19 Temmuz 2012 Perşembe

Nadal Olimpiyatlarda Yok

Nadal bugün resmi olarak olimpiyatlardan çekildiğini açıkladı.

14 Temmuz'daki hayır amaçlı Alma Nadal etkinliğini fiziksel durumu nedeni ile iptal ettiğinde sağlık durumunun iyi olmadığını öğrenmiştik. Doktoru, 15 gün eline raket almamasını söylemişti. 15 günlük süre bugün doldu ve anlaşılan tendonlarında yeterli iyileşme olmadı ki Nadal olimpiyatlardan çekildi. Katılsaydı, İspanya bayrağını da o taşıyacaktı.

Nadal yerine takıma çiftler oyuncusu Marc Lopez dahil oldu. Marc, Roland Garros'un hemen öncesinde babasını kaybettiğinden turnuvaya katılamamış ve on an için olimpiyat şansını da yitirmişti. Kaderin oyunu işte...

Ekleme: Nadal'a doktoru en az bir 15 gün daha dinlenme vermiş. Hazır işi gücü de yokken yatsın bari...

18 Temmuz 2012 Çarşamba

17 Temmuz 2012 Salı

"Meanwhile..."

Evet, bir haftalık tatilimin sonuna geldim. Geldim ve sıcaktan bayıldım. Geçen haftadan aklımda kalanlar ve aktarmak istediklerim için buyrun...

-E artık sağır sultanın da duyduğu gibi Federer Wimbledon şampiyonu oldu bir kez daha. İlk haftanın sonunda bunun bir "kalan sağların" kazanacağı turnuva olduğunu söylemiştim gidişat nedeniyle, aynen de öyle oldu. Federer ilk turlarda zorlanmasına rağmen giderek daha iyi oynayarak kupayı aldı. Ama yine de tenis kalitesi açısından sıkıntılı bir turnuvaydı. ATP'yi çekmekte olan dörtlü giderek yoruluyor son yıllarda ve bu durum özellikle Wimbledon'a yansıyor takvim yoğunluğu nedeni ile.

Maçı pubda izledim. İngilizle öyle sanıldığı gibi hop oturup hop kalkmadan izlediler maçı. Gerçi benim gördüğüm kitle arada geyiğini yapan 6 kişilik bir masa, birbirlerine sarılarak maçı izleyen iki kız, İngiltere'nin son slam şampiyonluğunu görmüş olduğunu tahmin ettiğim bir dede ve kültürel çeşitlilik içeren bir ergen grubundan ibaretti. 1-2 de teyze gelip izlediyse de kimse pek ümitli değildi. Ben ve burada arada sırada yorum yapan Deniscik haricinde "Lets go Andy lets go" diyen olmadı. Biz bile canlandıramadık adamları. Son 3-4 puanda Andy puan alınca gaza geldiler ama maç çoktan bitmişti o sırada. Sadece ilk seti Andy kazanınca sevinen dedeye üzüldüm. 2. setten sonra çöktü adamcağız. Halbuse Andy kazansa ben ertesi gün gittiğim Edinburgh'da kim bilir nasıl bir çılgınlığın içine düşecek, tarihi bizzat yaşayacaktım. "Kısfmet" değilmiş.

- David Ferrer son 4 haftada 1'i slam olmak üzere 3 turnuva oynadı, ikisini kazandı. Biri çimde, öbürü toprakta. Maşallah diyorum.

- Cilic de geçen hafta Umag'da aldığı şampiyonluktan sonra hızını kesmeyip Hamburg'a da gitmiş. Olimpiyat öncesi bu ne enerji böyle? Ferrer ve bunda bir tuhaflık var zaten. İkiniz de bu sene çimde iyi kötü kupa kazanmışsınız, belki olimpiyatlarda bir altın olmasa bile sıksanız bronz falan denk getirebilirsiniz; ne diye toprakta heder edersiniz kendinizi???

-"Serena sadece slamlere önem veriyo, slam kazandıktan sonra küçük turnuvaları sallamıyo" diyenler bir süreliğine sustu galiba. Ben de bir ara böyle diyordum ama ben susalı epey oldu....

-Az önce tuhaf deyince aklıma geldi, ben hep böyle oyuncuları seviyorum galiba... (linki arada burada yorum da yapan sekoser yollamış)