18 Eylül 2010 Cumartesi

Izmir Kurasi

Buradan buyurun.

Marsel'in onu yari finalde Kunitsyn'e kadar acik. Diger taraftaki onemli isim de 2 nolu seri basi Devvarman. Somdev ilk turda Tuna Altuna ile eslesmis. Haluk Akkoyun ise ilk turda Kumantsov'u yenerse bu macin galibi ile oynayacak.

Sac ise wild card ile katilmis turnuvaya...

Marsel'den Muhtesem Geri Donus

Marsel yari final macini 57, 76(6), 63 ile kazandi. Ama ne kazanmak!

ilk sette erken elde ettigi servis kirma sansini degerlendiremedi Marsel ve 7-5 ile kaybetti bu seti. Bu noktada ikinci set cabuk bitebilir gibi gorunuyordu zira Hidalgo kendi servis oyunlarinda oldukca saglamdi. Ikinci sette 5-1 one gecti Hidalgo ve mac icin servis atiyordu. Bu noktadan sonra Marsel iki macta kalmak icin iki kez kendi servis oyununu aldi, iki kezde servis kirdi. Sonra Hidalgo kendi servis oyunu alinca bir kez daha macta kalmak icin servis atti ve ikinci set tie-break'e gitti. Tie break oyununda ise 5-2 geriye dusen Marsel buaradan da geri donerek seti almayi basardi.

Son sette ise 3-2 de servis kirip one gecen Marsel bu sefer avantajini korudu ve maci kazandi.

US Open'da 70 puan kaybeden Marsel bunun 60'ini simdiden geri aldi. Kazanirsa ustune 30 puan daha koyacak.

Simdiden tebrikler...

Video: Gerekeni Yapmak



Davis Kupası: İlk Gün

İlginç sonuçlar vardı. Özet geçelim.

Yarı finallerde Fransa, Arjantin karşısında 2-0 öne fırladı Llodra'nın Monaco, Monfils'in Nalbandian karşısında aldığı galibiyetlerle. İkisi de 4 sette kazandılar. Llodra'nın galibiyeti sürpriz değildi ama Nalbandian'ın Monfils'i yenmesi bekleniyordu. Ben de öyle bekliyordum ama Nalbandian'ın pili bitmiş olmalı. Zira 4. seti 0-3'ten 6-3 kaybetti Arjantinli. Yarın Schwank/Zeballos takımın son umudu için Clement/Llodra ikilisine karşı kortta olacak. Arjantin takımı bu maçı kazanabilir ama Monaco ile tekler galibiyeti almaları çok büyük sürpriz olur. Dolayısıyla ben yazdım bile finale şimdiden Fransa'yı.

Diğer eşleşmede gün 1-1 kapandı. Beklenenlerin tersinde sonuçlar çıktı diyebiliriz. Djokovic hastalık sebebiyle çekilmişti ama pazar günü oynayabileceğini söylemiş. Onun yerine oynayan Troicki, ilk setini kazandığı maçta Stepanek'e 4 sette mağlup oldu. Günün ikinci maçında Wimbledon sonrası hala toparlayamayan Berdych'i Tipsarevic 4 sette geçti. Yarın çiftlerde Zimonjic ve ev sahibi faktörüyle bir adım önde Sırplar. Eğer pazar günü Djokovic sağlıklı bir şekilde kortta olabilirse finalin adı Fransa-Sırbistan olur diye düşünüyorum.

Bunun dışında 2 tane ilginç maç dikkatimi çekti. Brezilya ile Hindistan arasında oynanan kümede kalma mücadelesinde Thomaz Bellucci, geçtiğimiz hafta Amerika Açık çiftlerde final oynayan Rohan Bopanna'yı 6-7(2) 7-6(7) 7-5 4-6 10-8'lik sonuçla geçmiş. Bopanna 3 maç puanı kaçırmış ve son sette 5-3'te maç için servis atarken servisini kırdırmış. Bopanna'nın kaybettiği ilk yakın maç değil bu Davis Kupası'nda. Daha önce 5. sette 10-12, 7-9, 6-8 ve 4-6 kaybettiği tekler maçları var. O stresi kaldırabilmek kolay değil tabii. İkinci darbeyi de Mello yapmış Devvarman'a ve günü 2-0 kapatmış Brezilya. 2-1 geriden gelip 3-2 devirmiş Devvarman'ı Brezilyalı.

Diğer dikkat çeken sonuç Bosna-Hersek - Portekiz serisinden. Uzun sakatlığının ardından birkaç hafta önce Amerika Açık elemeleriyle tura geri dönüş yapan Bosna asıllı Amerikalı raket Amer Delic, Bosna-Hersek için oynamaya karar vermiş. Efsane de oynamış hakkaten. Fredirico Gil'e 5 sette kaybetmiş ama yaptığı dönüş inanılmaz. 6-3 6-4 6-7(14) 3-6 9-7'lik skorla kazanmış Portekizli. Tiebreak'te kaç maç puanı kaçırdığını bilmiyorum ama epeyce çok olmalı. Yaklaşık 1 yıl aradan sonra 5 saatlik maç çıkaracak kondüsyonu bulmak da iyi bir haber olsa gerek Delic için.

Şimdilik bu kadar, yarın çiftler maçları var, dolayısıyla pek heyecan olmayacak...

17 Eylül 2010 Cuma

Hayali Takvim

Russell ile konusyorduk "Indian Wells ve Miami cok gereksiz, hic bir onemli turnuvaya hizmet etmiyor" falan diye. Ben de "Evet ya onlar kalksin, su oteye gelsin bu beriye gelsin" diye program yaparken buldum kendimi; hepimiz yaptik bunu, gelin itiraf ederim. Masters ve Grand Slam'ler uzerinden takvim yaptim, ufak turnuvalar homojen dagiliyorlar zaten.

Ocak ayini bos biraktim, dinlensin cocuklar. Ama son 2 haftada 250 ve 500 puanlik hazirlik turnuvalari baslayacaktir tabi.

Subat'in ilk 2 haftasinda Avustralya Acik oynanacak. Havalar biraz daha serinken oynansin istedim cunku. Subat ayinin sonuna kadar Masters turnuvasi olmayacak.

Mart ayinin ilk haftasi itibari ile Guney Amerika'daki toprak kort turnuvalari baslayacak.

Nisan ayinin birinci ve ucuncu haftalarinda toprak Masters turnuvalari oynanacak. Isteyenler aradaki 250 ve 500'luk turnuvalara katilabilirler :). Simdiki gibi bunun icin 3 hafta ust uste oynamak gerekmeyecek.

Mayis ayinin ilk haftasinda son toprak masters turnuvasi oynanacak ve 3. haftada Roland Garros baslayip ay sonunda bitirilmis olacak.

Haziran'da Roland Garros bittikten 2 hafta sonra bir cim masters turnuvasi oynanacak. Roland Garros'tan erken elenen isimler bu iki haftalik arada kucuk turnuvalara katilabilirler. Cim masters turnuvasindan 1 hafta sonra Wimbledon baslayacak.

Temmuz'un ortasinda Wimbledon bitecek. US Open Series kapsamindaki kucuk turnuvalar ay sonunda baslayacak.

Agustos ayinin ikinci ve ucuncu haftasinda Kuzey Amerika masters turnuvalari oynanacak. Buradaki programi daraltmis gibi gorunuyorum ama su anki halinden cok da farkli degil zaten.

Eylul ayinin basinda US Open baslayacak. US Open bitince ay sonuna kadar onemli turnuva oynanmayacak.

Ekim'in ikinci haftasinda Shanghai Masters oynanacak.

Kasim ayinin ilk gunlerine denk gelen hafta Paris Masters oynanacak. Bir hafta aradan sonra ise sezon sonu turnuvasi.

1 tane masters turnuvasini eledim. Aslinda Avustralya Acik sonrasi Amerika'da oynanan turnuvalarin ikisini eledim cunku gercekten gereksizler. Sert sezon slam turnuvasi bitmis ve toprak sezonu baslamisken sertte oynamak cok sacma geliyor. Hem boylelikle toprak ve cim sezonunu da 3 aydan 5 aya cikarmis gibi oldum. Sezonun yarisi sert, geri kalani dogal zemin gibi oldu. Aslinda Mart ayindaki toprak sezonunu biraz kemirip Avustralya Acik'i oteleyerek AO oncesine bir masters daha koyabilirim ama gerek yok. Aslinda tek sorunum yagmur. O da yagmayiversin artik :).

Tayland Acik

Aslinda Tayland Acik'in baslamasina daha var ama turnuva simdiden heyecan uyandirdi bende. Bunun en onemli nedeni Juan Martin Del Potro'nun henuz cekildigini aciklmamamis olmasi. Gerci icimden bir ses bosa heyecan yaptigimi soyluyor ama Del Potro raketi eline alali oldu epey. Bu turnuvada cok iyi isler yapmayacaksa da ne durumda oldugunu gormek iyi olurdu.

Turnuvanin diger yildiz isimleri Gulbis, Gonzalez ve Nadal. Nadal sagda solda uzakdogu seyahatinden bahsettigine ve sakat da olmadigina gore burada oynar. Ama superman olup bu kupayi almasini da beklemek hayalcilik olur. E yeter artik bir noktada. Bu turnuvayi programina daha sonra ekledi zaten ama bunu Japonya'daki turnuvayi pas gecmek icin yaptigini dusunuyorum. Nadal bu sene hic ATP 500 turnuvasina katilmadi ya hadi bakalim. Gulbis ve Gonzalez de umit vermiyor. Burada ortami senlendirmeye aday isimler Troicki, Feli Lopez ve De Bakker gibileri.

Turnuva ile ilgili dikkatimi ceken bir baska nokta da Marc Lopez'in 2 Taylandli oyuncu ile wild card almis olmasi. "Neden Marc Lopez?" dediginizi duyar gibiyim. Burada Francisco Roig baglantisi devreye giriyor. Bildiginiz uzere Amca Nadal "Benim colugum var, cocugum var" diyerek Avrupa disindaki Grand Slam olmayan hic bir turnuvaya gitmiyor ve Nadal'i "Eti senin kemigi benim" diyerek genellikle Roig'e emanet ediyor bu tarz turnuvalarda. Roig de Marc Lopez'in calistiricilarindan oldugundan Nadal nereye giderse Lopez de oraya surukleniyor. Bu turnuvada da ciftlerde oynayacaktir diye tahmin ediyorum. Ama sadece teklerde oynarsa durum gercekten cok komik olacak, adeta sadece Nadal'in bonusu oldugundan ana tabloda oynamis olacak. Gerci Lopez artik saygin ve bu yil 3 kupa kazanmis olan bir ciftler oyuncusu, o nedenle ana tabloya kabul edilmesi cok da yakisiksiz degil ama insanin yine de Lopez yerine Marsel'i falan goresi geliyor :).

Djokovic Davis Cup'tan Cekildi

Djokovic Davis Cup acilis macinda mide ile ilgili problemleri oldugundan oynayamadi.

Djokovic'e koydugum teshis "dayaniksiz". Bir alerji, bir mide, bir sicaklar... Bu kadar rahatsizlik bir tesaduf eseri bir araya gelmis olabilir mi?

Nadal: "Djokovic Maçında Yardım Aldım"

Amerika Açık şampiyonluğunu kazandıktan sonra ülkesinin El Pais gazetesine röportaj veren Rafa Nadal'ın sözleri bunlar. Yardımdan kasıt, "coaching" tabii.

Röportajı yapan haberci "Maç sırasında box'una baktın, öyle çok gergindin ki dönüp nereye servis atmalıyım?" diye sordun demiş. Nadal da şöyle cevaplamış:

"Son oyundaydı. Maç için servis atarken. Nereye servis atacağımı bilemedim. Ortaya mı atmalıyım yoksa wide (açılı, rakibi kortun dışına iten, ki maçında genelinde bunu yapmıştı Rafa ve çok işe yaramıştı) servis mi atmalıyım diye sordum. Bana wide servis atmamı söylediler ve ben de bunu yaptım."

Açıkça hile yaptığını söylüyor Nadal. Sonuçta yasak bir şey yardım almak maç sırasında. Maça etki ettiğini söyleyemeyiz bunun. Son oyunda Nadal zaten double break ile öndeydi. Sanırım çok gergin olduğu için bunu yaptı ama şartlar ne olursa olsun yasak bir hareket. Tabii öte yandan bunu itiraf etmesi de güzel. Ceza alacağını, alması gerektiğini düşünüyorum. Maça neredeyse hiç bir etkisi olmasa da sırf ismi Nadal olduğu için göz ardı edilmez umarım bu...

Kirpi notu: Eveet.. Russell bunu bir yabanci blogda okumus. Mevzu bahis haber su;

http://translate.google.com/translate?js=n&prev=_t&hl=en&ie=UTF-8&layout=2&eotf=1&sl=es&tl=en&u=http%3A%2F%2Fwww.elpais.com%2Farticulo%2Fdeportes%2Fhe%2Fterminado%2Fhistoria%2Felpepidep%2F20100915elpepidep_2%2FTes

Nereye cekseniz oraya giden bir tercumesi var ama ana dili Ispanyolca olanlar "Bana disari servis at dendi" olarak tercume etmisler bunu. Su ana dek Nadal'in amcasina donup sordugunu soyleyen yok, ceviride de boyle bir sey gorunmuyor, o nedenle buyuk ihtimalle yabanci blogcu arkadasin uydurmasi. "Disari dogru servis kullan" yorumu ise mac puaninda gelmis. Toni Nadal'in cenesini tutamadigi bilinir ama Nadal'in kalkip da birsey sordugunu belirten bir sey yok su an.

Ayrica Toni Nadal'in Rafa'yi egitme anlayisini cok begensem de sirf su yerli yersiz mudahaleleri yuzunden kortta mac izlemekten men edilmesini istiyorum. "Doktorun dedigini yap, yaptigini yapma." demisler. Nadal Francisco Roig ile hic boyle problemler yasamiyor.

Not 2: Bu haber baska herhangi bir yayin organinda yer almasa da Bodo'nun bir postunun yorum bolumunde cok tartisilmis. Burada dile getirilen en onemli unsur Nadal'in mac puaninda "wide serve" kullanmamis olmasi, ki bu dogru. Mac puanindaki servis Djokovic'in backhand tarafina olmak uzere uzerine atilmis. Bu durumda 2 olasilik var, birincisi Nadal mac puaninda boyle bir yorum duydu ama uygulamadi. Ikincisi de videolarda mac puani oncesi bir dialog gorunmediginden ve Nadal'in "Bana boyle soylediler" derken net bir zaman belirtmemesinden tureyen bir teori; Nadal wide serve taktigini yagmur arasinda aldi. Bu ihtimali mantikli yapan unsur Nadal'in macta wide serve kullanmaya 3. setin baslarinda, yani yagmur arasindan sonra baslamis olmasi.
Her ne olursa olsun, Nadal'in Wimbledon'da bu coaching ile ilgili "Toni bazen cok konusuyor" dedigini biliyoruz. Hal boyleyken bir macta konusup konusmadigina bakmaksizin Toni'yi korttan uzaklastirmak gerektigini dusunuyorum.

Marsel Yarı Finalde!

Marsel sonunda kendine gelmiş gibi gözüküyor. 3 maçta da her ne kadar çok zorlu bir rakiple oynamasa da en azından rahat kazanmaya başladı ki önemli bir işaret bu. İlginç olan şeyse, Marsel'in bütün maçlarını aynı skorla kazanması. İlk turda Cacic'i 6-4 6-2, ikinci turda Menendez-Maceiras'ı 6-4 6-2 geçen Marsel bugün de Rus Ilya Belyaev karşısında 6-4 6-2 kazandı. Belyaev ile daha önce geçtiğimiz sezonun sonundaki St. Petersburg elemelerinin ilk turunda oynamıştı ve 2 sette kaybetmişti milli tenisçi. Onun da acısını almış oldu.

Marsel 2009 İzmir'den bu yana herhangi bir challenger finali göremedi. Tek challenger şampiyonluğu ise 2008 Ramat Hasharon'da gelmişti. Uzun bir süredir ilk 100'ün yakınında duran bir oyuncu için sadece 1 şampiyonluk (future'lar hariç, onlar aşırı kolay zaten) az bence. Marsel üst üste maç kazanmakta zorlanan bir oyuncu imajı çiziyor, o yüzden iyi oynadığı bir turnuvada kötü bir gününde kendisinden kötü oyunculara bile yenilebiliyor. Sebebi bu bence sadece 1 şampiyonluğunun olmasının. Çok istikrarlı değil maalesef... Her neyse, bu sefer şampiyonluk çok uzak değil. Bu sene Ramat Hasharon'da yarı final oynamıştı, ki en iyi challenger derecesiydi bu. Yarın yarı finalde turnuvanın 1 numaralı seribaşısı olmasa da, bana göre favorisi olan Ruben Ramirez-Hidalgo ile oynayacak. İspanyol oyuncu geçen hafta toprakta şampiyonluk kazanmıştı. Marsel için önemli bir test. Kolay rakipleri geride bıraktıktan sonra umarım bu zorlu rakibini de geçerek bu seneki ilk finaline ulaşır.

Not olarak belirtelim, Marsel burada şampiyonluğu almayı başarırsa ilk 100'ün çok yakınına gelecek yeniden...

Video: Arkadaslik

16 Eylül 2010 Perşembe

Raket Kirma Oscarlari

"Cevir Kazi Yanmasin" dalinda kazanan Fernando Gonzalez





"1 Vurusta 3 Boyut" dalinda kazanan Roger Federer





"Mc Donald's 'M' Ozel Odulu": Marat Safin





"Kirmadan Gitmeyelim" dalinda kazanan Novak Djokovic





"Yasam Boyu Basari Odulu": Goran Ivanisevic




Foto: "Acilin, Kral Geldi!"



(Foto:Getty Images)

Kim Bu?

15 Eylül 2010 Çarşamba

Video: Saaac!!!..

..ve biraz da sakal.

Altin Simit Odulleri

Ilk 8 icerisinde yer alan ve yil icerisinde en fazla simit dagitan oyuncuya veriliyormus bu odul. Gecen yil itibari ile patates kizartmalarini da saymaya baslamislar.

Suradan takip edilebilir. Simdilik Soderling onde. Halbuki ben toprakta dagittiklariyla Nadal onde olur sanmistim.

Zheng Sakatlandı

27 yaşındaki Çinli tenisçi Jie Zheng kariyerinin başlarında daha çok iyi çiftler kariyeri ile biliniyordu. 2006'da çiftlerde 2 grand slam kazanmıştı ve ardından 2007 yılında sakatlık sorunlarıyla boğuşmuştu. 2008'de yaptığı geri dönüşü ise harika oldu. Teklerde kariyerinde ilk kez çok yüksek noktalara geldi. Wimbledon'da yarı final oynayarak adını iyice duyurdu. En son da bu senenin başında Avustralya Açık'ta oynadığı yarı final ile sükse yapmıştı.

Zheng, Amerika Açık'tan önce de sakattı ama Amerika Açık'ı pas geçmek istemedi, oynadı. 2. turda Ana Ivanovic'e ezilerek kaybetti. Arkasından çiftlerde yarı final oynayarak sakatlığı göz önüne alındığında iyi bir grand slam geçirdi kendisi adına. Ama bu kez ertelememek istememiş ve ameliyatı tercih etmiş. Sol bileğinden bir sakatlığı var, ki izleyenler görür sürekli sol bileğinde bir bandajla oynadığını. Bu ameliyatla birlikte 3-6 ay arası uzak kalacak tenisten Çinli raket. Bu yıl yarı final oynadığı Avustralya Açık ile geri dönmesini umut ediyoruz.

Marsel Çeyrekte

Marsel İlhan Banja Luka challenger'da bugün oynadığı 2. tur maçında İspanyol Adrian Menendez-Maceiras'ı 6-4 6-2'lik setlerle geçip uzun bir aradan sonra 2 maç arka arkaya kazanmayı başardı. İlk maçını da aynı skorla kazanmıştı. Sanırım formunu buluyor nihayet. Çeyrek finaldeki rakibi biraz önce turnuvanın 2 numaralı seribaşı Simon Greul'u 6-3 6-1 gibi spektaküler bir skorla mağlup eden 20 yaşındaki genç Rus raket Ilya Belyaev olacak. Yarı final için çok büyük bir fırsat. Marsel bu maçı da son iki maçında olduğu gibi zorlanmadan kazanmayı başarırsa kariyerindeki 2. challenger zaferine ulaşacağına olan inancım kuvvetlenecek açıkçası. Yine de rakibi küçümsememek lazım. Klasmanda ilk 300'ün dışında ve bu yıl önemli bir sonucu yok ama geçen sezonun sonunda ATP 250 turnuvası olan St. Petersburg elemelerinin ilk turunda Marsel'i 6-3 7-6(11)'lık skorla yenmeyi başarmıştı.

Klasmanda bu hafta 128'e düşen Marsel, bu maçı da kazanırsa muhtemelen yine ilk 120'nin içine dönecektir. Maç cuma günü oynanacak, başarılar Marsel'e...

WTA Race - Son Durum

1Wozniacki, CarolineDEN561519
2Williams, SerenaUSA535512
3Clijsters, KimBEL529512
4Zvonareva, VeraRUS517316
5Williams, VenusUSA498513
6Stosur, SamanthaAUS456715
7Jankovic, JelenaSRB403317
8Schiavone, FrancescaITA395219
9Henin, JustineBEL341510
10Dementieva, ElenaRUS332717
11Azarenka, VictoriaBLR319617
12Li, NaCHN309118
13Peer, ShaharISR296518
14Radwanska, AgnieszkaPOL283116
15Rezai, AravaneFRA261521
16Pennetta, FlaviaITA255021

Sakatligi olan isimler nedeni ile tablo rahatlamis gibi gorunse de son haftalarda Jankovic, Schiavone, Dementieva ve Na Li arasinda cekisme gorulebilir gibi.

Sezon Sonu Turnuvasi Icin Son Durum - Federer de Garantiledi

Sezon sonu turnuvasini garantileyen iki isim Nadal ve Federer. Yarista ise son durum su;

01 Rafael Nadal (ESP) 10885
02 Roger Federer (SUI) 6115
03 Novak Djokovic (SRB) 4775
04 Andy Murray (GBR) 4045
05 Robin Soderling (SWE) 4005
06 Tomas Berdych (CZE) 3580
07 Andy Roddick (USA) 3260
08 Fernando Verdasco (ESP) 3140

09 David Ferrer (ESP) 3090
10 Mikhail Youzhny (RUS) 2555
11 Jurgen Melzer (AUT) 2220
12 Marin Cilic (CRO) 2200
13 Nicolas Almagro (ESP) 2120
14 Jo-Wilfried Tsonga (FRA) 2075
15 Mardy Fish (USA) 1931
16 Sam Querrey (USA) 1805
17 Stanislas Wawrinka (SUI) 1685
18 Marcos Baghdatis (CYP) 1670

Querrey ve Wawrinka Mens Tennis Forums'un gayri resmi listesinde yer alsa da ATP'nin verdigi listede yok.

Gecen senenin finalistleri Davydenko ve Del Potro'yu listede goremiyoruz. Bu yil topu topu 180 puan alan Del Potro zaten bu sene sezon sonu finallerine gidemeyecek ama gecen yilin sampiyonu Davydenko onumuzdeki haftalarda gecen seneki gibi bir cikis yapamazsa sezonun sonunda ilk 10'dan dusecek gibi gorunuyor.

14 Eylül 2010 Salı

Toni Nadal ile Roportaj

Toni Nadal US Open esnasinda Rafa'nin kullandigi raket ve bundan sonra yapmayi planladiklari duzenlemeler ile ilgili bilgiler vermis.

Toni Nadal, Rafa icin raket secerken grip kismi kucuk olan ve aslinda kadinlar icin tasarlanmis olan raketleri sectigini soylemis. Nadal'in Sampras gibi isimlerin kullandiklarina gore cok daha hafif raketlerle oynadigi belirtilmis. Hatta su an kullandigi raketin cercevesi Wozniacki'nin kullandigi cerceve ile ayni, sadece Woz'un raketi birazcik daha hafif. Grip ise Caroline'in kullandigindan bir numara daha kucuk; 4-1/4 (bu grip benim cocukken kullandigim grip olcusu ve okudugumda cok sasirdim). Bu tercihinin sebebi olarak da raketi rahat hareket ettirebilmesinin top spin uretme konusunda kendisine avantaj saglayacak olmasini gostermis. Ayni yazida benzer tipte raketleri Moya'nin da kullandigi bilgisi veriliyor. Ayrica Rafa'nin raket seciminde Toni Nadal'in eski bir masa tenisi sampiyonu olmasinin da etkisi olmus; zaten forehand vurusu da masa tenisindekileri andiriyor.

Toni Nadal, Rafa'nin gucunun her yil biraz daha azaldigini ve bunun da gayet normal oldugunu soylemis. Gecen senenin sonunda 10 yildir kullandigi kordaji degistiren ve bazi spor yazarlarina gore nihayet cagi yakalayip rakipleri ile ayni teknolojik seviyeye gelen Nadal icin bu senenin sonunda da bazi degisiklikler dusunmus Toni Amca. Raketin kafasina biraz daha agirlik ekleyerek vuruslarinin gucunu artirmayi dusunuyorlarmis, boylelikle Nadal'in servisleri daha guclu olacakmis.

Ayni yazida "sag el- sol el" kararinin verilmesi ile ilgili biraz daha fazla detay verilmis. Toni Nadal Rafa'nin her iki eliyle de servis atmayi denemesini istediginde aslinda her ikisi ile de iyi servis atamadigini gormus. Sol el kararini vermesindeki onemli bir etken, Nadal'in ayaklarini bir solak gibi hareket ettirmesi olmus. Bunu okudugumda sasirmadim, zira Nadal'in 12 yasina kadar suren futbol kariyerinde de topa sol ayakla vurdugu biliniyor.

Yine Koellerer, Yine Koellerer...



Marsel İkinci Turda

Marsel Banja Luka'da ilk turda Cacis'i 6-4 ve 6-2'lik 2 setle mağlup ederek Kuznetsov'u eleyen İspanyol Menendez-Maceiraz'ın rakibi oldu.

Marsel maçını yarın oynayacak.

NTV Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!

Habere bakın...

Nadal kariyerine sağ elini kullanarak başlamışmış da, Toni Nadal onu saatlerce çalıştırarak sol ele geçirmişmiş...

Gerçi CBS ve ATP'nin hataları yanında önemsiz gibi görünse de bu solaklık hikayesi 50 yerde anlatıldı artık.

Ben..ya..neyse bir şey demiyorum...

Foto: "ATP Fail!"

Final oynanmadan onceki ATP sayfasi kesidi

(Bu ani final oynanmadan once "Busted Racquet" yakalamis)

Career Golden Slam





Amerika Açık: Şampiyon Nadal

2 gündür tamamlanmasını beklediğimiz maç nihayete erdi ve dünya 1 numarası Rafael Nadal, Sırp Novak Djokovic'i 6-4 5-7 6-4 6-2'lik setlerle geçerek kariyer golden slam'i tamamladı. Bunu daha önce başaran Steffi Graf ve Andre Agassi var. Agassi 29 yaşında yapmıştı, dolayısıyla bunu başaran en genç oyuncu oldu Nadal.

İki oyuncu da maçın başında pek havaya giremedi. Nadal erken break ile öne geçtikten sonra Djokovic çabuk toparlandı ve bu break'i geri aldı. Bir kez daha servis kıran Nadal, servislerini rayına oturtarak bu seti tamamlamayı başardı. Pek final havası olmayan bir setti, Djokovic'in garip oyunu sebebiyle.

İkinci set itibariyle Djokovic fırtına gibi esmeye başladı. 1-1'de 3 oyun arka arkaya kazanan Djokovic, kortun her yerine harika winner'lar vurmaya başladı. Bildiğimiz klasik Djokovic davranışı bu aslında. Her maç böyle aralıkları oluyor ama sonrasında gelen kötü periyot onu yaktı. Doğrusu Nadal'ın da hakkını vermek lazım ki, o da inanılmaz oynamaya başladı. Djokovic'in servisini 4-2'de 40-15'ten kıran Nadal, kendi servisine de harika bir oyun oynayarak tutundu ve bir anda momentumu geri aldı. 4-4 30-30'da gelen yağmur arası keyifleri bozdu. Burada eleştirim organizatörlere gidecek. Yağmurun yağacağı saat bilindiği halde maç neden bu kadar geç başlatılır? Saat 4 yerine 2'de başlatılamaz mıydı? (yerel saatten bahsediyorum) Tabii burada devreye giren yine yayıncı kuruluştu. Aynı yayıncı kuruluş maçtan sonra da kupa törenini kısaca gösterip pat diye yayını kesti. Anlaşılması güç gerçekten. Röportajları falan da kısa tuttular...

Her neyse, yağmur dönüşü Djokovic'e yaradı ve Sırp raket seti 7-5 ile kazanarak, Nadal'dan turnuvada ilk set alan oyuncu oldu. Ama Djokovic 1 gün artı yağmur arası almasına rağmen yorgun görünüyordu. Üçüncü sete hızlı başlayan İspanyol servis kırdı ve sonraki oyunlarda da yaklaşık 10 tane servis kırma puanı yakalayıp bunları değerlendiremedi. Son oyunda seti bitirmek için servis atarken 15-30 geriye düşen Nadal, arka arkaya inanılmaz 3 servis attı ve bu belki de Djokovic'i çözen nokta oldu. Son sette tamamen bitmiş bir Djokovic, yorgunluğun da etkisiyle ya hep ya hiç vuruşlarına başladı iyiden iyiye ve çok fazla basit hata yaptı. 2 kez servis kıran Nadal, son birkaç oyunda sıkıntılar yaşasa da seti 6-2 ile bitirmeyi başardı.

Maçta dikkat çeken noktalar, Nadal'ın spinli, slicelı servislerinin flat servislerinden çok daha fazla kullanmasıydı. Zira özellikle son 2 sette bunun çok iyi iş gördüğünün farkına vardı. Djokovic, son sete kadar iyi servis attı ama ondan sonra yorgunluk onun servisini de etkiledi. File oyununa gelince... Djokovic burada çok fazla passing shot yedi. Öte yanda Nadal 15/19 gibi yüksek bir puan çıkarma yüzdesiyle oynadı burada. Ama özellikle son 2 sette oyunu tamamen domine eden, istediği gibi değiştiren taraf Nadal'dı ve bu galibiyeti gerçekten iyi oynayarak sonuna kadar hak etti. Djokovic ise bana göre Federer maçından bile oynadı ama yetemedi. Nadal, eğer ikinci sette yağmurun azizliğine uğramasa, set kaybetmeden kazanabilir, bir rekor daha kırabilirdi "set kaybetmeden Amerika Açık'ı kazanan" tek tenisçi olarak. Ayrıca kariyer slamının yanında çok daha önemli bir rekor daha var ki, Nadal arka arkaya üç farklı zeminde grand slam kazanan ilk oyuncu oldu.

Bu yıl onun yılıydı. Bütün çalışmalarının karşılığını aldı hak ettiği şekilde. Felicidades Nadal!

13 Eylül 2010 Pazartesi

Maçın Ertelenmesine Tepkiler

Amerika saatiyle maçın yarına ertelendiği saat akşam 6-7 gibi anons edildi. O sırada Nadal da Djokovic de player's lounge'da beklemedeydi tabii. İki oyuncunun bu anonsu duyunca verdikleri tepkiler şöyleymiş ESPN'in haberine göre:

Djokovic: Havalara uçmuş ve kampıyla kucaklaşmış. Oldukça da mutlu görünmüş.
Nadal: Kaşlarını çatmış ve gerçekten şikayetçi görünmüş. Erteleme hakkında aldığı soru üzerine de "Akşam 8-9'a kadar neden beklemediklerini anlayamıyorum" demiş raketlerini toplarken.

İki taraftan da sürpriz bir tepki yok yani. Bu arada Arthur Ashe'te ışıklar olmasına rağmen iptal kararının bu kadar erken gelmesi maçı yayınlayacak olan ulusal kanalın (CBS) yayın akışından dolayı kaynaklandığı (büyük ölçüde) söyleniyor. Belki bize garip gelebilir ama Amerika'da, hele ulusal kanalların bu konularda ciddi şekilde sözü geçiyor.

Yarın da yerel saatle maçın başlama saati olarak belirlenen 4:00PM sularında fırtına ve %30'luk bir yağmur şansı görünüyor. Yarın da muhtemelen gecikmeler, aralar olacak yani. Şimdilik aktaracaklarımız bu kadar. New York, söz sende artık...

US Open'da Pazar Gunu

Manavgat Selalesi

Eskiden TRT'de yayin gidince manzara fotografi izlerdik bir sure. Yagmur yagdigindan bayanlardaki ciftler maci tamamlanamadigindan ve Nadal-Djokovic maci 13 Eylul'e ertelendiginden bir sure yukaridaki fotografla idare etmemiz gerekiyor...

(Foto: yurticitatili.com)

12 Eylül 2010 Pazar

Marsel Marsel Baksana...

...Lambalari yaksana
Ilk 100 elden gidiyor
Caresine baksana

Uzun uzun kavaklar
Dokuluyor yapraklar
Biz Marsel'e doymadik
Doysun kizil topraklar

Evet Marsel bu hafta toprakta oynuyor. Daha onceden de yazdigimiz uzere Bosna Hersek'teki Banja Luka turnuvasinda. Kurasi surada.

1 nolu seri basi isim ekmegini topraktan cikartan Pere Riba. Marsel ise 5 nolu seri basi. Ilk turda wild card ile katilan Cacic ile eslesmis ki bu maci kazanacagini dusunuyorum. Ikinci turda Kuznetsov gelebilir ki umit veren bir isim, zor mac olabilir. Cayrekte ise ilk 2 turda zayif isimlerle karsilasacak olan Simon Greul ile eslesir.

Basarilar Marsel!

Amerika Açık: Şampiyon Clijsters

Söylenecek bir şey var mı, bilemiyorum. Maç sadece 60 dakika sürdü ve 6-2 6-1'lik setlerle kazanan 2005 ve 2009 yıllarında olduğu gibi Belçikalı Clijsters oldu.

Clijsters ilk 4 turda harika oynadıktan sonra çeyrek finalde Stosur ve yarı finalde Venus Williams maçlarında ciddi şekilde zorlanmış ve bana göre özellikle Stosur maçında direkten dönmüştü. Clijsters, Zvonareva ile bol bol 3 setlik maçlar yapmış (ve genelde kazanmış) bir oyuncu. Dolayısıyla 3 sete gitmesini bekliyordum maçın. Zvonareva, Wimbledon'da ilk slam finalini oynamış ve biraz tecrübe edinmişti. Bu sefer maçı en azından yakın tutabilirdi. Ama beklediğimiz gibi gelişmedi ve Clijsters harika oynayarak hiç şans tanımadı Vera'ya. Rus raket de elinden geleni yaptı, maçta inanılmaz uzunlukta ralliler oldu ama topa vurma açısında Clijsters belirgin farkla daha iyiydi ve maçın sonucunu da büyük ölçüde bu belirledi. Clijsters'ın kazandığı uzun rallilerin çoğunda Zvonareva harika pozisyonlar hazırladı harika taktiksel oyunlarla ama bitirici vuruş eksikliğinden alamadı bu puanların çoğunu. Ayrıca Wozniacki'ye karşı çalışan servisi bu maçta yine kontağı kapattı. Olumlu gelişme ise, Zvonareva'nın bu kez daha az ağlaması ve daha az çılgına bağlaması. Bir ara raketi vurdu yere ama maçtan sonra hüngür hüngür de ağlamadı hani. Ama ağlasa anlayabilirdim zira 2 kez üst üste slam finali oynayıp ikisinde de feci şekilde yenilmek çok zor bir şey olsa gerek. Yine de bu şekilde kendini koruduğu takdirde bu fırsatları yakalamaya devam edebilir. Yanılmıyorsam turnuva sonrası 4 ya da 5 numaraya çıkacak Zvonareva. Eğer kazansaydı 2 numara olacaktı. Serena 1, Wozniacki 2 numarada kalmaya devam ediyor.

Clijsters, bu lafım da sana. Amerika Açık'ta maşallahın var. Aferin, yine hak ederek kazandın ama biraz da diğer grand slam kupalarını kaldırırken görelim seni be. Yapabilecek potansiyelin var, biliyoruz...

Amerika Açık Final: Nadal-Djokovic

Rüya final diye diye nazar değdirdik, olmadı.

Korta ilk çıkan Nadal oldu. Son birkaç güne göre daha az rüzgarlı olan, ama yine de rüzgarlı olan havada yeterli oyunu oynayıp 2 saatte 6-2 6-3 6-4'lük setlerle galip geldi. Youzhny'nin bu maçta ciddi şansı olması için turnuvada oynadığı oyundan daha iyi oynaması, özellikle servis performansı olarak turnuva ortalamasının çok üstüne çıkması gerekiyordu. Yapamadı. Turnuvada ne oynadıysa onu oynadı. Nadal için de aynısını söyleyebiliriz. İyi oynadı, servisler yine iyiydi her ne kadar kendisi maç sonu röportajında bugün servislerinin turnuva ortalamasının gerisinde kaldığını söylese de. Son sette 4-3'te servis kırdırıp sıkıntıya girer gibi oldu ama dediğim gibi Youzhny serviste çok zayıf olduğu için bunu değerlendiremedi, arkasından tekrar servis kırdırdı, son oyunu love game ile bitiren Nadal, kariyerindeki ilk Amerika Açık finaline ulaştı. Nadal 4 grand slam'de de finale ulaşan en genç ikinci oyuncu oldu böylelikle Jim Courier'den sonra.

Günün ikinci maçı efsanevi Türkiye-Sırbistan maçıyla çakışınca işler karıştı. İlk 2 seti pas geçtim, üçüncü setten itibaren izlemeye başladım. Oyun dengeli görünüyordu ama 6-5'te Djokovic servisinde harika iş çıkartan Federer, orada servis kırıp setlerde 2-1 öne geçmeyi başardı. İlk ve üçüncü seti 7-5 gibi yakın skorlarla kaybeden Djokovic (üstelik ikinci seti 6-1 ile hanesine yazdırırken) bu setin ardından çöker diye düşündüm ama yanıldım. Sete iyi giren taraf Sırp raket oldu. Setin başında servis kırdıktan sonra Federer 5. sete gitmeyi göz alırcasına biraz boşverdi ve bir kez daha servis kırdırdı. 1-1'de servis kırdırıp 2-1 geri düştükten sonra Federer'in bu sette kastığı tek oyun 5-1 gerideyken servis attığı oyun oldu. Nedeni tabii son sete servis ile başlamak istemeseydi. O oyunu almayı başardı ve son sete servisle başladı. Dördüncü sette dinlenmeye geçen Federer, son sete daha iyi başlayan taraftı ama sorun şuydu ki, Djokovic de cesaretlenmiş ve ritmini bulmuştu. Federer'e, üstelik buraya kadar getirmişken, bir kez daha kaybetmeye niyeti yoktu. Federer servisine daha kolay tutunan tarafken Djokovic hep zorlandı. Djokovic turnuva boyunca olduğu gibi yine iyi servis atamadı ama ilginçtir ki, büyük puanların çoğunda iyi ilk servislerle oyuna girip oyunu istediği gibi dikte edebildi. Federer'in genelde yaptığını yaptı yani. Özellikle setin ortalarından sonra çok yorulduğu belliydi ve mümkün olduğunca rallilerden kaçmaya çalışıyor, puanları elinden geldiğince kısa tutmaya çalışıyordu. Federer 4-5'te Djokovic servisinde 15-40'ı bulup 2 maç puanı yakaladı ve bu andan itibaren maçta inanılmaz bir tenis ortaya çıktı. Genel olarak iyi bir maçtı ki, bu maçta rüzgarın hiç etkisinin olmadığının altını çizelim, bu var olan kalite Federer'in maç puanlarıyla birlikte tavan yaptı. Arka arkaya harika puanlar geldi Djokovic'ten ve 2 maç puanı kurtararak servisine tutunmayı başardı 2007 finalisti. Federer'in kaçırmasına pek tanıklık etmediğimiz fırsatlardır bunlar. Biraz pasif kalıp, belki de ralliyi uzatıp yorgun olan Djokovic'i hataya zorlamak istedi ama Djokovic iyi oynadığı çoğu puanı büyük puanlara denk getirince maç birden dönüverdi. 5-5'te Federer servis atarken kafası hala 4-5'teki oyunda gibiydi ve servisini basit hatalarla kırdırdı. Djokovic neticede büyük bir servise sahip değil, maç için servis atarken zorlanacağını da adım gibi biliyordum ve öyle de oldu. 0-30 geriye düştü, oradan gelip 30-30 yaptı, Federer 30-40'ta servis kırma puanı yakaladı ama bu fırsatı da kaçırdı. 3 puan arka arkaya alan Djokovic, Federer'in yapamadığını yapıp yakaladığı ilk maç puanında fırsatını kullandı ve buradaki ikinci finaline yükseldi.

Maçın sonlarında ve maç sonrası çok yorgun gözüktü gerçekten Djokovic. Yaklaşık 4 saatlik bir maç ve maç ilerledikçe artan bir oyun kalitesi onu daha da zorladı. Djokovic genelde bu anlamda sorunlar yaşayan bir oyuncu ve eğer yarın tahmin edilen yağmur olmaz da maç bölünmezse bu yorgunluk onu ciddi anlamda etkileyecek Nadal'a karşı. Özellikle de 4 veya 5. setlere gidilirse. Yine de bu bir grand slam finali ve elinden geleni yapacaktır ikinci grand slam'ini almak için Djokovic. Gerçi vücudu belli bir yerden sonra beyninin dediklerini aynı ölçüde uygulamayabilir. Nadal 2009 Avustralya Açık'ta bu anlamda inanılmaz bir iş çıkartmıştı ama bu iki oyuncuyu fiziksel olarak karşılaştırıp Djokovic'e kızmak komik olur. Normal şartlar altında bugün Djokovic oynadığı tenisle Nadal ile çok çekişmeli bir maç oynardı ama şartlar normal değil. Ama bakarsınız bugün bildiğimiz Djokovic'in dışında olan Djokovic (özellikle Federer'e karşı 'clutch' anlarda etkisiz olan, sürekli ona karşı yakın maçlar kaybeden) Nadal'a karşı da bizi şaşırtıp çok diri bir şekilde çıkar veya gelecek muhtemel yağmur araları onu hem fiziksel hem mental yönden rahatlatabilir. Yine de favori Nadal ve özellikle iki oyuncunun servis performansı arasında ciddi bir fark var ve burada kazanmak için servisin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Djokovic kazanırsa "one slam wonder" sıfatından kurtulacak. Nadal kazanırsa çok daha önemli olan kariyer grand slam'ini yaparak koleksiyonu tamamlayacak. Bunun yanında bir dolu rekor daha var. Benim tahminim Nadal ve 3 ya da 4 sette kazanmasını bekliyorum ama sürekli vurguladığım gibi maç Djokovic'in korta nasıl bir halde çıkacağına göre çok farklı şekiller alabilir. Umarım Nadal yarın kazanır ve tarihe geçer. Djokovic de Avustralya Açık'a kadar bekleyiversin. :)