11 Temmuz 2015 Cumartesi

10 Temmuz 2015 Cuma

Wimbledon: Kadınlarda güç tenisi kazandı

Kadınlar turunda güç tenisinin giderek etkili olduğu ortada. Serena Williams zaten bu akımın bir numaralı temsilcisi ama kendisi kategori dışı sayılabilir. Onun dışında ona 15 yıldır rekabet eden isimler arasında hep değişik türde oyuncular var olmuştu. Hingis gibi, Henin gibi. Ondan önce 90'larda Arantxa Sanchez efsanesi var. Yavaş kortlarda Steffi Graf gibi bir deve karşı kafa kafaya oynamış ve hatta kimi zaman üstünlük kurmayı da başarmıştı.

Bu dönemin top raketlerde o tarz oyuncuları ise beklenen başarıyı veremediler. Wozniacki zaten çok düz bir oyuncu ama Radwanska ve Jankovic gibi tarzları farklı olsa da çeşitlilik yaratan tenis oynayan ve kortta zarif duran raketler (buna yeni çıkan Halep'i de ekleyebiliriz) her ne kadar oyunlarını bir yere kadar getirseler de henüz hiçbiri slam kazanabilmiş değiller. Ancak güç tenisini temsil eden genç raketler çıkışlarını çok hızlı yaptılar. Bouachard henüz 20 yaşında geçtiğimiz sene Wimbledon'da finale yükseldi. Madison Keys 20 yaşında yine slam'lerde tepeye oynuyor. Dün de Muguruza uzun süredir sinyalini verdiği başarıyı yakalayıp adını kariyerinin ilk slam finaline yazdırdı.

Radwanska karşısında iyi bir maç oynadı. Özellikle ilk setten sonra ikinci sette de erken break gelince Radwanska'nın tarumar olduğu bir maç portresine doğru ilerliyorduk. Ama Radwanska, neden bir sürü zaafına ve tenisindeki güç eksikliğine rağmen 2 numaraya kadar yükseldiğini ve senelerdir zirvede olduğunu gösterdi. Bir şekilde maçın içinde kaldı, işi sinir savaşına çevirdi, rallileri uzattı, rakibinin aklına girdi derken seti aldı. Hatta final setine de iyi başlayan taraf oldu. Ancak Muguruza da yeni nesil arasında psikolojik olarak en sağlam birkaç oyuncudan biri diyebiliriz herhalde. Radwanska'nın dönüşü karşısında dağılmadı ve sağlam durdu. Son sette Radwanska'nın kötü oynadığı servis oyununda hemen gözünü açıp break'i buldu. İyi servisleriyle hata yapmayan İspanyol, 15 yıl sonra kadınlarda İspanya'ya slam finali getirdi. Ayrıca 2011'den bu yana Nadal tarafından yaşadıkları hayal kırıklıklarıyla Wimbledon'da beklediğini bulamayan İspanyollar'a güzel de bir sürpriz yaşattı Venezuela asıllı...

Serena-Masha maçına dair yazmak boş. İlk seti izledikten sonra işlerimden ötürü bırakmak zorunda kaldım ama onun da farklı bir görüntüsü var gibi durmuyor. Gerçekten teknik taktik falan konuşmaya gerek yok artık. Serena büyük bir konsantrasyon kaybı yaşamadığı sürece Masha'yı her yerde her türlü yeneceğini yine ispatladı. Eğer Serena birkaç sene daha devam ederse işler Masha için çok daha utanç verici bir hal alabilir zira Nadal'ın Federer'i en çok domine ettiği dönemde dahi Federer araya galibiyet sıkıştırıyor, hiç olmazsa bazı maçlarda çok zorluyordu. Sharapova 3 senedir falan set alamıyor Serena'dan!

Finalde güç tenisi var. Biri eski jenerasyon, diğeri yine... Geçen sene RG'de Muguruza ezmişti. Bu sene Avustralya'da 3 sette Serena kazanmıştı. Zor bir maç olacak ama şu var, Serena genelde kendi canını yakan birini unutmaz ve ciddiye alır. Geçen seneki RG maçı olmasa Serena konsantrasyon sıkıntısı yaşayabilirdi ama o hezimet kesinlikle aklının kenarında ve inanılmaz aç olacak. Sonuç ise ne olursa olsun güzel olacak. Muguruza alırsa bu güzel tenisinin mükafatını alarak 21 yaşında slam şampiyonluğuna ulaşacak. Serena alırsa da tenisseverler olarak US Open'a büyük bir heyecanla gideceğiz zira 1988'de Steffi Graf'ın yaptığı takvim slam'ini göremeyen yeni nesil olarak 2015 Serena'nın yaptığı takvim slam'i diye ballandıra ballandıra anlatma fırsatına bir adım daha yaklaşacağız.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Wimbledon: Aslan Yürekli Richard!

Wimbledon'da erkekler çeyrek final günü geride kaldı. Federer, Murray ve Djokovic maçlarını set kaybetmeden rahat kazanırken favoriler arasında en çok zorlanması öngörülen Wawrinka, o zorluğu fazlasıyla yaşadı ve 5 set sonucunda Gasquet'e yenilerek turnuvaya veda etti.

Murray, Federer ve Cilic'in çeyrek final rakipleri kendilerini zorlayacak kalibrede rakipler değillerdi. Pospisil zaten çok şanslı bir kura sonucu, 5 setlik maçlar kazana kazana çeyrek finale gelmişti. Murray karşısında bu kadar iyi tenis oynamasını bile beklemiyordum. Hiç fena oynamadı ama set almaya bile yetmedi elbette.

Federer aynı anda diğer kortta yağmur sebebiyle birkaç kez kesintiye uğrayan maçta Simon'u 3 sette geçti. Simon genelde Federer'i zorlayan bir tenisçi ama çimde o pek mümkün değil tabii. Berdych'i rahat geçmişti Simon ama yazılıp çizilenlere göre Berdych'in sakatlığı söz konusuymuş. Zaten o maçta Simon'un 3-0 gibi net bir skorla rahat kazanması garipti. Federer için dolayısıyla yarı finale kadar büyük bir test söz konusu olmamış oldu. Bu arada, Halle'den bu yana devam eden 116 oyunluk servis oyunlarını kazanma serisi burada 2. sette Simon karşısında son buldu. Böylece rekor da 129 ile Ivo Karlovic de kaldı.

Djokovic, Cilic karşısında rahat kazandı. Üç sette de gerekli yerlerde vites yükseltti ve break'i bularak rahat bir galibiyete uzandı. Cilic de zaten yardımcı oldu. Bu sene iyi tenis oynamıyor. Burada da zorlanarak çeyrek finale kadar uzandı ki kendisi için bu bile iyi bir sonuç oldu bence.

Günün maçında Richard Gasquet, turnuvada oynadığı iyi tenisi ve yaptığı sükseyi Stan Wawrinka galibiyetiyle süslemiş oldu. Üst üste gelen Dimitrov ve Kyrgios galibiyetlerinde dikkat çeken nokta yaptığı savunmaydı. Birkaç fazla top çevirdi ve Dimitrov-Kyrgios gibi şutlarına giden oyuncuları bir noktadan sonra bozmayı başardı. Fiziksel olarak daha sağlam ve defans olarak daha sağlam bir Gasquet söz konusuydu. Wawrinka'nın da iyi olmadığı bir günde iyi top çeviren ve topu oyunda tutan rakibe karşı çok fazla basit hata yaptığı malum. Wawrinka, rakibinden 27 tane fazla winner vurmasına rağmen rakibinin iki katı basit hata yapınca o winner'ların pek bir anlamı kalmadı. Son sette 3-5'te çok iyi bir oyun oynayan Wawrinka devamını getiremeyince sürpriz şekilde Gasquet adını yarı finale yazdırdı.

Gasquet'nin yarı finale yükselmesi tabii Djokovic'i sevindirdi en çok. Wawrinka'dan kurtulup Gasquet'e düşmek... Bu maçı izleyen birisi "Djokovic zaten ikisini de yener" diyebilir ama eşleşme olarak o iş öyle değil. Wawrinka bugün oynadığı tenisten bağımsız Djokovic'i çok zorlayabilirdi. Gasquet ise bugünkü tenisinin çok daha üstüne çıksa bile eşleşme olarak Djokovic için lokum gibi kura. Yarı final için seç desen Djokovic eliyle bu kadar iyi bir kura seçemezdi açıkçası. Elbette, Murray ve Federer'e göre erken turlarda daha kötü kura çekmişti. Adalet bir anlamda yerini buldu da diyebiliriz.

Murray-Federer maçı için çok şey söylemeye gerek yok. Yazı tura gibi maç. Benim fikrim 51-49 Murray. Ama bu maçtan çıkacak kişi için fiziksel ve psikolojik olarak yıpranma fazlasıyla söz konusu olabilir. Diğer yanda Djokovic çok daha yıpranmadan adını finale yazdıracaktır bir mucize olmazsa, bu da Djokovic'in şansı...

Dimitrov'dan coach hamlesi

Baby Federer lakabının yanından bile geçemeyen ve oldu olacak diye diye 24 yaşını slam finali göremeden bitiren Grigor Dimitrov'un aşısı Roger Rasheed ile de tutmadı. Daha önce özellikle Fransız oyuncuları çalıştıran Rasheed, genelde çalıştırdığı oyuncuları daha defansif oynatan bir oyuncudur. Dimitrov'un istikrar, baseline'da savunma sıkıntısı göz önüne alındığında herkes başarılı bir hamle olacağını umuyordu ama olmadı. Ne istikrarlı, savunma yönünde gelişen bir Dimitrov gördük ne de o eski yaratıcılığından eser gördük Bulgar raketin.

Twitter adresinden de nihayet Rasheed ile ayrıldığını duyurmuş Wimbledon'a da erken veda ettikten sonra. Zaten geçen seneki yarı final puanları da düşünce sıralamada bir hayli gerileyecek.

Dimitrov: "Uzunca düşündükten sonra Roger ile olan çalışma ilişkimi bitirme kararı aldım. Birlikte pek çok şey başardık ve kendisine ileride başarılar diliyorum. Son birkaç yıldaki bütün çalışmaları ve bana olan katkıları için teşekkür ederim."

Fotoğraftaki Tenisçiyi Tahmin Ediniz


Wimbledon 2015: Kadınlar Çeyrek Finalleri

Dün kadınlarda çeyrek final karşılaşmaları tamamlandı. Favoriler kazansa da güzel maçlar oldu ve iyi tenis izledik. Yarı final eşleşmeleri kağıt üstünde çok heyecan veriyor ayrıca çıkan sonuçlar neticesinde.

Sharapova, merkez kortun ilk maçında Amerikalı CoCo Vandeweghe karşısında epey zorlanmasına rağmen kazanmayı başardı. Sharapova oynadığı son 19 slam çeyrek finalinin 18'ini kazanmış. Ayrıca oynadığı son 10 slam çeyrek finali maçının da hepsini kazanmış. Bu açıdan gerçekten istikrarlı bir tablo çiziyor. Bugün en iyi tenisini oynamasa da, yine inatçılığı ve istikrarıyla bir yerden sonra (burada üçüncü setten sonra) alev alev yanan rakibinin ateşini söndürüp maçı kazanmayı başardı. Vandeweghe'nin oynadığı tenise ise şaşırmadım. Zaten çimde çok farklı bir oyuncu. Oyun tarzı itibariyle sert kortta dahi bu şekilde bir tenisi istikrarlı şekilde ortaya koyamayabilir ama Lisicki gibi Wimbledon'da ve çim kort turnuvalarında bir tehdit olacağına şüphe yok önümüzdeki yıllarda da.

Serena-Azarenka maçı merkez kortta bir başka güzel maç oldu. Aslında son Serena-Azarenka maçlarının da kopyası oldu bu maç. Serena zaten slow-starter, Azarenka da her zaman Serena'ya karşı kazanacağına 'gerçekten' inanarak korta çıkan nadir oyunculardan biri olduğu için güzel maçlar izliyoruz. İlk set Azarenka süper tenis oynayarak kazandı. İkinci set epey çekişmeli, iki tarafın da çok yüksek kalite tenis oynadığı bir set olarak kayıtlara geçti. Bu sette Azarenka epey tükendi zaten, son seti nispeten daha rahat alan Serena adını yarı finale yazdırdı.

Yarı finaldeki Serena-Sharapova eşleşmesi artık klasikleşti. 11 yıldır kazanamayan Sharapova, Serena'ya karşı son maçını burada 2004 Wimbledon finalinde kazanmıştı. Takvim slam'i yolunda son 9 maçı kalan Serena ise, yüz ifadelerinden ve odaklanmasından gördüğümüz kadarıyla hiç olmadığı kadar hırslı. Sharapova'nın da yine en iyi tenisini oynamadığını göz önüne alırsak, Serena bu sefer de klasiğini devam ettirir gibi görünüyor.

Diğer çeyrek finaller tablonun nispeten zayıf tarafındaydı. Radwanska, Keys karşısında servislerin etkili olduğu maçı üç sette kazanmayı başardı. Kariyerinin en kötü sezonlarından birini geçiren Polonyalı, üst üste 3. yarı finaline yükseldi oynadığı son 3 turnuvada. Bu yarı final derecelerinin hepsinin çimde gelmesi elbette tesadüf değil. Her ne kadar düz mantık tenis takipçilerine göre Radwanska'nın oyunu çime uygun olmasa da, elbette olay öyle değil. Normalde etkili olamayan düz, spinsiz vuruşlarından daha fazla winner çıkartıyor. Yine servisini çok daha etkili kullanıyor çimde. Klasikleşen junk ball'ları, el hassasiyetini kullanarak bulduğu lob'lar, drop shot'lar ve taktik tenisi çimde ona büyük avantaj sağlayan etkenler.

Diğer çeyrek final izleyemediğim tek çeyrek final oldu. Muguruza, sezonun flaş isimlerinden Bacsinszky'i iki sette mağlup ederek Radwanska'nın rakibi olmayı başardı. Radwanska-Muguruza yarı finali yakın geçmeye müsait bir maç. Muguruza, Keys'e oyun stili olarak çok benzer bir oyuncu. Radwanska'nın bir tur önce aynı tarz oyuncuyla karşılaşmış olması avantajına olacak ama doğrusu, Muguruza kalite olarak Keys'ten şu anda o tenisi bir seviye daha üstte oynuyor ve Radwanska'nın karşısında güç tenisi oynayıp da gününde olan bir oyuncu olunca şansı epey azalıyor. Radwanska'nın taktik olarak oyun anlayışı ve Muguruza'nın vuruşlarının etkinliği kilit olacak. Gününde olanın kazanacağı bir maç olur gibi. Burada bir avantaj varsa, buraları daha fazla oynamış ve halihazırda Wimbledon finali olan Radwanska'nın, kariyerinin ilk slam yarı finalini oynayacak Muguruza'ya karşı daha tecrübeli olan taraf olması diyebiliriz.

Serena-Radwanska finali, Serena şampiyonluğuyla birlikte turnuvaya dair tahminim bu arada...

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Wimbledon 2015: İkinci Haftaya Girerken

Wimbledon'da güzel bir ilk hafta geride kaldı. Beş setlik maç sayısı, Roland Garros'un toplamını yanılmıyorsam cuma gününden geride bıraktı. Son yılların klasiği haline gelen Rafael Nadal sürprizini yaşadık. Erkeklerde birkaç fire daha oldu ama şampiyonluk favorilerinde sıkıntı gözükmedi. Kadınlarda ise çarşı adeta karıştı.

Middle Sunday arasından sonra dopdolu bir Pazartesi gözüküyor Wimbledon'da. Hava durumunda da sıkıntı yok gibi. O yüzden güzel maçlar olacağı kesin. Hem kadınlarda hem de erkeklerde 16 maçın hepsi bugün oynanacak. Zaten Wimbledon'ın en güzel günü ikinci Pazartesi olur, o maç yoğunluğu içinde illa ki 2-3 tane kıran kırana geçen maç çıkar.

Kadınlarda zaten günün maçı (ki ben genel anlamda günün maçı) Williams kardeşlerin kapışması olacak. En son burada 2009 finalinde karşı karşıya gelmişler, Serena rahat bir maç oynayarak iki sette kazanmıştı. 2009-2013 arası hiç oynamadıktan sonra Charleston'da 2013 yılında Serena, ablasını dümdüz etmişti. Geçen yıl ise Montreal'de Venus üç sette kardeşini yenerek 6-7 yıl aradan sonra ilk galibiyetini almıştı küçük kardeşine karşı.

Serena dünya 1 numarası ve Venus çökmüş olabilir ama buradaki form durumları aksini söylüyor. Serena, 3.turda Heather Watson karşısında ringin köşesinde iplere fena halde sıkıştı ama her zamanki dirayeti ve kararlılığı yine ortaya çıktı ve artık bilmem kaçıncı kez o şampiyon karakterini ortaya koydu. Dikkat ettiğim nokta, son set 3-0 geriye düşen Serena (ki double break'ti, üstelik çimde bunu çevirmek ne kadar zor, herkes bilir) olmasına rağmen sosyal medyadaki tenis hesaplarında vs. hala Serena'nın bir şekilde geri döneceğine dair inanç vardı. Bir önceki postların yorum altında bir arkadaş uzun uzun Nadal analizi yapmış "neden böyle olduk?" der gibisinden, işte onun cevabı aslında bu. Eskiden Nadal da inanılmaz karadeliklere düşmesine rağmen o noktalarda içinden canavar çıkartır, geri dönerdi. Dönemese bile zorlardı, rakibini her zaman korkuturdu. Nadal şimdi set için servis atarken servis kırdıracak diye millet bekliyor. Ve kırdırıyor da. Aradaki farklardan birisi de bu. Serena da 34 yaşında genç değil. Nadal'ın 29 yaşında olması, fiziksel gücünün eskisi gibi olmaması bu noktada bence bahane değil. Elbette kadınlar ve erkekler tenisi çok farklı, dinamikleri falan filan elbette çok alakalı değil ama "you got my point!".

Venus-Serena istatistiklerine bakarken dikkatimi çekti, bir Twitter hesabı paylaşmış. Aktif oyuncular arasında Serena'yı 4 kereden fazla yenen tek oyuncu Venus. 11 defa yenmiş. Bu açıdan kardeşine karşı, bırakın son sette yakalayacağı double break avantajını, ilk seti aldığı anda ne kadar kendine güveneceği, oradan kolay kolay kopmayacağı aşikar. Zaten çok formda ve çok da iyi oynuyor. Çim açık ara en iyi zemini Venus'ün ve herkes biliyor ki, Venus ve Serena en iyi oyunlarını oynarsa Venus, Serena'ya tek bir zeminde yener, o da çimdir. O yüzden ben beklentilerin boşa çıkmayacağını düşünüyorum. Venus'ün kazanma şansı var. Serena, son yıllarda çimde (yine araya şampiyonluk sıkıştırmasına rağmen) kesinlikle ikna edici bir tenis oynamıyor. Favori ise elbette yine dünya 1 numarası olacak.

Diğer eşleşmeler arasında aman aman dikkat çeken maç var desek yalan söylemiş oluruz. Azarenka-Bencic belki ama bunların ikisi de çim kortçu değiller. Williams kardeşlerin galibiyle oynayacak buradan gelen. Ben burada kazananın çeyrek finalde Williams kardeşlerden herhangi birini elemesini çok zor görüyorum.

Bol sürpriz olduğu için sürpriz eşleşmeler de ortaya çıktı. Mesela Keys-Govortsova eşleşmesi. Govortsova sıradan bir top 100 oyuncusu olabilir ama çimde fazlasıyla etkili. Keys istikrarlı bir oyuncu olmadı hiçbir zaman. Bu maç sürprize açık olabilir.

Vandeweghe-Safarova bir başka sürpriz beklediğim maç. Safarova, Roland Garros finalinden sonra çimde iyi tenis oynamıyor. Zaten burası ona çok uygun sayılmaz. İyi servisi olan bir oyuncu olsa da Vandeweghe çok formda, kendine çok güveniyor ve çimde gerçekten o da farklı bir oyuncu. Buradan da çıkacak sürpriz sonuç, benim için sürpriz olmaz.

Sharapova ve Bacsinszky bence kolay galibiyetler alırlar. Wozniacki-Muguruza maçı çok belirsiz görünüyor ama farklı stillerin çarpışması. Çekişmeli maçtan ziyade ilk 3-4 oyundan sonra taktik olarak diğerini alt edenin nispeten kolay bir galibiyete ulaşacağını düşünüyorum.

Son olarak Radwanska-Jankovic... Çok kötü sezon geçiren Radwanska'ya piyango vurdu, artık bir şeyler yapması lazım. Son şampiyon Kvitova, ilk iki tur buldozer gibi giderken Jankovic'e olmayacak noktadan maç verdi, ki Jankovic berbat çimcidir. Radwanska da kötü sezonunun aksine çimde iyi oynadı. Kurası da açıldı. Kvitova ona çok ters geliyordu. Tablonun alt tarafının bana göre bir anda favorisi oldu. Sevdiğim oyunculardan Aga. Umarım bu fırsatı artık geri çevirmez ve finali görüp şu kötü sezonda moral bulabilir. (finalde ateş gibi yanan üst taraftan gelecek Williams'lar, Sharapova'lar karşısında öyle bir durumda şansı elbette çok az olacaktır)

Erkeklerde Nadal'ın şampiyonluk için tehdit olmadığı aşikar. O yüzden bana göre şampiyonluk favorilerinde sürpriz yok. Bir Kvitova elenmedi yani. Tablonun üst tarafında Djokovic, Tomic'ten sonra aynı tarz oyuncularla yoluna devam edecek. Bugün Anderson, çeyrekte büyük sürpriz olmazsa Cilic gelecek. Anderson zorluk çıkaramaz. Cilic de çok formda değil her ne kadar geçen sene Novak'ı geçen sene burada 5 sete götürse de. Djokovic için daha önce de dediğim gibi yarı final yolu çok açık. Tabii hakkını vermek lazım ki bu rahatlığı sağlayan kendisi. Hiçbir şekilde grand slam'lerde çeyrek finalden önce elenmeyeceğine inandırdı herkesi. Rakiplerde bile inanç falan bırakmadı makine.

Oranın altı biraz karışık. Wawrinka-Goffin ve Kyrgios-Gasquet eşleşmeleri var. Buradan lütfen Wawrinka-Kyrgios çıksın da tenise doyalım. Wawrinka zaten epey ağır basıyor ama Kyrgios-Gasquet maçı ortada. Gasquet'nin Wawa'yı tehdit edebileceğini hiç sanmam ama Kyrgios gelirse çok eğlenceli maç izleriz. İnşallah o gelir ama ne olacağına dair bir tahmin yapmak çok zor. Özellikle Kyrgios çok inişli çıkışlı bir oyuncu...

Tablonun alt tarafında Federer en rahat eşleşmeye sahip diyebiliriz. Bautista, çok çok iyi kura çekerek en kötü zemini çimde 4.tura geldi. Federer'in burada set kaybetmesi bile sürpriz olur. Zaten çok iyi olmasa da, iyi tenis oynuyor. Sürprize uğrayacak bir görüntü vermedi yani.

Federer'in rakibini belirleyecek Berdych-Simon maçı beş sete gideceğim diye bağırıyor. Simon maraton sever, Berdych de maç içi saçmalar. O yüzden bu maç her şeye açık. Berdych çok dominant gözükmedi. Simon da iyi çim sezonu geçirdi. Simon buradan sürpriz çıkartabilir, ki Federer de pusuda Simon için bekleyecektir. Berdych'e göre kesinlikle tercih edeceği bir rakip olur.

Murray ise turnuvanın en zor maçını oynayacak. Antrenman niteliğinde üç maç oynadı ki, bu maçı kazanması halinde çeyrek finalde de Troicki-Pospisil galibine karşı yine rahat bir maç onu bekleyecektir. O yüzden yarı finale kadar oynayacağı en zor maç olacak bu Karlovic'e karşı oynayacağı maç. Murray iyi returncü ve daha önce çimde de 4 sette mağlup etti Karlovic'i. Turnuvada iyi servislerle karşılaşmadığı için adapte olması zaman alabilir, set de bırakabilir tiebreak'te falan ama bir yerden sonra servisleri okuyup araya sıkıştıracağı iyi return'lerle maçı götürür gibi. Ama seyir zevki açısından set skorları yakın olacağı için iyi geçebilir bu maç, çekişme olabilir Karlovic'in iyi servis günü olursa. (sanki kötü servis attığı gün var da!)

Bir başka postta görüşmek üzere, tenisle kalın...