9 Eylül 2010 Perşembe

Amerika Açık: 10. Gün Notları

Bugünle ilgili yazmak için pek iştahım yok açıkçası. Çünkü lanet rüzgar maçların içine etti. Günü böyle özetleyebilirim, evet. Şaka gibi maçlar oldu. Kaliteden yoksun, topların, havluların, kağıtların uçtuğu, oyuncuların servis kullanmak için topu 4142 kere havaya attığı, özellikle kadınlarda komik ötesi basit hataların gırla gezdiği, Monfils'in son yıllarda gördüğüm en kötü çeyrek finalist performanslarından birini sergilediği vs vs...

Zvonareva ve Wozniacki buraya sürpriz olarak gelen rakipleri Kanepi ve Cibulkova karşısında favoriydiler ve ikisi de set vermeden kazandı. İkisi de ikinci setlerde biraz zorlandı ve ikisi de bu ikinci setleri 7-5 ile kazandı. Kanepi ve Cibulkova, puanları bitirmek için çok hevesli oynadılar ve bu rüzgarda ters tepti bu tabii. Özellikle Kanepi bu kadar kısa bir maçta 60 basit hata yaparak kendini aştı. Bahsedilecek gerçekten çok fazla bir şey yoktu. Wozniacki şampiyonluğa gidiyor, onu diyeyim.

Erkeklerde günün ilk maçı Monfils ile Djokovic arasındaydı ve benim son zamanlarda bir grand slam'de erkekler kategorisinde bir çeyrek finalde izlediğim açık ara en kötü maçtı. Aklıma getirmeye çalışıyorum daha kötüsünü, ama inanın bulamıyorum. Şimdi burada Djokovic de arada kaynayıp gitmesin tabii. Sırp oyuncu çok daha iyiydi. Genelde şartlara mızmızlanması ve şartlara kolay uyum sağlayamaması ile bilinir ama bu sefer iyi başa çıktı rüzgarla bu konuda. Ama öte yanda Monfils o kadar kötü oynadı ki, tek başına bu maçı çok komik bir hale getirmeyi başardı. Tarif edemiyorum cidden. İzleyen görmüştür. İzlemeyen varsa da bir yerden tekrarını bulup şöyle bir 5-10 dakika baksın. Daha fazla dayanamaz zaten bakmaya.

Soderling ile Federer arasındaki maç da kötüydü maalesef. Özellikle Soderling epey kötü oynadı. Maça iyi giren taraftı İsveçli. İlk oyunlarda bol bol servis kırma puanı yakaladı ama bunları değerlendiremedi. Birinde haksızlığa da uğradı hatta. Servis kırma puanında Federer'in vuruşuna dışarıda kararı geldi, sonra Federer challenge attı ve haklı çıktı. Puanın tekrarlanmasını bekliyorsunuz tabii. Ama ne oluyor? Puan Federer'e veriliyor. Pascal Maria'nın yaptığı ilk değil. Wimbledon'da da aynısını Nadal, Soderling karşısında yaşamıştı. Fransız bu challenge mantığını tam kavrayamamış herhalde. Ama kavrasın bir zahmet, biz buradan amatör olarak bunları tespit ediyorsak, profesyonel biri olarak bu hatayı yapmamalı. Özellikle aynı durum ikinci kez olduğu için taktım bu konuya biraz. Her neyse, bu Soderling'i haklı çıkarmaz tabii. Savunmaya da çok meraklı değilim kendisini zaten... Maç boyunca çoook kötü servis attı İsveçli. 2 ace ile tamamladı maçı, ki onun standartlarında bundan kötüsü olamazdı herhalde. Rüzgar falan diyebiliriz ama karşıda aynı rüzgarla oynayan Federer, Melzer maçından bile çok daha iyi servis attı, 18 ace ile bitirdi maçı. Farkı yaratan da oydu zaten. Ralliler biraz daha yakın geçti ama bu rüzgarlı şartlarda biraz daha teknik ve taktik yönden iyi oynayan raket avantajlı olduğu için orada da avantajı Federer aldı. Oyunu groundstroke'ları üzerine kurulu olan Soderling'i rüzgar çok daha fazla etkiledi, kendi oyununu hiç oynayamadı. İsveçli yine de 3. sette 5-3'te set için servis atıyordu ama 30-15'ten sonra 3 puan üst üste vererek servisini kırdırdı. Sonrasında bir kez daha servis kırdırınca maçı da kaybetti. 6-4 6-4 7-5.

En başta vurguladığım gibi tenis açısından çok zayıftı dün. Amerika Açık'taki en keyifsiz gündü diyebilirim rahatlıkla. Ve eğer rüzgar bu şekilde gitmeye devam ederse bu keyifsiz maçlar da sürmeye devam edecek demektir. Durmasını ummaktan başka çare yok tabii. Yarın sadece 2 maç oynanacak. Sabah seansında Youzhny-Wawrinka, akşam seansında Nadal-Verdasco karşı karşıya gelecek. Rüzgar bir sıyrılıp giderse güzel maçlar izleriz diyorum, hadi bakalım...

1 yorum:

kirpi dedi ki...

Djokovic maci iyi gibi baslayip daha sonra bir faciaya donustu. Ikinci setin ilk 3 oyunundan sonra daha fazla dayanamadim ve kapattim oyundan sogumamak adina. Yalniz benim dikkatimi ceken bagiran cagiran bir Djokovic ve "E bir sussan diyorum?" diyen bir hakemdi ilk sette.. Sonradan Monfils kendi kendini imha butonuna basinca duzelmis olabilir tabi.