7 Ekim 2011 Cuma

Tişört ve Ter Meseleleri



Amacımız soyunan Rafa göstermek değil tabi. Burada daha ciddi işlerimiz var.

Bilindiği üzere Barcelona'lı futbolcular Nike tişörtlerinden rahatsız olmuşlar. Verilen bilgi 200 gram olan tişörtlerin ter çeke çeke 45 dakika sonunda 500 gram olduğu. Yukarıdaki videonun sonunda "sets lost: 0, shirts changed 24" diyor. Yani bu durumda Nadal set başına yaklaşık 2 kez tişört değiştiriyor. Ortalama set süresini 45 dakika kabul edersek:

-Nadal tipinde bir tenisçi 45 dakikada Barcelonalı bir fotbolcunun yaklaşık 2 katı kadar terliyor

-Tişörtün 500 grama ulaştığında değiştirildiğini varsayarsak Nadal 3 setlik bir maçta 1800 gramdan daha fazla terliyor

-Maç sonunda tarrtığımızda Nadal'da bir eksiklik bulmamamız için Rafa'nın maç içerisinde yaklaşık 4 küçük şişe su içmesi lazım (Bu nedenle şişeleri çifter çifter koyuyor olabilir)

-Maç içerisinde tişört değiştiremeyen bir Barcelonalı futbolcu terden kaynaklanan fazla yükü daha uzun süre sırtında taşıyor

2 Ekim 2011 Pazar

Olaylar Olaylar...

- Çalıştırıcılık piyasası hareketli. Oudin DeVilliers ile ayrılmış ve USTA'dan Gullikson ile çalışacakmış. Young bir küs bir barışık olduğu USTA'ya dönüş ve Mike Sell ile çalışacakmış. Sell Seles'in eski çalıştırıcısı. Jack sock ise US Open sonrası tekrar Mike Wolf'a dönmüş. O olmadan çiftlerde slam kazanmıştı. Dokic ise sabık babasına geri dönmüş. Bu bambaşka bir olay zaten. Dediğine göre babası çok değişmişmiş. Ben insanın 20'sinden sonra değişeceğine pek inanmam ya neyse, umarım yanılıyorumdur. Adam da WTA tarafından yasaklıymış, garip işler... Kim Clijsters Fisette ile ayrıldığını doğrulamış. Monfils ise sonbaharda Leconte ile çalışacakmış. İkiliye bakın, kafalara bakın... Na Li de "Kocamla çalışacağım, inşallah hakkımda hayırlısı olur..." demiş.

-Marat kardeşi Dinara'nın kariyerinin bittiğini söylemiş. Dinara bu yıl sonuna kadar oynamayacağını, sonrasının ise belirsiz olduğunu söylerken Marat kardeşinin daha fazla yıpranmadan tenisi bırakması ve normal insanlar gibi yaşaması istediğini söylemiş. Bırakmasına neden olan şey sırt ağrıları. İnsanı üzen şey ise Dinara'nın bu arayı vermeden önce tekrar maç kazanmaya başlamış olması.

-Bir başka sırt sakatlığı mağduru ise Kournikovaymış meğerse. 8 numaraya kadar çıkan ve bir dönem tenisinden ziyade görüntüsü ile ilgi gören, çiftlerde teklerdekinden daha başarılı olan Rus tenisçinin 21 yaşında tenisten kopmasının sebebi sırtının ayakkabısını bile bağlayamayacak kadar kötü olmasıymış.

-Wimbledon yönetimi USTA'ya nazire yaparcasına "1 nolu kortu da mı kapatsak acaba?" diyormuş.

-Bu hafta kimler yok kimler. Sharapova, Serena, Venus ve Soderling resmen yok.

-Oyuncu grevi ile ilgili beyanatların özeti; Courier:"Durumu abartmayın", Murray: "Yok, o kadar kötü de değil zaten durum."

-Federer ve Nadal Aralık'ta Latin Amerika'da. 5 Aralık Mexico City, Nadal-Ferrer maçı, Nadal'ın aracağı para 1 milyon dolar. Maç İspanya'nın oynayacağı finalden hemen bir gün sonra, bilet almaya değmez bir maç olacak kanaatindeyim. İçimizdeki Mexico City sakinlerine duyurayım. Federer ise biz dizi gösteri maçı için gelecek ve 2 milyon dolar alacakmış. Tarihi belli olmayan maçlarda Federer'in ekürisinin kim veya kimler olacağı da bilinmiyor.

Haftanın Şampiyonları

Tokyo'da kadınlarda haftanın tek turnuvasında gülen isim sürpriz şekilde Agnieszka Radwanska oldu. 3. turda Jankovic'e karşı oynadığı maçı izlemiştim. İlk seti berbat oynayarak 6-2 kaybettikten sonra biri gelip kulağıma Radwanska'nın bu turnuvayı şampiyon olarak bitireceğini söylese "iyi git bahis falan oyna o zaman, kafamı ağrıtma" diye kovardım. O Radwanska ikinci seti de geriden gelerek çevirdi ve maçı kazandı. Daha sonra da şampiyonluk yolunda Kanepi, Azarenka ve Zvonareva'yı yenerken tek set kaybetti, ki Tokyo'daki turnuva organizatörleri sağolsun, maçlar çeyrek finalden itibaren baya erken başladığı için bu maçların hiçbirini izleyemedim. Bu şampiyonlukla WTA Race'te ilk 10'a girdi Polonyalı ve İstanbul için şimdi ciddi bir şansı var.

ATP'de ise 2 ufak turnuva vardı Bangkok ve Kuala Lumpur'da. Bangkok'daki turnuvada Amerikalı Donald Young kariyerinin ilk ATP finaline çıktı. Ağustos ayında Washington'da ilk yarı finalini görmüş, yine aynı ay içinde Amerika Açık'ta 4. tura kadar giderek en iyi grand slam derecesini de gerçekleştirmişti. Sezonun geri kalan kısmında bir şey yapamasa bile hali hazırda onun için çok pozitif bir sezondu. Finalde ise Murray ile karşılaştı ve sadece 2 oyun alabildi. Bu kadar ağır hezimetle sonuçlanan 2 final hatırlıyorum son yıllarda. 2008'de Chennai finalinde Nadal'ı 6-1/6-0 ile geçmişti Youzhny. Bir de Nadal 2010 Monte Carlo finalinde Verdasco'yu 6-0/6-1 ile mağlup etmişti. Nadal dengesizliği deniyor buna fizikte.

Kuala Lumpur'daki finalin bitmesiyle bütün dünya rahatladı. Evet, sonunda Janko Tipsarevic şampiyon oldu!11!! Son 3 yılda 4 final kaybetmişti ki bunların hemen hemen hepsinde saçma sapan mental çöküntüler yaşamıştı. Özellikle bu yıl Eastbourne'de kaybettiği finali son sette 5-3 gerideyken falan bırakması çocuk yaş grubundaki turnuvalarda görülecek bir şeydir. Bu kez de zorlandı aslında Baghdatis karşısında. Önde olduğu ikinci seti vermek için çok zorladı ama sonunda 6-4/7-5 ile bitirdi maçı. Bu sonuç Tipsarevic'in ilk 8 şanslarını diri tuttu. Yoğun bir takvimi var Tipsa'nın, enerjisi tükenmezse oraları zorlar ama o spotu alması çok kolay görünmüyor.