18 Ağustos 2011 Perşembe

Üç Buçuk Saatlik Izdırap

Hem oynayanlar için, hem izleyenler için.

Rafa-Verdasco maçı kötü başladı, kötü devam etti ve kötü bitti. Şimdi siz highlight görüntülerine bakar ve "E ne güzel puanlar olmuş işte?" diyebilirsiniz ama 3,5 saatlik maçtan da o kadar puan çıkıversin bizahmet.

İki tarafında bitirme konusunda beceriksiz olduğu, ağır geçen, yavan ve istikrardan yoksun bir maçtı. Maç 11:00-14:30 arasında oynandı ki değil tenis oynamak, dışarı çıkmak için bile en kötü saatler. Verdasco servis kırdırdıktan sonraki hemen oyunu almak konusunda tam bir faciayken, Nadal file önü tercihleri ve bitirme vuruşlarında kötüydü. Yanlış file önü tercihi yüzünden kaç passing shot yedi sayamadım bile. En iyi olduğu konu şaşılacak biçimde başını beladan kurtarmak için attığı servisleriydi.

Nadal dün oynadığı ve bugün oynadığı maçlara sağ elindeki iki kocaman bandajla oynadı. Kendisi "Bir kaç gün önce oldu" demiş, bandaj ilk olarak çiftler maçından önce görünüyor elinde. Sebep? Sıcak tabağa dokunmak....

3,5 saatlik ızdırap sonunda Fish ile oynayıp kaybetme hakkı kazanan Rafa sevindirik olurken, Verdasco....


... tam bir at hırsızı gibi tepki vermiş. :S


Ferrer 5 Numara

Aylardır olmasını beklediğimiz şey oldu ve Ferrer nihayet ilk 5'e girdi.

Bu sezon tenisçiler genel olarak istikrarsız olduğundan Ferrer o turnuvadan 500, bu turnuvadan 600 toplaya toplaya 5 numaraya kadar çıktı. Genelde ilk 5'teki oyuncularda bir slam finali olsun, bir masters kupası olsun böyle büyük puanlar görmeye alışığız ama bu sene ilk 10'un hali bu anlamda içler acısı. Tabi bunda yılın tüm önemli kupalarının 2 isim arasında paylaşılmış olmasının da rolü büyük.

Ferrer geçen sene aldığı puanları korurken bu turnuvaya da katılmayan Söderling US Open için hazır olacağını söylemiş. Aslında seri başı olma anlamında 5 numara olmak ile 6 numara olmak arasında hiç fark yok ama olsun. İlk beş ilk beştir.

Video: Dimitrov'dan Harika Return

16 Ağustos 2011 Salı

Video: Roddick İş Başında

İşte bir alt postta bahsettiğimiz olay. Hemen düşmüş youtube'a. Teknoloji öyle böyle gelişmedi.

Cincinnati'den Pazartesi Raporu

Erkeklerin ve kadınların karışık olarak oynadığı ender turnuvalardan biri olan Cincinnati'de ilk gün bu sabaha karşı oynanan Roddick-Kohlschreiber maçıyla sona erdi. Sürprizler var, haberler var, yola sağlam adımlarla devam eden favoriler de var...

Kadınlarda bugün çok daha fazla maç oynandı. Önce onlara bir bakalım. Dün elemelerden gelen Kimiko Date-Krumm, bugün Makarova ile ilk tur maçını oynayacaktı ama sakatlanınca yerine LL olarak Martinez Sanchez geldi. Makarova onu 2 sette geçmeyi başardı. Arvidsson ise 0-6/0-3 geri düştüğü maçta Niculescu'yu 3 sette geçmeyi başardı ikinci seti tiebreak ile aldıktan sonra.

Wildcard'lı Amerikalılardan McHale, Pironkova'yı geçerken; Sloane Stephens, Errani'ye kaybetti. Bir başka wildcard'lı Polona Hercog ise elemelerden gelen Rodionova'ya karşı oyun bile alamadı. Daha geçen ay toprakta çok iyi form tutmuştu. Sert korta geçişi zor olabilir falan ama Rodionova'dan oyun bile alamamak? Ivanovic, Petkovic ve Kuznetsova bugün korta çıkan önemli seribaşılar ise yollarına devam ettiler. Sezonun flaş isimlerinden Goerges ise elemelerden gelen Zheng'e üç sette elendi. Peer ise ilk setini aldıktan sonra ikinci sette de 5-0 öne geçtiği maçı az daha Lisicki'ye kaptıracaktı. 6 oyun üst üste kaybeden Peer toparladı ve tiebreak ile maçı bitirmeyi başardı.

Erkeklerde bizi en yakından ilgilendiren maç Marsel-Dimitrov maçıydı tabii ki ve Marsel maalesef set alamadan kaybetti. Bugün elenen tek seribaşı Troicki. Fognini'ye kaybetti. Elenen tek seribaşı dedik ama zaten topu topu 2 tane seribaşı korta çıktı erkeklerde. Diğeri Richard Gasquet idi. O, Dolgopolov'u 2 sette geçmeyi başardı.

Wildcard ile ana tabloda yerini alan Harrison, Chela'yı rahat geçti. Maçın büyük bölümünü izledim. İlk sette erken servis kırdıran Chela sakatlık molası oldu, sanırım omzunda bir problem vardı ki zaten performansı da belli ediyordu bunu. Harrison sadece sabırlı olarak, geriden iyi savunma yaparak kazandı. İkinci turda Djokovic ile oynayacak. 5-6 oyun alabilse bari.

Günün geri dönüşleri Monaco ve Lopez'den geldi. Monaco ilk seti kaybettiği maçta Haas'ı; Feli ise ilk seti kaybettiği maçta Ferrero'yu yendi. Bogomolov, Verdasco ve Nalbandian günün diğer kazanan favori isimleri oldular.

Günün maçı tabii Roddick ile Kohlschreiber arasındaydı. Geçen sene burada yarı final oynayan Roddick, uzun süreden beri ortalarda yok ama bunu da artık ne yapar eder kazanır diyordum. Çok yakın geçen ilk sette iki oyuncu da iyi tenis oynuyordu ve keyif veriyordu. Tiebreak'i kazanan Roddick oldu. Bundan sonra vitesi yükselten Roddick servis de kırarak ikinci sette 4-2 öne geçti ama buna rağmen maçı kaybetmeyi başardı. Arka arkaya oyunlar alan Kohlschreiber 5-4 öne geçti ve burada Roddick servisinde 2 set puanı da buldu. Roddick bunları kurtardı ama Kohlschreiber 6-5'te yakaladığı şansı affetmedi ve setleri dengeledi. Roddick'in klasik hakem takışması da durur mu? Yapıştırdı cevabı. Son sete servisine tutunarak başladı Kohlschreiber. Roddick servisinde de 30-40'ta servis kırma puanı yakaladı. 30-30'da kaybettiği puana sinirlenen Roddick topa öyle bir abandı ki, top stadyumun dışına uçtu. Normalde topa vurmaya ilk önce bir uyarı verilir ama top direkt olarak stadyumun dışına gittiği için direkt puan cezası aldı Roddick ve servisini kırdırmış oldu. 10 dakika vir vir vir konuştu hakemle ve maçtan koptu tabii. 5-0 gerideyken servisine tutundu da bagel olmadı, 6-1 ile bitti. Bu sonuçla birlikte Roddick 2001 yılının Ağustos ayından sonra ilk kez, yani tam 10 yıl aradan sonra, ilk 20'nin dışına çıkmış oldu.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Montreal: Şampiyon Djokovic


Djokovic def. Fish 6-2 3-6 6-4

14 Ağustos 2011 Pazar

Foto: "Hayalimdeki Kapak Başlığı Bu Değildi"

Eminim başlığı görünce Nadal'ın yüzünde güller açmıştır :)

Rogers Cup: Finaller

Erkeklerde final Djokoivc-Mardy Fish olarak gelişti.

Djokovic vasat oynayarak başladığı haftaya iyi oynayarak devam etti ve finale kadar geldi. Yarı final maçında Tsonga ilk seti kaybettikten sonra ikinci sette 3-0 gerideyken kolundaki rahatsızlık nedeni ile maçtan çekilmiş. Seyirci yuhalamış. Ne Tsonga böyle zırt pırt maç bırakan bir adam, ne de Novak sakat sakat maça devam edecek biri. Her iki oyuncu da gerkenin yapıldığını düşürken seyircinin tepkisi ayıp olmuş biraz. Gerçi onlar da haklı bir yerde. Hafta boyunca tam "Ne umduk, ne bulduk?" temalı maçlar izlediler. Tsonga'yı da kem gözlerim sakatladı herhalde. Ferrer'in sakatlıktan döndüğü hafta çeyreğinde bu ara epey formda olan Tsonga'nın olmasına feci bozulmuştum. Derken Tsonga'nın kendisi bozuldu. Şanssızlık. Djokovic'in rakibi ise Fish oldu. İyi ki de Fish oldu zira Fish olmasa Tipsarevic olacak ve biz çok daha zevksiz bir final izleyecektik. Ancak dağınık kafalı insan Tipsarevic dağılma hakkını bir maç erken kullanınca yarı finalde elenmiş oldu. Monoton bir maçtı, toplam 4 servis kırma oldu yanılmıyorsam. Tipsarevic hataya ve dolayısı ile kaybetmeye daha meyilli olan taraftı zaten. Fish ise file önüne tüneye tüneye finale kadar gelmiş ve geçen sene Cincinnati finalinden aldığı 600 puanı bu hafta burada kurtarmış oldu. Keyfi yerindedir.

Kadınlarda ise final Stosur ve Serena arasında oynanacak. Serena Stanford'daki kadar aşırı rahat ilerleyemiyor bu hafta ama bu gayet normal. Burada hem rakipler daha güçlü hem de oyun kontrolünü bozan hava şartları var. Ama yine de görece rahat bir şekilde finale kadar geldi. Yarı finalde Azarenka'yı 6-3'lük setlerle rahat geçti. Rakibi ise Radwanska'yı eleyen Stosur. Stosur ilk turda son dönemlerin süpriz adayı Morita ve yarı finalde Radwanska'ya set kaybetmiş. İçimden bir ses finalde boğulacağını söylüyor. Zaten Serena kazanmayı ondan çok daha fazla istiyor gibi görünüyor. Serena finali kazanırsa ilk 30'a girecek ki buna en çok sevinenler ilk 30'daki isimler olacaktır. Çünkü bu Serena'nın US Open'da seri başı olması demek. Kimsenin orada ilk turda karşısında Serena'yı bulmak isteyeceğini sanmam.

1-2 satır da çiftler hakkında yazayım istedim. Dün eski partnerler Zimonjic ve Nestor'un kapışması vardı. Nestor kazansın istiyordum ama olmadı. Böylelikle Zimonjic yeni partneri Llodra ile finale yürümüş oldu. Öteki taraftan ise Byran'lar geldi. Yarı finalde yenildikleri isim Berdych ve Mayer. Bu süpriz ikili bu hafta oldukça iyi bir performans gösterdiler. İlk turda Nadal ve Lopez'den oluşan Şirinler ikilisini yenmişlerdi. Nadal'ın Rogers Cup'tan galibiyet anlamında eli boş dönmesinin sonucunda bu ikiliyi Cincinnati'de de izleyeceğiz.

Kadınlarda ise geçen senenin flaş ikilisi Pennetta ve Dulko yarıda Huber ve Raymond'a elenmişler. Yine de gayet iyi sonuç. Finalde ise bir başka flaş ikili Azarenka-Kirilenko ile oynayacaklar. Azarenka ve Kirilenko da yarıda trunuvanın 1 nolu seri başı çifti Strebotnik-Peschke'yi eleyen İspanyol ikili Vives ve Santonja'yı elemişler. Kadınlarda çiftlerde istikrar var sanki. Göz yaşartıcı.