9 Nisan 2011 Cumartesi

Monte Carlo Kurası

Djokovic'in çekilmesiyle birlikte Nadal ile Federer de direkt olarak farklı yarıda oldular. Ondan sonraki soru Ferrer'in hangi tarafa düşeceğiydi. 3 numaralı seribaşı Murray, 4 numaralı seribaşı Ferrer zira. Tabii iki oyuncu da kendi tarafına Murray'i ister. Şanslı olan Nadal oldu.

Turnuvanın açık ara favorisi olan Nadal'ın kurası kolay gözüküyor. İkinci turda Nieminen, üçüncü turda Gasquet, çeyrekte Berdych ve yarıda Murray/Monfils gözüküyor. Kendi gibi oynadığı takdirde finale kadar zorlanmadan gelmesi lazım ama bugün okuduğumuza göre bugünkü ilk toprak antrenmanında Monaco ile oynadığı antrenman setini kaybetmiş ve ayrıca sol ayağındaki yaralar için de tedavi aldığı görülmüş. Yine de hazır olacağı kanaatindeyim. İlk maçını çarşamba günü oynuyor.

Nadal'ın çeyreğinin bir altındaki çeyrek çok ama çok kötü gözüküyor gerçekten. Seribaşı oyuncular Murray, Youzhny, Simon ve Monfils. Hiçbirine yarı finale gelir diyemiyorsunuz ve seribaşı olmayan iyi adam arayışına yöneliyorsunuz, ama o da yok. Baghdatis, Stepanek, Montanes ve Bellucci var. Montanes ve Bellucci iyi toprakçılardır ama çok formda olduklarını söyleyemeyiz. Baghdatis ile Stepanek ilk turda oynuyorlar birbirleriyle zaten.

Diğer tarafta Federer'in çeyreği oldukça zorlu bence. İkinci turda Kohlschreiber-Golubev maçının galibiyle toprak sezonunu açacak. Cilic, Almagro, Melzer, Verdasco, Dolgopolov ve tabii Ferrer, finale kadar karşılaşma ihtimali yüksek olan rakipler. Bunlardan özellikle Almagro ve Ferrer, Federer'i yenme şansına sahip oyuncular ama Federer'in bu turnuvada iyi oynayarak finale geleceğini ve orada Nadal ile karşılaşacağını düşünüyorum.

Federer'in çeyreğinin üstündeki çeyrek güzel olmuş. Birbirine yakın oyuncular ve iyi toprakçılar var. Verdasco, Robredo, Ferrer, Dolgopolov ve Troicki burada. Ha bir de Gulbis. Geçen seneki toprak sezonunun hatrına yine yazıyorum buraya ismini, hadi iyisin. İlk turda Dolgopolov ile oynuyor ve büyük ihtimalle kaybedecek.

Turnuva pazar günü başlayangillerden. Bugün Golubev-Kohlschreiber, Chardy-Ljubicic, Dolgopolov-Gulbis ve Llodra-Raonic maçları oynanacak. Turnuvadan yayın ise pazartesi günü başladığından bu maçları izleyemeyeceğiz.

Video: Azarenka'dan Kumsalda Tenis


Karşısındaki Beatriz Garcia Vidagany. Geçen sene bu turnuvada Clijsters'ı elemişti. Oradan hatırlarsınız.

Federer Monte Carlo'da

Xavier Malisse ile antrenmanı sonrası.

Safina Korkuttu

Sempatik ve de bahtsız tenişci Dinara dün yine maç esnasında sırt sorunları yaşadı.

Maçını yarıda bırakan ve buna oldukça üzülen Safina her türlü tetkiği yaptırdığı ve sonuçları beklediğini yazmıştı.

Bir kaç saat önce de sırtındaki sorunun önemsiz olduğunu, ancak maçta ağrı hissedince paniğe kapıldığını söylemiş. Çiftler maçında oynayacağını yazarak bu maç ile durumunun daha da netleşeceğini söylemiş.

8 Nisan 2011 Cuma

Djokovic Monte Carlo'da Yok

2011'in yıkılmayan adamı Novak Djokovic, dizindeki sorun sebebiyle Monte Carlo'dan çekildiğini açıklamış. Avustralya Açık'tan beri dizinde bir bantla oynuyor zaten. Ama sakat diz bu turda işe yarıyor. Nadal'ın 2008'de iki dizinde de sorun varken, silip süpürmüştü her şeyi Avustralya Açık'tan sonra. Bunlar ilginç şeyler.

Djokovic'in kararı doğru bence. Eğer %100 hazır değilse kendisini zorlamasının bir alemi yok. Zaten Roland Garros öncesi 2 masters turnuvasıyla yeteri hazırlığı alabilir, ki ondan önce Belgrade Open (biz ona kısaca Djokovic Open diyoruz)'da oynayacak.

Bu çekilme kararıyla Nadal'ın şampiyonluğu da garantilenmiş oldu diyebilir miyiz? Yo dostum yo, bu sefer adama uğursuzluk getirmek istemiyorum. Verdasco sürpriz yapar falan, Nadal kazanamaz yani. Olmadı Ferrer alır.

7 Nisan 2011 Perşembe

Serena Miami Heat Maçında

Yanındaki de Miami Heat'in yıldızı Chris Bosh'un sevgilisi. Kadın bütün ortamlara girip çıkmış arkadaş. Tanımadığı kimse yok.

Wilson Bag: Dmitry Tursunov


Sürrealist bir çalışma.

Orange Bowl Sertten Toprağa

Her yıl düzenlenen ve junior kategorisinde dünyanın en prestijli turnuvası olarak gösterilen Orange Bowl'un zeminini sert korttan, toprak korta çevirmiş ABD bu yıl itibariyle. Bu değişiklikle birlikte turnuvanın yeri de değişmiş oldu. Florida'da yer alan Coral Gables'tan yine Florida'da yer alan Plantation'da düzenlenecek artık bu turnuva. (aralık ayında)

Başlarında Patrick McEnroe'nun bulunduğu ABD Tenis Federasyonu Oyuncu Geliştirme Takımı, bu kararın alınmasında önemli rol oynamış. McEnroe, gençken toprak kortta oynamanın ileride all-arounder bir oyuncu olmanıza çok büyük fayda sağladığını ve bugün zirvede bulunan Nadal, Djokovic ve Federer'in toprak kortta oynayarak büyüdüğünü söylemiş. Ayrıca toprak kortta oynamanın ayak hareketlerini geliştirdiğini, sabrı test ettiğini ve oyunculara puan inşa etmede sert korta nazaran daha çok yardımcı olduğunu vurgulamış.

Niyet güzel ve yapılan da doğru ama sadece bu yetmez. ABD'de hala sert kortlar çok çok daha fazla toprak kortlara göre ve profesyonel turdaki ABD'li oyuncuların neredeyse hepsi toprak kortta turnuva oynamaktan bile kaçacak derecede toprak korta yabancı. Kesinlikle genç oyuncular toprak kortta çok daha fazla oynamalı. Bir sert kort oyuncusunu toprak korta adapte etmek, toprak oyuncusunu sert korta adapte etmekten çok daha zor. Ayrıca günümüzde sert kortların giderek yavaşladığını da eklemek lazım. Kort hızlarının genel olarak yavaş olduğu turda sadece hızlı sert kortlara uygun bir oyun stiliyle ayakta durmak kesinlikle mümkün değil. Oyun gittikçe daha fazla fiziksel sağlamlığa dayanıyor. Ralliler daha çok uzuyor ve ayak hareketleri, fiziksel ve mental sağlamlılık, güç ve kararlılık gibi faktörler yetenekten, dokunuştan, voleden, çeşitlilikten çok daha fazla iş görüyor.

ABD'nin bugün umut bağladığı oyuncuların hepsi sınırlı oyuncular çünkü hiçbiri toprak kortta oynamayı beceremiyor. Yeni jenerasyonda da hayal kırıklığına uğramak istemiyorlarsa bu dönüşümü daha da hızlandırarak gerçekleştirmeliler. ABD imkanları, oyuncu, antrenör ve tenis kulüpleri sayısında büyük bir potansiyele sahip ve geleneksel anlayışlarını terk edip, modern tenise adapte olabilirlerse gelecekte eskiden olduğu gibi tenisin zirvesinde kendi bayraklarını görebilirler.

Verdasco Ve Egosu

Yine Verdasco, yine sorun. Beyimizin bu seferki vukuatı Barcelona turnuvasıyla alakalı. Verdasco geçen sene Barcelona'ya son anda wild-card ile dahil olmuş ve finalde Soderling'i mağlup ederek şampiyon olmuştu. Aslında Monte Carlo finalinden sonra oynamak planlarında yoktu ancak Nadal turnuvadan son anda çekilince turnuva direktörü tutuştu ve İspanyol bir yıldız için Verdasco'ya koştu. O da Monte Carlo'da yoğun bir hafta geçirmiş olmasına rağmen kabul etti bu daveti ve üstüne oynayıp turnuvayı da kazanmayı başardı.

Bu sene her nedense 500 puan koruması gerektiği turnuvaya adını yazdırmamış Verdasco. Dün çıkan haberlerde de Barcelona turnuvası organizatörlerini onu yeteri kadar istemediklerini ve başka oyunculara daha fazla ilgi gösterdiklerini ima etmiş (burada bahsettiği kişi Nadal değil, İspanyol olmayan diyor). Portekiz'de düzenlenen Estoril turnuvasının onun için çok uğraşırken, kendi ülkesindeki turnuvanın ona olan ilgisizliği çıldırtmış kendisini.

Turnuva direktörü ise yaptığı açıklamada Verdasco'ya kapılarının açık olduğunu ve zaten wild-card önerdiklerini söylemişler. O halde sorun ne demek istiyorum... Muhtemelen Verdasco, sadece wild-card değil, üstüne para da istedi. Genelde top 10 oyuncuları grand slam ve masters turnuvaları dışındaki 250 ve 500 puanlık turnuvalara katılım parası adı altında büyük paralar alarak gidiyorlar. Verdasco da böyle bir şey bekledi ama sadece kuru bir wild-card görünce karşısında suratını ekşitti.

Burada daha da ilginç olan Verdasco'nun turnuvaya başından kayıt olmamış olması. Bence kurnazlık yapmaya çalıştı ve eline yüzüne bulaştırdı. Son dakikada wild-card isterim, üstüne katılım parası da alırım diye düşündü ve kendince şeytanlık yapmaya çalıştı. Turnuva direktörü eğer dediği gibi wild-card önerdiyse, ki diyorsa doğrudur, Verdasco tamamen suçlu ve haksız bu konumda. Dünya 1 numarası Nadal varken, kendisi gidip sert kortta Andujar'a kaybederken ve zar zor maç kazanırken nasıl para ve ilgi bekliyordu, anlamak gerçekten güç...

5 Nisan 2011 Salı

Video: Yakın Plan Del Potro


Yine Wilson'dan bu sefer bir Del Potro çalışması. Dişlerine tel falan takmış galiba ortalarda yokken. Benden kaçmaz!

Video: Marsel Çantaya Karşı

Aslında Oyun Marsel! bloguna koymuştuk ama çok sevimliydi, dayanamadım...

Foto: Prensli Saatler





4 Nisan 2011 Pazartesi

Foto: Djordje Djokovic Tweet'i

Allah insanı akıldan yana eksik etmesin... Amin...

Foto: Miami Finali


Foto: Karizma...

...budur.

Ferrer'den Cevap

Ferrer web sitesinde Amerikan basınında hakkında çıkan haberlerle ilgili bir yazı yayınladı. Ana sayfadan yayınlanan bu yazı neden bilmiyorum daha sonra kaldırılmış.

Yazının İspanyolca'sı şu;

"Tras la aparición de la noticia en los medios de comunicación de EEUU en el partido disputado esta semana y que me enfrentaba a mi compañero Mardy Fish en el torneo de Miami os quiero transmitir lo siguiente: "Por mi mal juego durante el partido reaccione lanzando una pelota floja hacia la grada donde estaba mi equipo técnico. Este gesto se ha malentendido y quería haceros llegar mi pensamiento ya que nunca en mi carrera deportiva he lanzado ni lanzare una pelota contra nadie para hacer daño." "Efectivamente, como se ve en las imágenes, había un niño que lloraba durante el partido y hay un momento en el que me dispongo a sacar q espero unos segundos hasta que el niño se calme; siguió el juego y poco después lance la pelota hacia mi equipo técnico, no hacia el niño." "Estoy sorprendido de la repercusión que ha tenido este gesto y del eco que ha tenido entre los medios de comunicación de EEUU; ya que los tenistas en ocasiones lanzamos pelotas al aire en determinados lances del partido sin tener repercusión mediática, pq se lanzan sin la intención de dañar a nadie. Tengo claro que si perdí fue por mi juego y no por el llanto de un bebe." "Siento mucho si este gesto ha molestado algún espectador"

Türkçe'ye çevirisi ise blog okurumuz Beril'den geliyor;

ABD'de Mardy Fish'le karşı karşıya geldiğim maçtan sonra ABD basınında benim hakkımda bazı haberler çıktı. Miami'deki turnuvayla ilgili şunları söylemek istiyorum: "Maç sırasında kötü oyunum yüzünden tepki olarak topu hafifçe tribünde ekibimin olduğu yere doğru attım. Bu hareketim yanlış anlaşıldı, kariyerim boyunca kimseye top atmayı, zarar vermeyi düşünmedim." "Maç içerisinde gerçekten de ağlayan bir bebek vardı, bir kaç saniye sakinleşmesini beklediğim (umduğum) bir an vardı, daha sonra topu bebeğin olduğu yere değil teknik ekibimin olduğu yere doğru fırlattım. Medyada niye bu kadar yankı uyandırdığını anlamadım bu hareketimin çünkü (yayın olmayan maçlarda da diyor burda sanırım) maç sırasında bir çok tenisçi topu böyle havaya atabiliyor ama bunu kimse zarar vermek niyetiyle yapmıyor." "Ancak şurası açık ki bebek ağladığı için değil kötü oyunum yüzünden yenildim." "Eğer üzdüğüm seyirciler varsa yine de özür dilerim."

Top atmak yanlış. Raket kırmak da. Raket kırmak gibi defalarca olup hiç basında olmayan bir olay (ki Ferrer'in söylediği gibi başka maçlarda da oluyor) dallandırılıp budaklandırılıp "Ferrer bebeğe top attı" şeklinde yayınlandı.

Doğumgününü burnundan getirdiler prensin.

3 Nisan 2011 Pazar

Miami: Şampiyon Djokovic

Indian Wells'in benzeri bir maç izledik. Yine ilk set Rafa ve sonraki setler Novak.

Yine bir önceki maçtaki gibi Nadal çok iyi başladı. İki break farkla öne geçti. Ama ne olduysa ondan sonra oldu. Önce bir break verdi ama sonra kendi oyununu alıp seti 64 ile kapadı.

Fakat kötü gidiş ikinci sette de devam etti. Durum Novak lehine 3-0 olduğunda son yedi oyunun altısını Novak kazanmıştı. Sonra Nadal ufak ufak tutunma belirtisi gösterse de Novak'ta düşme olmadı.

Üçüncü sette hep bir "Nadal ne zaman kırdıracak?" hissiyatı vardı. Nadal bol bol 0-30, 15-30 gösterdi kendi servisinde ama sadece 1 kez deuce gördü. Set ilerledikçe işler Nadal lehine düzelmeye başladı ama şampiyonluğa 2 puan yaklaşan Rafa, Novak servisinde maçı bitiremeyince tie-break gördük. Bu oyun karşılıklı 5 mini break ile başladı, sonra kendi servis puanlarını ve bir de mini break'i alan Novak 6-2 öne fırladı. Nadal bir kendi servisinde, bir de rakibin servisinde maç puanı çevirdi ama 3. de maçı kaybetti. Tenis kalitesi çok iyi olmasa da, her iki taraf en iyi oyununu oynamasa da heyecanlı bir maç oldu.

Novak Indian Wells ayarında oynadı. Son sette ilk servis yüzdesi epey düştü ama ikinci servisten puan alma oranı çok iyiydi. Açıkçası beklenilen bir seviyede oynadı.

Beklenmeyen bir şekilde oynayan ise Nadal'dı. Bir kaç farklılık çarptı gözüme Nadal'da. Birincisi servis atma hareketi yine değişmiş. Dirseğini trophy pozisyonundan önce kırıyor ve yanılmıyorsam bunu düşünerek yapıyor sanki. İkincisi, geri çizgiye normalden çok daha yakın durarak karşılıyor servisleri ki iyi de return alamadı bugün. Üçüncüsü de gereğinden fazla slice backhand vurdu. Servis yüzdesi IW kadar olmasa da yine iyi değildi. Servis ve slice sorununa sağ omzundaki hafif rahatsızlığın etkisi olabilir diye düşünüyorum zira çift el backhand ile de sorun yaşadı.

Bir de tabi en çok dikkat çeken sorun: ter. Ve yorgunluk. Düşünün ki bir Novak-Nadal maçı var ve buz torbasına sürekli sarılan Nadal. Son iki maçı akşam saatinde oynandığından yine çok terlese de yorgunluk gözlemlememiştik. Zaten yine IW'dekine benzer bir gidişat yaşandı. Ancak maçın 3 saati geçmiş olmasına rağmen gösterebildiği direnç yine de iyi bence. Sezon başında kaptığı mikrop her neyse epey darbe vurmuş kondisyonuna. Avrupa iklim itibari ile daha iyi gelecektir.

Nadal final kazanamaması anlamında psikolojik olarak biraz 2009 sezonu sonunu andırsa da kesinlikle mental olarak çok daha iyi. Öyle olmasa bu maçın üçüncü seti tie-break falan göremezdi. Hatta eskiden Nadal böyle oynadığı maçları son sette kopmak üzere Novak'a iki sette kaybederdi.

Novak kariyerinin en iyi sezon başlangıcını yaptı. Kendine güveni tavan yapmış durumda ve iyi oynuyor. Nadal ise oyun ve kondisyon olarak olmasa da sonuçlar itibarı ile geçen seneden daha iyi başladı 2011'e. Novak'ın zemininden Nadal'ın zeminine geçiyoruz. Heyecanlı bir sezon olacak.

Bir de dip not: Nadal ne zaman rekor sınırına takılsa sert zeminde kaybediyor. Masters şampiyonluklarında Federer'i yakalayacakken sertte kaybetti. Kariyerinin 400. galibiyeti için korta çıktığında sertte 4 kez üst üste kaybetti. Davis Cup finalinde toprakta 400. galibiyetini aldı. Sonra 100. slam galibiyeti için çıktığı 2010 AO çeyrek finalini yine kaybetti ve dalyayı RG'da dedi. Şimdi sırada 500. galibiyeti var. Neyse ki zemin toprak :).

Video: Seni Gidi Seni

Dün oynanan maçın en görülesi anı...

Kaçıranlar İçin: Federer-Nadal (Geniş Özet)

Teşekkür

1 yılı aşkın süredir burada sürekli medyayı, özellikle de NTV Spor'u topa tuttuk yoğun şekilde. Bunun sebebi kuruma duyulan antipati değil, yapılan işin kötülüğüydü. Kimseye bir garezimiz yok. Doğru ya da yanlış kim tarafından yapılırsa yapılsın isimlerden bağımsız düşündüğümüzü yazıyoruz, eleştiriyoruz burada.

Özellikle son zamanlarda radyo programındaki felaket gaf, sitedeki çalıntı haber ve Indian Wells'ten hiçbir maçı canlı yayınlamama gibi sebeplerden ötürü eleştirdiğimiz NTV Spor, Miami'de gerekeni yaptı. Cuma akşamı 20.00 ve 02.00'de başlayan maçları canlı yayınlandı. Bu akşam 20.00'da başlayacak finali de canlı verecek. Normal bir NTV Spor, o saatte %100 Futbol ya da Sevilla-Zaragoza maçını verirdi. Umarım bizim ve diğer tenis severlerin yaptığı eleştirilerin görülmesi, dikkate alınması neticesidir bu ve sadece bir seferlik olmaz, en azından her masters turnuvasının yarı final ve finallerini canlı izleme şansı bulabiliriz.

Hep eleştirdiğimiz NTV Spor'a Miami Masters yayınları için teşekkürler...