27 Mart 2010 Cumartesi

Miami: 4. Gün


Miami Masters'ın 4. gününde oyuncular rakipleri kadar yağmurla da cebelleştiler. Hatta yağmur sebebiyle İpek Şenoğlu'nun çiftler maçı da bugüne ertelendi. 3-4 saatlik bir kayıp oldu yağmurdan dolayı ama çiftler maçları yarına taşınarak ve tekler maçları diğer kortlara yayılarak olması gerektiği gibi sonuçlandırıldılar.

Bu kez kadınlardan başlayalım. Indian Wells şampiyonu Jelena Jankovic, geçen sene İstanbul Cup'ın ilk turunda Zvonareva'yı eleyen Maria Koryytseva'yı 2 sette geçti. Top 10'un yeni ismi Sam Stosur ise, İspanyol Navarro karşısında zorlandı. Navarro ilk seti 6-4 almış, ikinci sette de 5-4 önde ve maç için servis atıyordu. Seti oradan 7-5 kaybetti ve final setini de 6-2 verince geçtiğimiz hafta Kuznetsova'ya yaptığı sürprizi bu kez bir başka top oyuncuya karşı yapma şansını kaçırdı.

Yağmur sebebiyle maçı merkez korttan, 1 numaralı korta taşınan Clijsters, bunu pek takmamış olacak ki, Petra Kvitova'ya yalnızca 2 oyun bıraktı. 3. turda rakibi, Kudravtseva'ya yalnızca 1 oyun bırakan Sharar Peer. Harika bir maç olabilir, Peer bu sezon top 10 oyuncusu gibi oynuyor. Elenen 4 tane seribaşı vardı. Jie Zheng ve MJM. Sanchez bunlardan ikisi, ki bunlar pek sürpriz olmamalı. Dengesiz sonuçlar alabiliyor bu raketler. Ama, Indian Wells çeyrek finalisti Alisa Kleybanova'nın ilk maçında Sara Errani'ye 2 sette kaybetmesi sürpriz. İlk seti 6-4 kaybetmişti Kleybanova, ikinci sette ise 5-3 öndeydi. O sırada korttaki ışıklandırma sorunu nedeniyle maç durdu; yaklaşık birkaç saat sonra yeniden başladı. Kleybanova'nın konsantrasyonu yerlere inmiş olacak ki, buradan 4 üst üste oyun verdi ve turnuvaya erken veda etti. Dark horse'lardan biriydi aslında bu turnuva için... Diğer elenen seribaşı Elena Dementieva oldu. Henin'e 6-3 6-2 ile kaybetti. Buraya şampiyonluk tahmini olarak yazmış, altına Henin'e daha ilk maçında yenilirse fena patlayacağız diye not düşmüştük. Çekinmeden söylüyorum; "patladık". Maçı izleme imkanı yoktu; turnuvadan yayınlar bugün başlıyor ama istatistiklerden anlaşılan Henin'in eze eze kazandığı. Son sette 5-0'ı da bulmuştu zaten, Dementieva orada şeref oyunlarını (şeref golü var, bu olamaz mı?) aldı. Dementieva'nın servisi her zamanki gibi. 11 çift hata yapmış. Bugün bir diğer 11 çift hata yapan Djokovic'in sonunun ne olduğunu biliyoruz; ona da biraz sonra değineceğiz zaten.

Onun dışında birkaç ilgi çeken sonuç daha var... Wozniacki, Bulgar Pironkova karşısında ilk seti kaybettikten sonra geri dönüp maçı aldı. Danimarkalı eğer 2 numarasını korumak istiyorsa burada iyi iş çıkarmak zorunda. Zira, geçen sene burada çeyrek final görmüştü ve koruması gereken puanları hiç de az değil. Kirilenko, Czink'i 3 sette ve final tie-break'inde geçti, ki Czink son sette double break ile 5-2 öne geçmiş, kendi servisinde 2 de maç puanı yakalamıştı. Oradan geri dönüp yürek koymuş Kirilenko ve maçı almış. Maçı hiçbir zaman bırakmamanın ödülü bunlar. Son sonucu Zvonareva-Oudin maçından verelim. Zvonareva, 18 yaşındaki teenager'a yalnızca 3 oyun vererek 3. tura yükseldi. Oudin 23 adet ikinci servisinin yalnızca 5'inden puan çıkartabilmiş... Genel olarak gidişatı da felaket. US Open'da o "believe" mottosundan sonra sırtı yerden kalkmadı...

David Ferrer, Mustafa Sarp ekolünden olmalı...

Erkeklerde günün en büyük sürprizi Novak Djokovic. Indian Wells'te 4. turda elenişinin ardından, burada da 2. turda turnuvaya veda etti. 2 numarası da iyice tehdit altına girdi. Eğer Nadal bu turnuvayı kazanırsa, İspanyol raketle arasındaki fark 50 puanın altına inecek, ki Nadal'ın Monte-Carlo şampiyonluğunu koruması, Djokovic'in de orada final görememesi halinde 2 numara elden gidecek. Murray de alabilir tabii 2 numarayı elinden ama onun daha büyük dertleri var. Buradaki 1000 puanını koruyabilmek gibi... Djokovic dışında kaybeden 4 seribaşı daha var ama onlar büyük sürprizler sayılmaz. Mesela, Troicki'nin elenmesi. Sırp raket, Indian Wells'te sadece 5 dakika kortta olarak 4. tura yükselmişti. Burada 2. turda Nalbandian'ı çekince şans terazisi dengelendi. Nalbandian 3 sette geçti Troicki'yi ve Nadal'ın rakibi oldu 3. turda. Sıkı bir maç bizleri bekliyor. Nadal da 4 kez servis kırdığı maçta istisnai servis-volecilerden Taylor Dent'i 6-3 6-4'le geçti. Diğer kaybeden seribaşı Julien Benneteau. Fransız zaten Indian Wells'te de Mario Ancic'e kaybetmişti ilk maçında. Marsilya finalinden sonra geldiği Amerika turnesi kabus oldu onun için. Ev sahibi Sam Querrey'in ilk setini kazandığı maçta Jeremy Chardy'e kaybetmesi sürpriz sayılabilir. Onun dışında kaybeden bir seribaşı daha var ki, kaybetmesi dışında daha da felaket bir fatura var onun için. O isim, Ivan Ljubicic.

Hırvat raket henüz 1 hafta önce 31 yaşında ilk master kupasını kazanmıştı. Buradaki ilk maçında da Benjamin Becker karşısında iyi bir başlangıç yapmıştı. Ama ne olduysa, Ljubicic servis atarken oldu... Ljubicic, maçtaki ilk seti 6-4 kazanmış, ikinci sete de servis kırma ile başlamıştı. Daha sonra kendi oyununda da ilk puanı almıştı. Sert bir ilk servis kullandı; sonrasında yere yığıldı. Kalktı ve sandalyesine gitmeyi denedi ama yarı yolda yere düştü ve bir daha kalkamadı... Maçı bırakmak zorunda kaldı Ljubicic. Son zamanlarda sakatlık belasıyla çok uğraşıyordu ama bu hakikaten çok zamansız oldu. Gelen bilgilere göre sırt sakatlığıymış Ivan'ın yaşadığı ve oldukça da ciddiymiş... Büyük geçmiş olsun...

Bunlar dışında ilgi çeken 2-3 maçın daha sonucunu verip postu bitirelim. JC Ferrero, Indian Wells'te rahat yendiği Dani Koellerer ile burada da ilk maçında karşılaştı. İspanyol ilk sette 4-0 40-15 öndeydi; o sırada yağmur arası geldi. Aynı zamanda da Koellerer'nin maçı bırakması... Koellerer gibi çılgın bir adamın sakatlıktan dolayı değil, "ooof, kim çıkacak bir de yağmurdan sonra oynamaya, gidip iki bira yuvarlayalım hacı" mantığıyla bıraktığını düşünüyorum... İlginç adam, çok ilginç. John Isner, Michael Russell'ı 7-6 2-6 7-6 ile geçti. Russell, son zamanlarda çok iyi sonuçlar alıyor. Bu maçta bu kadar zorlaması çoğu kişi için sürpriz olsa da, benim için değildi. Son set tie-break'i 7-5 bitti hatta, kazanabilirdi de... Son sonuç Kohlschreiber-Mayer maçından. İlk sette durum 6-6, tiebreak'te 2-2 eşitlik varken Mayer maçı bıraktı. Sakatlığıyla ilgili henüz bir bilgi yok ama böyle bir anda maçı bıraktığına göre ciddi olmalı. Üstelik Mayer, zırt pırt maç bırakan bir raket de değildir. O da son zamanlarda çok iyi form tutturdu, umarım ciddi değildir...

62 Nedir?

Cevap: Djokovic'in Rochus macinda yaptigi basit hata sayisi.

Mac sonunda seyircilerin yaptigi gibi Djokovic'i yuhalamayacagim. Maci tabi ki izleyemedim, zira yayin yok. Hatta yagmur arasindan sonra sonucu da beklemeyip uyudum. Oncelikle mac fotograflarinda dikkatimi ceken bir seyi paylasmak istiyorum.



Djokovic'in omzundaki pembe bandaj. Bu bandajlar var olan ufak rahatsizliklarin ilerlemesini onlemenin yani sira tedavi edici ozellikte bantlar. Umarim onemli bir rahatsizligin habercisi degildir.

Bu ufak suhpe ve endisenin ardindan Djokovic ile ilgili soyleyebilecegim tek sey sorunu her neyse bir an once cozmesi gerektigi. Boyle 2 numara olunmaz herhalde. Djokovic'in bu durumunun tek maca ozgu oldugunu dusunmuyorum cunku, epeydir kotu oynuyor. Bana sanki isteksiz ve ozensiz oynuyormus gibi geliyor. Sezonun basinda da oyuncularin yeterince dinlenemedigini soylemisti. Sezon basindan beri de iyi oynamiyor zaten. Adeta bikmis gibi. Seyirci de bu yuzden bu kadar tepki gosterdi belki, kim bilir? Yine de yuhalama abartili ve yakisiksiz. Bir daha gormeyiz - duymayiz diye umuyorum.

Canas da Bıraktı

Roger Federer'in belalısı olarak tanıdığımız Arjantinli Guillermo Canas, dün tenisi bıraktığını Miami Masters'ta açıkladı. Sağ bileğindeki sakatlığı sebebiyle geçirdiği 5. ameliyatın ardından da olumlu sonuç çıkmayınca kariyerini noktalamış 32 yaşında. Canas, 2009 Temmuz'dan bu yana maç oynamıyordu zaten.

Tabii, Canas'ın vedasını bu turnuva sırasında açıklaması da hoş bir ironi oldu. Zira, Canas 2007'de bu turnuvada Roger Federer'i mağlup etmişti. Canas, o yıl Miami'den önce Indian Wells'te de Federer'i mağlup edip, Federer'in 41 maçlık kazanma serisini bitirmişti. İki turnuva üst üste Federer'i mağlup etmesi adını yeterince duyurmasına yeterli oldu. Onun dışında da çok boş bir kariyeri yoktu tabii. Master series turnuvası kazanmışlığı var mesela. Şöyle demiş Canas emekliliğinin ardından:

"Dünya üzerindeki en yetenekli oyuncuyu yendim. Benim için inanılmazdı. Ve bunu 10 gün sonra bir kere daha tekrarlamak, bir rüya gibiydi."

Canas, bugün skandalla gündeme gelen Wayne Odesnik'in antrenörlüğünü yapmaya başlamıştı 2010 Şubat'ta. Onun dışında Şilili Paul Capdeville'yi çalıştırıyor. Ayrıca, kendine ait bir tenis akademisi var. Yaşamının bundan sonraki kısmında da tenisin içinde olacağını bu hamlelerinden anlayabiliyoruz. Umarım, antrenörlük kariyerinde de oyunculuk kariyerinde olduğu kadar başarılı olabilir...

Top 5: Roger Federer






Sıradaki: Rafael Nadal

Marsel'e Yayın Yok

Miami'de cumartesi gününün programı açıklandı ve Marsel maalesef Stadium veya Grandstand kortlarında yer almıyor. 3 numaralı kortun 4. ve son maçında oynayacak Juan Monaco ile. Bu kortun ilk maçı TSİ 16.00'da başlıyor. 21-22 gibi başlayacaktır Marsel'in maçı. Livescore aracılığıyla takip edebiliriz. Aslında, Grandstand'deki Giraldo-Youzhny veya Simon-Zeballos maçlarından birinin yerine konulabilirmiş; ama olmamış. Lakin eğer Marsel bu turu geçer de Gonzalez ile eşleşirse -elemelerden gelen Lu ile oynayacak Şilili raket-, büyük ihtimalle maçı Stadium ve Grandstand'de olacaktır, Gonzalez'in özel durumundan ötürü...

26 Mart 2010 Cuma

Odesnik'e Doping Cezasi

Wayne Odesnik'e doping cezası gelmesi gundemdeymis. Bunun sebebi Avustralya'daki Brisbane ve Avustralya Acik turnuvalarina katilmak icin geldiginde bavuluda icinde 6'sar miligram buyume hormonu bulunan 8 sisenin bulunmus olmasiymis.

2009 yilinda da doping ile ilgili davalar olmustu. Wickmayer ve Malisse nerede olduklarini bildirmeleri ile ilgili kurali gerektigi gibi uygulamadiklarindan 1'er yil ceza almis, daha sonra bu cezalar iptal edilmisti. Gasquet ise kaninda bulunan az miktardaki kokainin kanina iradesi disinda karitigini iddia etmiş ve ifadeler ile bulgular tutarlı oldugundan onun da cezasi kalkmisti.

Odesnik'in durumunun ise biraz daha farkli oldugunu dusunuyorum. Ilaclar bavulunda bulunduysa buyuk ihtimalle ceza alacaktir. Bu cezanin 2 yillik bir ceza olabilecegi soyleniyor.

Miami'den İlk 3 Gün Notları

Miami Masters'ta ana tablo maçları salı günüyle birlikte başladı. Perşembe günü sonu itibariyle, erkekler ve kadınlarda tüm 2. tur eşleşmeleri belli oldu ve kadınlarda 2. tur maçlarının yarısı tamamlandı. Bugün erkekler 2. tur maçlarının başlamasıyla birlikte, kortlardan yayınlar da başlıyor. Dolayısıyla artık blog'a turnuva hakkında daha sık not geçeceğiz, maçları izleyerek...

Federer'in 2. tur rakibi, Starace'yi geçen Nico Lapentti oldu. Lapentti, elemelerde kaybetmiş, lucky loser olarak ana tabloya kalmıştı; şimdi Federer ile oynama şansı yakaladı. Indian Wells'te Federer'den set alan Hanescu ise, Falla'ya 3 set sonunda mağlup oldu. Indian Wells ile sakatlıktan geri dönen Andreas Beck, bu sene oynadığı 3. maçtan da galibiyet çıkartamadı. Johannesburg finalisti Stephane Robert, Alman raketi iki sette geçti. Indian Wells'te 4. tur gören Guillermo Garcia-Lopez, buraya da hızlı girdi. İlk turda Arnaud Clement'i iki sette geçen İspanyol, 2. turda Tsonga ile oynuyor. Indian Wells'te 8 numaralı seribaşı Cilic'i elemişti Lopez, burada da 8 numaralı seribaşı Tsonga ile eşleşti. Bir sürpriz daha çıkartabilecek mi acaba? Sunrise Challenger şampiyonu Florian Mayer, ilk tur maçında Chiudinelli'yi geçerek 2. turda Kohlschreiber ile eşleşti. 2. turun en çekişmeli maçlarından biri olacaktır. Indian Wells'e wild-card ile katılıp Taylor Dent'i mağlup eden Ryan Harrison, buranın ilk turunda Michael Llodra'ya karşı sadece 4 oyun alabildi. David Nalbandian da ilk turu geçen isimlerden. Zorlanmasını beklediğim Kubot'a sadece 5 oyun bırakmış Arjantinli. 3. turda Troicki ile oynayacak. Nadal'ın 2. tur rakibi ise, Taylor Dent oldu. Yine bir süredir sakatlıkla boğuşan raketlerden Paul-Henri Mathieu, geri dönüş maçında elemelerden gelen Illya Marchenko'ya iki sette kaybetti. Marchenko, geçtiğimiz sene İstanbul Challenger'ı öncesi 223. sıradaydı. 5-6 aylık bir sürede harika bir atak yaparak 80'li sıralara kadar yükseldi, ilk 50'ye de göz kırpıyor artık. Wild-card'lı Filip Krajinovic, ilk turda ev sahibi James Blake'i fazlasıyla yordu. İlk seti aldı tie-break'te ama sonrasındaki iki seti 6-4 ile kapatan Blake, ikinci tura yükseldi. 2. turda heyecanla beklediğimiz eşleşmelerden biri olan Gasquet-Djokovic eşleşmesi, Gasquet sebebiyle yalan oldu. İyi de başlamıştı yıla aslında Gasquet, ama Avustralya Açık'ta Youzhny'e kaybettiği 5 setlik maçtan sonra dibe vurdu yine. Djokovic, ikinci turda Olivier Rochus ile oynayacak.

Kadınlarda sürprizi bol günler geride kaldı. Kuznetsova, 2. turda zorlanmasını beklediğimiz Peng'e karşı zorlandı, ama kazanmayı da başardı. 1 numaralı seribaşı 3. turda, geçen hafta Indian Wells'te 4. tur oynayan Molik'i 6-0 6-0 ile geçen Szavay'ın karşısına çıkacak. Indian Wells'te Henin sürprizini yapan Gisela Dulko, 3. turda Marion Bartoli oynayacak. Burada yarı finale çıkmasını beklediğim Wickmayer de iyi başladı. 2. tur maçında son ayların formda raketi Baltacha'ya 4 oyun verdi sadece ve 3. turda genç raket Petra Martic'in rakibi oldu. Wickmayer'in 4. turdaki potansiyel rakipleri de seribaşı değil. Tablonun diğer tarafında Venus Williams, zorlanmadan 3. tura yükseldi. 3. tur rakibi İtalyan Roberta Vinci. Nadia Petrova, 39'luk Date Krumm'u 6-3 7-6'lık setlerle geçti 3. turda Hantuchova'nın rakibi oldu. 3. turun çekişmeli geçmesi muhtemel maçlarından biri. Alt tarafta seribaşılardan Pennetta ve Lisicki turnuvaya veda etti. İki genç raket, Petkovic ve Shvedova, bu ikiliyi alt ederek birbirleri ile eşleştiler. Bu hafta ilk 50'nin dışına çıkan Ana Ivanovic, 2. tur maçında Parmentier'i geçerek Agnieszka Radwanska'nın rakibi oldu.

Alt tarafta 2. tur maçları bugün oynanacak. Dementieva-Henin, Oudin-Zvonareva, Wozniacki-Pironkova, Suarez Navarro-Stosur, Clijsters-Kvitova, Martinez Sanchez-Safarova maçları sürpriz çıkabilecek ve güzel olabilecek maçlar gibi görünüyor. Özellikle de Dementieva-Henin'i merakla bekliyoruz tabii...

Tommy Haas Amerikalı Oldu

Bir süredir konuşulan bir konuydu ama bu kadar çabuk sonuçlanmasını ilginç buldum. Haas, uzun bir süredir Amerika'da yaşıyordu zaten, Amerikan vatandaşlığını alması da gündemdeydi. Lakin, garibime giden şey şu ki, Amerikan vatandaşlığı alan Haas, 'Amerika için oynuyor' diye gözükmek zorunda mıydı? Şuradan da görebileceğiniz üzere artık Haas'ın isminin yanında 'USA' yazacak oynadığı karşılaşmalarda. Davis Cup'ta da isterse USA takımında oynayabilecek. 31-32 yaşında böyle bir şey yapması garip. Kalça ameliyatı sebebiyle zaten bu sezon en az Amerika Açık'a kadar yok. Sezonu kapatma ihtimali de var hatta. Ama ben bu olaydan sonra kendini zorlayıp Amerika Açık'a yetişeceğini düşünüyorum. Tommy Haas'ı Amerika için oynarken izlemek değişik olacaktır...

Bravo Marsel

Marsel, biraz önce sona eren maçta Uruguaylı Pablo Cuevas'ı 6-2 6-2'lik setlerle yenmeyi başardı. Marsel, ilk seti 27, ikinci seti 33, maçı da 1 saatte noktaladı.

Maça love-break ile başladı Marsel. Arkasından kendi servisinde 0-40'tan oyun kurtardı ve 2-0 öne geçti. Kendi servis oyununu alan Cuevas, bir sonraki oyunda Marsel'in servisini kırdı ve durumu 2-2'ye getirdi. Hemen arkasından Marsel yine servis kırdı ve 3-2 öne geçti. 4-2'de 3-4 kez berabere olan oyunun ardından bir kez daha servis kıran Marsel, kendi servis oyununu da alarak seti 6-2 noktaladı.

İkinci setin 3. oyununda servis kırdı Marsel ve 2-1 öne geçti. Bir sonraki oyunda kendi servisini 0-30'dan kurtaran Marsel, Cuevas'ın servisini bir kez daha kırarak 4-1 öne geçti. 5-1'de Cuevas servisinde 3 maç puanı yakaladı ama bunları değerlendiremedi tenisçimiz. 5-2'de kendi servisi attığı oyunu alarak maçı bitirdi.

Cuevas, sert kortta pek iyi bir oyuncu sayılmaz ama Marsel'in bu kadar rahat kazanması, Miami'de formunu tutturduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, 2. turda Monaco ile oynayacağı maçtan bir sürpriz beklemek hakkımız olmalı. Maç cumartesi oynanacak. Eğer merkez kort veya Grandstand korta programlanırsa, maçı izleme şansı bulabileceğiz. Merkez korttan değil ama grandstand'den yayınlanma ihtimali az da olsa var maçın; umarız olur. Tebrikler Marsel'e...

Not: Dün, ATP'nin resmi sitesinde dolaylı yoldan Marsel ile ilgili bir haber vardı. Şuradan bakabilirsiniz.

25 Mart 2010 Perşembe

Foto: Balik Delisi

KEY BISCAYNE, FL - MARCH 24: Fernando Gonzalez kisses a dolphin during day two of the 2010 Sony Ericsson Open at Miami Seaquarium on March 24, 2010 in Key Biscayne, Florida. (Photo by Chris McGrath/Getty Images)

Gonzo ve baliklar... Miami Masters cercevesinde yunuslarla oynamaya giden tek tenisci degil ama takip edebildigim kadariyla hic bir balikli aktiviteyi kacirmiyor Gonzalez. Avutralya Acik'ta yazdigi blogda akvaryum seyrettigini yazmisti. Gecen yil yapilan Miami Masters'ta da yunuslarla oynamisti. Ondan bu yil bu kadar samimi herhalde. Tanidik baliklar ne de olsa.

Bunlar da diger yunusseverler.

KEY BISCAYNE, FL - MARCH 24: (L-R) Fernando Gonzalez, David Ferrer, Eduardo Schwank, Dick Norman, Robin Soderling, Thomas Bellucci and Marcelo Melo pose with a dolphin during day two of the 2010 Sony Ericsson Open at Crandon Park Tennis Center on March 24, 2010 in Key Biscayne, Florida. (Photo by Chris McGrath/Getty Images)

KEY BISCAYNE, FL - MARCH 24: (L-R) Dick Norman, Robin Soderling, Thomas Bellucci and Marcelo Melo pose with a dolphin during day two of the 2010 Sony Ericsson Open at Miami Seaquarium on March 24, 2010 in Key Biscayne, Florida. (Photo by Chris McGrath/Getty Images)
Acemiler


KEY BISCAYNE, FL - MARCH 24: Fernando Gonzalez swims with a dolphin during day two of the 2010 Sony Ericsson Open at Miami Seaquarium on March 24, 2010 in Key Biscayne, Florida. (Photo by Chris McGrath/Getty Images)
Tecrubeliler

2009 WTA Ödülleri

Yılın oyuncusu: Serena Williams
Yılın geri dönüşünü yapan oyuncu: Kim Clijsters
Yılın en iyi çiftler takımı: Venus Williams/Serena Williams
Yılın yeni geleni: Yanina Wickmayer
Karen Krantzcke Sportmenlik Ödülü: Kim Clijsters
Yılın en çok gelişen oyuncusu: Elena Dementieva
Yardımseverlik ödülü: Liezel Huber

Aşağı yukarı herkesin tahmin edebileceği gibi gitmiş ödüller. Benim tek itirazım, Dementieva'nın aldığı ödüle. Geçen sene iyi işler yaptı, tamam; ama bu ödül Caroline Wozniacki'ye daha iyi giderdi sanki.

Gecenin rüküşünü Venus, şıkını Elena ve Kim olarak seçiyorum ayrıca...

Marin Cilic ile Soru-Cevap

S - Eğer tenis oyuncusu olmasaydın ne olurdun?
C - Futbolcu.
- iPOD'unda ne tür müzikler var?
- Çok fazla dinlemiyorum açıkçası. Her türden müzik var ama en çok hip-hop ve rock diyebilirim.
- En sevdiğin kahvaltı yiyeceği?
- Tereyağı ve reçelli ekmek. (Türk'sün dimi?)
- En sevdiğin film?
- Troy, Lord of the Rings ve Braveheart. (Şüphelerim artmaya başladı...)
- Tenis dışında ne yapıyorsun genellikle?
- Uyuyorum. (Budur!)
- İnternette ne tür sitelere giriyorsun, hangi siteleri sürekli olarak takip ediyorsun?
- Maillerimi kontrol ediyorum ve Hırvat gazetelerinin sitelerine bakıyorum.
- En çok kimle yemeğe çıkmak isterdin? Canlı veya ölü?
- Kolay soru. Jessica Biel!

Marsel Grandstand'de

Marsel ile ilgili bu hafta sık sık haber geçiyoruz. En son Cuevas ile eşleştiği ve maçın perşembe günü olduğunu söylemiştik. Maçın saati ve oynanacağı kort da belli oldu an itibariyle. Milli tenisçimiz, Grandstand kortunda, yani merkez korttan sonraki en büyük kortta sahne alacak. TSİ 16.00'da başlayacak seansın 4. ve son maçını oynuyor. Ondan önce 3 tane erkekler ilk tur maçı var. Maç 20.00-22.00 arası bir saatte başlayacaktır bizim saatimizle. Yayın yok maalesef; livescore'dan takip edeceğiz yine. Tekrar başarılar Marsel'e...

24 Mart 2010 Çarşamba

Nadal'in Bitmeyen Sorunlari

Tenis dunyasindaki sakatliklar yetmiyor galiba ki baska rahatsizliklar da oyunculara musallat oldu. Nadal'in yirmilik disi iltihaplanmis. Disi cektirse operasyon oncesi ve sonrasi alacagi anestezi problem, cektirmese almasina izin verilen ilaclarla acisi dinecek mi belli degil. Ilk macindan once agrinin dinmesini umuyormus.

E yani Rafa

Gonzalez ile Deprem Uzerine



Gonzalez'i en cok evsiz kalan insanlar etkilemis. Bu nedenle Miami turnuvasinda teniscilerin esyalarinin satildigi muzayede gibi bir organizasyon duzenlenecekmis. Yanilmiyorsam Madrid veya Barcelona'da da bir gosteri maci duzenlenmesi planlaniyor.

Bana Gonzalez Miami'de tenis oynama konusunda biraz isteksiz olacak gibi gorunuyor. Aklini tenise vermeyi basarabilecek mi ilerleyen gunlerde gorecegiz.

Marsel'in Rakibi Cuevas

Elemelerde Brian Dabul ve Marcos Daniel'ı eleyen Marsel, ana tablo ilk turunda Uruguaylı Pablo Cuevas ile karşılaştı. Cuevas, dünyanın 46 numarası. 24 yaşında, iyi bir oyunu var ama asıl usta olduğu kort, toprak kort. Geçen hafta Indian Wells'teki ilk tur maçını da Troicki'ye karşı ilk oyundan sonra sakatlığı sebebiyle bırakmıştı. Hala onun etkileri olabilir. İlk tur için Cuevas'tan daha güzel rakipler vardı ama bu kuranın da güzelliği şu ki, Marsel eğer Cuevas'ı geçerse 2. turda Juan Monaco ile oynayacak. Monaco, her ne kadar geçen hafta Indian Wells'te çeyrek final oynamış olsa da, o da aynı Cuevas gibi toprak kort spesiyalisti. 2. turda Monaco yerine Nadal ve Federer çekme ihtimali de vardı yani...

Maç yarının programında gözükmüyor. Bu, maçın perşembe oynanacağı anlamına geliyor. Marsel, ana tabloya kalarak şimdiden 22 puanı ve 8000 doları garantiledi. Eğer ilk turu da geçerse 37 puanı cebe indirmiş olacak. Cuevas favori, ama gerek maçın sert kortta olması, gerek Marsel'in iyi bir hava yakalayarak gelmiş olması, gerekse de Cuevas'ın geçtiğimiz hafta yaşadığı sakatlık problemi sebebiyle, Marsel'in azımsanmayacak derecede şansı var Uruguaylı'ya karşı. Başarılar diliyoruz...

23 Mart 2010 Salı

Miami Masters: Kadınlar Kurası

Kadınlar kurasına geçelim.

1 numaralı seribaşı Caroline Wozniacki olacak demiştik, ancak seribaşılar pazartesiden önce belirlendiği için burada da, Indian Wells'te olduğu gibi 1 numaralı seribaşı Kuznetsova. 2. turda Peng ile oynayabilir, tehlikeli olabilir Çinli oyuncu Sveta için. 3. turda Szavay; 4. turda Bondarenko-Bartoli zor rakipler değil. Kuznetsova, Indian Wells'te ilk maçında elendikten sonra daha yoğunlaşmış olacaktır burada. Eğer 2. turu geçerse çeyrek final yolu açık.

Kuznetsova'nın çeyreğindeki diğer isim, 8 numaralı seribaşı Na Li. 2. turda Bacsinszky ile oynayabilir Çinli, Bacsinszky geçen sezonun sonunda çok iyi çıkış yapmış, ekim ayında Lüksemburg'da ilk WTA şampiyonluğunu da kazanmıştı. Bu seneye iyi giriş yapamadı ama... 3. turda Wozniak; 4. turda Wickmayer ve Rezai, tehlikeli olabilecek rakipler. Dengesizliğiyle bildiğimiz Li, burada erken elenebilir. Wickmayer'i bekliyorum bu çeyrekten.

Kuznetsova-Li çeyreğinin karşısında Venus-Radwanska çeyreği bulunuyor. Venus, 2. turda Larcher de Brito ve Cirstea'dan biriyle oynayacak. 2 genç, gelecek vaat eden tenisçi ama Venus'ün karşısında durmaları zor. 3. turda Medina-Garrigues, 4. turda Hantuchova ve Petrova, tecrübeli Amerikalı için muhtemel rakipler. Özellikle, 4. turda iyi bir Petrova, Venus'ü zorlayabilir. Bu çeyrekte 38'lik Date Krumm da bulunuyor ayrıca. İlk turda Chakvetadze ile oynuyor Date Krumm; onu geçerse Petrova ile oynayacak. Krumm-Petrova'nın son karşılaşmalarında gülen taraf Krumm olmuştu.

Radwanska'nın kurası bir hayli çetin. 3. turda Ivanovic; 4. turda Pennetta ve Lisicki, Polonyalı raketin muhtemel rakipleri. Andrea Petkovic ve Yaroslava Shvedova gibi sağlam, genç raketler bu bölümde. Tahmin yapması çok güç bir çeyrek ama geçen hafta IW'de yarı final gören Radwanska'nın buradan çıkmasını zor görüyorum.

Alt tarafa turnuvanın 2 numaralı seribaşı olan Wozniacki'nin kurasından başlayalım. 2. turda Heather Watson ile oynayabilir Woz. Watson, 2009 Amerika Açık junior şampiyonu. 3. turda Kirilenko; 4. turda Schiavone ve Pavlyuchenkova muhtemel rakipler. Cornet, Voegele ve Rus gibi genç dimağlar da bu bölümde. Bir daha baktım da, bildiğin junior turnuvası gibi olmuş kuranın bu bölümü. 16-20 arası epey oyuncu var burada. Çok çok zor bir kura değil ama Wozniacki buradan çıkamazsa çok da şaşırmamak lazım.

Wozniacki'nin eğer buradan çıkarsa çeyrek finaldeki muhtemel rakibi olan Dementieva'nın kurasında, kötü bir sürpriz bekliyor Rus raketi. 2. turda Justine Henin ile oynayacak Dementieva. Avustralya Açık'ta çekişmeli geçen 2. tur maçını Henin iki sette kazanmayı başarmıştı. Ama Avustralya'dan bu yana Henin'in form durumu çok iyi gitmezken, Dementieva iyi başladığı sezonu iyi götürüyor. 3. turdaki Cibulkova, buradan çıkacak galip için çok zorlayıcı olmayacaktır. 4. turda ise, sağlam raketler bulunuyor. Kleybanova, Errani, Oudin ve Zvonareva gibi. Gerçi, Oudin ve Zvonareva sağlam düşüşte ama özellikle Kleybanova, bu seneye iyi giriş yaptı.

Bu çeyreğin karşısında, 4 numaralı seribaşı Azarenka'nın çeyreği arz-ı endam eyliyor. 2. turda Dulgheru, 3. turda Martinez Sanchez ve Safarova, Azarenka'nın muhtemel rakipleri. Hepsi sakatlık çıkartabilecek oyunculardır ama Azarenka da çoğu zaman ilk turlarda çok fazla zorlanmayan, genelde çeyrek-yarı final safhalarında turnuvalara veda eden bir rakettir. Kadınlar tenisindeki genel dengesizliğe baktığımızda, bu yönden iyi olduğunu söyleyebiliriz Azarenka'nın. Buradan çıkabilirse 4. turda karşısında Clijsters'ı bulabilir ama. Clijsters da bu seneye iyi başlayamadı. Görkemli Amerika Açık zaferinden sonra, Brisbane'da aldığı bir şampiyonluk var; onun dışında oynadığı 2 turnuvada ilk turlarda kaybetti. Avustralya Açık'a da 3. turda veda etmişti... Ayrıca, Belçikalı'nın çeyreğinde Peer gibi formda bir oyuncu da bulunuyor...

Indian Wells şampiyonu Jelena Jankovic, burada 7 numaralı seribaşı. 2. turda Barrois veya elemelerden gelen bir oyuncuyla oynuyor. 3. turda Vesnina da zor bir rakip sayılmaz. 4. turdaki muhtemel rakibi için, birden fazla ihtimal göze çarpıyor. Indian Wells'te yarı finalde yendiği Sam Stosur bunlardan biri. Jie Zheng ve Carla Suarez Navarro da diğerleri. Ama, diğer çeyreklere nazaran daha kolay bir çeyrek tabii. 4. turda Jankovic-Stosur eşleşmesi olmaması sürpriz olur...

Yarı final tahmini: Wickmayer-Williams, Jankovic-Dementieva
Final tahmini: Williams-Dementieva
Şampiyonluk tahmini: Dementieva

Not: 2. turda Henin, Dementieva'yı yenerse, fena patlayacak tahminler, biliyorum.

Hewitt'ten Iyi Haber

Lleyton Hewitt Avustralya Acik sonrasi gecirdigi kalca ameliyatindan sonra tenise Roland Garros'da donecegini soylemisti daha once. Beklenilenden daha cabuk iyilesmis ve ATP'nin web sitesindeki habere gore Nisan ayinin basinda oynanacak olan Houston'daki toprak kort turnuvasina (ki gecen yil burada sampiyon olmustu) katilacagini aciklamis. Tekrar gecmis olsun diyorum kendisine.

Nadal'in Solakligi Supheli

Gectigimiz haftalarda Toni Nadal, Ispanyol Eurosport sitesinde bir chat aktivitesinde bulunmustu. Suradan okunabilir.


Dedigine gore artik Nadal'in sol eliyle daha iyi tenis oynadigindan ciddi olarak suphe ediyormus. Rafa'nin sag veya sol elinden birisini secmesi gerektiginde toplara sol eli ile daha guclu vurdugunu gozlemlediginden sol ele yoneltmis onu amca Nadal. Ancak simdi bundan emin degil, hatta diyor ki Rafa eger sag elini kullansa kesinlikle daha iyi servis atabilirmis.

Bana gore amca Nadal bilincsiz bir sekilde Rafa'da gormek istedigini gordu ve onu sol ele yonlendirdi. Cunku solaklik teniste bir avantaj. Hatta Federer'in slice vuruslarindaki gibi rakiplerini zor duruma dusurebildigi bazi hamleleri, solak oldugu icin Rafa uzerinde ise yaramiyor. Ama bir de isin su yonu var; Nadal sag eli ile daha iyi servis ve belki cok daha guclu forehand vuruslarina sahip olabilecekti. Malesef bizler bunlarin Nadal icin solak olmaktan daha mi avantajli olacagini veya Toni Nadal'in dedigi gibi Rafa'nin hangi eliyle daha iyi oynadigini su saatten sonra ogrenemeyecegiz. Hatta bu sorularin cevaplarini Rafa bile ogrenemeyecek.

Yine de merak etmeden duramiyor insan; ya solak degilse?

Master Marsel

Marsel dun bizleri hop oturtup hop kaldirdigi Miami Masters elemelerinin ilk macinda Brian Dabul'u 1-6,6-4 ve 6-3 ile gecmis ve bizleri sevindirmisti. Mactaki kritik anlarda surekli "yapma Marsel, yapma" deyip durmustum. Cok fazla soylenmis olmali ki bugunku maci fazla uzatmamis. Marcos Daniel'i 7-6(1) ve 6-2'lik 2 set ile gecmis. Masters turnuvasinda diger "master" oyuncularin arasina katilmis. Soylemesi bile guzel. Marsel'e "Welcome to Miami" dedikten sonra turnuvada karsilasacagi diger kritik anlar icin pesinen "yapma" diyorum.

Gelelim Marsel'in olasi rakiplerine. Federer'in ceyreginde sadece bir yer var. Buraya dusen elemelerden gelen isim once Potito Starace ile oynayacak, kazanirsa da Federer ile. Murray bolgesinde 6 adet yer var. Bunlarin ikisi birbirleri ile eslesmis, digerleri ise Almagro, Fognini, Cuevas ve Petzschner ile. Nadal ceyreginde devaminda Nadal olmak uzere Dent'in oldugu bir yer, bundan baska Gimeno-Traver ve Russell'in (merhaba Russell :)..) oldugu eslesmeler var. Djokovic'in bolgesinde ise Andreev ve Mathieu rakiplerini bekleyen oyuncular. Ben Gimeno-Trever olsun derim. Iki elemelerden gelen oyuncunun eslesmesinin sonrasi Youzhny, Gimeno-Trever'in sonrasi ise Karlovic. Belki kotu servis atar. Olmazsa Youzhny ile rovans olsun bari, en azindan daha once oynadigi, tanidigi bir isim. O da olmadi Dent veya Starace olsun, ilk 4'teki isimlerle mucadele etsin, ismi duyulsun.

Maşallah (!)

Taylor Dent... 2 hafta önce Indian Wells ilk turunda Ryan Harrison ile oynadığı maçtan...

22 Mart 2010 Pazartesi

Miami Masters: Erkekler Kurası

Miami Masters'ın ana tablo kurası belli oldu birkaç saat önce. İzlenimlerimizi yazalım kuradan.

Turnuvanın 1 numaralı seribaşı Roger Federer, ilk turu bye geçiyor. İkinci turda Starace veya elemelerden gelen bir oyuncuyla oynayacak. Indian Wells'te 3. turda Baghdatis'e elenen Federer'in bu kez 3. turdaki muhtemel rakibi çok daha kolay; Albert Montanes. 4. turda Simon ve Berdych'den biriyle oynaması muhtemel. Simon geçtiğimiz hafta Sunrise'da final oynamıştı. Berdych de Indian Wells'te çeyrek final oynadı. Özellikle Berdych, zorlayabilir Federer'i.

Federer'in çeyrekteki muhtemel rakibi ise Cilic. 3. turda Baghdatis ile muhtemel eşleşmesi bulunuyor Hırvat raketin. 4. turda Verdasco ve Melzer, Cilic'i en fazla zorlayabilecek oyuncular. Indian Wells'te ilk maçında feci bir yenilgi almıştı Garcia Lopez karşısında. Burada da zor kurası onun ilerlemesine engel olabilir.

Federer ve Cilic'in bulunduğu çeyreğin karşısında Murray ve Soderling'in çeyreği bulunuyor. Murray'den başlayalım. İkinci turda Leonardo Mayer, Murray'i zorlayabilir. 3. turda Feli Lopez, Lukas Lacko ve Michael Berrer'den herhangi biriyle oynayabilir. 3'ü de birbirine çok yakın oyuncular. 4. turda Wawrinka veya Youzhny ile oynayabilir Murray. Burada da zorlanacaktır. Özellikle Indian Wells'teki yetersiz oyunundan sonra burada erkenden kazaya gitmesi çok büyük bir sürpriz olmaz. Gerçi, Murray geçen senenin şampiyonu ve puanlarını korumak için iyi konsantre olacaktır. Belirtelim, Murray şampiyon olamazsa bu hafta aldığı 3 numarayı Nadal'a tekrar geri bırakacak. Hatta Murray burada kazanır, Nadal da yarı final oynarsa, Nadal yine 3 numara oluyor turnuva ardından.

Murray'nin eğer gelebilirse oynayacağı çeyrek finalde en muhtemel rakibi Soderling. 3. turda Tipsarevic ile muhtemel maçı gözüküyor İsveçli'nin. 4. turda ise Fernando Gonzalez ile oynayabilir. Gonzalez, Indian Wells'te oynamamıştı, ülkesindeki depremden dolayı. Burada iyi kura çektiğini söyleyebiliriz. 4. tura kadar zor rakiple oynamıyor. Soderling-Gonzalez eşleşmesi olağan görünüyor o yüzden, ki o maç çekişmeli geçebilir.

Geldik çeyreğin alt tarafına. 2 numaralı seribaşı Djokovic'ten başlayalım. Djoker, Indian Wells'te 4. turda Ljubicic'e yenilmişti. Son zamanlarda hiç formda değil ve burada da zor kura çekmiş. 2. turda Gasquet ile oynayabilir. 3.turda da Bellucci veya Blake... Burada zorlanacaktır Djokovic, şu oynadığı oyunla. Bu engelleri geçebilirse, 4. turda Querrey-Monfils'ten birini daha rahat geçecektir diye tahmin ediyorum. Geçen sene burada finali vardı Djokovic'in. O da, Murray gibi herkesten daha fazla konsantre olacaktır.

Djokovic'in çeyreğinde Roddick bulunuyor. 2. turda Andreev, 3. turda Benneteau muhtemel rakipleri Roddick'in. Bunları geçebilirse 4. turda, Indian Wells finalinin rövanşı olabilir, Ljubicic ile. Tabii, Ljubicic'in de 2. ve 3. turu geçmesi lazım bunun için. Ljubicic'in kurası da güzel. 2. turda Greul, 3. turda Robredo en ciddi rakipler. Hatta 4. turda Roddick, çeyrekte Djokovic de kötü kura sayılmaz. Eğer rahatlık, gevşeklik yaşamazsa, burada da belli bir yere kadar gelebilir. Ama genelde bu tür oyuncular, büyük turnuvaları kazandıktan sonraki ilk turnuvalarında ilk turda saçma sapan maçlar kaybederler. Beklememiz gerek.

Roddick ve Djokovic'in karşısında Tsonga ve Nadal çeyreği. Nadal'ın çeyrekte Tsonga'yı çekmesi iyi kura bence, önden bunu söyleyeyim... İlk turu bye geçen Nadal, ikinci turda Dent veya elemelerden gelen bir oyuncuyla oynuyor. 3. turda Nalbandian ile oynayabilir, ki gayet de güzel maç olur, eğer olursa. İlk turda Kubot, ikinci turda Troicki ile oynayacak Arjantinli. İkisi de zorlayabilecek rakipler. Bunları geçerse zaten iyi oynuyor demektir. Bu da 3. turda iyi bir Nadal-Nalbandian maçına işarettir. Nadal'ın 4. turda muhtemel rakipleri Ferrer ve Karlovic. Çeyrekte ise, başta yazdığımız gibi Tsonga. Gerçi oradan Tsonga dışında bir oyuncunun gelmesi de mümkün. Tsonga'nın çeyreğini değerlendirirken değinelim ona.

Tsonga, ikinci turda Indian Wells'te 4. tur gören Garcia Lopez ile oynayabilir. 3. turda ise, Florian Mayer ve Kohlschreiber muhtemel rakipleri. Bunlar da iyi oyuncular. 4. tur için Ferrero ve Isner en güçlü adaylar. Tsonga, Kohlschreiber, Ferrero veya Isner... Buradan hepsi gelebilir. Bütün oyuncular birbirine çok yakın ve buradan gelen oyuncu, çeyrek finale yıpranmış bir şekilde çıkabilir...

Yarı final tahminleri: Federer-Murray ve Nadal-Djokovic
Final tahmini: Federer-Nadal
Şampiyonluk tahmini: Federer

Oyuncular ve Sponsorluk

Oncelikle herkese merhaba. Yorumcu olmak baska, yazar olmak bambaska bir sey. Yorumcuyken, yazilan bir yazi uzerine akliniza gelenleri karalayarak gereken katkiyi yapabiliyorsunuz. Hatta konu belli oldugundan bu cok da kolay oluyor. Yazarlik ise daha kapsamli ve sorumluluk isteyen bir is. Umarim Russell'i pisman etmeden gerekli katkilari yapabilirim. Bu arada siklikla kullandigim klavyede Turkce harf yok, o nedenle beni hemen taniyabilirsiniz. Bu blogun Turkce'yi duzgun yazamayan yazari ben olacagim.

Oyuncular ve sponsorluk meselesi uzun zamandir aklimda olan bir konu. Bilindigi uzere bu konu ozellikle Davydenko gibi onemli basarilara imza atabilen oyuncular vasitasi ile gundeme geldi. Oyuncular ve sponsorluk iliskisini tamamen kendi gozlemlerime ve biraz da mesleki egitimime dayanarak farkli bir acidan degerlendirmek istiyorum. Bunu yaparken bazi oyuncular uzerinden ornekleme yapmak yoluna gidecegim.

Genel olarak dusuncem su; tenis oyuncularinin iyi sponsorluk anlasmalarini yapabilmeleri icin iyi tenis oynamak disinda olmasi gereken bir kac kriter var. Bunlarin bana gore en onemlisi oyuncunun hitap ettigi kitlenin buyuklugu. Hitap edilen kitleden kastim, bir oyuncuyu "en sevdigi tenisci" olarak tanimlayan kitlenin buyuklugu. Bir digeri oyuncunun "gorunurlugu".




Marcos Baghdatis ornegini ele alalim. Adidas ile yaptigi anlasma 2009 yili sonunda bitti ve tekrar yenilenmedi. Bu anlasma buyuk bir ihtimalle Baghdatis 2006 yilinda Avustralya Acik finaline ciktiginda yapildi. Yani anlasma yapildiginda Baghdatis Grand Slam finali oynama ihtimali yuksek gorulen, bir baska deyisle oynadigi maclari pek cok kisinin izleyebilecegi, gorunurlugu yuksek bir oyuncuydu. Ancak bu gorunurluk ongoruldugu gibi devam etmedi. Ama yine de turdaki bir cok oyuncudan daha iyi durumda olan Baghdatis neden uzerinde sadece kendi ulkesinin bayragi olan bir kiyafetle oynuyor? Adidas siralamasi daha dusuk oyunculara sponsorluk saglarken neden Baghdatis'i esgecti? Bu tutumun nedeninin Baghdatis'in hitap ettigi kitlenin kucuklugu nedeni ile olustugunu dusunuyorum. Kibris yaklasik 800.000 nufusa sahip bir ada ve adanin bir kismi da bilindigi gibi Turk bolgesi. Bu da Marcos'u ayni ulkenin vatandasi oldugu icin diger teniscilerin onune koyacak kisi sayisinin 800.000'i gecemeyecegini gosteriyor. Tabi bu 800.000 kisi icinde tenisle ilgilenen kac kisi oldugu ve bunlarin da icinden Adidas urunlerini begenip alabilecek olanlarin sayisi dusunuldugunde Baghdatis'in ulkesi nedeni ile yarattigi "pazarin" darligi gorulebiliyor. Benzer bir durum Davydenko icin de gecerli. Evet, Rusya'nin nufusu cok fazla ama burada da Davydenko'nun (benim hic de onaylamadigim bir bicimde) Ukrayna asilli oldugundan yeterince sahiplenilmemesi durumu on plana cikiyor. Rusya disinda ise, tenisi takip eden kisiler icinde en sevdigi oyuncu Davydenko olanlar, Baghdatis'in durumunda da oldugu uzere Nikolay icin yeterli bir kalabalik yaratamiyorlar. Yine, Grand Slam finalinden Grand Slam finaline tenis izleyen ve tenis maclarini surekli izleyebilenlerden daha buyuk olan kitle Davydenko'yu goremiyor, tanimiyor.

Uzun lafin kisasi bir oyuncunun iyi bir sponsorluk alabilmesinin ne kadar gorunebildigi ve ne kadar cok destekleyeni oldugu ile baglantili oldugunu dusunuyorum. Tabi ki keske her iyi oyuncu hakettigi destegi gorse. Ancak gorunuse gore bu iki kriter olmayinca ilk 10'da bile olmak kar etmeyebiliyor malesef. Marsel'in ileride iyi bir sponsorluk anlasmasi alabilmesi icin gorunurluk onun, desteklemek ise bizim isimiz gibi gorunuyor.

Yeni Yazar

Aslında yeni "yazar" demeli miyim, bilmiyorum. Burada yaptığımız yazarlıktan çok, karalamaca. Uzun, makale tarzı yazılarımız olsa da, genel olarak blog mantığına uygun şekilde yazıyoruz. Her neyse... Bugün itibariyle ekibe bir kişi daha katıldı. Daha doğrusu gelen katılımla birlikte blog, bireysellikten çıkıp ekibe döndü. Türk tenis blogları zaten kısıtlı sayıda. 4-5 tane blog var tenis hakkında Türkçe dilinde olan. Dolayısıyla, bunların sahipleri de, okuyanları da birbirini, görüşlerini az çok tanıyor. Dolayısıyla bu bloga katılan "kirpi"yi de, burayı okuyan çoğu kişi, bu blog da dahil olmak üzere, diğer tüm bloglara yaptığı kaliteli yorumlardan tanıyacaktır. Blog'un şu anki güncellenme hızı gayet iyi olsa da, daha da arttırmak istedim ve hem blogu olmayan, hem de bilgili, güzel yazan kirpi'yi kadroya katmak istedim. Kendisi de seve seve kabul etti. Budur.

Tenis bloglarında kadrolaşmanın ilk adımlarından birini atmış oluyoruz böylelikle. :) Hayırlısı olsun.

Marsel Miami'de

Marsel İlhan'ın Miami Masters'taki eleme kurası belli oldu. Indian Wells'te olduğu gibi burada da 48'lik bir eleme tablosu ve 24 seribaşı raket bulunuyor. Marsel, 21 numaralı seribaşı burada. İlk turda turnuvaya wild-card ile katılan Filip Horansky ile oynayacak. Horansky, Slovenyalı ve 17 yaşında. Daha önce kariyerinde sadece 2 maç oynamış ve bu maçların 2'sini de kaybetmiş. 3-4 ay önce yine wild-card ile katıldığı Bratislava Challenger'ın ilk turunda iyi diyebileceğimiz raketlerden Bjorn Phau'yu karşı ilk seti tie-break'e götürmeyi başarmış ve tie-break'i de 8-6 ile kaybetmiş. Tabii, Marsel ağır favori ve kazanması gerekiyor.

Marsel, bu maçı kazanırsa, ana tabloya kalabilmesi için kazanması gerektiği 2. maçını Marcos Daniel-Jack Sock galibiyle oynayacak. Daniel, eleme tablosunun 4 numaralı seribaşı ve ATP'de 86. sırada bulunuyor, fakat bu sezonki form durumu felaket. Jack Sock, aynı Horansky gibi turnuvaya wild-card ile katılıyor. Onun future turnuvalarında kayda değer sonuçları var ama. Hatta bir sürpriz yaparsa da şaşırmamak lazım. Marsel, bu 4 oyuncu arasında ana tablo için kesinlikle favori. Eğer ana tabloya kalmayı başarırsa 22 puanı garantileyecek. Ana tabloda üstüne eklenecek bir galibiyet 37 puan anlamına gelecek. İlk maçını pazartesi akşamı-gecesi oynayacak Marsel. Başarılar...

Şampiyonlar: Ljubo ve Jelena

Erkekler finalinde 31 yaşındaki Ljubicic, finalde Roddick'i iki tie-break sonunda geçip kariyerinin ilk masters şampiyonluğuna ulaştı. Daha önce 3 kez finalde kaybetmişti Ljubicic. 2. setin tie-break'inde durum 6-2'den 6-5'e geldiğinde durum ilginç bir hal almaya başlamıştı ama etkili servisle işi bitirerek daha fazla endişeye mahal vermedi Ivan. İlk sette 4, ikinci sette 2 servis kırma puanını da muhteşem bir soğukkanlılık göstererek çevirdi Ljubicic, aynı Nadal maçında olduğu gibi. 600.000 doları ve 1000 puanı cebe, karısının öpücüğünü de dudağına indirevirdi. Tebrikler! Bu galibiyet ona muhtemelen top 15'in kapısını açacak. Miami'de geçen sene ilk turda kaybetmişti Ljubicic, orada da bir çeyrek final falan oynayabilirse top 10'un yanına yanaşabilir.

Günün ilk finalindeyse, Jelena Jankovic, 19 yaşındaki Caroline Wozniacki'yi geçti 6-2 ve 6-4'lük setler sonucunda. Baştan sona üstün götürdü maçı Jankovic. Az basit hata yaptı; Wozniacki'nin bile çeviremeyeceği, rakibi çok zorlayıcı paralel vuruşlar çıkardı; return oyunlarında da iyi olunca maç ve şampiyonluk geldi. Uzun bir aradan sonra bu sevinci tadıyor Sırp raket. Wozniacki ise, burada yaptığı finalle birlikte, bugün açıklanan sıralamada 2 numaraya yükselerek, Serena'nın hemen arkasına yerleşiverdi. Serena demişken, kendisinin Miami'den çekildiğini de belirtelim. Miami'de top seed Wozniacki olacak...

21 Mart 2010 Pazar

Simon Finalde Kaybetti

Indian Wells'e erken veda edenlerin buluştuğu Sunrise Challenger'ı Alman Florian Mayer kazandı. Finalde, turnuvanın 2 numaralı seribaşı Gilles Simon'u 6-4 6-4 ile yendi. Maçın sonlarını izleyebildim. İnanılmaz bir rüzgar vardı ve üst üste servis kırmalar vardı izlediğim bölümde. Simon 4-4'te servis atarken hayli uzun bir oyun oynandı, sonunda Simon çift hatayla servisini kırdırdı. Mimikleri, jestleri ve konuşmalarıyla da epey azarladı rüzgarı. Maç için servis atan Mayer, rüzgardan Simon kadar etkilenmeyip love game ile şampiyonluğu kaptı. Finale kadar hiçbir seribaşı raketle oynamamasına rağmen, yarı finalde benim çok beğendiğim bir oyuncu Leonardo Mayer'i geçmeyi başardı. Simon için iyi bir turnuva oldu. Uzun süreden beri galibiyet alamıyordu, en azından o baskıyı üzerinden attı.

Turnuvanın çiftler finalinin sonucu da dikkatimi çekti. Dünyanın en iyi çiftler oyuncularından Dlouhy/Paes, Indian Wells'te ilk turda Nadal/Lopez'e elenmişti. Dolayısıyla burada oynadılar. Finalde Dam/Polasek çiftiyle karşılaştılar. Dlouhy/Paes ikilisi super tie-break'te 9-5'te 4 maç puanı kaçırdı. 10-9 ve 11-10'da 2 maç puanı daha kaçırdı. Dam/Polasek 11-12'de yakaladıkları ilk maç puanını değerlendirerek şampiyon oldular.

ATP'de 2 challanger daha vardı bu hafta. Fas'ta toprak kortta oynanan turnuvada Jarkko Nieminen, finalde Olek Dolgopolov'u 2 sette geçerek şampiyon oldu. Dolgopolov, bu seneye harika başlayan oyunculardan. Fas'taki bu 4 haftalık toprak kort turnesinde 1 final 1 şampiyonluğu vardı, bunla birlikte 2 finali oldu. Sıralamada da ilk 75'e girdi bu sonuçla birlikte. İtalya'da oynanan daha ufak çaptaki diğer turnuvada - o da toprak kortta - Hollandalı Robin Haase, finalde ev sahibi ülkeden Matteo Trevisan'ı 2 sette yenerek şampiyonluğa ulaştı. Haase, geçirdiği uzun sakatlığın ardından bu seneki turnuvalara PR kullanarak başladı. Burada da PR kullanmıştı. Finalist Trevisan ise, sıralamada 500'lü sıralarda bir oyuncu. Buraya wild-card'la katılmasına rağmen önemli isimleri mağlup etti. 20 yaşında ve final maçında oyununu beğendim. Bu sonuçla birlikte sıralamada 200-300'lere gelecek zaten. Belki ileride daha büyük çapta turnuvalarda ismini duyabiliriz. Bir kenara not edelim.

Haydi Gülümse Rafa

Lopez/Nadal ikilisi, çiftler finalinde dünyanın 1 numarası olan Nestor/Zimonjic çiftini 2 sette geçtiler.

Nadal, yarı final maçında 31 yaşındaki Hırvat raket Ivan Ljubicic'e kaybetti 3-6 6-4 7-6(1) ile. İlk sette hafta boyunca oynadığı gibi iyi tenis oynadı Nadal, 2 break ile seti 6-3 kapattı. İkinci sette de gayet iyi gidiyordu; ta ki 3-2 40-0'da 3 (40-40'tan sonra 1 tane daha kaçırdı, toplam 4) servis kırma şansını kaçırana kadar. 4-3'te de 1 servis kırma şansını değerlendiremedi Nadal. Gerçi Nadal'ın kaçırdığı bu 5 servis kırma puanının 1'i hariç hepsinde Ljubicic harika servisler attı, onu da es geçmemek lazım. 4-4'te servis kıran Ljubicic, kendi servisinde sıkıntı yaşamadan seti 6-4'le bitirdi. Final setine de servis kırarak başladı Ljubicic, ama 'break back' ile geri döndü maça Nadal. 5-4 40-40'ı buldu Rafa, ama maç puanını yakalayamadı bir türlü. Tie-break'te ilk puanı kaybeden Ljubicic, üst üste 7 puan kazanarak kariyerindeki 4. masters finaline yükseldi. Ljubicic'in bundan önce masters şampiyonluğu kazanmışlığı yok. En çok 2005 Madrid'de Nadal'a karşı oynadığı finalde yaklaşmıştı. İlk iki seti kazanan Ljubicic, son 3 seti Nadal'a kaptırmıştı, ki son seti tie-break'te kaybetmişti.

Yarı finalin diğer ayağında da sürpriz sonuç vardı. Andy Roddick, Robin Soderling'i 3 set sonunda geçerek kendi ülkesinde finale yükselmeyi başardı. Roddick'in bu turnuvada averaj oyununu oynayarak finale kadar çıkması - ve büyük ihtimalle şampiyonluğu da kazanacak olması - erkekler tenisinin demirbaşlarının şu anki durumunu ortaya koyuyor. Roddick'in iyi kurası da vardı tabii, ama diğer yanda Nadal'ın da iyi bir kurası vardı, lakin yarı finalde elendi. Federer, grand slamler dışında dengesiz. Nadal, sakatlığın etkisinden çıkmış ve iyi oynuyor olsa da, kendine güvenini kaybettiği için bu tarz yakın maçlarda sıkıntı çekmeye başladı, üzerinde stres var yani. Djokovic, berbat oynuyor. Murray de vasat. Del Potro ve Davydenko sakat. Bunların arkasından da Soderling ve Roddick geliyor zaten. Bu sezon için öngörülerde bulunmak hala çok zor, zira çok belirsiz bir tablo duruyor önümüzde. Toprak kort sezonu başlayınca biraz daha net konuşabiliriz belki.

Pazar programı;

21.00 / Wozniacki-Jankovic (kadınlar finali, Eurosport)
23.00 / Roddick-Ljubicic (erkekler finali, ?)