22 Ocak 2011 Cumartesi

Avustralya Açık: Erkekler Son 16

Nadal-Cilic: Nadal'ın oynadığı tenis çok iyi değil şu ana kadar. Cilic de görülüyor ki biraz toparlamış kendini. Çok iyi oynadığı yok ama kesinlikle geçen yılın sonundan daha iyi. İlk servisi etkili oluyor ve rallilerde daha fazla ayakta kalabiliyor. Nadal ile oynadığı tek maç 2009 Shanghai'da. 4 oyun vererek eze eze almıştı ama şimdi durumlar çok daha farklı tabii. Nadal kazanır ama set bırakır muhtemelen, bırakmasa da kesinlikle zorlanır.

Raonic-Ferrer: Raonic, elemelerden gelen harika koşusuna devam ediyor. Youzhny'i de geçti. Ralli oyunu averaj ama onu buralara getiren inanılmaz servisi. Bu turnuvada Isner'dan bile iyi servis atıyor, düşünün. Turnuvanın en hızlı servisi ona ait ve turnuvanın en çok ace atan oyuncusu. Ama bu eşleşme çok kötü onun için. 2011'de maç kaybetmemiş, formda ve dinç bir Ferrer. En son Berankis'i 6-2 6-2 6-1 ile geçti. Çok iyi return'leri olduğunu biliyoruz. Açıkçası set kaybetmesi bile sürpriz olur Ferrer'in benim için.

Soderling-Dolgopolov: Soderling zorlanmadan dördüncü tura kadar geldi ve kariyerinde ilk kez Avustralya Açık'ta ikinci haftayı görüyor. Ama söylemek lazım ki, doğru düzgün bir rakiple oynamadı henüz. Dolgopolov üçüncü turda Tsonga'yı 5 sette geçti ama son iki seti Dolgopolov kazanmadı, Tsonga verdi. İzlemeyenler o komediyi izlesin bir yerlerden bulup. Ben bu kadar fazla saçma basit hatayı arka arkaya iki set izlemedim. Felaket kötü oynadı son iki seti Tsonga. Dolgopolov bu maçta ilk servisi oyuna soktuğunda zorlanmaz ama biliyoruz ki ilk servisi hep belli yerlerde düşüyor ve o aralarda Soderling kıracağı servislerle işi götürür. Yakın geçer ve Soderling 3 ya da 4 sette alır diyorum.

Melzer-Murray: Melzer, Youzhny'nin kaybetmesi, kendisinin de kazanmasıyla neredeyse 30 yaşında kariyerinde ilk defa top 10'a girdi. Takdir etmek lazım kariyerinin sonunda yaptığı bu çıkışı. Baghdatis maçının ikinci ve üçüncü setlerinde gayet iyi oynadı ama Murray'nin kaybedeceği maç değil bu. İyi savunma yapıyor Murray her zaman olduğu gibi ve Melzer'in bu duvara karşı bir yerde saçmalamaya başlayacağını tahmin etmek zor değil.

Berdych-Verdasco: Berdych, Wimbledon'dan sonraki en iyi maçını Gasquet'e karşı oynadı burada üçüncü turda. Verdasco ise Tipsarevic'e elenmeliydi bence, buraya kadar fazla geldi. Gerçi Nishikori'yi çok rahat geçmiş ama izleyemedim, o maçta nasıl oynadığını bilmiyorum. Berdych şu an daha formda görünüyor ama Verdasco ile ne olacağını bilemezsiniz. Yine de 4 veya 5 sette Berdych derim.

Almagro-Djokovic: Almagro hakkında bir yerde gördüğüm yorumu paylaşmak istiyorum. Direk alıntılıyorum. Yorum, Almagro'nun ikinci turda 3 numaralı kortta Andreev'i uzun bir maçın ardından 5 sette geçmesine binaen geliyor. Şöyle bir durup düşündüğünüzde "adam haklı beyler" diyeceğinize eminim: "You know it's a grand slam first week when everytime you look at a scoreboard you catch Almagro mugging it out in a five setter on some outside court." Maça gelirsek, Djokovic kazanır. Bu kadar.

Roddick-Wawrinka: Dördüncü turun en çekişmeli birkaç eşleşmesinden biri. Organizatörler de bunu fark etmiş, Rod Laver'ın akşam seansına koymuşlar. Roddick'in şu anki oyunu top 20 dışındaki oyuncuları çok zorlanmadan yeniyor ama top 20'ye karşı çok zorlanıyor, top 10 oyuncularına karşı ise neredeyse hiç kazanamıyor. Yani aşağı yukarı ne yapacağı belli olan bir Roddick var. Çok iyi servis atar ve rallide rakibinden hata bekler, bu kadar... Wawrinka ise seneye iyi başladı. Bu sene maç kaybetmedi henüz, ki kendine güvenle her zaman daha iyi oynayan bir oyuncudur. Bu maçtan bir sürpriz çıkar - artık ne kadar sürpriz denirse - ve Wawrinka kazanır.

Robredo-Federer: Hehehe.

Avustralya Açık: Kadınlar Son 16

Wozniacki-Sevastova: Wozniacki, üçüncü turda elenir dediğimiz Cibulkova 40 küsur basit hata yapınca kazanmakta çok da zorlanmadı. Sevastova önemli bir tehdit olarak gözükmüyor ama hiç izleyemedik Letonyalı raketi, o yüzden bir şey demek zor. Wickmayer'i 6-2 6-4 gibi rahat bir skorla geçmiş sonuçta ve onun dışında da geçtiğimiz seneden potansiyelli bir oyuncu olduğunu biliyoruz ama yine de Wozniacki'nin bu maçı kaybetmesi zor.

Kuznetsova-Schiavone: İki eski kurt. Schiavone ikinci turda çok zorlandı, Kuznetsova ise Henin'i eleyerek geldi. Kuznetsova'yı Auckland'de Peng'e kaybettiği maçta izlemiş ve geçen seneden farkını görememiştim, burada nasıl oynuyor bilmiyorum. Schiavone ise, Eurosport sağolsun bolca izledik, o da çok farklı değil. Muhtemelen yakın geçen, üç setlik, uzun bir maç olur. Ben Kuznetsova kazanır diyorum.

Petkovic-Sharapova: Petkovic'in üçüncü turu hiç oynamamış gibi geçmesi büyük avantaj. Üstelik karşısında üçüncü tur maçında ecel terleri dökmüş bir rakibi varken. Sharapova felaket oynamıyor ama çok iyi değil. Petkovic'e yenilmesi büyük bir sürpriz olmaz. Ortada bir maç bu da. Bol bol çığlık ve winner vaat ediyor...

Li-Azarenka: İşte oldu! Çok istiyordum bu eşleşmeyi. Tartışmasız tam bir 50-50 maçı. İki raket de formda, ikisi de iyi oynuyor, ikisi de zorlanmadan geldi. İki oyuncuyu da sevdiğim için kim kazanırsa kazansın sevineceğim ama Li sevgim biraz daha ağır basıyor. Hayırlısı.

Peng-Radwanska: Jankovic'i eleyen Peng, arkasından Morita'yı mağlup etti. Radwanska ise ilk turda Kimiko karşısında geriden gelerek kazandıktan sonra diğer maçlarını daha rahat kazandı. Halep karşısında oynadığı oyun çok iyiydi ama Peng'in oyunu onu çok daha zorlayabilecek nitelikte. Radwanska kazanabilir umarım ama kim gelirse gelsin yarı finale çıkması pek mümkün olmayacak zira oradaki rakip muhtemelen Clijsters olacak...

Makarova-Clijsters: Makarova'nın burada oynadığı tenisi çok beğendim, özellikle de Ivanovic maçında ama artık yolun sonu onun için. Çok uzun maçlar oynadı, çok yoruldu. Ivanovic'i son sette 10-8 geçtikten sonra bugün de Petrova'yı son sette 10-8 ile geçti. Clijsters aslında Cornet karşısında ilk iki turdaki kadar iyi değildi ama iyi gününde olmayışına yoralım. Makarova'ya eleneceğini hiç zannetmiyorum.

Kvitova-Pennetta: Kvitova bu sezon harika gidiyor şu ana kadar. Brisbane'i kazandıktan sonra Avustralya Açık'ta da rakiplerini dümdüz etmeye devam ediyor. Stosur karşısındaki harika oynayarak kazandı. Pennetta da onun kadar olmasa da iyi oynuyor. Pennetta'nın oyunu daha istikrarlı tabii ayrıca. Bu maç biraz da Kvitova'ya bağlı. Gününde bir Kvitova mı olacak, yoksa 50 tane basit hata yapacak bir Kvitova mı?

Benesova-Zvonareva: En kolay maç bence. Zvonareva rahat kazanır, kazanmalı. Evet, sinirliyim. Çünkü Benesova, Pavlyuchenkova'yı eledi...

Turnuva başındaki tahminler ise şu an 4/8 ile yoluna devam ediyor. Clijsters garanti gibi oradan. Petkovic, Azarenka ve Pennetta diğerleri. Hepsi de kazanabilir, hepsi de kaybedebilir.

Günün Vuruşları





Mağdurum Ben Mağdur!


Mağdurum ben mağdur, Henin'den ötürü! Belki biraz geç olacak ama dün yazma fırsatı bulamadım. Turnuvayı kazanır dediğimiz Henin gitti Kuznetsova'ya kaybetti. Maçı izleyemedim maalesef. Wozniacki-Cibulkova maçının sonunda uyuyakalmışım, kalktığımda Kuznetsova 6-4 6-5 önde ve maç için servis atıyordu. İki puan izledim 0-30'da yine sızmışım, 5-10 dakika sonra kalktığımda tiebreak'in sonunu yakaladım. Yakın geçen tiebreak'i kaybeden Henin turnuvaya veda etti. Yılın başında Hopman Cup'ta iyi oynuyordu, bileğim tam hazır değil diyordu ama ben o sorunu aşacağından emindim ama aşamamış belli ki. İkinci maçından sonra bile bileğim tam olarak iyi değil diyince böyle bir sonucun gelebileceğini düşünmüştüm. Erken vedasıyla çok puan kaybetti burada böylece Henin. Cibulkova'ya elettiğimiz Wozniacki ne yapıyor? Takır takır kazanıyor. Muhtemelen yarı finale kadar da gelecektir. Şikayetçi değilim ama Wozniacki'yi severim.

Kadınlarda dördüncü tur eşleşmelerini ayrıca yazacağım...

4. Tur için 5 Set Alarmı

Gerek Ferru'nun belirttiği, gerekse Russell'ın raporladığı üzere Raonic bur turnuvada çok çok iyi servis atıyor. Youzhny'i 4 sette geçti genç oyuncu. 4. turda Ferrer ile "iyi servis vs iyi return" temalı güzel bir maç yapabilirler. Bu arada videoda belirtildiği üzere 2010'un en fazla maç yapan ismi "zeytin yeşili gözlü prens" Berankis'i 62-62-61 ile dağıtarak 4. tura yükseldi.

Çiftlerde Kavga

Bildiğiniz gibi Ziminjic-Nestor ikilisinin ayrılması ATP'de kelebek etkisine neden olmuş ve pek çok takım bozulup yeni ikililer oluşturmuşlardı.

Bunlardan biri de Paes-Bhuphati ikilisi. Eskiden de ortak olan bu oyuncular tekrar bir araya gelince eskiden kalma bazı gıcıklıklarını da yadetme olanağı bulmuşlar anlaşılan.

İkisinin AO üçüncü turda Lopez-Monaco çiftiyle onadıkları maçta olay çıkmış. Paes'in maç boyunca abartarak "Vamos!" diye bağıması, sandalye arasına gidilirken Monaco'yu itelme çalışmaları derken Lopez'in tepesi atmış ve Paes'e "Sen hastasın. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?" demiş. Hakem de Latin ikiliye hamle yapmış ayırmak ister gibi ama Monaco zaten kavga etmeye niyetli olmadıklarını sadece konuşmak istediklerini söylemiş.

Maç sonunda Lopez "Paes zaten hep böyle. Bazen dayanabiliyorsunuz, bazen ise katlanamıyorsunuz. Bugün katlanamadık." demiş.

Paes ise "Ben İspanyolları çok severim, ayrıca 'Vamos' benım 20 yıldır kullandığım laftır. Hem onlar benim üstüne üstüme servis attılar tamam mıaa, o kadar farkla outa atması imkansız Lopez'in!!" demiş. Bu noktada Lopez'e "Oooh, eline sağlık, keşke isabet ettirseydin." diyorum. Adam hiç değilse kurallara uygun davranmış. Bunlar neyse de asıl anahtar beyanat Bhuphathi'den gelmiş. "20 yıldır Vamos deriz. Daha önce Gonzalez-Acassuso ikilisi de gıcık olmuşlardı. Gıcık oldukları müddetçe kullanmaya devam ederiz." demiş.

Maç çekişmeli geçmiş bu arada. 76-64 bitmiş. Sıkışınca gerçek yüzler ortaya çıkıyor tabi. Anadili İngilizce olmadığı halde "COME OOONN!!" diye hönkürenlere ne kadar gıcık oluyorsam bu ikiliye de o kadar, hatta bilhassa İspanyolca hönkürdüklerinden daha bile fazla gıcık oldum şu an. Bu hareketlerin amacı belli çünkü.

Huzurlarınızda Hint ikili kınıyorum. "Kınnnn!!!"

21 Ocak 2011 Cuma

20 Ocak 2011 Perşembe

Avustralya Açık: Dördüncü Gün Özetleri

Avustralya Açık'ta Dördüncü Gün: Kadınlar

Rod Laver Arena'daki kadınlar maçlarında hiçbir ilginçlik yaşanmadı. Clijsters, Petrova ve Stosur maçlarını iki sette kazandılar. Clijsters maçından sonra yaşanan olay ilginçti. Maç sonrası Clijsters ile röportaj yapan Woodbridge, geçen hafta Clijsters'ı Sydney'de görmüş ve Rennae Stubbs'a çok hırçın gözüktüğünü ve göğüslerinin daha büyük olduğunu, hamile mi olduğunu sormuş. Clijsters sayesinde öğrendik bunu bugün. Maç sonrası röportajında Woodbridge'ın Stubbs'a gönderdiği mesajı açtı okudu, adamı binlerce kişinin önünde rezil etti. Şaka amaçlıydı tabii... İyi oynuyor Clijsters, biraz daha zorlanmadan gider gibi.

Jankovic elendi. Ama bence sürpriz değil. Kağıt üzerinde evet ama zaten iyi oynamıyordu. Artı olarak Sırplar için lanetli olan Hisense faktörü devreye girince hiç şansı kalmadı Jelena'nın. Bu sene sıralamada ciddi şekilde bir düşüş yaşamasını bekliyorum. 2 numaralı seribaşı Zvonareva ise günün sürpriz beklenen maçında ilk seti 6-2 vermesine rağmen genç Jovanovski'yi geçmeyi başardı. Çok fazla basit hata yaptı Sırp oyuncu.

Güzellerden Cirstea ve Kirilenko set alamadan elendiler. İkisinin de form durumları iyi değildi zaten ama Kirilenko'nun Benesova'ya sadece 4 oyun alarak elenmesi biraz fazla kaçtı. Radwanska, Pennetta, Pavlyuchenkova günün rahat kazanan seribaşı raketleriydi. İlk turda Ana'yı eleyen Makarova da bir salaklık yapmayıp Tsurenko'yu iki sette geçmiş. Son olarak dikkati çeken maç ise Halep-Kleybanova maçı. Kleybanova'yı burada çeyreğe yazmıştım ben ama Halep iki sette geçmeyi başardı Rus raketi. Halep sevdiğim genç oyunculardan ama geçen hafta izlediğim maçlarında pek iyi oynamıyordu ve böyle bir galibiyet almasını hiç beklemiyordum. Tahminin patlamış olması üzücü tabii ama Halep adına sevindim. Kurası da iyi, bir maç daha kazanabilir...

Avustralya Acik'ta Dorduncu Gun - Erkekler

Ilk turdaki maci yarim kalan Nadal bugun Sweeting ile oynadigi maci tamamladi ve sonucta cok da bir degisiklik olmadi. 62-61-61 ile kazandi Nadal. Trunuva baslangicinda hala biraz burnunun aktigi dusunulecek olursa az zaman harcadigi her mac onun icin bir avantaj.

Nike'nin "teri uzaklastiran" tisortu...

Cilic, sasirtici formunu surdurerek ikinci macini da oldukca rahat aldi. 3. tur macini Giraldo'ya karsi fazla zorlanmadan kazandi. Rakibi ilk setini kaybettigi macta Stepanek'i gecen Isner oldu. Nadal'in rakibini belirleyecek olan macta ise Tomic Lopez'i 3 sette maglup etti. Nadal ve Lopez daha once hic karsilasmadilar. Nadal ceyrek finale kadar "yeni moda" uzun oyuncularla oynayacak ki bu oyunculara karsi zorlandigini biliyoruz. Arjantinlileri uzen macta Nalbandian arka arkaya oyunlar kaybettikten sonra 3. sette "cook yorgunum :C" diyerek cekilince Berankis 3. tura ziplayan isim oldu. Onun rakibi ise Ferrer. Zeytin yesili gozlu prens, Michael Russell'i ilk iki sette ezdigi bir macla eleyerek blogu ihmal eden Russell'a da mesaj gondermis oldu. Anlayana... :) Bu ceyrekte 3. tur goren bir baska genc isim Kanadali Raonic oldu. Ciftlerde Zimonjic ile takim halinde mucadele eden Llodra'nin cabalari yetersiz kaldi ve 3 sette tekler ana tablosuna veda etti. Raonic'in rakibi ise Marsel'in yasiti Slovak Kavcic'i 5 sette eleyen Youzhny oldu.

Diger ceyrekte ise Arjantin icin yine kotu bir gun yasandi. Once Del Potro Baghdatis'e 4 sette elendi. Macta bir ara bilegi icin saglik gorevlisi cagirmis ama sonrasinda bunun sadece onlem amacli oldugunu soylemis. Baghdatis'in rakibi ilk turda 5 setlik bir galibiyet alan Riba'yi rahat gecen Melzer oldu. Turnuvada kendi capinda bir basari oykusune imza atip 3. tur goren Hernych son seti 8-6 biten macta 30 nolu seribasi Bellucci'yi gecti. Rakibi ise bu turnuvada yine kendi capinda bir basari oykusune imza atan bir isim. Soderling Muller'i rahat bir sekilde yenerek kariyerinde ilk kez Avustralya Acik'ta 3. turu gormus oldu. Arjantinlilerin dramina tuy diken macta ise Garcia-Lopez Schwank'i maglup etti. Rakibi Marchenko'yu gule oynaya gecen Murray. Ceyregin son eslesmesi ise Becker'i 4 sette gecen Dolgopolov ile Seppi'yi 3 sette gecen Tsonga arasinda oynanacak.

Foto: Nadal-Severlere

Kendinizi en kotusune hazirlayip tiklayin.

En azindan Ronaldo kadar kotu degil...mi acaba?

Soku atlatmak icin;



Video: Wozniacki'den Mesaj Var


Evet. 0:45 itibari ile Wozniacki'nin yere yigdigi tenisci Woz'un eski raketini kullaniyor
ve elbisesi de eski elbisesine benziyor veya aynisi. Yani Woz "Simdiki halim eski halimi yener." diyor. (Etti mi dohuz?)

19 Ocak 2011 Çarşamba

Dunyanin En Monoton Adami

Nadal'in blogundan;

"I did something today that to be very honest with you, I’d never done before.
I had practice this morning not too early (11am) and then decided to go to the beach and have lunch with my team at a restaurant there, next to the sea. Most of my fans know I love the sea and I today it was a nice day and we decided to go there."

Kisa ozeti;

"Sizlere durust olmam gerekirse bugun daha once hic yapmadigim bir sey yaptim... 11'de antreman yaptiktan sonra deniz kenarinda, sahilde yemek yedim!"

Evet... Nadal bugunku blogunu bu heyecan verici oykuye ayirmis. Ne diyecegimizi bilemedik, ama bence biraz asiriya kacmis. Daha teklikesiz aktiviteler yapmali bence turnuva devam ederken.

Avustralya Acik'ta Ucuncu Gun

Avustralya Acik'ta kadinlarda tablonun ust tarafinda, erkeklerdeyse alt tarafindaki oyuncularin mucadele ettigi 3. gunu geride biraktik.

5 setlik maclar bugun de eksik olmadi. Verdasco-Tipsarevic maci beklendigi gibi final setine gitti ve kazanan Verdasco oldu. Bir baska 5 setlik mac bagimlisi Almagro ise sakatlik sonrasi eski formuna donmeye calisan Igor Andreev'i maglup etti. Bir baska onemli mac, benim beklentimin aksine final setine gitti ve boylelikle Simon beni utandirmis oldu. Setleri yakin gecen bir mac olmasini bekliyordum ama boyle uzamasini beklemiyordum acikcasi. Simon sakatliktan donen bazi isimlerle birlikte turnuvanin gizli seri basi oyuncularindan biriydi. 2 tur macini Federer ile oynamasi onun icin buyuk sanssizlik oldu. Gunun bir baska cekismeli gecmeye aday macinda Berdych Kohlschreiber'i 4 sette gecti. Monfils Gil'i yine 4 sette gecerken, Nishikori ilk turda supriz yapan Mayer'i yine 4 sette gecti. Iyi isler yapabilecegi dusunulen Fish ise ilk setini 6-1 aldigi macin diger setlerini 3-6 kaybederek Robredo'ya elendi. Federer'in 3. turda rakibi olacak olan Malisse ise rakibi Montanes'i 3 sette cok rahat gecti. Federer'in 3. tur maci da ilk tur maci kadar antreman havasinda gecmeyebilir. 3 veya 4 sette biter ancak setlerin yakin olmasini bekleyebiliriz zira Malisse'nin enerjisi kalmis gibi gorunuyor.

Kadinlar tarafinda ise 3 macta sakatlik drami yasandi. Schiavone ve Venus sakatlik sorunu yasadiklari maclarda rakiplerini zorlanarak da olsa gectiler. Bartoli ise turnuvada ust uste 16. oyununu kazandiktan sonra cok talihsiz bir sakatlik yasadi ve turnuvaya veda etti. Wozniacki King'i, Henin ise Baltacha'yi cok rahat gectiler. Dikkat ceken bir baska sonuc ise Niculescu'nun Pironkova'yi elemesi oldu. Gunun suprizi ise Wickmayer'i 6 oyun vererek malup eden Sevastova'dan geldi. Bunlar disinda seri basi isimlerden onemli bir kayip yasanmazken, Avustralya'nin sevgilisi Dokic Zahlavova'ya 2 sette yenilerek turnuvaya veda etti.

Video: "Aynisinin Venus'lusu"

18 Ocak 2011 Salı

Avustralya Açık: 3. Gün Programı

Federer-Simon, Wawrinka-Dimitrov ve Verdasco-Tipsarevic maçlarına dikkat... (üzerine tıklayınca büyüyor)

Veda




Vahşi Oyun? Set Kırdırmak? Ben Neredeyim?

Haber şu. Zaten çok kısa haber ama ben yine de dikkat çekmek istediğim yeri kopyalıyorum:

"2008 Melbourne şampiyonu maça kötü başlarken, 2 kez servis kullanırkençift hata yaptı ve 1 set kırdırdı. Maça servis kırdırarak başlayan Rus raket daha sonra kendini toparlayarak vahşi bir oyun ortaya koydu ve ilk seti 25dakikada bitirdi."

Bu haberlerin hangi şartlar altında ve nasıl yazıldığını gerçekten merak ediyorum. Yalnız şu "set kırdırdı" ifadesi sadece buraya özgü değil. Gerek normal tenis, gerekse masa tenisi oynarken, oynadığım rakiplerimden, arkadaşlarımdan az "set kimdeydi ya, unuttum?" ifadesini az duymadım. İşin ilginci "o set değil, servis" demenize rağmen, 1000 defa demenize rağmen, hala servis yerine set demeleri... Neyse bu konuda güzel anılarım yok, kapatalım konuyu. Vahşi!

Avustralya Açık'ta İkinci Gün: Kadınlar

Sondan başlayalım. Clijsters maçından. Bir kanalda Ivanovic-Makarova maçında yarım set oynanırken, Clijsters Safina'yı 44 dakikada korta yığdı. Bir oyun bile mi verilmez arkadaş, insaf! Birkaç oyuna baktım, malum öte yanda çok daha heyecanlı maç vardı ve Safina'nın çok ham olduğunu söylemem gerek. Hiç hazır görmedim. Clijsters ise bildiğimiz gibiydi, burada bir yere kadar yine çok rahat gelecek gibi gözüküyor. Üstelik önündeki en önemli tehditlerden biri olan Ivanovic de erken veda etti.

Hazır laf gelmişken o maçtan bahsedelim madem. İlk 1.5 set itibariyle Ivanovic'in rahat oynadığı, kazanacağı bir maç gibi görünüyordu ama setin sonlarına doğru Ivanovic'in servisi bir türlü kıramamasıyla maç ortaya geldi, Ivanovic 5-4 gerideyken kötü bir servis oyunu oynayınca son sete gidildi. Yine çok büyük bir telaş durumu yoktu ama son set de 3-3 4-4 5-5 diye gitmeye başlayınca "acaba Ana eleniyor mu?"ya geldi durum. 0-40'tan çevirdiği ve 4 maç puanı kurtardığı oyunun arkasından "şimdi kırar servisi kazanır" dedim ama yok. Makarova tutundu servisine, üstüne Ivanovic servisinde bir maç puanı daha harcadı. Maç ilerledikçe vuruşları daha da güçlenen Makarova, gittikçe daha cesur oynamaya başladı. Karşıda kötü bir Ivanovic yoktu ama Makarova gerçekten iyi oynadı. Sonunda altıncı maç puanını değerlendirerek günün en büyük sürprizlerinden birine imzayı attı.

Bir başka garip maç gecenin erken saatlerinde Kimiko Date Krumm ile Agnieszka Radwanska arasındaydı. Üç sette kazandı sakatlıktan dönen Radwanska ve son sette double break'ten geri geldi. Yalandan sakatlık molaları falan da çevirdi orada ama ne olursa olsun oradan vermemeliydi maçı Kimiko. Bu arada maçta raket de koptu. Evet evet, raket bildiğiniz ikiye ayrıldı. Maçı izleyememiş ya da olayı görememiş olanları şuraya alalım. Radwanska'nın bakışları harika...

Bunlar dışında Jankovic, Stosur, Pavlyuchenkova, Zvonareva falan filan set vermeden kazandı. Kirilenko, Oprandi karşısında son seti 8-6 alarak ikinci tura yükseldi, ki bu kadar zorlanması iyiye işaret değil. Muhtemelen en geç üçüncü turda Pavlyuchenkova'ya ruhunu teslim edecektir...

Marsel Kaybetti

Sürpriz çıkmadı, Marsel ilk tur maçında Youzhny'e mağlup oldu 2-6 3-6 6-7(5)'lik setlerle. İlk set ezici şekilde üstündü Youzhny. İkinci setin başında iki servis kırma puanı kurtaran Marsel bir sonraki oyunda 0-40'ı yakaladığı ve toplamda beş servis kırma puanı gördüğü oyunu alamayınca büyük fırsat kaçtı. 4-3'te servisini kırdırdı ve seti kaybetti. Son set servis kırma olmadan tiebreak'e geldi. Tiebreak'te de 6-5'e kadar iki oyuncu da servisinde kalmayı başardı. Burada kendi servisinde ilk puanı kaybeden Marsel maçı da kaybetti. İkinci ve üçüncü sette şansları vardı ama olmadı.

Bu sonuçla Marsel, turnuva sonrası açıklanacak sıralamada ilk 100'ün dışına çıkacak.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Avustralya Açık: İkinci Gün Programı

Program şurada.

Rod Laver Arena'da ilk maçta Zvonareva ile Bammer karşı karşıya geliyor. Arkadan Nadal korta çıkıyor. Sonra benim canlı izlemek için büyük merakla beklediğim Lauren Davis var. Sam Stosur karşısında olacak. Akşam seansı ise tek kelimeyle müthiş ama izleyip izleyemeyeceğim henüz kesin değil maalesef... Clijsters-Safina ve Hewitt-Nalbandian maçları, ilk tur maçlarından çok daha fazlası.

Hisense'de ilk maçta Tomic, Chardy ile oynuyor. Orada olacak bir gözümüz de. Murray, Soderling ve Tsonga da büyük kortlarda sahne alacak isimler. Gençlerden Berankis 6 numaralı kortun son maçında Matosevic karşısında. Bu maç da kendi adıma merakla beklediğim maçlardan, yayın kortunda olması güzel. Marsel ise daha önce de yazdığımız gibi 13 numaralı kortta. Yayın kortu değil benim bildiğime göre ama son dakikada bir şey çıkarsa hoş olur tabii, bekleyip göreceğiz...

Video: Kubot Sevinci


Olasi sakatlik: kasikta cekme

Avustralya Acik'ta Ilk Gun

Avustralya Acik'in sevmedigim bir ozelligi is gunlerinde takip edilemiyor olusu. Calisan insanlar gece 2'de izlemeye baslayip sabahlayamiyorlar. Gece seansindaki maclar da zaten mesaiye kurban gidiyor. Bu nedenle ornegin bugun benim az da olsa bakabildigim tek mac Federer-Lacko maci oldu. Russell uykusundan fedakarlik edip bir suru mac izlemeye calisiyordu son 2 haftadir ama ondan da haber yok. Boyut degistirdiginden supheleniyorum.

Ilk gunun dikkat ceken sonuclarina bakalim once erkekler tarafinda. Melbourne'den yukselen patlama sesi Davydenko'dan geldi, zira kendisi bugun ilk turda Florian Mayer'e yenildi. Hem de 4 set gibi oyle aman aman cekismeli olmayan bir macla. Hani Mayer genc yetenek sinifinda olsa anlariz. Gerci Mayer Avustralya'da basarili turnuvalar da cikartti ama Davydenko'da Doha'daki oyunuyla formunu yakaladigi izlenimini vermisti.

Bunun disindaki maclarda seri basi isimler zorlanmadan kazandilar. Hatta o derece ki Berdych bile ve (aman tanrim!) Verdasco bile rakiplerini cok rahat geride biraktilar. Oyle ki surekli aksiran, tiksiran, sicaktan bayilan Djokovic bile rakibine sadece 5 oyun birakti. Kurali bozan seri basi oyuncular da vardi tabi. Monfils'in de Bakker ile yaptigi mac 5 sete gitti ve Monfils 0-2'den dondu. Hem sakatligi oldugundan hem de de Bakker azimsanacak bir isim olmadigindan mazur gorulecek bir skor. Toprak uzmani Montanes'in Brown ile (sac), Fish'in Hanescu ile yaptigi maclar 5 sete gitti. Denk guclerin savasi seklinde gecen Kohli-Kamke macini ise Kohli 5 sette kazandi. Bunun haricinde Davydenko gibi elenen bir baska curuk seri basi Querrey oldu. Querrey 5 sette Kubot'a elendi. Grigor Dimitrov ise bazi True Grand Slam okurlarinin en iyi cikis yapan oyuncu sectigi Golubev'i eledi. Herkesi topluca Dimitrov'a gicik olmaya davet ediyorum.

Bayanlarda ise gectigimiz haftalardan gelen supriz beklentilerini karsilamayan bir gun gecirildi. Ilk turun en "yazik" denilen eslesmesi Wickmayer-Groth macinda gulen taraf Wickmayer oldu ve Groth'un bu turnuvada supriz yapabilecegini tahmin eden pek cok kisinin boynu bukuk kaldi. Hayranlarinin son haftalarda "Elendi...Simdi elenecek...Ay bakamiyacagim.." diyerek parmaklarinin arasindan seyrettigi Wozniacki ise ilk turda rahat bir galibiyet aldi Dulko karsisinda. Mirza Henin'den ilk seti koparsa da kalan setlerde cekismeye neden olamamis. Avustralya'ya kapali kutu olarak gelen Venus ise ilk macini rahat kazanmis Errani karsisinda. Sempati guzeli Dokic de rahat tur atlayanlardan. Rezai'nin Zahlavova'ya elenmesi ve Hantuchova'nin Kulikova'ye elenmesi disinda seri basi isimlerden elenen olmadi bugun. Son haftalarin sempati toplayan ismi Mattek-Sands Rus'a yenilirken, adasi Arantxa Parra Schiavone'yi zorlamayi basarmis.

Yine erkekler tarafina donersek blogda daha once yukselise gececeginden bahsettigimiz Benoit Paire ilk turda Cipolla'yi yenmis. Yukselise gececegi ongorulen Harrison ise ilk tur macini Istanbul Challenger sampiyonu ve son haftalarin dikkat ceken ismi Mannarino'ya karsi 3 sette kaybetmis. Baska bir genc isim Brands, Stakhovsky'e kolaylikla gecilirken, genc falan olmayan ancak son 8-9 ayda pek cok kisinin sempatisini kazanan Mahut da ilk macini kendinden beklenmeyecek bir bicimde 3 sette noktalamis.

Ilk gun icin rapor simdilik bu kadar. Toplu sonuclarda bayanlar maclari icin suraya, erkekler maclari icin ise buraya tiklayabilirsiniz.

Simdi diyebilirsiniz ki bir Federer maci izlemissin bari ondan bahset. Soyle soyleyeyim; Federer macin basindan itibaren cok cok iyi oynadi ve Lacko hic bir sey yapamadi. Birinci set boyle, ikinci set de oyle derken uyunacak az bir miktar uykum vardi hala, uyudum ben o yuzden. Macin nasil devam edip nasil bitecegi belliydi acikcasi cunku Lacko bir turlu tehdit olusturamadi. Uyumakta hakliydim. Pisman degilim.

Video: Rally For Relief

Marsel 13 Numaralı Kortta

Avustralya Açık'ta salının programı açıklandı. Marsel ilk maçını Youzhny ile 13 numaralı kortta oynayacak. Bildiğim kadarıyla maalesef bu kort yayın kortu değil ve maçı izleyemeyeceğiz. Maç korttaki ilk maç olarak oynanacak ve TSİ 02.00'de başlayacak. Her ne kadar umudumuz az olsa da başarılar Marsel'e...

Avustralya Açık: Peri Masalları

Avustralya Açık'ın başlamasına ben bu postu yazarken dakikalar var... Hafta içinde Eurosport TR için Avustralya'da son yıllardaki peri masallarını konu alan ufak bir yazı dizisi hazırladık. Zaten yakından takip edenlerin bildiği şeyler bunlar ama turnuva tam başlamadan önce bir nostalji (ne kadar nostalji olursa artık...) olarak buyrun efendim:


Şölen başlasın!