. Anne Keothavong (GBR) 46 60 64
Sorana Cirstea (ROU) d. (WC) Katarina Srebotnik (SLO) 75 46 62
(Q) Anna Chakvetadze (RUS) d. Anna Lapushchenkova (RUS) 63 64

Doubles - Quarterfinals
(1) Goerges/Groenefeld (GER/GER) d. Kondratieva/Lefèvre (RUS/FRA) 62 62
(4) Diatchenko/Poutchek (RUS/BLR) d. Barrois/Malek (GER/GER) 62 76(6)

Muster'in Geri Dönüş Çalışmaları

Haberlere göre geri dönmek konusunda ısrarcı olan Thomas Muster, çalışma yöntemlerinin etkinliğini sorguluyormuş."15 yıl öncesinin yöntemleri ile çalışıyorum ve eminim o günden bu yana çok şey değişmiştir." demiş.

Muster günü yakalamak adına Nadal ve ekibi ile anlaşmaya varmış ve sonbaharda onlarla çalışacakmış. Muster'in günü yakalayacak olup olmaması tamamen fiziksel durumuna bağlı bence. Bunun dışında kendisini geri dönme konusunda oldukça istekli ve kararlı gördüğümü söyleyebilirim.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Djokovic & Nadal İkilisi Toronto'da (mı?)

Bildiğiniz gibi geçen sene Djokovic Cincinnati'de Nadal ile çiftlerde oynayacaktı ancak Nadal'ın karın kasları yırtılınca bu plan bozulmuştu. Ama iyi anlaşan ikili tekrar oynamak üzere sözleşmişlerdi.

Söylentilere göre bu sefer Toronto'da beraber oynayacaklarmış. Ben Cincinnati olur diye bekliyordum ama sızan haberler şimdilik Toronto'yu işaret ediyor. Tatil sonrası kendilerini toparlayabilirlerse son yılların en güçlü çiftlerinden biri olurlar herhalde.

Tekrar Sakatlananlar, Rövanş Alanlar, Şaşırtanlar

-Gulbis ve Hewitt Washington'da maçlarından çekilmek durumunda kalmışlar. Yakın geçmiş sakatlarından Nalbandian ise Wawrinka'yı çok rahat geçmiş. Tipsarevic yorgun Querrey'i bu sefer mağlup etmiş. Zaten Querrey burada da ilerlese ne Montreal'de ne de Cincinnati'de varlık gösteremezdi herhalde. Berdych Wimbledon sonrası ilk maçında Tursunov karşısında zorlansa da galip gelmiş. Taze damat Stepanek teklerde elense de Davis Cup'ta birlikte oynaya oynaya sağlam bir çift oluşturduğu Berdych ile Nestor - Zimonic gibi bir çifti yenmeyi başarmış. Takip listemdeki isimlerden Nishikori daha ilk turda yenilerek beni fazla yormazken, Verdasco Berrer'i zor da olsa geçerek yoluna devam edebilmiş.

-San Diego'da Radwanska Safina'yı beklendiği gibi yenerken 1 nolu seribaşı Jankovic tam da WTA'ya yakışacak bir şekilde Kleybanova'ya kaybetmiş ikinci turda.

-Danimarka'dan süpriz haberi var. İpek, partneri Voracova ile yarı finale yükselmiş. Chakvetadze ise ilk tur maçını kazanarak üst üste 6 maç kazanmış oldu galiba. Hatta eleme maçlarını da sayarsak daha bile fazla.

3 Ağustos 2010 Salı

Video: En Zor Rakipler - Gilles Simon



"Hendi öyle, Hendi böyle.." :)

Marsel'in Takvimi

Marsel İlhan geçen hafta İstanbul Cup'ta Çağla Büyükakçay'ın maçını izliyordu. O arada onunla röportaj yapıldı, antrenmanlarını İstanbul'da yapmış sert kort sezonu için. Sakatlığı hakkında bir şey söylemedi. Pazar günkü final maçında yorumcu olarak bulunan coach'u Can Üner de programı hakkında bilgi verdi. Bu haftasonu Toronto masters elemelerinde olacak Marsel, ondan sonraki hafta Cincinnati masters elemeleri. Bir sonraki haftayı boş geçecek olan Marsel, ondan sonraki hafta US Open elemelerine katılacak. US Open ana tablo listesi açıklandı ve Marsel listede 10. alternatif olarak görünüyor. Şansı yok bence. Çünkü en çok çekilmenin yaşandığı geçen Wimbledon turnuvasında bile alternatiflerden en fazla 5. girebilmişti yanılmıyorsam. Bu kez Monaco, Stepanek, Gulbis ve Nalbandian gibi Wimbledon'da olmayan oyuncular da olacak. Aslında Wimbledon sonrası çok önemli fırsat vardı ama sanırım hem yorgunluk hem de yaşadığı ufak sakatlık onu etkiledi. Zira girdiği birkaç turnuvada çok kötüydü, aynı şekilde Davis Cup'ta da... Eğer 1 turnuvada ileri noktalara gidebilse şu an eleme oynamak zorunda kalmayacaktı ama Marsel son zamanlarda grand slam eleme tablolarında en azından ilk turlarda sıkıntı çekmediği için benim onun adına bir çekincem yok. Kendini yenilediğini, iyi çalıştığını düşünüyorum. Üstelik sert kort favori kortu ve US Open da en sevdiği slam. En azından geçen seneki başarısını tekrarlaması puanlarını koruması adına çok hoş olur. Ayrıca ondan önce oynayacağı 2 masters'da alacağı sonuçlar da çok çok önemli. Zira US Open ve sonrası oynadığı birkaç turnuvada çok iyi sonuçlar elde etmişti Marsel. Ne yazık ki o dönemi bu sene aynı şekilde çok iyi geçireceğini sanmıyorum. Eğer bu masters turnuvalarında da erken elenirse, yıl sonuna doğru ilk 130-140 dışına çıkma tehlikesinde bulur kendini, ki hiç de iyi olmaz.

Amerika sert kort sezonunda da başarılar Marsel'e... Tabii Çağla da var bu kez, onla ilgili de gelecek bir yazı kısa zamanda.

2003 Avustralya Açık: Andy Roddick-Younes El Aynoui

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Haftanın Menüsü

Bu hafta İstanbul'da oynayan isimlerin çoğunun toplu halde Danimarka'ya göç ettiklerini görüyoruz. E-Boks'da ev sahibi Wozniacki de var.

Avrupa'dakiler yavaş yavaş Amerika'ya göç ederlerken Amerika kıtasındakiler ise orada devam ediyorlar mantıklı olarak. Haliyle Stanford ve San Diego tabloları arasında büyük benzerlik var. Ancak bir sonraki hafta Cincinnati'de önemli bir turnuva varken Stosur ve Bartoli gibi iddalı sayılabilecek isimlerin neden 3 hafta üst üste oynamayı tercih ettiklerini anlayamadım desem yeridir. Hatta Montreal'i de (ikisi de Premier 5 sonuçta) ekleyince etti mi 4 hafta? Cincinnati yüzünden enerji tasarrufuna gitmek isteyen isimler ve buna bağlı olarak süpriz bir şampiyon görebiliriz burada.

ATP bu hafta Avrupa bahsini kapatmış görünüyor. 2 Masters turnuvası öncesi son durak Washington. Aslında eğlenceli bir ana tablosu var. Buradaki ilgi çekici isimler Berdych, Nalbandian, Nishikori ve Verdasco bana göre. Bu 4'lünün ne yapacağını merak ediyorum. Bir de taze damat Stepanek de burada.

Çalıştırıcılar Dünyasından Haberler

- Federer bildiğiniz ve daha önce de yazdığımız gibi şu aralar Sampras'ın eski çalıştırıcısı Annacone ile deneme çalışmaları yapıyor. Fitness çalıştırıcısı olan Paganini ise fiziksel olarak iyi duruma olduğunu ve Wimbledon'da yaşadığı sorunların her tenisçinin başına gelebilecek dönemsel sorunlar olduğunu söylemiş. Geçen zamanın Federer'in oyununa etkilerinin olacağını ama her mağlubiyetin arkasından da bitiş senaryolarının yazılmasının saçma olduğunu söylemiş. Biz de farklı düşünmüyorduk zaten.

- Nadal'ın antremanlarında tanıdık bir yüz var; Toni Colom. "Nereden tanıyoruz?" diyecek olursanız, Colom Nadal'ı çocukluğunda çalıştırmış bir isim. 2009 sonundaki 3 haftada da yine Nadal ile çalışmış ve deyim yerindeyse sert kort sezonu öncesi mucizeler yaratmıştı. Hala Nadal'ın Doha'da çok çok iyi oynadığını düşünüyorum. Colom sert kort sezonu öncesinde iyi bir seçim olmuş. Bu tabi ki Nadal'ın amcasından ayrıldığı anlamına gelmiyor. Et tırnaktan ayrılmaz, süper amca yine iş başında. Yakından izleyenlerin de bildiği üzere Toni Nadal dönem dönem Francisco Roig, Albert Costa ve Toni Colom gibi farklı çalıştırıcıların görüşünü ve yardımını almaktan çekinmeyen biri. Hatta Grand Slam haricindeki Avrupa dışı turnuvalara gitmek istemediğinden genelde yeğenini bu saydıklarımdan birine emanet etmeyi tercih ediyor.

- Çalıştırıcısı ile yollarını ayıran Murray'in ise Adidas oyuncu geliştirme programının çalıştırıcısı olan Darren Cahill ile çalışacağı söylentisi var. Murray bu söylentileri yalanlamasa da benim Cahill'in bir küçük cevze olup diyar diyar gezme konusunda istekli olmasına dair şüphelerim var açıkçası.

- Wawrinka ise Federer'in eski çalıştırıcısı olup son olarak Girigor Dimitrov'un kahrını çekmekten bıkmış olan Peter Lundgren ile anlaşmış. Bunu daha önce söylemiş miydik bilmiyorum. Lundgren Wawrinka'nın hırsından ve isteğinden etkilenmiş. Lundgren'in yüzünü kafalarında canlandıramayanlara bir ipucu vereyim; kendisi AO 2005'te Safin'in çalıştırmış olup bu turnuvada Safin tişörtü ile ekranlara gelen tombalak şahıstır.

ATP'de Sıralama

Ölü sezon da olsa sırlamada değişiklikler olabiliyor. Ne nedir, sezon sonunda ne olur bir bakalım.

Geçen yılı 1 numarada kapatan Federer'in bu yıl aynı başarıyı göstermesi "Mission Impossible" gibi duruyor. Ancak imkansız değil. Bunun iki sebebi var. Birincisi Nadal'ın sezonun ikinci yarısında koruyacak fazla puanı yokmuş gibi görünse de İspanyol oyuncu geçen yıl Montreal'den sonra katıldığı her turnuvada en az yarı final gördü ki bu da damlaya damlaya göl oluyor demek. İkinci etken ise Federer'in geçen sene US Open'dan sonra varlık gösterememiş oluşu. Uzakdoğu'ya hiç gitmemişti hatırlarsanız ve bu yıl oradan kopartabileceği epey puan var. Ancak Federer'in Cincinnati'de kan kaybedeceği ve bu kan kaybını gidermek için de Uzakdoğu'da en azından finaller görmesi gerektiği de bir başka gerçek. Ve tabi Nadal'ın geçen yıl puanların 200'er 200'er verildiği sezon sonu turnuvasında 0 çekmesi ve bu yıl geçen sene özür üzerine özür dilediği İngiliz seyircisini bir kaç maçta sevindirebilme olasılığı da var.

Djokovic için ne desek boş. Sezon sonuna doğru coşan bir isim bildiğiniz gibi. Ama 1 numarayı görmesi için çok çok iyi performans göstermesi lazım. Djokovic'in durumu biraz Federer'i andırıyor ama galiba onun koruması gereken puan miktarı biraz daha fazla. Geçen senenin ikinci yarısında iki ATP 500, bir Masters şampiyonluğu ve bir Masters finali var. Ayrıca bu yıl ilk 10'da taze ve istekli isimer var ve bunların Djokovic'i yenmek konusunda çekinceleri yok. Bunu da geçtim Djokovic'in 2010 itibarı ile hala ilk 15'e karşı 1 galibiyeti var.

Murray US Open sonrasına kadar puan kaybeder, ancak Uzakdoğu'da açılır diye tahmin ediyorum. O da geçen sene Asya'ya gitmeyenlerden. Sonbaharda geçen seneye göre daha fazla turnuvada oynayıp puan artırır ve Avustralya Açık'a kadar kendini toparlar diye umuyorum.

Müzmin tendinitli Soderling yerini koruyacaktır diye düşünüyorum. Hatta kura yardımı ile US Open'da yarı final görmesi de mümkün. Ama Uzakdoğu'dan puan çıkartabilmesi için sağlık durumunun iyi olması en kritik nokta bence. Bu arada İsveç'teki toprak tunuvası finalinde fena küsmüş anlaşılan, o günden beri göremiyoruz kendisini.

Del Potro bu hafta Davydenko ile arasındaki puan farkını kapattı(!). Neredesye aylarca tenis oynamamasına rağmen utanmasa bu hafta 6 numaraya çıkacaktı. Del Potro US Open sonrasına kadar 3100 puan kaybedecek. Sezon sonu turnuvasından da 800 puan kaybedecek olan Del Potro'nun ilk 100'den kopmaması Uzakdoğu ve Avrupa serüveninin nasıl geçeceğine bağlı. Ama bu turnuvalardan final veya şampiyonluk çıkartması zor göründüğünden bana göre sezonun geri kalan ATP turnuvalarını ısınma için kullanıp sezon sonunda da bir kaç Challenger'da tempo yükselterek Avustralya Açık'a formda gelmek kendisi için en iyi seçenek olacaktır bence.

Davydenko geçen sene Wimbledon sonrası Avrupa toprak sezonunda kazandığı puanları bu sene koruyamadı. Yine sezon sonuna doğru canavarlaşacağını tahmin ediyorum. Sezon sonu kupasını koruması büyük süpriz olmaz.

Berdych sıralamada yükselmesi olası tenisçilerden. İyi bir ritm tutturdu ve sakatlklardan da koruyor kendisini, dinlenerek geçiriyor şu günleri. Sezon sonu şampiyonu adaylarımdan biri.

Roddick ve Verdasco düşer gibi geliyor bana. Roddick için yapılabilecek herşey yapıldı bence teknik anlamda. Gerisi kendisine kalmış. Kafasını toparlaması lazım. Verdasco ise yine önemli turnuvaların başlamasına 3 dakika kala bir yerlerde raket sallıyor olur. Adam akıllanmıyor.

Sezon sonuna doğru ilk 10'u zorlayacağını tahmin ettiğim 2 isimden biri Almagro. En iyi sezonunu geçiriyor ve iyi bir kura ile bu yıl US Open'da 3. turdan ötesini görebilir. Bir diğeri de Ferrer. Ferru geçen seneki gibi sezon sonuna doğru sakatlık yaşamazsa puan artırabilir. Her ne kadar Roland Garros onu için bir hayal kırıklığı oldu ise de iyi bir toprak sezonu ve beklenenin ötesinde bir Wimbledon geçirdi. Son sakatlığından sonra iyileşmeye fırsat bulmuştur umarım. Diğer olağan şüpheliler ise Melzer ve Youzhny olur.

Haftanın Özeti

Daha önce de söylediğim gibi, tatildeyim. Tatilde bile belli programlara uyma durumu var ve haliyle olaylar umduğunuz gibi gelişmiyor. Gündemden kopmamak adına önemli bulduğum noktalardan bahsedeyim.

- Gstaad'daki takribi 50 kiloluk ödül Almagro'nun oldu. Kupayı kaldırmayı başaran Almagro'nun önümüzdeki haftayı sırf bu sebepten boş geçeceğini tahmin ediyorum. Finalde yendiği isim toparlanma emareleri gösteren Gasquet.

- Umag ise Ferrero'nun kupa hasretine son verdi. Ameliyatı sonrası kazandığı ilk kupa bu İspanyol oyuncunun. Aslında pek de uzun süre kupasız kalmadı aslında ama neyse...

-Murray ise boynu bükük kalmaya devam ediyor. Nadal'a yenildikten sonraki konuşması ile herkesi üzen Murray Los Angeles'da Sam Querrey'e yenildi. İlginç bir nokta Querrey'in maç puanı çevirmesi ve daha önce Murray'den set bile alamamış olması. Sezon başındaki NAdal - Davydenko finaline benzettim, aynı mental çöküş. Murray için 2011 Avustralya Açık kupasını uygun gördüm, umarım kazanır. En son orada final görmüştü. Hem sezon sonu tatilinde kafasını da toplar.

-Bryan ikizleri uzun süre 61 (Trabzooon!!) rakamına takıldıktan sonra LA Open'da 62. kupalarını kazanarak en fazla kupa kazanan çift oldular.

-WTA'da bana göre haftanın en önemli olayı Davenport'un dönüşüydü. Huber ile birlikte Stanford'da kupayı kazandı kendisi. Teklerde ise finalde Sharapova'yı yenen Azarenka şampiyon oldu. Azarenka omzunda oluşan sakatlık nedeni ile San Diego'daki turnuvadan çekilmiş bu arada.

-Yüreğimdeki yare İstanbul Cup'ta ise teklerde Vesnina'yı yenen Pavlychenkova şampiyon oldu. Çiftleri Daniliidou - Wöhr ikilisi kazandı.