13 Kasım 2010 Cumartesi

Foto: Nadal Sogumus

Uzakdogu sezonundan sonra Nadal epey sogumus anlasilan.

Kel basa ponponlu bere

Biz burada pastirma yazi yasiyoruz, Londra'ya gitmeyen tenisciler sahillerdeler, bu zavallilar Ingiltere ayazinda cile cekiyorlar.

Bali daha iyiydi bence..

Art of Tennis







"Fan Favourite"

http://www.atpworldtour.com/Fans/Fan-Favorite/Fan-Favourite-Voting.aspx

Gelenekselleşmiş oylama başlamış ATP'nin resmi sitesinde. Her sene seyirciler tarafından seçilen "hangi oyuncu daha çok seviliyor?" yarışması. Çoğu kişi seneyi en iyi geçiren oyuncu için değil de, en sevdiği oyuncu için veriyor oyunu tabii. Benim oyum belli (kirpi'nin de :)) ama sonuç olarak Federer'in çıkacağını tahmin ediyorum her zaman olduğu gibi.

Çağla, Pemra ve İpek

İki sporcumuz da bu hafta ITF turnuvalarında mücadele ediyorlar. Pemra, 10 bin dolar ödüllü turnuvada Antalya'da oynuyordu. İlk 3 maçını kazandıktan sonra yarı finalde kaybetti Pemra. Turnuvanın 1 numaralı seribaşısıydı. Kötü geçen yılı kötü bitiyor maalesef. Öte yanda Çağla 25 bin dolar ödüllü turnuvada Esperance'de (Avustralya) 4 numaralı seribaşı olarak finale çıkma başarısını gösterdi. Bu sene 2 tane 25 bin dolarlık turnuva kazanmıştı. Finalde Sacha Jones ile oynayacak. Kazanabileceği bir maç. Rakibinden daha üst sırada yer alıyor sıralamada. Bu maçı kazansa da kazanmasa da Çağla'nın ocak ayında Avustralya Açık elemelerinde mücadele edeceğini söyleyelim. Amerika Açık'tan sonra ikinci tecrübesi olacak. Bu sefer daha iyisini bekliyoruz Çağla'dan orada. Tabii önce şu final maçı...

Son bir haber İpek Şenoğlu'ndan. Almanya'da geçen hafta 50 bin dolar ödüllü turnuvada yarı finalde elenmişti. O turnuvadan sonra sezonu kapattı İpek. 2 haftalık tatilden sonra çalışmalarına başlayacak yeni sezon için. Avustralya Açık'ta ana tablo yapabilmesi için iyi ranking'li bir partnere ihtiyacı olduğunu belirtelim.

12 Kasım 2010 Cuma

Video: Nadal Servisi Evrimi


Nadal's Serve Analysis by Patrick Mouratoglou
Yükleyen Mouratoglouta. - DiÄ�er spor ve ekstrem spor videolarına göz at.

WTF Ekibi Belirlendi

Bugun Ferrer Melzer'e yenilmesine ragmen finali garantilemis oldu. Ferrer ile birlikte macini kazanan Roddick de garantiledi. Verdasco Monfils'e iyi direnmesine ragmen kaybederek Londra'ya veda etti. Son pismanlik neye yarar?

Hani su bu yil Londra'yi garantileyen oyuncularin tenis toplariyla boyadigi tablolar var ya... Soylenilenlere gore onlardan depoda 4 tane daha varmis. Tahminler bunlarin Ferru, Berdych, Roddick ve Versadco'ya ait oldugu yonunde. Verdasco'nunki bosa gitmis oldu. Seneye daha cok calisir, sezon sonunda kendini salmaz artik...

11 Kasım 2010 Perşembe

Kısa Kısa...

Şöyle bir haber turu yapalım kısaca.

- Federer hakkında 2-3 hafta önce bahis suçlamaları çıkmıştı. Tam suçlama da demeyelim aslında. Menajerinin yaptığı bir bahis hakkında ona bilgi vermesi falan söz konusuydu. O zaman bunu yalanlamıştı, dün Paris'te daha detaylı konuşmuş. 2006, 2007 ve 2008 Fransa Açık finallerinde Federer'e bahis oynayıp hepsinde kaybeden kişinin menajeri değil şirketin sahibi olduğunu söylemiş. Bu işlere hem şahsi hem de ekibi olarak asla bulaşmadığını söylemiş. Bahisi oynayan Ted Forstmann da sadece Federer'i arayıp iyi şanslar diledim, herhangi ciddi bir şey konuşmadık demiş. Arkadaşı olduğunu da belirtmiş ayrıca Federer'in. Zaten söz konusu meblaların toplamı 50 bin euro'yu bulmuyor. Bu işi ciddiye alıp Federer'den şüphelenmek saçma.

- Nadal basın toplantısında iyi olduğunu söylemiş. Doktoru ona oynarsa sakatlığının kötüye gidebileceğini söylemiş ve bu yüzden Paris'ten çekilmiş. Ayrıca Londra hakkında oldukça iddialı konuşmuş. Özel bir motivasyona sahip olduğunu (geçen sene 3 maçta set dahi alamamasından sonra), her şeyini vereceğini, o kortta iyi oynayabileceğini, geçen seneki imajı değiştirmek istediğini ve kazanmayı deneyeceğini ifade etmiş. Ayrıca seneye de bu senekine benzer bir program uygulayacağını söylemiş. Az oynayınca zirvede kalmak mümkün değil, çok oynayınca sakatlanıyorsunuz diyerek bir orta yol bulmak gerektiğini söylemiş. Bence seneye Tokyo'yu çıkartıp yerine yeni takvimde oynanabilecek bir haftaya denk gelen Barcelona'yı koyup aynı takvimle devam edebilir.

- Federer klasik konulardan birini daha gündeme getirmiş. Off-season'un 4 hafta olması yetersiz, en azından 6 hafta olmalı demiş. Diğer oyunculardan destek falan filan gelmiş. Bildiğimiz muhabbetler, yorum yapacak bir şey yok. Kısaca adam haklı beyler...

- 1 grand slam şampiyonluğu bulunan Çek raket Martin Damm 38 yaşında tenisi bıraktığını açıklamış. Burası pek önemli sayılmaz tabii ama bırakırken Amerikalıların yeni umudu Ryan Harrison'ı çalıştıracağını söylemiş. Nasıl bir etki bırakacak genç raket üstünde, seneye net bir şekilde görebiliriz.

- Bu sene harika çıkış yakalayan 90'lı Berankis ile 91'li Dimitrov son 2 hafta üst üste 2 Almanya challenger'ında oynadılar. İkisi de bu iki turnuvadan önce ilk 100'ün çok yakınındaydılar ve ben bu turnuvalarla birlikte ikisinin de ilk 100'e girebileceğini düşünüyordum. Özellikle Dimitrov'dan neredeyse emindim. Lakin Berankis 2 hafta üst üste ilk setini kazandığı maçları kaybederek ilk turda veda ederken, Dimitrov ise ilk hafta ilk turda 10'un üzerinde çift hata yaptığı maçı kaybederken bu hafta da Aachen'de maç için servis attığı karşılaşmayı son yılın şampiyonu Rajeev Ram'a kaybetti. Hayal kırıklığı oldu benim için. İkisi de birkaç ay sonra Avustralya Açık elemelerinde ter dökmek zorunda kalacaklar diyebiliriz. Bundan sonra takvimleri boş gözüküyor bu sezon için zira.

- Son olarak WTA oyuncular konseyine temsilci olarak seçilen Wozniacki'ye "daha yaşın başın kaç, senden büyük ablaların var" diyorum. Veya demiyorum, boşver. Kıza zaten çok yüklendik geçen gün Barça forması için, bu sefer takılmayacağım. Hayırlı olsun.

Not: Kısa kısa dedik ama baya uzun oldu, neyse.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Londra Direnci

Londra adayi oyuncular direnislerini surduruyorlar. Bugun Roddick de Nieminen'i 61-64 ile gecerek devam edenler kervanina katildi ama asil heyecan Fognini-Ferrer macindaydi.

Ferrer malum Pazar gunu Valencia'yi kazandi. Yorgun ve bu hafta burada cok da iyi oynamasini beklemiyoruz. Ama Ferru Ferru'dur ve kotu hali bile felaket degildir. Nitekim bugun de felaket sayilmazdi ama Fognini ayda yilda bir olabilecegi kadar iyiydi diyebilirim. Ve sansliydi da.

Macta skorun 63-01 Fognini lehine oldugunu ve o esnada Fognini'nin servis attigini gorunce merakla maci izlemeye basladim. Izlemeye basladiktan hemen sonra Ferrer servis kirinca servis kirmalarda durum esitlendi ikinci sette. Yorumlardan gorulen Ferrer'in ilk sette oldukca fazla basit hata yaptigiydi. Bunun etkisiyle midir bilmem benim izledigim bolumde David Fognini'yi defansa zorlasa bile bir turlu bitirici vuruslari yapamiyor, su veya bu sekilde avantaji Fognini'ye kaptiriyor ve puanlari noktalayamiyordu. Sanssizdi bir de Ferrer; Fognini'nin zor pozisyonlarda yaptigi "ya kismet" tipinde vuruslar bile gidip cizgileri buluyordu. Bulmadigi soylendiginde bile Fognini itiraz ediyor ve itirazlarinin yarisinda hakli cikiyordu. Mac boyunca itiraz edip durdu zaten. Ferrer ikinci setin 10. oyununda servis kirinca setlere 1-1 esitlik geldi. Ikinci setten once Fognini uf olan parmagi icin saglik molasi aldi. Ikinci sete de cok kotu basladi; 2. oyunda 0-40 geriye dustuyse de aslan Ferru ust uste 3 servis kirma puaninin birinden bile faydalanamadi. Bunda Fognini'nin iyi servislerinin de payi oldu tabi. Sonra setin sonlarina dogru 15-40 geriye dusen Ferrer honkure haykira geri dondu ve kendi oyununu aldi. 12. oyunda 2 mac puani yakaladi Ferrer ama eninde sonunda tie-break geldi. Ferru daha ilk oyunda mini-break verse de Fognini'nin de yeri geldiginde yaptigi yardimlarla 3 mini-break bularak maci tamamladi. Fognini ise benim "hay senin itirazlarina" dusuncelerim esliginde mac puaninda da challenge hakkini kullaniyordu.

Ferrer mac sonunda kamerayi imzalarken dusunceli gorunuyordu. Sanirim puan hesabi yapiyordu. Peki bu maci kazaninca ne oldu? Cevap: hic bir sey... Ferrer hala Roddick'in kendisini gecmesi ve Melzer'in kupa almasi veya Verdasco'nun finali gormesi durumunda gidemiyor. Cunku ala ala 90 puan aldi ve kendini garantilemesi icin yari finale gitmesi lazim. Peki bir sonraki turda karsilasacagi isim kim? Melzer... Hani rakiplerinden biri olan Melzer. Bu maci kaybetmesi olasi; hele bugunku gergin ve yorucu mactan sonra. Ama oldu da Melzer pes etti, "Ben kupayi alamam" dedi ve yenildi, ceyrek finalde Federer var. 1 numarayi geri almak isteyen Federer hani. Hadi oldu da Federer'i de yendi diyelim. Olasi yari final rakibi Verdasco. Zaten Melzer'i yener ve Verdasco da yari final oncesi elenirse Ferrer Londra'da demektir. Tabi denklemin bir baska bilinmeyeni Roddick'in durumuna da bakmak lazim. Roddick kendi ceyregindeki tek aday Youzhny sakatlanip cekilince iyice rahatladi.

Herkesin asla slam kazanamayacagini hissettigi halde sevdigi bazi oyuncular vardir. Ferrer de benim icin boyle bir isim. O nedenle bugun kendimi biraz gecen sezonun sonunda Trabzonspor'un maca asilmasina bozulan Fenerbahce taraftari gibi hissettim Fognini'nin bugunku oyununu gorunce. Tamamen mantiksiz ve sacma tabi. Ama Londra'ya gitsin istedigim adam gecen hafta zaten yorulmustu ve giderek daha da cok heder oluyordu. Puan durumu boyleyken, yani Ferrer kendini ne kadar parcalasa da isi buyuk oranda rakiplerine kalmisken bugunku maca luzumsuz bir sekilde mi asildi? Yani "Melzer kupayi alamaz, Verdasco da surekli kaybediyor zaten" diyerek kenara cekilse daha mi iyiydi? Sonucta kendini garantileyebilecegi kadar puani almasi imkansiz gibi bir sey bu turnuvada. Biraz anlamsiz bir mucadele gibi geldi.

Ama biz Ferrer'i severiz, verdigi mucadeleden oturu...

9 Kasım 2010 Salı

Foto: Avustralya Acik On Hazirliklari


Saclar?.. Tamam...

Son Dakika Didinmeleri

Bonus olarak gordugumuz iki oyuncu Verdasco ve Berdych bugun haftalardir yapmadiklari bir sey yaptilar. Evet; mac kazandilar.

Verdasco'nun Londra'ya gidebilmesi icin bu turnuvada epey ilerlemesi lazim. Berdych'in isi ise daha kolay. Berdych ikiliden bugun daha rahat kazanan taraf oldu. 63-61 ile gecti Serra'yi. Serra kolay rakip gerci ama Berdych'in durumu da malum.

Verdasco ise Clement'i 3 sette gecti. Clement'i daha guclu bir rakip ama ben yine de Verdasco'yu gidici goruyorum. Gecen sene de bileti Rafa ayarlamisti sayilir zaten Tsonga'yi burada yenerek.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Ve Taylor Dent Bırakır...

Uzun bir sakatlığın ardından 1.5-2 yıl önce kadar tenise geri dönen ve tekrar ilk 100'e girmeyi başaran, 2009 Amerika Açık 2. turunda Ivan Navarro ile efsanevi bir maç oynayarak kazanan, gayreti ve çabasıyla bütün tenisseverlerin takdirini toplayan Dent tenisi bıraktığını açıkladı biraz önce. Bu sezon her ne kadar ilk 100 civarında dolaşacak sonuçları almayı başardıysa da oyun olarak tur seviyesinin altındaydı. Herkesin baseline'dan iyi oynadığı yeni oyunda Dent bu anlamda çok zayıf kalıyordu. Servis vole kombinasyonu çalıştığında çok etkili oluyordu ama bunun dışında bir silahı yoktu. Ayrıca kilo sorunları da vardı. Bu konu hakkında gerçekten çok gayret ettiğini ama nedense bir türlü vücut olarak fit olamadığını söylüyordu.
Açıkçası oyun için özel bir isim olsa da özellikle bu yılın sonlarında oynadığı tenis gerçekten kötüydü. Eğer bu sene bırakmasa seneye daha kötü durumlara düşebilirdi. Yine de 29 yaş emeklilik için erken sayılır. Artık resimdeki eşi ve çocuğuyla daha fazla vakit geçirme zamanı onun için...

Fed Cup: Şampiyon İtalya


İtalya, ABD önünde 3-1 kazanarak üst üste 2. kez şampiyon oldu. İkinci güne 2-0 ile girmişti İtalya. Dün ilk maçta Oudin harika oynadı ve Schiavone'yi 6-3 6-1'le geçti. Arkadan Vandeweghe-Pennetta başladı. Vandeweghe servis kırdı ilk oyunda ve sonra kendi servisinde 40-0'dı. Saat geç olunca kapatıp yattım. Sabah kalktım ve Pennetta'nın 6-1 6-2 kazandığını gördüm. Vandeweghe ilk maçta berbattı. İkinci maçta da öyle olmuş olmalı. Neden bir Vania King kadroya alınmaz, anlamak güç. Bu sene Birmingham'da final oynayan Alison Riske bile daha iyi bir tercih olabilirdi.

İtalya en komple ve rekabetçi takım olarak üst üste 2. kez çok rahat kazandı. Eğer seneye tam takım Belçika ve ABD olmazsa yine rakipleri yok ortada.

Kadınlarda sezon böylece resmi olarak tamamlanmış oldu. Erkeklerde ise son haftalara geldik. Ne de çabuk geçti...

"Napak Kanka İnanak Mı?"



Video: "Bir Suru Federer Goruyorum!"

7 Kasım 2010 Pazar

Basel'de Bu Sefer Federer

2006, 2007 ve 2008 yıllarında burada 3 kez arka arkaya kazanan Federer, tacını geçen yıl Djokovic'e bırakmıştı finalde kaybederek. Bu sene geçen seneki finalin tekrarı oldu. Maç geçen sene olduğu gibi yine 3 sete gitti ama bu sefer kazanan Federer oldu.

Hafta başından beri bu turnuvanın kendisi için çok önemli olduğunu ve turnuvayı kendi evinde olduğu için çok ciddiye aldığını söylüyordu Federer. Hatta maç sonu röportajında son sette 5-1 önde olduğunda, maçı kazanacağını anladığında gözlerinden neredeyse yaşlar geldiğini söylemiş, Fransa Açık'taki şampiyonluğunda yaşadığı benzer hisleri yaşamış ki, Federer'in bu turnuvayı bu kadar da fazla ciddiye almasını beklemezdim açıkçası. Çok motive olduğu her halinden belliydi ama bu kadarını da kesinlikle tahmin etmiyordum. Geçen sene burada aldığı mağlubiyeti fena kafaya takmış olsa gerek.

Djokovic turnuva başından beri Asya'daki oyunundan uzaktı. Yine çok iyiydi, ama 1 ay önceki kadar değildi. Nieminen ve Troicki karşısında 2 sette kazanmasına rağmen ciddi şekilde zorlandı. Öte yanda Federer çok rahat bir şekilde geldi. Maça iyi başlayan taraf Federer'di. Henüz ilk oyunda 2 servis kırma puanı yakaladı ama bunları değerlendiremedi. Sonraki oyunda 2 servis kırma puanı kaçıran Djokovic oldu. 1-1'de servisi kıran Federer 5-4'e kadar seti rahat şekilde getirdikten sonra set için servis atarken 30-40 geriye düştü ama servisini kırmasına izin vermedi Djokovic'in ve seti 6-4 ile kapattı. İkinci setin başında bolca basit hata yapan bir Federer ve çok iyi oynayan bir Djokovic vardı. Bu sette ilk 12 puanın 11'ini kazandı Sırp raket ve 3-0 öne fırladı. 5-2'ye kadar da zorlanmadan getirdi oyunu. 5-2'de Federer servisinde set puanı kaçırdıktan sonra 5-3'te set için servis atarken aynı Federer'in ilk sette set için servis atarken 30-40 geriye düşüşü gibi o da 30-40 geriye düştü. Ancak o da Federer gibi oyunu çevirmesini bilip seti 6-3 ile hanesine yazdırdı. Son set ise baştan sona Federer fırtanası idi. Genelde son setleri çok iyi oynayamayan bir Federer görüntüsüne alışığızdır ama bu maç tam aksine en iyi oyununu son sette oynadı. Öte yanda çok kötü bir final seti oynayan Djokovic'i de göz ardı etmemek lazım tabii. 1-1'den sonra üst üste 5 oyun alan Federer seti 6-1, maçı da 2-1 kazandı.

Federer servis olarak çok çok iyi bir gününde değildi. Karşısında da standartlarının üzerinde servis atan bir Djokovic vardı. Buna rağmen Federer'in galibiyeti, oyun içinde ne kadar üstün olduğunun göstergesi. Uzun rallilerin çoğunda ayakta kalan taraf o oldu. İki kanatta da az basit hatayla oynadı ve çoğu zaman fileye doğru zamanda gelerek Djokovic'e fazla passing shot şansı tanımadı. Djokovic ise Amerika Açık'taki cesaretli vuruşlarına devam etmek istiyor gibi çoğu zaman çizgileri zorladı ama biraz abarttı. Atağa geçiş vuruşlarında çok fazla top kaçırdı ve bu tamamen mükemmel vuruşu yapma isteğinden kaynaklı. Bir daha Amerika Açık'taki yarı finaldeki gibi bir son seti Federer'e karşı oynamasının çok zor olduğunun farkına varıp Federer'e karşı bazı şeyleri değiştirmesi gerekiyor zira 2 maçtır oynadığı oyun Federer'i yenemedi. Oyun stili olarak Djokovic uzun rallilere daha müsait ve daha az basit hata yapan bir oyuncuyken, maç içinde tam tersi bir görüntü oluşuyor. Özellikle Federer'in backhand'ine derin top gönderme hastalığı basit hataların başlıca sebebi. Kısacası taktik değişiklik lazım Djokovic için.

Kendisi için çok önemli olan bu turnuvayı kazanması önemli Federer için. 200 puan ekledi bu şampiyonlukla puan hanesine. Haftaya geçen sene ilk maçında kaybettiği Paris'te üstüne daha da puanlar koyabilir ama ben çok ileri gitmesini beklemiyorum Federer'in Paris'te. Zira 2 hafta sonra Sezon Sonu Şampiyonası var ve bu Paris'ten çok daha önemli.

Valencia'da Kupa Valencia Sakinine Gitti


Aslinda Basel'de de Basel sakinine gitti ama ayni anda baslayan maclardan ben Ferrer - Granollers macini tercih ettim, Russell ise Federer - Djokovic macini. Ben izledigimi anlatirim, gerisi ona kalir...:)

Fotograftan da anlasilacagi uzere gordugum en komik kupalardan biri David Ferrer'in oldu. Mac zevkli sayilirdi, hem geri cizgide hem de filede guzel puanlar oynandi. Ilk set oldukca cekismeliydi; hatta 40. dakikada daha 6. oyun oynaniyordu ve o ana dek servis kiran yoktu. Ferrer 8. oyunda servis kirdi ancak set icin servis atmayi beceremeyince durum 5-5 oldu. Fakat Granollers bir kez daha servis kirdirinca seti kaybetti. Ikinci sette ise daha setin basinda servis kiran Ferrer avantajini korumayi bu kez basarinca maci da 75-63 ile kazanmis oldu.

Mactan aklimda kalanlar ilk setin baslarinin biraz daha geri cizgide gectigi ancak daha sonra Granollers'in surekli 3. vurusta fileye gelmesiydi. Yoruldu sanirim. Zira Marcel fileye gelmeye baslayinca mac da hizlandi. Granollers ciftler tecrubesini filede konusturduysa da Ferrer'in de eli geri cizgide armut toplamiyor sonucta. Passing shot ile bitirdigi pek cok puan oldu. Ayrica bugun Ferrer file onunde de oldukca basariliydi. Bu iki nokta bugun Granollers'e oynadigi kumari kaybettiren hususlar oldu. Bunlarin disinda ilk servis yuzdesi cok kotuydu; mac genelinde %57. Bir de ayak hareketlerindeki dengesizlik ve tutukluk dikkatimi cekti.

Bu mac sonunda Ferrer yeni 6 numaramiz oldu. Butun sezonu Ferrer asagi Ferrer yukari konusarak gecirdim. Ferrer topu topu 2 kupa kazandi, Grand Slam turnuvalarinin hic birinde ceyrek final goremedi ama yil icindeki istikrarin da bir karsiligi varmis demek. Bu turnuvadan aldigi puanlarla son haftalarin bonuslari Berdych ve Verdasco'yu geride birakacak. Bir de ilk kez ic mekanda kupa kazanmis sanirim. Zaten kazaninca da slam kazanmis gibi pek bir sevindi.



Birer kupa da Murray biraderlere verildi Valencia'da. Andy Murray kardesi taze damat Jamie Murray ile birlikte Bhupathi - Mirnyi ikilisini finalde maglup etti ve kardesiyle birlikte birer komik kupa da onlar kazandi. Bu ikili yari finalde Lopez-Marrero ikilisini yendiler. Marc Lopez Nadal ile yakaladigi cikisi Marrero ile devam ettiriyor gibi. Bu yari final sonucu ile ciftlerde ilk 20'ye giriyor. Nerden nereye...

Bali Ana'ya


Ana Ivanovic Kleybanova'ti 62-76'lik rahat sayilabilecek bir skorla gecerek Bali'de sampiyonlugu aldi. Boylelikle yanilmiyorsam ilk 20'ye de dondu. Gecen sene sezon sonunda cok kotuydu, bu sene tam aksine beklenmedik derecede iyi oynadi. Ama yine de 2011 icin heyecanlanamiyorum ben kendisi adina. Yakin donemde calistiricisi ile de yollarini ayirmisti zaten. Yoluna kiminle devam edecegi onemli.

Ote yandan bugun bir de ucunculuk maci oynandi Bali'de ve Date Krumm Hantuchova'yi 75'lik setlerle gecti. Yalniz tabloya bakildiginda ucuncuye ayri bir puan odulu gozukmuyor. E o zaman bu mac niye oynandi? Yazik degil mi yil boyu heder olan oyunculara? Tabi ki her sey puan icin olmamali ama oyuncular tatil hasreti cekerken biraz tuhaf olmus.

Ekleme: 3.ye fazladan 10.000$ ve 15 puan veriyorlarmis bir forumda yazdigina gore. Ama web sitesinden dogruluyamadim. Ayrica 15 puan ne ya, cocuk mu kandiriyorsunuz?

(Foto: yahoo sports)