8 Mayıs 2010 Cumartesi

Federer: "Sabah Erken Kalkar Calisirim"

Federer kaybettigi Montanes macindan sonra soyle bir beyanatta bulunmus: "Macin basindan beri iyi oynamadim. Ama cok da onemsemiyorum. Roland Garros'a daha cok var."

Cok dedigi 2 hafta sevgili izleyenler. Tamam, Federer'in Grand Slam harici turnuvalarda kendini yormadigini, daha sonradan tempo yukselttigini biliyoruz. Hatta Madrid'de de baska bir Federer izleyecegiz, bunu da biliyoruz. Ama Federer'in oyununu Montanes gibi ortalama sayilabilecek bir oyuncuya kaybedecek kadar dusurmesi biraz endise verici degil mi? Madrid'de kendini toparlama sansi bile bulamadan elenme ihtimali var su an, zor bir kurasi var cunku. Nasil toparlanacak bu form 2 haftada? Biraz son dakika isi olmayacak mi?

Toprakci Olmayanlar Icin Toprak Haftasi

Bu hafta ATP'de "en sevdigi zemin toprak olmayan oyuncular icin toprak turnuvalari" vardi. Zaten tatsiz tuzsuz gecmesi gereken hafta "E bu turnuvayi kazanin bari" denen iki tenisci olan Federer ve Djokovic'in husran yaratmasi ile iyice renksizlesti.

Federer bu hafta Estoril'i kazanirsa haftaya 1000 puanini nasil koruyacak, puanini koruyabilmek icin nasil olacak da bu hafta elenecek derken yari finalde Montanes - Cuevas galibi ile oynayacagini gordum. Kim gelirse gelsin Federer'i yener dedim (sahitlerim var). Federer bugun Montanes'e 6-2,7-6 ile yenildi. Montanes'in rakibi ev sahini Frederico Gil olacak.

Djokovic ise dun ailesinin turnuvasindaki mactan cekilmek zorunda kaldi. Bir suredir "Daha once de alerji sorunlarim oldu ama hic bu kadar kotu olmamistaaapshuuuuuuuuuuu!!!" diyerek gezen Novak, Madrid Masters turnuvasindan da cekildi.

Munich'de ise Youzhny ile toprakta bu yil iyi isler yapamayan Cilic ile karsilasacak finalde. 2-3 mac oynadiktan sonra gumlemesiyle meshur Kohlschreiber burada da ceyrek finalde elenmeyi basardi. Yenildigi isim ise Baghdatis. Berdych ise istikrarsizliginin uzerine tuy dikmek sureti ile Petzschner'e elendi.

Amerikan kulelerinin azmini tebrik ediyorum. Toprakta iyi oynamayan Querrey ve Isner, Guney Amerika'da basladiklari "Toprak kortta oynamayi ogreniyorum" macera serisine gecen hafta Roma'da ciftlerde oynadiklari final ile renk katmislardi. Bu hafta ise Belgrad'daki turnuvada birbirleri ile final oynayacaklar. Her ne kadar Madrid'de iyi isler yapma sanslarini azaltmis olsalar da ikisine de aferin benden.

Foto: Mutluluk ve Nese

Nadal diyor ki: "Onemli olan 1,2 veya 3 numara olmam degil. Onemli olan mutlu olmam"

Nesen bozulmasin. Sevimli seni...

Yeniden Isitilan Henin - Williams Olayi



Son gunlerin tartisma konusu. Roland Garros 2003'teki vakanin Serana tarafindan Jankovic maci sonunda yeniden gundeme getirilmesi. Servis atiliken Henin elini kaldiriyor sonra hakemin "sen elini kaldirdin mi?" sorusuna Henin omzunu silkerek cevap veriyor (0.44'den itibaren hakemin soruyu sormasi gorulebilir).

Burada Serena'nin Henin olayini hatirlatmasi hic hos degil. Nasil kendi olayinin isitilip isitilip geri getirilmesini istemiyorsa burada da ona gore davranmaliydi. Henin'in olayi Serena dile getirmese bile unutulacak gibi degil zaten (aynen Serena'nin "bogazina topu sokarim" demesi gibi). Dogrudan rakipten puan calmaya ve rakibin mental gucunu etkilemeye yonelik bir hareket. Oynadigi macin onemli olmasi hatanin ciddiyetini arttiriyor. Henin bu tarz hareketlere gerek olmadan da kazanabilecek bir oyuncuyken bu tarz firsatciliklara tenezzul etmis olmasi daha da kotu.

Serena'nin bir turlu uslanmamasi konusunda tenis izleyicilerinin de onemli payi vardir diye dusunuyorum. Gerek Turkiye'deki gerekse yurt disindaki forum ve turlu sanal ortamlarda kac yildir "cirkin, poposu buyuk, sisman, erkek, gitsin ATP'de oynasin" tarzi yorumlar yaziliyor bir bakmak lazim. Hayir bunlar kime gore neye gore onu da anlamis degilim. Sismanligi bile soru isareti, sagligini tehlikeye atmadan spor yapabilen ve basarili olabilen bir insana neye dayanarak sisman diyecegiz mesela?

Serena gibi gencliginde gicigin, dirdircinin teki olup sonradan az da uslanan tenisciler var, mesela Roddick veya Hewitt gibi. Yasla ilgili biraz da olgunlasma sonucta. Bu kadinin hala uslanmamasinin onemli bir nedeni de hala fiziksel ozellikler gibi son derece sig sebeplerden hakkinda yakisiksiz yorumlar yapilmasidir bana gore. Duzelecegi varsa da duzelemiyor bu kadar ustune gidilince. Ayrica efendi olan birine bile neredeyse 10 yil boyunca "erkek, hayvan" falan dense Serena'nin bugunku kivamina getirilebilir gayet. Serena'yi tavirlarindan oturu kinayan bir insan olmama ragmen ona karsi takinilan anlamsiz tutuma bakinca da sucu tamamen ona yukleyemiyorum. "Gicik" denilebilir, "sportmen degil", "oyun harzi hos degil" denilebilir ama "gitsin ATP'de oynasin, kadin degil" demek ne yahu? Hele Penetta'nin "hayvan" demesi (hayvan deyince ona karsi daha mi az kaybetmis oluyor acaba)? Caster Semenya'ya test yapilmasi gundeme geldiginde insanlar ayaga kalkti saygisizliktir diye, ama neden geyik yapma amaci ile de olsa bir kadina israrla "erkek" denir hic anlamam.

Bir sonraki cumleyi yaziyor olmam cok kotu aslinda. Lutfen Serena Williams'a "cirkin, erkek, hayvan" denmesin. Lutfen. Sporun iyiligi adina.

7 Mayıs 2010 Cuma

Ana Tablo Yani Wimbledon Olmadi

Marsel'in Ramat Hasharon'u kazandigi takdirde Wimbledon'a ana tablodan katilma ihtimalinin bulunacagini biliyor muydunuz??

Evet boyle bir ihtimal vardi. Marsel dogrudan katilacak isimlerin belirlendigi hafta olan turnuva baslangicindan onceki 6. haftada siralamada bu kadar yukselebilirdi ama olmadi. Yari final macini 7-5 6-4 kaybetti. Ah Marsel ah. Eleme oynayacagina surada 2 mac daha kazanacaktin, hem de ilk sette 5-2 one de gecmistin, oldu mu simdi?

Marsel Madrid Masters'ta da yok bu hafta. Kendisini yakaladigimiz an yayinimiza kaldigimiz yerden devam edecegiz.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Mariano Zabaleta Bıraktı

Son zamanlarda emeklilik kararları arka arkaya geliyor ATP Tour'da. Son olarak 32 yaşındaki Arjantinli Mariano Zabaleta açıkladı emekliliğini. Zabaleta, kariyeri boyunca "top class" bir oyuncu olamasa da, sürekli üst düzey turnuvalarda kendine yer bulmuş, toprak kort turnuvalarında daima tehlike yaratabilecek bir isim olmuştur. Kariyerindeki 3 şampiyonluğu da topraktadır zaten. Oynadığı tek masters finali de aynı şekilde topraktadır...

Zabaleta hakkında biraz detay verelim. Çeviri demek daha doğru olur aslında. Yabancı bir tenis forumunda düzenlenmiş gayet güzel bir yazı. Ben Türkçe olarak sunuyorum. Afiyet olsun:

"Gelmiş geçmiş en iyi junior oyuncusu olan Zabaleta - 1995 yılındaki junior sezonunda 60 galibiyete karşılık tek bir mağlubiyeti bulunuyordu; o da, Amerika Açık çeyrek finalinde Wessels'e 6-4 3-6 5-7'lik setlerle kaybettiği maç. Aynı sene Roland Garros junior turnuvasını kazanmış ve en prestijli junior turnuvası olarak görülen Orange Bowl'u da zorlanmadan zaferle noktalamıştı - profesyonel turdaki kariyerine de harika başladı. 18 yaşında, Birmingham'da zor bir challenger turnuvası kazandı. Ve, ATP Tour'da oynadığı ilk 3 turnuvanın 2'sinde çeyrek ve yarı final oynama başarısı gösterdi. Sonrasında kariyerinde bir şeyler ters gitmeye başladı ve 1999 yılındaki Hamburg Masters finaline kadar büyük potansiyelini bir türlü gösteremedi. Bundan sonra da dengesiz devam etti. 3 ufak ATP zaferi kazandı ve en iyi olduğu zeminin grand slam'inde - yani Roland Garros'ta - çeyrek final bile göremedi. Bazı iyi sert kort sonuçları, tipik bir toprak kort oyuncusu ve tamamen teklere odaklanmış bir kariyer (challenger seviyesinde bile çiftler finali oynayamadı, oynamadı). Ve tabii o ilginç servis stili...

Zabaleta'nın kariyerinde en fazla dikkat çeken maçlar;

Roland Garros 1998, İlk Tur: vs. Petr Korda 6-0 6-2 3-6 4-6 6-3

İnanılmaz ilk iki set... Korda, dünyanın 2 numarasıydı. Ana tabloya elemelerden gelen Zabaleta ise 213. Zabaleta, aynı zamanda bu turnuva öncesinde 1.5 yıl kadar ATP Tour'da maç bile kazanamamıştı. Zabaleta'nın ilk 5 setlik maçı ve aynı zamanda ilk grand slam zaferi.

Amsterdam 1998, Çeyrek Final: vs. S.Dosedel 2-6 7-6(5) 7-6(5)

Zabaleta, son sette 1-5 geri düşmüştü. Geri dönüşünü yaparken 6 maç puanı kurtardı. Dosedel, maç genelinde 13 puan daha fazla kazanmıştı.

Hamburg 1999, Final: vs. Marcelo Rios 7-6(5) 5-7 7-5 6-7(5) 2-6

O zaman dünya 48 numarası olan Zabaleta, bu turnuva öncesi masters series'te tek bir galibiyet bile alamamıştı. Hamburg 99'da finale gelene kadar kendi klasmanının üstündeki 5 oyuncuyu devirmeyi başardı. Bu final maçı, Zabaleta'nın kariyerindeki en dramatik maçtı. Maç, yağmur sebebiyle kapalı kortta oynanmış ve tam 4 saat 7 dakikayla, turnuva tarihinin en uzun maçı olarak tarihe geçmişti. Rios, ilk sette 6-5 30-30 ve tie break'te 5-5'te setten 2 puan uzaklıktaydı ve 3. sette 5-4'te set için servis atıyordu. Bu iki seti de Zabaleta almayı başardı. Dördüncü sette Rios yine set için servis atarken 40-0'ı yakaladı. Zabaleta 3 set puanı kurtardı ve 6-5'te maç puanına sahipti. Filedeki Rios'u forehand ile geçmeye çalışırken hata yaptı. Zabaleta, bu maçı kaybettikten sonra, bir masters turnuvasında maç puanı yakaladıktan sonra kaybeden ilk oyuncu olmuştu.

2000 Sydney Olimpiyatları, İlk Tur: vs. Marcelo Rios 6-7(8) 6-4 7-5

Zabaleta, bu maçtan önce 2 aydır maç kazanamıyordu ve olimpiyatlara üst üste 4 mağlubiyetle gelmişti. Rakibi 12 numaralı seribaşı ve 1 yıl önce kariyerinin en dramatik maçını oynadığı Marcelo Rios'tu. Zabaleta, son sette 2-5'ten gelerek adını 2. tura yazdırmayı başardı. Zabaleta, 2. tur maçını da kazandıktan sonra 3. maçında olimpiyatlara veda etti.

Roland Garros 2003, 4. Tur: vs. Guillermo Coria 4-6 6-7(4) 7-5 7-6(4) 3-6

Suzanne Lenglen'de oynanan maç, tam 4 saat 41 dakika sürdü. İki oyuncu da 219'ar puan kazanma başarısını gösterdi. Hamburg 99'a benzer bir maç ve yine epik bir 5 setlik maçta kaybeden taraf Zabaleta. Üçüncü sette 5-4'ten gelen Zabaleta üst üste 3 oyun kazanarak seti bitirdi. Bu setin noktalanmasının ardından karanlık sebebiyle maç yarına ertelendi. 4. sette 5-4'te set için servis atarken set puanı kaçıran Zabaleta, 6-5 geriye düştü. Bir kez daha geri gelmeyi başaran Zabaleta maçı 5. sete taşımayı başardı. Final setinin başlarında 17 dakika süren bir oyunun ardından kırdığı Coria servisinin bedelini ödeyen Zabaleta, seti 3-6, maçı da 2-3'le kaybetti.

Kitzbuhel 2004, Çeyrek Final: vs. Nicolas Massu 6-7(4) 6-7(6)

39 derece sıcaklıkta oynanan bu maçın 2 saat 52 dakikalık süresi, en uzun 2 setlik maç süresi olabilir!

Vina del Mar 2005, Çeyrek Final: vs. Fernando Gonzalez 6-4 6-7(4) 6-7(2)

Rios ve Massu'dan sonra Şilili üçlemesini tamamlayan Gonzalez... Zabaleta'nın en acı verici mağlubiyetlerinden biri. 2. set tie-break'inde 4-0 önde olan Zabaleta 7 puan üst üste kaybetti. Son sette de 6-5'te maç puanına sahipti...

Ufak detaylar;

- Kendisi gibi Arjantinli olan Guillermo Canas ile aynı yıllar içerisinde (1994-2009) ATP Tour içerisindeydiler. Ama hiçbir ATP turnuvasında karşılaşmadılar! Sadece 1994'te bir Arjantin satellite turnuvasında oynadılar ve Zabaleta o maçı 3-6 6-3 6-3 kazandı.

- Max Mirnyi'ye tam 4 kez toprakta kaybetti. Belaruslu oyuncuyu tek yenebildiği maç kapalı halı kortta!

- Nicolas Lapentti ile oynadığı ilk maçı kaybettikten sonra onu 7 kere yenmeyi başardı. İki oyuncunun arasında oynadığı son 9 setin hepsini Zabaleta, tie-break'e bile götürmeden kazandı.

- Kariyerinde 1 tane bile çim kort maçı kazanamadı (kaybettiği 5 setlik Wimbledon ilk tur maçları bulunuyor)."

Marsel İsrail'de

Türkiye'nin 1 numarası Marsel İlhan, bu haftayı İsrail Açık challenger'ında geçiriyor. Turnuvaya 7 numaralı seribaşı olarak katıldı Marsel ve ilk turda elemelerden gelen İsrailli Tal Eros ile karşılaştı. Klasmanda 1298. sırada yer alan rakibini 6-4 ve 7-5'lik setlerle geçti ve maçta tek bir servis kırma puanı bile göstermedi Marsel. Skora bakıldığında olması gerekenden daha yakın gözüküyor ama puan puan livescore'dan takip ederken içim hep rahattı; zira servis oyunlarında çok rahat bir Marsel vardı ve her iki sette de kritik oyunlarda 0'a karşı servis kırmayı başardı.

İkinci turda görece daha güçlü bir rakiple oynadı tenisçimiz. Klasmanda 200'lerde yer alan Belçikalı Ruben Bemelmans ile oynadı. Maçın başında servis kırdı Bemelmans ve 5-3'e kadar bu avantajını korudu. Marsel 5-3'te kendi servisinde 0-30'dan geri döndü, 5-4'te servis kırdı. Kendi servisine tutunduktan sonra bir kez daha servis kıran Marsel, seti harika bir geri dönüşle 7-5 kapattı. İkinci sete de break ile başladı ve 3-0 öne fırladı. Tam rahatladık derken, Bemelmans servis kırdı ve 3-3'e getirdi durumu. 3-3 ve 4-4'te servis atarken 3 servis kırma puanı kurtaran Marsel, 5-4'te 0'a karşı servis kırarak maçı 7-5 6-4'lük setlerle bitirmeyi bildi.

Marsel, böylece geçen sene çeyrek final oynadığı bu turnuvadaki puanlarını korumayı başardı. Hatta, geçen sene çeyrek finaline 13 puan veren bu turnuva, bu sene çeyrek finalistlere 18 puan veriyor. Dolayısıyla, Marsel 5 puan da artıda. Tabii, geçen sene Marsel, Roland Garros öncesi İzmir challenger'da final oynamıştı. Oradan 55 puanı var ve tam Roland Garros elemelerinin başlayacağı hafta (aynı zamanda Roland Garros eleme tablosunun seribaşılarının belirleneceği hafta) o 55 puan düşecek. Koruma şansı da yok; zira İzmir challenger bu sene düzenlenmiyor maalesef. O yüzden buradan ne kadar puan çıkarırsa o kadar kar. 2 hafta sonra açıklanacak sıralamada ilk 120 içerisinde kalmak, Roland Garros elemelerinde ilk 16 seribaşı arasında yer almak açısından oldukça önemli. İsrail Açık'ta final cumartesi günü oynanacak. Marsel, bu haftasonu - cumartesi - başlayacak Madrid Masters elemelerine de katılmayı planlıyor. Eğer burada final dışında bir sonuç elde ederse, bu konuda bir problemi olmayacak. Eğer yarı final veya çeyrek finalde elenirse, Madrid'e gidebilecek. Gerçi, cuma günü İsrail'de maç oynadıktan sonra, İspanya'ya uçup cumartesi günü korta çıkacak olması ne kadar sağlıklı, bilemiyorum. Üstelik zemin değişikliği de yaşayacak. Sertten toprağa geçecek...

Marsel yarın çeyrek finalde turnuvanın 1 numaralı seribaşı, aynı zamanda ev sahibi Dudi Sela ile oynayacak. Sela, dünya klasmanında 68. sırada yer alıyor. Başarılar diliyoruz tenisçimize...

Not: Turnuvanın yarı final ve final maçları İsrail televizyonundan yayınlanacak. Dolayısıyla stream şansımız da olacak. Eğer Marsel, Sela'yı geçmeyi başarırsa yarı finalde onu izleme şansı bulacağız...

Madrid'den 3D Yayin - Sinemalarda

Ispanyollar Madrid Masters turnuvasinin finalini sinemalardan 3D yayinlamak gibi bir ilginclige imza atmislar.

Soyle bir kafamda canlandirmaya calistim nasil olur diye. Zaten yayin goruntusunde oyuncular minik gorunuyorlar, ortaya birsey cikacak merak ediyor insan. Korkum tenisseverlerin kortlari bos birakip sinemalara hucum etmesi, ama finalde boyle birsey olmaz artik. Ayrica oyun sirasinda salonda sessizlik saglanacak mi, hoplayip ziplayan taraftarlar koltuklari dagitacaklar mi bunlar da kafamdaki sorular. Tenis sporunda sinema adabi gibi birsey olusacak sonunda herhalde.

Bakalim ilk 3D sampiyon kim olacak?

4 Mayıs 2010 Salı

Del Potro Ameliyat Oluyor

Juan Martin Del Potro ile ilgili ara ara yazilar hazirlamistik. Cunku ha dondum ha donuyorum derken durum iyice yilan hikayesi halini almisti. Resmi bir aciklama gelmis bugun ve denilene gore Del Potro ameliyat olacakmis bileginden, hatta bugun olmus galiba. Diger tadavi yontemlerini uygulamak istediyse de beklenilen sonucu alamamis. Donus tarihi belli degil ama Roland Garros ve Wimbledon simdiden unutulabilir herhalde.

Defalarca yazdigimiz gibi yine acil sifalar dileklerimizi iletelim. Biraz zaman alsa da er ya da gec eskisi gibi tehlikeli bir oyuncu haline gelecektir diye dusunuyorum, aynen Nadal vakasinda oldugu gibi.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Yari Yas???

Kimiko Date-Krumm ve Petra Martic Estoril'de mac yapmaktadirlar.

Martic'in yasi 19, Kimiko'nun yasi ise Martic'in yasinin iki katindan bir fazlaysa macin skoru nedir?

Cevap= 6-7,7-5,7-6

Buyrun, bu da kazananimiz.

Ben Tek, Siz Hepiniz

Nadal'in topraktaki durumunu ifade edecek baska bir soz bulamiyorum.

Oncelikle mactan bahsedekim. Tatsiz tuzsuz bir macti. Cunku iki kez yagmur nedeni ile bolundu ve oyuncular bile "bitse de gitsek" demeye basladilar, seyircilerin bir bolumu de bitmeden gitti. Mac devam ederken yagan yagmur da korttaki dengeleri bozmus olacak ki oyuncular da istedikleri oyunu yansitmakta zorlandilar. Ama sonucta 7-5 ve 6-2'lik iki setle kupa Nadal'a gitti. Mactaki en gorulmeye deger sahne, neden toprak kortu sevdigimi gosterir gibi duran asagidaki puandi.



Macin sonrasi ise ayri bir hikaye. Insan ister istemez cikan haber ve yorumlara bakiyor sagda solda. Gulbis maci ve dun oynanan macta Monte-Carlo'daki gibi "ezip gecen" bir Nadal olmayinca hemen "Nadal'in toraktaki yenilebilirligi" tartisilmaya baslandi. Zaten Nadal ile toprakta karsilasacak olan kimi oyuncular da gecen yil oynanan Soderling macini referans gostererek Nadal'in toprakta yenilebileceginden dem vuruyorlar.

Sirf bunlar bile aslinda Nadal'in toprakta ne kadar baskin oldugunu gosteriyor. Son zamanlarda bir zeminde buna benzer bir baskinlik kuran tek isim cim zeminde Federer. Ama onun baskinliginin bile Nadal'in gerisinde kalmasinin iki nedeni var; birincisi cim zeminde fazla turnuva oynanmiyor. Yani Federer'in bir sezonda cimde mac kaybetmemesi icin biri kucuk capli olan, biri ise Grand Slam olan iki turnuva kazanmasi yeterli. Nadal ise her yil neredeyse 2 Masters, bir kucuk capli turnuva ve de bir Grand Slam kazaniyordu. Bu yil bu durum degisti tabi. Diger yandan Nadal'in toprakta set kaybetmeden kazandigi turnuvalarin niteligi de oldukca yuksek. Bu da ikinci nedeni olusturuyor zaten; Nadal formunda oldugu zaman toprakta gercekten cok rahat kazaniyor.

ATP'nin geri kalan isimleri birbirlerine baka baka Nadal'i yenmek icin bir formul gelistirebilirler mi, gelistirseler de bunu Roland Garros'da uygulayabilirler mi bekleyip gorecegiz.

Bu arada her yerde yaziyor ama bir de biz yazalim; Nadal ve Masters turnuvalari iliskisi:

- Nadal 23 yasinda 52 ATP Masters turnuvasindan 17 sampiyonluk cikardi. Su an tek erkeklerde en fazla Masters kupasi olan iki isimden biri. Nadal 17 kupa kazanan diger isim olan Agassi'den 6 yil ve 32 turnuva daha az oynayarak bu basariyi yakaladi.
- Nadal %83,3 ile Masters turnuvalarindaki en fazla mac kazanma oranina sahip. Nadal'in 2005 yili sonrasi kazanma orani ise %86.
- Nadal tek erkeklerde tarihte 9 farkli Masters turnuvasinda final oynayan tek isim. Su anki Masters turnuvalari icinde finalini goremedigi tek turnuva Cincinnati.
- Monte-Carlo ve Roma'daki kazanma - kaybetme durumu 61-2 (gozlerin yuvalardan firladigi an).
- Nadal Masters turnuvalarinda ust uste en fazla ceyrek finali goren oyuncu. 2008 Hamburg turnuvasindan beri butun Masters turnuvalarina katiliyor ve hepsinde en az ceyrek final goruyor. Bu konudaki rekoru hala devam ediyor.

41 kere masallah...

2 Mayıs 2010 Pazar

Marsel İyi Yolda

Tunus'tan haberlerini hafta boyunca vermiştik Marsel'in. İlk turda Josselin Ouanna'yı 2, 2. turda Christophe Rochus'ü 3 sette geçmişti Türkiye 1 numarası. Çeyrek final maçında cuma günü Jose Acasuso ile karşılaştı. Şanssız bir kura olduğunu söylemek lazım. Acasuso, şubat ayında sakatlandıktan sonra 2009 yılı Güney Amerika toprak sezonunda topladığı bütün puanları kaybetti ve sıralamada 140'lara düştü. Bu turnuvada da seribaşı değildi ve hangi çeyreğe düşerse düşsün, o çeyrekteki diğer oyuncular için şanssız bir kura olacaktı. Marsel'in olduğu çeyreğe denk geldi bu. Acasuso, Marsel'i 6-2 4-6 6-4'lük setlerle geçti ve yarı finale yükseldi. Yarı finalde Marsel'den daha zayıf bir oyuncu olan (en azından toprakta) Kristof Vliegen'i de 6-2 1-0 (Vliegen burada maçı bıraktı) geçerek rahatlıkla finale ulaştı. Final maçını da bugün Daniel Brands'a karşı oynayacak.

Marsel'in Rochus ve Acasuso maçlarının tamamını izleme fırsatı buldum. Rochus maçının ilk setinde evlere şenlikti Marsel. Kortta boş boş gezen bir görüntü, servislerdeki etkisizlik, rallilerde 5-6 vuruşta ölmesi... Tüm bunlar Rochus'ün hiçbir şey yapmasına ihtiyaç kalmadan seti 6-1 bitirdi. Ama ikinci sette daha farklı bir Marsel izledik. İlk önce servisine tutunmakta çektiği zorluğu iyi servislerle yok eden Marsel, maç ilerledikçe basit hataları azaltmaya başladı, basit hatalar azalmaya başladıkça kendine gelen güveniyle birlikte harika winner'lar vurmaya başladı. Yakın geçen ikinci seti 7-5 ile kazanan Marsel, son sette bu yaptıklarını devam ettirirken, üstüne harikulade dropshot'lar ekleyince, son seti 6-2 almakta zorlanmadı.

Acasuso maçının başlangıcı da benzerdi aslında. Yine kötü bir ilk set ve 6-2 kayıp. Ama bu kez, bu kötü setin, 2. setin başlangıcına da yansıması. İkinci setin ilk oyununda servis kırdırdı Marsel ve 1-0 geriye düştü. Hemen geri almayı başardı ama bu servis kırma avantajını. Üstelik karşısında çok iyi bir servis atan Acasuso varken. Zaten bu maçta genel olarak iki taraf da gayet iyi servis performansı gösterdi. Rochus maçında olduğu gibi burada da gitgide performansını yükselten Marsel ile birlikte, rakibi Acasuso'nun da performansı hafiften düşmeye başladı. 4-3'te servis kırma puanları kaçıran Marsel, 5-4'te rakibi sette kalmak için servis atarken art arda harika forehand winner'larla puanları domine etti ve seti 6-4'lük skorla hanesine yazdırdı. Bu kez bu arkasına aldığı fırtınayı son sete taşıyamadı. Bunda Acasuso'nun kendisini toplamasının da payı vardı. 2. turdaki Rochus maçında 2. seti kaybeden Belçikalı oyundan düşmüştü ama Acasuso tam tersine, final setine harika giriş yaptı. Marsel'in de sürekli 2. servislere düştüğü bu sette double break avantajını yakalayıp sette 5-1 öne fırlamakta zorlanmadı tecrübeli Arjantinli. 5-1'de servis atan Marsel, zor tutundu servis oyununa. 5-2'de maç için servis atan Acasuso 40-15'i yakaladıktan sonra Marsel'e bir şeyler oldu ve 2. setin son birkaç oyunundaki o harika performansına geri döndü. Önce 2 maç puanını çevirdi, sonra üstüne 2 puan daha alıp servisi kırdı. Arkasından bu sette ilk kez çok iyi ilk servislerle bir servis oyununu domine etti ve skoru bir anda 5-4'e getirmeyi başardı. Acasuso bir kez daha maç için servis atmaya geldi. Çift hata 0-15, basit hata 0-30, Marsel'in passing shot'u ve 0-40... Harika bir fırsattı geri dönüş için fakat burada tecrübe devreye girdi. Üst üste iki çok iyi servis ve 30-40'ta da Marsel'in çok ucuz kaçırdığı bir top durumu 40-40'a getirdi. Buradan sonra 2 puan daha almayı başaran Acasuso maçı bitirdi.

Marsel, toprak kortta geçen sene sadece Roland Garros'ta oynamış onda da ilk eleme maçında Thiemo de Bakker'e 2 sette kaybetmişti. Bu sene toprak korttan kaçamayacağını, eğer gerçekten tam bir oyuncu olmak istiyorsa, toprakta da oynaması gerektiğini öğrenmiş olsa gerek. Zaten Marsel'in başından beri topraktan kaçması pek anlamlı gelmiyordu bana. Zira, en az sert kort kadar uygun bir oyunu var toprağa. Nitekim Barcelona'da ana tabloya kalarak, bu turnuvada da çeyrek final yaparak gösterdi bunu bizlere. Umarım kendisi de görmüştür tabii... Marsel'in en büyük avantajının her korta uygun bir oyunu olması olarak görüyordum ben uzun süredir. Çimde kullanabileceği iyi servis, iyi forehand ve averaj volesi; toprakta kullanabileceği rallilerde sağlam durabilmesi, iyi dropshotları, iyi counter-shotları var. Sert kort zaten en iyi oynadığı kort... "Hepsinden biraz" diye tanımlayabiliriz Marsel'i. Bunun iyi yanları da kötü yanları da var. İyi yanlarından en önemlisi bu; sezonun her bölümünde turnuvalarda ilerlemek için şansının olması. Mesela turda toprakta çok rezil olan oyuncular şu toprak sezonunu sert kort challenger'larında öldürüyorlar; veya sert kortta çok rezil olan oyuncular büyük kısmı sert kort olan sezonun büyük kısmını toprak challenger'larında öldürüyorlar...

Marsel, bu hafta Ramat Hasharon'daki 100 bin dolar ödüllü challenger turnuvasına katılacak. Turnuva sert kortta. Bu yüzden Marsel'in bu tercihini yanlış buluyorum. İki hafta üst üste toprakta iyi sonuçlar almışken, Roland Garros'a da yaklaşırken, bunun yerine bir başka ATP tur elemesini denemek veya bir başka toprak challenger'ına gitmek daha iyi olabilirdi. Üstelik, bu haftanın sonunda Madrid masters'ın elemeleri için yine toprağa geçecek. Elemeler de cumartesi günü başlayacağı için, burada en fazla cuma gününe kadar kalabilir, ki o da en fazla çeyrek final oynaması demek. Tabii, olur da çeyrek finali geçerse katılmayı planladığı Madrid masters'ı iptal etmek zorunda kalacak. Eğer öyle bir durum olursa muhtemelen aynı hafta başka bir challenger'ın ana tablosuna geçiş yapacaktır.

Marsel'in kurası da belli oldu ayrıca. 7 numaralı seribaşı bu turnuvada. İlk turda elemelerden gelen bir oyuncuyla oynadıktan sonra, ikinci turda muhtemelen Belçikalı Bemelmans ile oynayacak. İkisi de yenmesi gereken oyuncular. Çeyrek final rakibi ise zor. Turnuvanın 1 numaralı seribaşı ve ev sahibi Dudi Sela. Ben Marsel'in çeyrek finalde elenip hafta sonu Madrid'e geçiş yapacağını düşünüyorum... Bu turnuvaya katılması bence büyük bir hata ama yine de başarılar diliyoruz tabii Marsel'e. 2008'de kazandığı bu turnuvada sonuna kadar gider bir kez daha inşallah.