2 Nisan 2011 Cumartesi
Muster Kaybetti
Muster cephesinde sürpriz yok. Barletta'da ilk turda vatandaşı Martin Fischer'e 0-6/3-6'lık setlerle kaybetti. Aslında istatistiklere baktığımda nasıl sadece 3 oyun alabildiğine inanamadım. 40 küsur puan kazanmış ve sadece 3 oyun kazanabilmiş. Muhtemelen berabereye giden oyunların hepsini kaybetmiş. İkinci sette kaçan 6 servis kırma puanı var. Sanki 6-0/6-3'ten daha çok 6-2/7-6'yı hak eden bir maç olmuş.
Muster, haftaya da İtalya'da bir challenger'da oynuyor. Marsel'in de oynadığı Monza'da. Ana tabloya yine wild-card ile dahil oldu. İlk turdaki rakibi David Guez. Fischer'den iyi oyuncu değildir. Biraz zorlar ama kaybeder yine.
Miami: "Buralar Eskiden Komple Benimdi"
Büyük rekabetin 23. randevusundan önce şöyle demişti Federer: "I think in the beginning, early on in my career when I became the World No. 1, I didn't really have that rival, and i was very happy about it. I was just able to win, win, win and dominate. That was quite incredible."
Türkçe'ye çevirirsek: "Buralar eskiden komple benimdi, babamdan kaldı...". Ama artık öyle değil. Dün Miami yarı finalinde Nadal'a karşı o kadar kötü oynadı ki, bu maç ikilinin arasındaki en çekişmesiz maç ünvanını 2008 Roland Garros'taki maçtan (6-1 6-3 6-0 Rafa kazanmıştı) aldı bana göre. Orada en azından ikinci sette biraz çekişme vardı. Bu maçta skor 6-3 6-2 olmasına rağmen Federer hiçbir zaman maça girmeyi başaramadı. İyi bir servis oyunuyla başladı ama arkası tamamen, katıksız bir Nadal hakimiyeti. Federer o kadar kötüydü ki, Nadal'ın nasıl oynadığını bile yargılamak imkansız hale geldi.
Nadal, Indian Wells'ten daha iyi oynuyor burada, orası kesin. Kendisi de maç sonrası basın toplantısında böyle demiş, daha iyiye gittiğini vurgulamış. Servis performansı çok iyi, basit hataları azalttı ve forehand'i ile yeteri kadar agresif ve temiz oynamayı başarıyor. Finalde de Djokovic karşısında favori olduğunu düşünüyorum. Evet, yine. Indian Wells'te de böyle demiş ve yanılmıştım ama bu kez servis performansının turnuva ortalamasının çok altına düşmeyeceğini ve bu sayede beni yanıltmayacağını düşünüyorum Rafa'nın. Djokovic, iyi oynuyor ama Indian Wells'ten sonra vites arttırması söz konusu değil. Gerek de kalmadı pek zaten. Kolay bir kurası vardı ve hiç zorlanmadan, servisini dahi kırdırmadan finale kadar geldi. Nadal'ın kazanamadığı bir turnuva Miami ve bunu başarmak için eline gelen en iyi fırsatlardan biri. Toprak kort sezonu öncesi özgüvenini kaybetmemek için bu maçı kazanmak isteyecektir. Ama 25 maçlık seriyle buraya gelen Djokovic'in de şansını asla küçümsememek gerekiyor...
Miami: Şampiyon Azarenka
Miami finalinde Sharapova'yı 6-1/6-4 ile yenen Belaruslu Azarenka burada ikinci şampiyonluğunu aldı. 2009'da kazanmıştı ilk şampiyonluğunu. Twitter'da da yazdım, buraya da yazayım. Sıcaktan bu kadar rahatsız olan bir oyuncunun Miami'de iki kez şampiyon olması ilginç. En iyi oynadığı turnuvalardan biri, belki de birincisi.
Bugünkü maça harika başladı ve maçı 6-1/4-0'a getirene kadar domine etti ama Sharapova savaşçı kimliğini göstererek geri dönmeyi başardı. 4-3'e getirdi seti. Sonra tekrar servisini kırdırdı ama maç için servis atan Azarenka'nın servisini tekrar kırmayı başardı. Tabii bu arada maç puanları falan da kurtardı. Ama bu harika geri dönüş karşılıksız oldu. Son oyunda bir kez daha servis kıran Azarenka maçı bitirdi.
Son zamanlarda izlediğim en iyi Azarenka performanslarından biriydi. Sharapova da son zamanlardaki standardına göre fena bir maç oynamadı. Bir toparlanma var zaten. Indian Wells'te yarı final, burada final... Yeni açıklanacak sıralamada ilk 10'a geri dönecek. Toprak kort sezonunda çok fazla şey beklemiyorum ama Masha'dan. Azarenka'dan da...
1 Nisan 2011 Cuma
Geleceğin Yıldızı: Bernard Tomic
Çalışkan...
Kararlı...
Mütevazi...
Yakışıklı...
Henüz 18 yaşında ve şimdiden başardıkları inanılmaz. Bu çocuğu takibe devam edin. Şaşırtmaya devam edecek...
31 Mart 2011 Perşembe
Miami'de Neler Oluyor?: Erkekler
1 tanesi haric ceyrek finaller oynandi. Yari finalistler Federer, Djokovic, Fish ve Nadal-Berdych maci galibi olacak.
Sadece Fish-Ferrer macini izledim. Makul saatte oldugu icin. Federer maci da makul saatteydi ama 3 oyun sonunda Simon cekilince anlami da kalmadi.
Fish, ceyrek final macinda iyi oynadi. Ama iyi oynadi derken kastim iyi servis atti, iyi vole vurdu falan. Bende mi bir sorun var bilemiyorum ama Fish ne zaman izlesem bende servis atip fileye kosmaktan baska plani olmayan bir oyuncu izlenimi veriyor. Tabi ki servis-vole oynamak da bir taktik ama Fish'in oyunun geri kalaninda, ornegin geri cizgi oyununda asiri pasif kaldigini dusunuyorum. Neyse efendim, mac diyorduk. Fish temiz oynadi, hatasiz net vuruslar yapti. Prens ise ayri alemlerdeydi. Dun oynadigi oyundan eser yoktu. Macin basinda bir izleyici karnini tuttugu ile ilgili bir yorum yapmisti. Mac sonunda soyledigine gore mide sorunu varmis. Zaten macin basindaki huzursuz halinden de bir seylerin ters gittigi belli gibiydi. Bolca basit hata yapti ve topa cok zayif vurdu. Zaman zaman bir gayretle ayaklandigi anlar oldu ama macin genelinde cok etkisizdi. Dedigim gibi zaten sinirliydi, mac icerisinde seyirciye attigi topun basina yansima seklini ise "Aaaa, az taraftari olan bir oyuncu, hadi dramatik haber yapalim!" tavri olarak yorumluyorum. Hic atmasa daha iyidi ama yazilip cizilenler Ferrer'in yaptigindan cok daha kotu.
Djokovic maci ise "Mac var ama siz Turklere yok" saatinde yayinlandigi icin Djokovic'in 64-62 kazandigini biliyorum sadece. Anderson icin iyi bir skor sayilabilir zira Troicki'den iyi direnmis gorunuyor. Anderson'un atipik bir uzun oldugunu dusunuyorum, macin ozetleri su videoda (1:33-2:10 arasini pas gecebilirsiniz, 20 saniyesi Djokovic'in overacting faaliyetleri ile geciyor);
Ozellikle ayaklarini nasil hareket ettirdigine ve reflekslerine dikkat ederseniz, 2:03'luk bir minik kus olduguna inanamazsiniz. Boyu ondan daha kisa olan Del Potro gibi adamlarin ayalari palet etkisi yaratirken, Anderson'un ayaklari adeta tuy gibi. 86 dogumlu olan civcivimiz, 2007 yilinda profesyonel olmus. Nadal'dan daha buyuk gun olarak ama ondan 6 yil gec yani... Anderson'un bence ciftlerde oynamayi birakmamasi lazim. Bu kanat acikligi ve bu refkslerle zaten biraz alissa ciftlerde basarili olur, ayni zamanda su an pek iyi olmayan file onu oyunu da gelistirirse teklerden de daha cok ekmek yer. Anderson'in caktirmadan 40 numaraya kadar ciktigini hatirlatalim. Bana atipik geldiginden sempatim var Kevin'e.
Bir de ATP profil fotosuna hastayim...
29 Mart 2011 Salı
Monfils İlk 10'da
İnanmamakta serbestsiniz. Zira ben de görünce inanmakta zorluk çektim ama sonunda bu gerçeği kabullendim. "Arkadaşım, bu adam ne Indian Wells'te ne de Miami'de oynadı. Nasıl olur da yükseliyor? Üstelik geçen seneden koruyacağı puanlar da vardı burada, ne iş?" diyebilirsiniz. Şunu derim o zaman: Geçen senenin şampiyonu olan Roddick, denyoluk edip ilk maçında Cuevas'a yenilince 990 puanı hoop gidiverdi ve ilk 10'un dışına, hem de farklı şekilde uçtu. Yani pazartesi açıklanacak sıralamada uçacak. 11. Monfils şu an ve bu turnuvada oynamıyor. Arkasındaki Almagro, Wawrinka ve Youzhny de erken elenince Monfils sakat sakat ilk 10'a geri dönmüş oldu.
2009'da da bir ara 9 numarayı görmüştü, belirtelim. Ve baktığımızda ilk 10'da uzun bir süre kalması da mümkün görünüyor. Zira toprak sezonunda koruyacak çok puanı olan Verdasco ve Roland Garros yarı finali ile Wimbledon finali yapan Berdych, 3-5 aya kadar ilk 10 dışında olabilirler. Yüksek ihtimal bu. Melzer'i de eklemek lazım. Onun da koruyacak Roland Garros yarı finali puanları var. Eğer bu arada Monfils de geri dönüp toprak sezonuyla birlikte oynamaya başlayabilirse daha da yükselebilir rahatlıkla. Zira geçen sene toprak sezonunun büyük bölümünü kaçırdı. Madrid'den 180, Nice'ten 45 ve Roland Garros'tan 45 puanı var sadece koruyacak. Wimbledon'dan da 90 puanı... Monfils'in sağlıklı olduğunda iyi işler yapabildiğini biliyoruz ama genelde sezonun yarısını yatarak geçirdiği için bu pek de bir anlam ifade etmiyor. Ancak bunun büyük bir moral olacağını düşünüyorum Monfils için ve her zamankinden daha çok kendine adapte ederek bu pozisyonunu korumak isteyecektir. Büyük bir şans Monfils için ve nasıl değerlendireceğini bekleyip göreceğiz.
Yeniden Muster
Geçen senenin ortalarında yaptığı geri dönüşten beri Thomas Muster hakkında sürekli bilgi geçiyoruz buradan. En son ekim ayında Avusturya'da üst üste iki turnuvada oynamıştı ve ikisinde de ilk turda Andreas Haider-Maurer'e kaybetmişti. Muster bildiğim kadarıyla Avustralya'da, Queensland'de yaşıyor ve ocak ayında o civarda düzenlenecek bir challenger turnuvasına katılması bekleniyordu ama son anda o turnuvadan çekildi ve uzun bir süre haber alamadık. En son 1-2 hafta önce ATP Champions Tour'daki bir turnuvada ortaya çıktı. Yanlış hatırlamıyorsam oynadığı 3 maçı da kaybetmişti sert kortta düzenlenen turnuvada.
Bu hafta ise Barletta'daki challenger turnuvasına wild-card alarak tura geri dönüş yapmış. Toprak kortta bu turnuva. İlk tur maçını bugün vatandaşı Martin Fischer'e karşı oynayacaktı aslında ama havanın kararması sebebiyle maçı başlayamadı ve yarına kaldı. Yarın oynayacak bu maçı. Skoru geçeceğiz ve eğer izleyebilirsek maçtan da biraz bahsedeceğiz tabii.
Miami: Izledigim Maclar
Russell ve ben bu aralar kendimizi egitimimize adadigimizdan buralara pek yazamadik. Genel durum degerlendirmesini yarin o yapar diye tahmin ederken goz ucu ile de olsa bakabildigim iki mactan bahsedeyim biraz.
Biri blogun maskotu David Ferrer. Prensimizin yayinlanan ilk macini izlemesek olmazdi tabi. Ferrer ikinci tur macini rahat kazandigindan bu maci merak ediyordum cunku karsisinda son donemlerin formda isimlerinden Somdev Devvarman vardi. Somdev Nadal sevgisini Indian Wells'te dile getirmisti ki oyun tarzi olarak da Nadal'in 2005-2006 donemini andiriyor biraz. Ferrer'in oyunu da Devvarman'a yakin tabi ama atak yonu kesinlikle cok daha fazla. Somdev'in vuruslari Ferrer'e nazaran gucsuz kaliyordu ki Somdev de puan getiren vuruslarini genelde Ferrer'i ters ayakta yakaladiginda buluyordu.
Mac WTA maci kivaminda basladi. "Sen kirdin, ben kirdim" diye diye Somdev 3, Ferrer 2 kez servis kirdirdi ilk sette. Set 64 ile bitti. Beklendigi uzere Ferrer cogu hatasini atak girisimlerinde yapti ki bu normal. Somdev gibi cok iyi defans yapan bir oyuncu ile saatler suren ralliler oynayacak hali yok bizim sevimli prensimizin. Mac ilerledikce Ferrer'in ayarlari duzelmeye basladi beklenecegi uzere. Son sette de adet oldugu uzere 1 kez servis kirdirdi ama 3 kez de rakibini kirarak 62 ile bitirdi seti.
Bugun de Nadal-Lopez macina bakindim. Lopez burada 2 mac kazandi ust uste, hayirdir insallah demistim. Maca da cok iyi basladi acikcasi; iyi servis atiyor, topu iyi yonlendiriyor, hatta backhand vurusundan bile verim alabiliyordu. Nadal ise daha tutuktu. Ilk macinda ilk servisleri biraz daha guvenli kullandiktan sonra bu macta yine daha sert servisler atmaya calisti, ozellikle de macin basinda. Cekismeli gibi gorunen ilk 4-5 oyundan sonra ise Lopez giderek dagilmaya baslarken Nadal'in da vuruslarina denge geldi. Bu macta yuksek toplari da arada kullansa da asil dikkatimi ceken alcak toplara verebildigi spindi. Su herkesin bildigi disari dusecek gibi gorunen ama son anda iceri donen vuruslarindan bolca sergiledi bugun. Genel olarak iyi de oynadi zaten. Macta %60 ile ilk servis atti ilk sette ama bunlarin tamamindan puan aldi . Ikinci sette ise oyuna giren ilk servislerin orani %72'ye cikarken, alinan puan orani %83'e geriledi. Ilk servislerle ilgili guvensizligini atarsa daha da etkili olacaktir. Basit hatalari da azaltmisti Nadal bugun. 3 servis kirma ile 63'luk iki sette bitti mac. Nadal servis kirma puani gostermedi rakibine.
Bu arada sasirtici bir gelisme de Toni Nadal'in bu turnuvaya gelmis olmasi. Gecen haftaki servis rezaleti onun da kafasina takildi sanirim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)