23 Ocak 2016 Cumartesi

Avustralya Açık: Son 16 Başlarken

İlk hafta bitti. Artık çocuklarla adamların (kadınların) ayrıldığı yere geldik.

Djokovic-Simon: Djokovic'in zorlanmayacağı türden bir eşleşme. Çok yoruma gerek yok. 3-0 biter.
Tsonga-Nishikori: Bu turun erkekler kısmındaki en zevkli ve çekişmeli maçı. Nishikori fiziksel sorun yaşamazsa kazanır ama fiziksel durumu da hiç belli olmuyor ki adamın?
Federer-Goffin: Federer için tertemiz eşleşme. Goffin arada iyi puan alır, yumuşak maç olur. Majesteleri vites artırmadan aktif dinlenir.
Bautista-Berdych: Berdych sağlam görünüyor. Çeyrek finalde Federer'in rakibi olur.
Kuznetsov-Monfils: Monfils buraya geldi ama kurası baya kolaydı. Kuznetsov sezona dehşet girdi. Bence sürpriz olabilir burada.
Raonic-Wawrinka: Bir sürpriz de burada bekliyorum. Raonic baya farklı kimlikle girdi sezona. Wawrinka kötü değil ama bence Raonic kazanarak buradan yarı finale yürüyecek. (bold prediction oldu baya ya)
Ferrer-Isner: İkisini de pek izleyemedim ama Ferrer hiç zorlanmamış gibi duruyor. Avustralya çok hızlı kort değil. Ferrer yıpratarak kazanır kanımca.
Tomic-Murray: Dağ fare doğurur. Bence Murray 3 sette rahat bir galibiyet alacak.

Serena-Gasparyan: Gasparyan'ı hala izlemediyseniz izleyin. Çok estetik bir backhand'i var. Maçı tabii ki Serena kazanacak. İlk turda o sürprize izin vermeyince rahatlayıp ritim de bulma fırsatı yakaladı zaten.
Bencic-Sharapova: Sharapova hazır değil dedik ama iyi oynuyor gayet. Bencic de şu aralar sanki inişli çıkışlı. 3 sette Masha diyorum.
Radwanska-Friedsam: A-Rad'ın lokum kurası devam ediyor.
Navarro-Gavrilova: Geçen maç sonu röportajını "I am good from behind" potuyla bitirip sosyal medyaya bomba gibi düşen Gavrilova şu an gündemin tepelerine oynuyor ama hala oyunu olgun değil elbette. Ama Rod Laver'da gece maçı, motivasyon olacak. Çok belirsiz maç duruyor. Aynı zamanda kadınlarda bence en çekişmeli maçlardan biri olacak.
Kerber-Beck: Kerber uzun süre sonra bir slam'de bu kadar ilerledi. Kurası da iyiyken burada elenmesin artık.
Azarenka-Strycova: Muguruza şok şekilde elenince Azarenka'ya kebap gibi kura geldi. Strycova'nın Vika'yı zorlayabileceğini sanmıyorum ben. Çok formda zaten Vika. Yarı finali benim gözümde garanti.
Konta-Makarova: Makarova ne garip kadın ya? Normal sezonda meydana çıkmayıp hep bu slam'lerde 10-20 arası seribaşı olarak girip, ilk 10'dan birinin (onun ağacının o tarafta) elenmesiyle birden çeyrek finale kadar her maçına favori çıkıyor ve sürprize izin vermeden oraya geliyor. İstisnasız da oynadığı bütün slam çeyrek ve yarı finallerini kaybediyor. Konta da 4.tur için iyi rakip sayılır. Ama ben Konta'nın oyununu çok beğeniyorum. Sürpriz yaparsa sevineceğim. Tura yeni soluk getirebilecek oyunculardan biri. (slam şampiyonu potansiyeli olmasa da)
Keys-Zhang: Ivanovic'in koçu (aynı zamanda Andy'nin kayınpederi) Nigel Sears o talihsiz olayı yaşamasa Keys bence zaten kaybedecekti. Baya etkiledi Ana'yı o olay. Zhang de rüzgarı arkasına almış gidiyor. Zhang'in buradan yarı final şansının düşünüldüğü kadar az olmadığını düşünüyorum.

21 Ocak 2016 Perşembe

Ekşi Sözlük ile Soru Cevap

Dünle ilgili bir şey yazamıyorum çünkü azıcık Sharapova maçı dışında bir şey izleyemedim uykusuzluktan, iş güçten. Ama yarının programı baya sönük. Akşam seansında Ferrer-Hewitt dışında "heh, bunu izleyeyim" dediğim maç yok. Neyse, ondan sonra 3. turlar başlıyor, açılır turnuva iyice.

Ama tabii malum Nadal maçı sebebiyle yazabilecek bir ton şey çıktı. Onlardan birini değerlendirip, her şeyin uzmanı olan Ekşicilerin entry'lerinden alıntı yaparak onlarla bir soru-cevap gerçekleştirelim. Ne dersiniz? Evet dediğinizi duyar gibiyim. Hissediyorum adeta!

1) https://eksisozluk.com/entry/57844876

- Elenmesinin ardından gelen ilk Ekşi entirisi. Duygulara adeta tercüman. Ama bence daha güzeli var burada: http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/165073/fethullah-gulenin-cemaate-vedasi-ayilmali-bayilmali

Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Nadal, grand slam şampiyonluğunu yakınlığıyla bilinmeyen Rafa...

2) https://eksisozluk.com/entry/57845289

- Sonu biraz abartılı olsa da katılıyorum. Neyin zor kurası allasen? 13-0 olan istatistik son 4 maçta 1-3 oldu. Madrid'deki saçma mavi Şirinler kortunu saymazsak, son 2 senede 3 maçtan 1'ini kazanabildi Fer'e karşı.

3) https://eksisozluk.com/entry/57845312

- Genel olarak katılmakla birlikte sadece son 1 senedir patates olduğu için o "god mode" listesinden çıkmayacak olması. Eski bırakan tenisçilerden çoğu son senelerini hedefsiz oynamıştır. O sırada "kendini rezil ediyor" denir ama bıraktıktan sonra kimse o kötü hallerini hatırlamaz ve herkes "iyi kötü be, şimdi oynasa da izlesek" der. Kobe Bryant'ın bu sene yaşadığı işte. Aynı.

4) https://eksisozluk.com/entry/57845621

- Maçın özeti var, faydalanın bari. Ben Federer'i 2010'da bile geçemeyeceğini düşünüyordum. Ama şimdi baktığımda o zaman geçecek diyenler sandığım kadar saçma konuşmamışlar. Zira 2010'da Nadal o rekoru kıramayacak diyenler Djokovic'in canavarlaşıp bu hale geleceğini tahmin etmezlerdi. Kimse etmezdi. Ve şu an bakınca 2011-2012-2013-2014'te Djokovic o seviyelerde olmasa kesin Nadal rekoru kıracaktı. Yani Federer engel değildi o sürede. Bu saatten sonra 1 slam kazanırsa bile şükretsin tabii.

5) https://eksisozluk.com/entry/57846571

- Şu tarz çok entry var. Birini alıp cevap verip diğerlerini pas geçeceğim. Bu zaten yılların geyiği. 2005 yılında adam RG'yi kazanırken bu geyik yapılıyordu. Yok 3 seneye kalmaz. 2008'de aynı geyik, 2010'da aynı geyik. E baktığında kariyerine çok erken başlamış biri olarak 29 yaşına kadar üst seviye oynadı. Hiç fena sayılmaz. 10 sene önce Nadal 28 yaşında slam kazanıyor olacak dense "Nadal bitecek bak, 3 güne kalmaz" diyenler ne saçmalıyorsun ya diye cevap verirlerdi. Sorun o değil yani. Elbette Nadal'ın oyunu 2013 US Open sonrası düştü, ondan beri de düşmeye devam ediyor ama Djokovic'in hayvani formu ve Nadal'ın elbette Federer gibi esnekliğe, çeşitliliğe sahip olmaması onu daha da zorladı. Amma ve lakin, bunun fiziksellikle sanıldığı kadar büyük bir bağlantısı yok. Nadal daha 18 yaşında 2004 yılında toprakta sağlam sezon geçirmişken sakatlığından ötürü Roland Garros kaçırdı. E ne yani, adam daha o zamandan mı bitti? Doğuştan gelen ayağıyla ilgili sıkıntısı var, özel ayakkabıyla oynadı, tendinitis yaşayacağını bile bile. Ondan sonra tendinitisle 2009'dan sonra boğuşup bir sürü daha grand slam kazandı vs... Federer örneği ekstrem bir örnek yani. Federer gibi oynayan top tenisçi kalmadı. Bundan sonra da onun gibi zirvede oynayıp bu kadar kısa ve net oynayacak oyuncu zor gelir. Zirvedeki diğer isimler Murray ve Djokovic'e bakın. Nadal tarzında oynuyorlar. Özellikle 2011'den beri deli gibi oynayan Djokovic, bir kez bile sakatlanmadı. Bir kez bile yorulup turnuva falan kaybetmedi. 6. senesi o inanılmaz forma girişinden itibaren ve hiçbir ciddi turnuvayı kaçırmadı Nadal'ın sakatlıklardan kaçırdığı gibi ve Nadal'ın peak dönemindeki kadar fiziksel oynuyor. Evet, teknik olarak biraz daha kolay ofansa geçebiliyor ama grand slam'leri hep dayanıklılığı, sertliği ve makine gibi oynadığı istikrarlı tenisiyle kazandı. Ki servisi de zamanla gelişti. İlk çıkışında servisinden de şimdi aldığı yardımı almıyordu. Hala da zaten bir Federer değil o açıdan. Bu yüzden bu argümanla tamamen Nadal'ı çözdüğünü sanmak artık baya baya eski kafa oluyor.

Uzun bir cevap oldu ama umarım yeterince açıklayıcı olabilmiştir.

6) https://eksisozluk.com/entry/57846859

- Dedi bir ekşici 2.5 litrelik kola şişesini kafaya dikip sivilcesini patlatırken.

7) https://eksisozluk.com/entry/57847999

- Nadal zaten uzun süredir oyununu değiştirmeye çalışıyor ve belli ölçülerde değiştirdi de. Ama Nadal'ın yetenekleri ve tarzı gereği çok büyük bir adaptasyon değişimi şansı yok. Kişilik ve yetişme tarzı olarak da epey gelenekçi bir adam olduğundan bunu başarıyla gerçekleştirebileceğini zannetmiyorum. Bir kere o ölümcül forehand'inin, ölümcül olmasının bir numaralı sebebi topspin'di. Topspin'li vurmak için forehand hızından ödün veriyordu. Ama hem forehand'leri kısa düşürüp hem de zaten top seviyede olmayan hızından daha da hız kaybedince o topspin etkisini yitirdi. Forehand'i de ne süper bir defansif silahtan iyi bir defansif silaha gerilerken, iyi bir hücum silahından yetersiz bir hücum silahına geriledi. Şimdi Nadal'ın en önemli vuruşunda yaşlanmaya ve yıpranmaya bağlı olarak natural bir kayıp yaşandığında, oyununu daha minimalist bir tarzda oynamasını istemek mantıklı olmayabilir. Yani bunu yapmak istese bile ben baya başarısız olacağını düşünüyorum. Nadal'ın her şeyden önce ihtiyacı olan genel olarak vuruşlarındaki derinliği ve gücü geri kazanması. Bunu yapabileceğini sanmıyorum ama ilacı bu yani. Yoksa geçen seneden beri rakiplerinin onu yenerken winner orgazmları beğenmesi rakiplerinin alamet-i farikası falan değildi. Kortun ortasına devamlı olarak loopy dediğimiz şişirme toplar atarsan bugün turun en pigme oyuncusu bile kafana kafana çakar winner'ları.

8) https://eksisozluk.com/entry/57848185

- İşte "reasonable" bir Djokovic taraftarı. Nadal kesinlikle ortalama bir maç (2014 Nadal'ın ortalama maçından bahsediyorum) oynasa bile zaten maksimum 4 sette kazanırdı.

9) https://eksisozluk.com/entry/57848575

- İlk paragrafa katılmadığım yukarıdaki cevaptan bellidir zaten. İkinci paragrafa da katılmıyorum. Nadal elbette slam'lerde çeyrek falan yapabilir. Bir zahmet yapsın da, Federer şu an ondan baya baya daha iyi durumda. Formunun zirvesindeki Djokovic'e yenilmesi "bak işte ikisi de slam kazanamıyor" deyip sıyrılmayı gerektirmiyor. Olmaz ama olur da Djokovic bir slam kaçırır, ayağı kayar yere düşer boka saplanır, o zaman Federer açık ara en büyük favori olacak slam'de. (RG hariç tabii) E bu yetmez mi 35 yaşındaki dört çocuk babasına?

Dört çocuk demişken, bununla ilgili birkaç hafta önce çok matrak bir tivite denk gelmiştim. Federer'i öven bir tivitte "Dört çocuk babası adam neler de yapıyor" gibisinden bir şeyler yazılmış işte, klasik artık zaten. Ona mention atan adamın cevabı aynen şu: "Eğer çocukları gerçekten doğurmuş olsa baya etkileyici olurdu bu dediğin ya." Baya güldüm buna. Bazen çok abartıyoruz hakikaten. Djokovic'in oğlan oldu, daha da iyi işte. Bir tane daha çocuk yaparlarsa Jelena ile dünyayı da fethedebilirler.

10) https://eksisozluk.com/entry/57848724

- E yok artık. :) 2011'de en iyi tenisini oynamasa da gayet istikrarlı ve çok iyi tenis oynayan Rafa'yı da seriye bağladı bu adam. Geçelim bunları. Djokovic en iyi oyununu oynadığında sert kortta her türlü yener en iyi Rafa'yı.

11) https://eksisozluk.com/entry/57851609

- Keşke geçen sene full şike yapmış olsa da, bu sene gerçekten oynamaya başlasa diyenler?????

12) https://eksisozluk.com/entry/57852322

- https://www.youtube.com/watch?v=OrrVR7RoFqU

13) https://eksisozluk.com/entry/57855728

- Baya uzun cevap verilir ama gerek yok. Mono olayı baya tartışmalı olay zaten. Doğru mu yalan mı bilmek mümkün değil ama bahane olduğu kesin. Zira 2008 yılında Nadal'a karşı her zeminde yenilirken, 2009'da Nadal sakatlanıp RG artı Wimbledon'da ortadan kaybolunca Federer, 2008'dekinden daha iyi tenis oynamadan iki turnuvayı da kazanmıştı ve birden mono bahsi kesilmişti. 2010'da Federer, 2008'den daha kötü sezon geçirdi. Avustralya'yı kazandıktan sonra tel tel döküldü. O yüzden geçelim bunları yani. Nadal'ın hakiki sakatlıkları ve kaçırdığı turnuvalar ortadayken, H2H'deki bu üstünlüğü monoya bilmem neye bağlamaya gerek yok. Kapalı kort dışında Federer hiçbir alanda baskın olamadı Nadal'a karşı. Efsane olduğu çimde bile 2-1'ken açık sert kortlarda da kafa kafayalar. Toprak kortu çıkarıp yapılan hesaplar ise sadece komedi. Hayırdır, 150 yıldır toprak üzerinde oynanan oyunda karşılaştırma yaparken neden toprağı çıkarıyoruz?

14) https://eksisozluk.com/entry/57860332

- Sert kortta ne olacağıyla ilgili fikrimi yazmıştım da bu baya abartmış. Yadırgamam pek çünkü sporda en son izlediğin şey aklını alır, abartmaya müsaittir. Bu sene Golden State, NBA'de duymayanın kalmadığı o seriyi yapınca hemen Jordan'lı Bulls karşılaşmalarının gelmesi gibi. İnsan bi 3-4 şampiyonluk daha kazanır dimi ona gelmeden? Neyse, konumuz tenis. Yani, Nadal'ın 2008 Roland Garros'ta oynadığı toprak tenisini, 2010'da Monte Carlo'da oynadığı toprak tenisini izlemeyen birinin entirisi olmuş. Ya da onları unutmuş. Çünkü iddia ediyorum, o Nadal'ı toprakta gelmiş geçmiş yenebilecek tek bir oyuncu bile yok. Gelmesi de çok çok çok çok zor. Her şeyi geçtim, 9-0 gibi bir RG istatistiği var. Neyse.

15) https://eksisozluk.com/entry/57877466

- Evet ama Djokovic birkaç sene daha bu formunu koruyabilirse Nadal ile aynı konuma gelecek. Geçme şansı da var. Ben şampiyonluk anlamında çok yakın (1 aşağı, aynı, 1 yukarı gibi) bitireceklerini düşünüyorum. Djokovic H2H'de önde bitireceği için Djokovic bu tartışmalarda üstün gelebilir. Tabii Roland Garros'u kazanmak şartıyla.

19 Ocak 2016 Salı

Avustralya Açık: Şamaroğlanı (ve Halep, ve üçüncü gün)

Nadal'ın mağlubiyetiyle ilgili buraya "bilmem kaç yılından sonra ilk kez ilk turda", "3491 maç sonra 2-1 öne geçip dördüncü sette osurduktan sonra kaybettiği ilk maç" gibi istatistikleri yazmayacağım. Sosyal medya zaten bunları bokunu çıkarana kadar veriyor.

Nadal, tek kelimeyle berbattı. Verdasco'nun 90 winner atmış olması, über oynayan bir adamla karşılaşıp yenildiği manasına gelmiyor. Bugün aynı adamla Murray ya da Federer (Djokovic'i yazmıyorum bile) oynasa zaten 1 winner'dan sonra 2 saçma hata vuran Verdasco'yu deler geçerdi 2 saatin altında. Enerjisiz, saçma sapan bir maç oynadı. Kortta yine omuzlar düşük, amansız hastalığa yakalanmış da güçten düşmüş gibi kısa vuruşlar, berbat servisler. Verdasco final seti de dahil olmak üzere maçı hediye etmeye çok kastı, ama sonda 15 dakika, çok değil 15 dakika istikrarlı bir seviye tutturunca gizli bagel takıp hadi bakayım Rafacığım, sen evine git dedi. Ha, kendisi de mükemmel oynamadı ve maksimum bir maç daha kazanıp elenir. Geçen sene bu hikayeyi çok gördük çünkü.

Ben Nadal'ın artık grand slam kazanamayacağını düşündüğümü söylemiştim geçen yılın sonunda Kirpi ile konuşurken. Çok net konuşmuyordum. Artık konuşabilirim. Nadal bir daha slam kazanmanın yanına bile zor yaklaşır. (aKa, slam finaline bile yükselemeyecek bence artık)

Onun dışında Simona Halep tertemiz yenildi ama dikkat bile çekmedi doğru düzgün. Halep sorunu biraz da kendinde arasın. Bugün 5 numara Nadal, çöp hale gelmesine rağmen Verdasco mağlubiyetine şaşırılıyorsa, uzun süredir dünya 2 numarası olan Halep, kadınlar seviyesinde Verdasco'dan 10 kat falan kötü oyuncu olan Zhang'e karşı set alamıyor ama elendiği için "BÜYÜK ŞOK" manşetleri çıkmıyorsa, demek ki "the big thing" olmadığı konusundaki kanaat artık büyük oranda kesinleşmiştir.

Yine de Halep'in iyi olduğu toprakta Roland Garros için bu sene olsun önümüzdeki seneler olsun, formda ve sakatlık sorunu olmadan girdiği senede kazanma şansı olduğuna inanıyorum. Ama bırakın çimi, sert kortlarda bile artık bir şampiyonluk adayı değil.

Yarın program güzel. Rod Laver'da 3.maça dikkat kesilin. 5-6 gibi başlayacak. Artık yatıp mı kalkarsınız, yoksa düzeninizi Avustralya'ya göre çevirdiyseniz yatmadan mı izlersiniz bilemem. Federer-Dolgopolov maçından bahsediyorum tabii. Dolgo maça gelirse gavur tabiriyle "funny" bir maç izleriz. Gelmezse 1.5 saatlik leş bir maça dönebilir. Federer'in her türlü kazanması lazım tabii.

Kadınlarda da Gavrilova-Kvitova ve Radwanska-Bouchard dikkat çeken maçlar. Sürpriz tahminim ise Bencic'in elenmesi. Hiçbir mantığı yok, his geldi.

Avustralya Açık: 1.Gün Sonu ve 2.Gün Önü

1 saat kadar sonra 2.güne merhaba diyebileceğiz. Pazartesi son işlerimi toparladığım için çok takip edemedim. Bu geceden itibaren maratona dahil oluyorum.

Kadınlarda 20-30 arası seribaşılar patır patır dökülürken ilk 10'dan fire vermedik. Sharapova ve Kvitova rahat kazandı bilhassa. Serena ise sağlam zorlanmış. Kazanacak görüntüde gelmedi ban akşam tekrara bakarken.

Erkekler tarafında en büyük sürpriz Paire'in 3 sette Noah Rubin adındaki genç ABD'liye elenmesi oldu. Maçtan sonra Paire koşa koşa basın toplantısına gidip rakibim iyi değildi de ben kötüydüm demiş. Ya kardeşim, karşında 18 yaşında genç, seni çatır çatır yenmiş. Hazmetsene?

Tsonga-Baghdatis maçının ilk iki seti güzel olmuş ama beklendiği gibi maç uzayınca Baghdatis'in yediği hurmalar totosunu tırmalamış. Alıştık artık bunlara.

Federer beklendiği gibi 1.5 saatin altındaki ilk tur galibiyetlerine bir yenisini daha eklerken Djokovic ise alışık olduğumuz buldozer modunda girmedi. Chung 9 oyun alarak iyi iş çıkarttı.

Bu geceki program daha güzel. Özellikle erkeklerde Murray ve Nadal'ın maçları daha heyecanlı olabilir. Geceyi 2'de Muguruza-Kontaveit ile açmak makul duruyor. Arkadan Murray ve Nadal maçları var sırasıyla. Artık sabah 8'e doğru sızmış olurum koltukta herhalde ki akşam seansı baya sönük bu sefer, bir şey kaçıracağımı sanmıyorum.

17 Ocak 2016 Pazar

Avustralya Açık: 1.Gün Önizlemesi

Bu gece Türkiye saatiyle 02.00'da tenis şöleni başlıyor. Yılın ilk slam'i olduğu için genelde tenise susamış oluyoruz ve en azından benim açımdan, maraton yaparken en çok eğlendiğim slam Avustralya Açık oluyor.

Şöyle bir göz atalım ilk güne o halde.

Rod Laver Arena'da perdeyi 6 numaralı seribaşı Petra Kvitova açıyor. Rakibi Luksika Kumkhum dikkat çekici bir oyuncu. Agresif ve değişik bir tarzı var. Daha önce izlemediyseniz ve illa bir kadın maçıyla turnuvayı açacağım diyorsanız izleyin. Kvitova'nın ne kadar hazır olduğunu kendisi de dahil hiç kimse de bilmediği için ayrıca bir sürpriz ihtimali de var burada.

Kadınlarda günün asıl maçı bu kortta başlayacak ikinci maç. Serena Williams, çekilebilecek en zor kuralardan birini çekip Camila Giorgi ile eşleşti. Giorgi gününe denk getirirse büyük sıkıntı çıkartabilir. Üstelik Serena 4 aydan fazla süredir maça çıkmadı neredeyse. (Hopman'da yarım bıraktığı maçı saymazsak hiç çıkmadı) Bu da sürprize gebe maç.

Rod Laver'da gündüz seansını Djokovic kapatacak. Rakibi 19 yaşındaki Güney Koreli Hyun Chung. Chung gençlerden en sevdiğim oyunculardan biri ama patlayıcı gücü olan tarzda bir oyuncu değil. Muhtemelen epey kolay lokma olacaktır Nole için.

Akşam seansını ise Federer açıyor Nikolaz Basilashvili karşısında. Basilashvili çalışmalarını İstanbul'da Koza WOS bünyesinde sürdüren bir oyuncu. Geçen sene yükselişine imza atıp ilk 100 içine girdi. Topa temiz vuran (sert değil), stil olarak hoş bir oyuncu. Elbette Federer için de çok kolay bir maç olacağa benzer, Djokovic örneğindeki gibi. Rod Laver'da günü ev sahibi Sam Stosur, Krystina Pliskova'ya karşı kapatacak ki çok dikkatimi çektiğini söyleyemem.

2 numaralı kort olan Margaret'te gündüz seansı hiç ilgi çekmiyor. Hradecka-Gavrilova, Bhambri-Berdych, Radwanska-McHale maçları var. Akşam seansı ise güzel. Sharapova, Japon raket Hibino ile açılışı yapacak. O da turnuvaya hazır olmayan favorilerden. Hibino da genç bir oyuncu, geçen sene çıkış yaptı. Birkaç maçını izleyip beğenmiştim. Ufak tefek, Sharapova'yı koşturup ritim bulursa eğlenceli bir gece maçına dönüştürebilir. Asıl maç ise son maç. Tsonga ile Baghdatis çıkıyor. Yetkililer özenle koymuş bu maçı en sona muhtemelen. Gece 3'e kadar oynarlar da sosyal medyada patlatırız hesabı. Çünkü maç ben 5 sete gideceğim diye bağırıyor. Bu elbette Baggy'e çok bağlı. Uzun süredir kendinde değil ama 2006'da final oynadığı bu turnuvaya her zaman çok motive olur ve elenip yenilse de genelde maraton maçlar çıkartır burada.

Eğer açılışı erkekler maçıyla yapacaksanız adresiniz Hisense olsun. Nishikori-Kohlschreiber maçı var. Akşam seansında burada Kyrgios ile Carreno Busta maçı var. Kyrgios rahat kazanır ama seyirci atmosferinin sıcak olacağı bir maç olur.

Dış kortlarda da şu maçlar ilginizi çekebilir:

Pospisil-Simon, Hantuchova-Kuznetsova.

Tam program için: http://www.ausopen.com/en_AU/scores/schedule/index.html

Ayrıca son not olarak bu turnuvada bütün kortlardan bütün maçların yayının olacağını belirteyim. Bu da bir ilk olacak. Bu konuda rakiplerine açık ara fark atan Avustralya Açık'tan gelmesi şaşırtmadı elbet.

Tenisiniz bol olsun, uyku düzeniniz mahvolsun!