7 Mayıs 2011 Cumartesi

Video: Tenis Keyfinizi İkiye Katlayın

Nadal-Federer maçı. Hem de Arapça yorumlu!!!





Video: David Ferrer'in Tek Puanlık Özeti

Seviyoruz yine de...

6 Mayıs 2011 Cuma

Madrid: Çeyrek Finaller

Kadınlarda 2 tane 3. tur maçı çarşamba günü oynanmıştı. Cibulkova, Sharapova'yı; Kvitova ise Zvonareva'yı mağlup etmişti. Diğer 6 maç ise dün oynandı.

Yukarıdaki görüntüsüyle bizi 2002 Dünya Kupası'na götüren Mattek-Sands (anlayan anladı), 3 numaralı seribaşı Schiavone'yi iki sette geçmeyi başardı. Agresif oynayan ve forehand'i ile oyunu dikte etmeyi seven bir oyuncu Mattek-Sands. Bu hızlı toprak zemini ona uygundu açıkçası. Schiavone, Roma'da daha iyi olacaktır. Çeyrek finalde Li ile oynayacak Mattek-Sands. Bu maçta da şansı olacaktır.

Goerges yine yaptı! Safina karşısında kazanmasına rağmen çok yorgun gözükmüştü ve Wozniacki'yi bu sefer yenemeyeceğini düşünüyordum ama üst üste ikinci kez yenmeyi başardı Alaman raket dünya 1 numarasını. Maça 5-10 dakika bakabildim ve Stuttgart'taki maçlarına benzer manzaralar vardı aslında. Bu kez 3 sette kazandı Goerges. Maç sonu winner istatistiklerinde makas çok açıktı (36-11). Goerges iyi de bir servisçi olunca bu hızlı kortların avantajını aldı. Wozniacki forehand'ini bir silah haline getirmedikçe Roland Garros'u kazanması için büyük şansa ihtiyaç duyacak biri. ABD'nin Har-Tru (yani yeşil) toprağında kazanıyor olması Avrupa'daki kırmızı toprakta iyi olduğu anlamına gelmiyor. İkisi gerçekten farklı şeyler.

Pavlyuchenkova, Azarenka ve Safarova diğer kazananlardı. Pavlyuchenkova'yı sene sonunda İstanbul'da istiyorum, o yüzden bu sonuç iyidir, güzeldir, cicidir. Goerges ile oynayacak çeyrek finalde. Kim kazanırsa sevineceğiz. Diğer çeyrek final eşleşmesi Azarenka ile Safarova arasında. İlk 3 maçında sadece 5 oyun bırakan Azarenka'nın yeni kurbanı biraz direnebilir.
Günün sürprizi erkeklerde Thomaz Bellucci'den geldi. Brezilyalı uzun süredir formsuzdu. En iyi olduğu toprakta bile olur olmadık maçları kaybediyor, kötü de oynuyordu. Bu turnuvada kendini toparlamış gibi. Önce ilk iki turu geçti, şimdi de Andy Murray'i sadece 6 oyun vererek elemeyi başardı. Murray'nin Monte Carlo'daki iyi performansından sonra klasik toprak performansına dönmesinin de bu kadar rahat kazanmasında etkisi var tabii. Yine de basit hataları azalttığını, forehand'i ile çizgilere yakın topları daha istikrarlı vurduğunu ve servisinin daha etkili olduğunu söylemek lazım. Çeyrek finalde oynayacağı Berdych, ona dün Murray'nin verdiği kadar oyunu dikte etme izni vermeyecektir muhtemelen. Bu kez bir sürpriz şansı az.

Ferrer-Djokovic eşleşmesi bekleniyordu ve oldu. Güzel de oldu. İkisi de ikişer sette kazandı ama Djokovic'in galibiyeti çok daha etkileyici oldu. Guillermo Garcia-Lopez'e sadece 3 oyun verdi. Daha da etkileyici olan Nole'nin maç boyunca servisinde sadece 2 puan kaybetmesi. İlk servisinde hiç puan kaybetmedi ayrıca. Kaybettiği 2 puandan birisi de çift hatayla geldi zaten. Bu sezon toprakta oynadığı en iyi maçtı açık ara. Ferrer klasik oyununu oynuyor yine. Güzel bir çeyrek final maçı olacak.

Günün merakla beklenen maçı elimizde patladı. Del Potro, kalça sakatlığı sebebiyle turnuvadan çekilerek Arjantin'e geri döndü kontroller için. Roma'da da olmayacak ama Roland Garros'a da şüpheli olduğunu belirten dedikodular geziyor ortalıkta. Ama ben kesinlikle oynayacağını düşünüyorum Roland Garros'ta. Nadal'ın başlangıçta zor görünen kurası böylece fazlasıyla ballı hale gelmiş oldu. Zira çeyrek finalde de alabileceği en zayıf rakiplerden birini aldı: Llodra. Fransız, 3. turda Marsel'in elemelerin ilk turunda kaybettiği Gimeno-Traver'i son set tiebreak'inde geçti. Nadal için çok kolay olacak diyebiliriz ilk bakışta ama bu ikilinin daha önce şu ana kadar ATP Tour'da hiç maç oynamadığını unutmamak lazım. Nadal ilk kez oynadığı oyunculara karşı ise, her zaman biraz zorlanır kağıt üzerinde kolay gözükse de.

Son çeyrek eşleşmesi Soderling ile Federer arasında olacak. İkisi de iki sette kazandı. Soderling'in Tsonga maçı yakın geçti. 7-6 ve 7-5'lik setlerle kazandı Soderling ama iki sette de hiçbir zaman kaybedecek duruma gelmedi. İlk sette 6 set puanı kaçırırken Tsonga'ya set puanı göstermedi mesela. Futboldaki teknik direktör değişikliğinin takımı gaza getirmesi gibi, koçundan ayrılması da Soderling'i gaza getirmiş biraz. Hala en iyi formunda değil tabii ama iyi oynamayan bir Federer'e karşı şansı olacaktır iyi servis atarsa. Federer de bugün Malisse'i rahat geçti ama Lopez maçından daha iyi oynadığını söylemek kolay değil. Malisse, Federer'in match-up olarak rahat yeneceği tipte bir oyuncu ve onun için de rahat bir maç oldu. Federer kazanmak istiyorsa Soderling karşısında biraz daha oyununu yukarı çekmesi gerekecek Federer'in.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Blake ve Gonzo Çeyrek Finalde

Hafatanın challenger turnuvalarına da bakalım. İlginç isimler var zira.

Prag ile başlayalım. Burada Gonzo, sezon başında Nadal'a simit atıp 15 dakikalık şöhret yakalayan Lacko, geçen hafta ATP'de iyi sonuçlar alan Dimitrov, challenger seviyesinde dikkat çekmeye başlayan Bogomolov ve dengesiz Chardy var..dı. Gonzo Pospisil ve Chardy'i eleyerek çeyreği gördü, Dimitrov ise elemelerden gelen Bloemke'ye kaybetti ikinci maçında. 89 doğumlu Bloemke, bakarsınız yükselişe geçer. Bogomolov da çeyreği gördü. Lacko ise yolda Serra'yı eleyerek çeyreğe gitti burada. Gonzo ile oynayacak.

Roma'da sakatlıktan beri bir türlü şekle giremeyen Acasuso ve Bolelli'nin çeyrek finale gittiklerini görüyoruz. Geçen senenin en iyi çıkış yapan ismi Kamke ise bu senenin en iyi inişini gerçekleştirmeye aday, fakat burada çeyreği görmüş. Hala kim olduğunu çözemediğimiz son haftaların muamma ismi Vagnozzi de çeyreğe gidenlerden. Wild card ile gelmiş buraya, bir wild card da Roma Masters için kapmıştır belki. Saç, nam-ı diğer Dustin Brown da çeyrekteki isimlerden. Vagnozzi alır bence burayı.

Savannah'da ise hazır ortalarda kimse yokken Blake kendine güven ve de puan toplamaya devam ediyor. Çeyrek finalistlerin hepsi belli değil şu an ama belli olan 4 ismin hepsi seri başı. İçlerinde dikkat çekenler Harrison ve Russell. Bilin bakalım Russell niye dikkat çekiyor? :). Skandalcıbaşı isimlerden elemelerden gelen Odesnik ve seri başı Young da çeyrek finalist adayları arasında.

Not: Dimitrov'u eleyen, hem de bunu simit eşliğinde yapan Bloemke, elemelerde az daha Muster'e eleniyordu. Muster geliyor, bekleyin!!

Foto: Allah Rahatlık Versin Mirka


Miami'den...

Video: Melzer Çığır Açtı!

Video: Feliciano Lopez İle Smaç Dersleri



Federer ile Lopez arasında oynanan Madrid 2. tur maçının son set tiebreak'inden bir puan. Bu smacı kaçırarak durumu 6-2'ye getiremeyen Lopez, sonra kendi servisinde de puan düşürerek durumun 5-5'e gelmesine engel olamadı. 6-5'te maç puanı yakaladı Lopez ama Federer ace ile kurtardı. 7-6'de Federer'in maç puanını etkili servisle kurtaran Lopez, 7-7'de ilk servisi oyuna sokmasına rağmen puanı alamayınca maçı kaybetti. 15-13 kaybettiği ilk set tiebreak'inde de 8 set puanı kurtarırken, kendisi de 4 set puanı kaçırdı.

Roma'dan Çekilenler

Düğünde oynarken kendini sakatlayan Clijsters beklendiği gibi Roma'dan çekildi. Geçen hafta hafiften antrenmanlara başlamıştı ama Roma'da oynaması zaten beklenmiyordu. Sürpriz olmadı. Roland Garros'tan bir hafta önce Brüksel'deki turnuvada oynayabilir deniyor. O da olmazsa Roland Garros...

Ocak ayından beri kalça sakatlığından dolayı oynayamayan Venus Williams, Roma'dan çekilen bir başka isim. Serena henüz çekildiğini bildirmedi ama onun da çekilmesi bekleniyor. Bunların dışında çekilen sürpriz bir isim Vera Zvonareva oldu. Haşin Rus kızı dün Madrid 3. turunda Petra Kvitova'ya iki sette mağlup olmuştu.

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Fernando Fiasco #1

Dün Madrid ilk turunda 10 yıldan beri toprak kortta galibiyeti olmayan Yen-Hsun Lu'ya (en son 2001'de Davis Kupası'nda isimsiz bir Pakistanlı oyuncuyu yenebilmiş) iki sette kaybetti. Tarihe not düşülsün...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Video: Estoril Finali

Sarasota Challenger: Blake Şampiyon

Hemen altta kirpi Gonzo'nun kompleks yapmayarak sakatlık dönüşü challenger turnuvası oynadığını söylemişti. Bir başka örnek James Blake bu anlamda. Tabii onun durumu Gonzalez'den daha farklı çünkü o zaten sakat değildi. Daha doğrusu sezon başında sakatlığından ötürü Avustralya Açık'ı kaçırdı ve sezona şubat ayında ABD'deki sert kort turnuvalarıyla başladı ama oraya kadar puan kaybettiğinden ilk 150 dışına çıkmıştı bile. O turnuvalarda genelde bir maç kazanıp ikincisinde elendi ve çok da sıra atlayamadı. Dolayısıyla challenger oynamak zorunda kaldı.

Geçen hafta ABD'de bir başka challenger turnuvası oynamıştı sert kortta ve onda yarı finalde Donald Young'a 3 sette kaybetmişti. Bu hafta Sarasota'da toprak kortlarda bir challenger turnuvası oynadı ama bu kez kazandı. Yarı finalde bu sene Houston'ın toprak kortlarında ilk ATP şampiyonluğunu alan Ryan Sweeting'i yendi iki sette, ki skoru çok ilginç maçın. 6-2/7-6(15). Evet ikinci set tiebreak'i 17-15 bitti. Kaç tane set puanı çevirdi Blake bilmiyorum ama kafadan 5-6 tane olmalı. Finalde ise bir başka çıkışta olan ABD'li Bogomolov'u 6-2'lik iki setle perişan etti. Bu sonuçla 105-110 gibi bir yere yükseliyor sıralamada Blake. Bu hafta da ABD'deki bir challenger turnuvasında oynuyor ve orada final yapması halinde top 100'e geri dönecek.

Özellikle son 1-1.5 yıldır özgüvenini kaybetmişti. Üst seviyede sürekli ilk turlarda, ikinci turlarda takılıp duruyordu. Birkaç challenger turnuvası oynayarak maç pratiği ve özgüven kazanmak doğru seçim Blake adına. Çim sezonunda iyi de kuralarla bir şeyler yapabilir.

ATP:Madrid Kurası

Şurada.

İlginç bir kura ve heyecan verici maçlar olacak.

Nadal'ın çeyreğinden başlayalım. Kendisi her ne kadar yükseklik ve kort hızı nedeni ile kötü kura çektiğini düşünse de bence fena bir çeyreği yok. Nadal ikinci tur maçını Baghdatis sezondaki ikinci galibiyetini almayı başarırsa onunla, ama olmazsa elemelerden gelen Falla ile oynayacak. Kolay maç. 3. turda ise muhtemel rakip Delpo. Del potro ilk önce Youzhny ile oynayacak ki geçer bence. sonrasında Cilic veya Strace gelecek ki Strace bence daha büyük bir ihtimal. Nadal Delpo maçının galibi çeyrekte çok büyük ihtimalle Melzer ile oynayacak.

Nadal'ın yarısına düşen diğer çeyrekbaşı ise Federer. Federer'in çeyreğindeki isim ise Söderling fakat ben Söderling'in çeyrek final maçını görebileceğine ihtimal vermiyorum. Russell'ın biriciği Almagro'nun daha ilk turda Tsonga'ya yenilmesi ki Tsonga şu aralar iyi durumda değildi pek, çeyrekti diğer seri başı isimin ise bu hafta oynadığı finalde pert bir görüntü çizen Verdasco oluşu Federer'i yarı finale yazmak için yeterli sebepler. Bu çeyrekte ilk turdaki Raonic-Lopez maçı üzücü bir eşleşme olmuş. Çeyreğin diğer tarafına düşseler ve geçen haftakine yakın performans gösterebilseler çeyrek finale gidebilecekken burada biri ilk turda elenirken öbürü Federer'e yem olacak.

Monte Carlo süprizi Murray de iyi kura çekenlerden. Çeyreğe kadar zorlanacağını sanmıyorum. Ona ters gelebilecek bir Simon vardı çeyreğinde ama o da bu hafta yağmur falan derken süründü Estoril'de. Diğer tarafta ise durumunu çözemediğimiz Berdych var. HAftalardan sonra galibiyet yüzü gören Monaco, sempatik Marcel, haftanın şampiyonlarından Davydenko falan var çeyreğin onun tarafına düşen kısmında. Nispeten çeyreğin zor tarafını almış da çeyrek finale gidebilir, o olmazsa Monfils olabilir diyorum. Çeyrekten çıkmaya en yakın isim Murray gibi.

Djokovic'in çeyreği ise daha şenilikli. Novak challenger tadında şampiyonluktan sonra burada zorlu isimlerle karşılaşacak. İkinci tur maçında şanslı kaybeden Rochus veya benim minik kuşum Anderson gelecek. Sıkı bir antreman niteliğinde geçecek bu maçtan sonra Garcia-Lopez'in ilk turda Wawrinka'yı saf dışı bırakmasının da etkisiyle önü iyice açılan Ferrero ile oynar diyorum. Ferrero'yu da geçtikten sonra Ferrer gelecek. Prensimin tarafına bakıyorum ve onu zorlayacak bir fani göremiyorum. Belki yine Mardy Fish ile eşleşir, midesini bozar ve kortta bebek ağlarsa kötü anıları canlanabilir de elenir. Onun dışında pek ihtimal yok. Çeyreğin kazananını Ferrer ve Djokovic'in performansı belirler. Açıkcası birinin kötü oynayan halinin diğerinin iyi oynayan halini yenme gibi bir olanağı yok. İkisi de iyi oynarsa bu Murray'e yarar gibi geliyor zira yıpratıcı bir çeyrek final maçı çıkar gibi buradan.

Gonzo Challenger'da

Gonzo bu hafta Prag'da...

Bildiğiniz gibi geçen hafta Sırcan Cup'taydı ve ilk turda kötü hava şartlarının biraz yardımını almış da olsa bir galibiyet almıştı. Ve finale giden Lopez'i de 2 sette yeterince zorlamıştı.

Bu hafta kendisi Prag'da. Bence çok yerinde bir karar. Ne güzel işte, adam kompleks yapmamış maç eksiğini tamamlamak için challenger dahi olsa oynuyor. Tabi sıralmada o kadar gerilemiş ki garibim, buraya bile wild-card ile gelmiş. Merak edenler için kurası şurada.

Foto: Mavi Mavi Masmavi

Minik kuşum Anderson bugün bize bir güzellik yaparak mavi toprak kort fotosu yollamış. Dediğine göre bu kort normal toprağa göre daha hızlıymış ve toplar daha fazla zıplıyormuş. Ben de Triac'ı hızlı kort sevdalısı olarak bilirdim. Anderson bize bir de mavi toprak bulaşmış top fotosu yollasın diyorum.

1 Mayıs 2011 Pazar

WTA: Haftanın Turnuvaları

Bu hafta iki turnuva vardı. Biri Barcelona'da biri Estoril'de.

Barcelona'da İtalyanların üstünlüğü vardı. Çeyrel finale 3 İtalyan; Errani, Vinci ve Brianti gelirken ev sahibi ülkeden ise soyadının hastası olduğum Cabeza Candela ve Pous vardı. Yarı finallerde Errani Hradecka ile oynarken Vinci ise Pous ile oynadı. Yarı finale kadar oldukça rahat gelen Vinci Pous maçında zorlandıktan sonra finalde Hradecka'yı nispeten daha kolay geçen bir maç ile mağlup ederek 46-62-62 ile şampiyon oldu.

Haftanın tek İspanyol toprak kort şampiyonu Estoril'de çıktı ve böylece İspanyol tenis federasyonu başkanı da istifadan kurtulmuş oldu. Anabel Medina Garrigues set vermeden kazandı turnuvayı. Finalde yendiği isim ise Barrois. Yeni soyadına alışmaya çalıştığımız Gajdosova burada çeyrekte kalırken, İsveç'in kırpışan yıldızı Larsson yarı finali gördü.

ATP: Ve Geri Kalanlar...

Bu hafta ATP'de korta en iyi zemini toprak olmayan oyuncular çıktı çoğunlukla. Zira geçen hafta has toprakçılar Barcelona'daki 500 puanlık turnuvadan alacaklarını almışlardı. Bu hafta oynanan Estoril, Münich ve Sırcan Open'ın geçen seneki şampiyon profili Montanes, Troicki ve Querrey (gülmeyin!!). Bu sene biraz daha toprağa yakın isimlerden çıktı şampiyonlar. Kısacası bu haftanın şampiyonları genelde Roland Garros için pek bir şey söylemiyor son yıllarda.

Önce Munich'e bakalım. Burada şampiyon finalde ev sahibi Florian Mayer'i yenen Davydenko oldu. Davydenko özellikle yaz sezonunda topraktan iyi ekmek yiyen bir isim ama uzun zamandır formsuzdu. Turnuvanın gidişatına bakacak olursak yarı finalde Petzschner ve Stepanek'i görüyoruz. Stepanek Davydenko ile oynadığı yarı final maçından çekildi bu arada. Davydenko şampiyonluğa Kuznetsov-Reister-Cilic-Stepanek-Mayer rotasından gitti.

Estoril'de ise kazanan Del Potro oldu. Del Potro'ya yine şans yardım etti desem yeridir zira yağmur yağmak için adete Del Potro'nun işinin bitmesini bekliyor. US Open'ı kazandığında da böyle olmuştu. Verdasco dün, Cuma günü sadece ilk setini tamamlayabildiği çeyrek final maçını tamamlamak için çıktı korta. Paralel maçta ise Raonic oynuyor, Verdasco'nun meydan okumasıyla birlikte ikisi bir yandan da birbirlerinin maçının skoruna göz atıyordu (galiba..) . Verdasco benim minik kuşum Anderson ile oynarken, Raonic Simon ile cebelleşiyordu. Sonra bitmek üzere olan Verdasco maçı devam ettirilirken Raonic maçı yağmur sebebi ile durdu. Neden sonra biten bu maçı takiben Raonic ve Verdasco büyük kapışma için korta çıktılar ancak ilk set Verdasco aldıktan sonra gecenin bir vakti Raonic "Oy sırtım, sırtım... Turnuvanıza da, yağmurunuza da..." diyerek maçtan çekildi. Bütün bunlar olurken Delpo yan gelip yatıyordu tabi. Verdasco finale gitmişti ve bu bir mucizeydi. Verdasco finale Gil-Anderson-Raonic gibi adamları geçerek gelirken Del Potro Sousa-Falla-Söderling-Cuevas yolunu izledi. Söderling'in kötü gidişi sizi Roland Garros için yanıltmasın, dilerseniz kendisinin 2009-2010 Avrupa toprak sonuçlarına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız. Her şey beklenir bu dünyalar sevimlisi adamdan. Del Potro için iyi bir şampiyonluk ama toprak için formunun ne kadar yeterli olduğunu görmek için yeterli değil bence.

Sırcan Cup ise bu sene iyice evrimleşip Sırcan Challenger seviyesine geldi. Zaten seri başı isimler 4 maçla 250 puan alabiliyorlardı ama bu sene şampiyon 3 maç ile kupa alabildi. Tenis çok enteresan. Finale gelen isimlerden biri Lopez, düşünün. Lopez finale Monaco-Gonzo-Montanes-Volandri gibi sonuncusu hariç kağıt üzerinde kallavi duran bir rotadan geldi ama Gonzo ve Monaco'nun durumlarını zaten biliyorsunuz. Ve de Montanes'in yaşını. Yinde de FLo muhtemelen kariyeri boyunca toprakta bu kadar iyi oynamamıştır. Servis-vole oynayan bir zat bildiğiniz gibi ve çim en sevdiği zemin. Kupayı kazanan Djokovic ise turnuvayı challenger moduna sokan Ungur-Kavcic-Tavşan rotası ile finale geldi. Buradaki tavşan Tipsarevic tabi. Maça bile çıkmadı sakatım deyip. Yani tamam sakat olabilir, çıkmasın sakatsa da bu arkadaşların mücadeleci ruhları Djokovic maçlarında hep mi kaybolur? Sakat olmadığında da asla ve katiyen kariyerindeki belki en büyük başarı olan 5. sete giden AO'daki Federer maçı gibi bir hırs, bir arzu göremiyoruz arkadaşta Novak ile oynarken. Son US Open'da Troicki ilk turda Novak'ı zorladığı için bu hafta Novak'ı onore eden Ortadoks kilisesi tarafından afaroz edilmiş olabilir, bir araştırmak lazım. Benim sakat prensim, kanadı kırık kuşum bacağını sürüye sürüye aslanlar gibi mücadele etti Nadal'a karşı Barcelona'da. Nerde benim prensimdeki yürek, nerde bu ödlek tavşanlardaki tabi. Ferrer asil insan tabi, boşuna prens demiyoruz... Neyse konu dağıldı, final maçı 76-62 ile bitti. İspanyollar'da da bu özür var işte, ilk sette bir gaza gelme ama 1 set kaybedince gerisi çorap söküğü gibi gidiyor. Ama Feli toprakta pek iyi olmadığından gerçek bir İspanyol tenisçi sayılmayabilir tabi :)

Bir toprak haftasının da böylece sonuna geldik...mi? Hayır çünkü bugün itibari ile Madrid maçları başladı bile. Bu haftadan daha zevkli geçer diye düşünüyorum, çünkü hem bu hafta toprak kortun etkili isimlerinin çoğu yoktu, hem de olanların önemli bir kısmı formsuzdu. Ayrıca 3 turnuva olduğundan kalan bir kaç iyi isim de sağa sola saçıldı ve heyecan olmadı. Madrid ve sonrasında Roma'da rekabet artacaktır.

Foto: Kuş İnsanı

Leylek gibi, flamingo gibi bir şey....