11 Şubat 2012 Cumartesi

Özetler

- Davis Cup'ın ilk günü müthiş heyecana sahne oldu, bol bol 5 setlik maç oldu. Ferrero Kukushkin'i, Melzer Kunitsyn'i, Haider-Mauer (Haydar) ise taze Rus Bogomolov'u yendi. Arjantin'de Nalbandian ve Monaco görece kolay iki galibiyet alarak Almanlara zekalarını sorgulattı toprak kort seçimi nedeniyle.

-İsviçre'ye ayrı bir madee açıp bir kez daha "yuh" demek istiyorum. Zemin hızlı toprak; Amerkan vatandaşları için hareket kolaylığı demek bu. Bari yavaş zemin olsaydı da ralliler uzasaydı, İsviçre avantajı ele geçirebilirdi ama onlarda da bir zihinsel faaliyet durgunluğu olmuş anlaşılan. Fish Wawrinka'yı 5 sette geçerken millet Wawrinka'ya saydırdı ama İsviçre takımındaki biraz daha onurlu duruşun yine ondan geleceğini kimse tahmin edemezdi. Isner Federer'i 4 sette geçti zira. Isner 5 setlik toprak maçlarını iyi oynuyor, bu artık tatışılmaz bir gerçek bana gçre. 2010'da da Djokovic Sırbistan'da elinden zor kurtulmuştu Isner'in. 2011 Roland Garros macerasını da herkes hatırlar. Orada Nadal'ın yaptığını yapıp Isner'i yormalıydı Federer ama olmadı işte. Bu arada oyunculuğundan beri sempati beslediğim Jim Courier'ı da ayrıca tebrik ediyorum.

- Arka arkaya turnuvalardan çekilen Kvitova'nın ayak bileği sakatmış meğersem. Fed Cup'ta oynamayan Azarenka'nın da sırtı sorunluymuş. Sharapova'da Paris'te çeyrekte Kerber'e elendi. AO yarı finalistlerinde sıkıntı var.

-Gonzo bıraktı. Sadece bırakma sürecini sindiremiyorum diyebilirim. 2010 yılında Roddick ile yaptığı maç aklımdadır hala, ondan sonra Şili'de deprem oldu, bu depreme gitti, ara verdi, soğudu, sakatlandı, daha çok soğudu, tekrar ara verdi.... Derken o kadar çok soğudu ki dönemedi tekrar. 2010'da ilk 10 seviyesinde olmaktan verdiği aralar sonucu emekliliğe gidiverdi. Böyle olmasaydı iyiydi.

-Monaco neredeyse 5 senye yaklaşan aradan sonra eskiden hep Gonzo'nun kazandığı Vina Del Mar'ı kazandı. Bu yıl Güney Amerika toprak sezonunu domine den isimlerden biri olacaktır bence. Zaten çok farklı kaybettiği Nadal maçının iki buçuk saati bulması da buna işaret. Toprakta formunu buldu, iyi oynuyor.

-Ferrer DavidFerrer87 olarak twitter'a geldi. Ve beklediğimden çok daha aktif kullanıyor. "Dopingimi aldım antremana gidiyorum" diye tweet bile atmış. Davis Cup'ta yok bildiğiniz gibi. Hatta Geçen yılın final kadrosundan kimse de yok zaten.

8 Şubat 2012 Çarşamba

Fransız Tipi Hazımsızlık

Son günlerde Fransız televizyonlarında dönen videolar malum, troll beslemiş olmamak için buraya aktarmıyorum, merak edenlere yorumlarda link verebilirim.

Videoların ana fikri "İspanyol sporcuların başarısı tesadüf değildir". Videonun iması "İspanyollar doping yapıyor". Videonun altındaki motivasyon ise "Fransızız ve senelerce itiştiğimiz komşularımız almış yürümüşken bizim hala nal topluyor olmamızı ve kültürümüze aşık olmamıza rağmen sporda başka kültürlerden medet ummamızı haz-me-de-mi-yo-ruz".

Varsayalım ki İspanyol sporcuların başarısının tesadüf olamayacağı savı doğru olsun. Yani 46 milyonluk İspanya hem futbolda, hem basketbolda hem de tenis, bisiklet benzeri bireysel sporlarda tesadüfen başarılı olamaz. E peki o zaman 7 milyonluk Sırbistan'ın (ki spora yatırım yapabilme konusunda imkan anlamında İspanya'dan kat be kat geridelerdir) basketbol, voleybol, hentbol, su topu, tenis gibi sporlarda başarılı olmasından da şüphelenmemiz gerekmez mi? Yani sevgili Fransız TV'leri neden olayı sadece İspanya ekseninde bırakırlar?

Sırbistan ve İspanya'yı Fransa'dan ayıran şey mentalite. Ona buna çamur atmayı bırakıp kendini geliştirmeye odaklananlar genelde başarılı olurlar. Fransa için söylenebilecek de bu olur ancak. Sonuçta bu iki ülkenin insanlarının desteksiz atmaktan daha önemli işleri var.

Ekleme: Dedim ve Gasol tivitledi;


Pau Gasol
We, the Spanish sportsmen, don´t win by chance.. it's true. Write down the keys of our succes: talent, effort, perseverance and humility
Retweeted by


Ben de aynısını dedim Pau, için rahat olsun.

7 Şubat 2012 Salı

Yaptıkları Yanına Kar Kal(a)mayanlar


Yine Liezel Huber ve yine olay...

Görüldüğü üzere Huber top iki kere sektikten sonra vuruyor, ralli devam ediyor ve puan Huber'in takımına gidiyor. Mirza ve Vesnina haklı olarak isyan ediyorlar. Olay 3. set tie-break'inde oluyor ve bu puanın Huber ekibine gitmesi maçın bitmesindense Huber/Reymond ekibine geri dönüş kapısı açıyor. Ama neyse ki bitmiş olması gereken maç sonunda yine Mirza/Vesnina ekibine gidiyor.

Huber'in savunması "Ben görmedim" şeklinde. Bununun dibinde seken topu nasıl göremediğini sorası geliyor insanın... Ama geçen seferki kadar net bir durum da yok; Petzscher'in üzerine çarpan topu hissetmeme şansı yok sonuçta. Belki Huber de gerçekten görmemiştir.

Yine de biri Raymond'u Huber'den kurtarsın istiyorum ben...