2 Eylül 2010 Perşembe

Amerika Açık: 3. Gün

Ana Ivanovic'in geri dönüşünü belgeleyen bir gündü Amerika Açık'ta 3. gün. Harika bir maç oynadı Zheng'e karşı. Çok iyi servis ve çok iyi forehand... Backhand de eskisi kadar kötü değil. 2. servislerde ve 1. servis returnlerinde hala sıkıntılı ve bazı bölümlerde arka arkaya çok fazla sayıda basit hata yapabiliyor ama güvenini geri kazandığı çok belli oluyor. Maçtan sonra da çok çalıştığını söyledi, böyle devam o zaman.

Kim Clijsters yine zorlanmadan kazandı. Venus, biraz zor duruma düştü elemelerden gelen Kanadalı rakibi karşısında ama ilk seti tiebreak ile bitirdikten sonra ikinci sette daha rahattı. İlk turda bu turnuvada çıkışa geçebilir dediğim Safina'yı turnuva dışına iten Hantuchova, ikinci turda Shvedova ile birlikte bu yıl Wimbledon'da çiftler şampiyonluğunu kazanan Vania King karşısında 3 sette kazandı.

Sonunda patladı. Oudin'den bahsediyorum. Geçtiğimiz yıl burada çeyrek final yapan Amerikalı, 2. turda Bondarenko'ya 2 sette kaybetti. 2. sette 5-4 öndeyken üst üste 12 puan kaybederek seti 7-5 verdiğini ekleyeyim. Çok fazla puan kaybedecek ama sürpriz değildi bu.

Favorilerden Azarenka'ya ne olduğu malum. Onun dışında Schiavone, Pavlyuchenkova, Pennetta, Kvitova, Dementieva, Stosur ve Peer rahat kazanan favoriler oldular. Wimbledon yarı finalisti Pironkova ise, elemelerden gelen Lüksemburglu rakibine yenildi, üstelik ikinci sette bagel yiyerek. Seneye Wimbledon'dan sonra sıralamada hak ettiği yerlere düşer Bulgar raket. Bir diğer kaybeden favori Bartoli. Vatandaşı Razzano'ya yenildi. Ciddi bir sakatlığı vardı Bartoli'nin, maç sırasında da sıkça uzun sakatlık molaları kullandı zaten.

Erkeklerde Murray zorlanmadan kazandı Lacko'ya karşı. Roddick ise akşam seansının son maçında Tipsarevic'e yenildi. Roddick'in bahane olarak mono hastalığından çok daha fazla öne sürecek şeyleri olmalı. Zira kortta oynamaya çalıştığı oyun stiliyle, mono olsa da olmasa da pek bir şey fark etmeyecektir. Etmediğini de gördük zaten... Servisleri eskiye göre daha etkisiz, groundstroke'lar çok zayıf, öldürücü forehand'den eser yok. Rallilerde karşısında iyi oynayan bir rakip oldukça her zaman çok sıradan görünüyor. Wimbledon'da Lu, burada Tipsarevic... İkisi de benzer tarzda oyuncular (Tipsarevic daha iyisi tabii) rahatlıkla götürdüler Roddick'i. Roddick'in ciddi şekilde oyun planında değişiklikler yapması lazım, yoksa kariyeri tehlikeye girecek.

Sam Querrey yine "küçük turnuvaları kazanarım, grand slam'e söz veremem valla abi" moduna girmiş gibi. Tabii kimse slam kazanmasını beklemiyor da, bu kadar da kötü olmamalı. Amerikalı ilk turda wildcard'lı rakibi karşısında 4 sete gitti ve gerçekten sıkıntı yaşadı. Oyunu da berbattı. Ciddi bir rakibe karşı şu oyunuyla kazanması çok zor gözüküyor açıkçası. Cincinnati'de sakatlanan yapışık ikizi Isner öyle mi? Değil. Gil'i 3 sette geçti 2.06'lık kule.

Günün bir diğer sürprizi Llodra'dan Berdych'e geldi. Ben maçı izleyemedim ama kirpi Llodra'nın çok ama çok fazla fileye geldiğini söyledi. Berdych'e sıkıntı yaşatabilecek tarzda bir oyunu var zaten. Berdych de Roland Garros ve Wimbledon'da bütün depoyu bitirince burada harcayacak çok şeyi kalmadı. Ama sezonun geri kalanındaki indoor turnuvalar ona iyi gelebilir. Hatta sezon sonu şampiyonası da dahil buna... Monfils bu kez zorlanmadan kazandı. Fena da oynamadı. 3. turda Tipsarevic ile karşılaşacak ki, tam izlenesi bir maç bu.

Wimbledon sonrası toprak sezonunda 2 şampiyonluk alan Almagro, burada da çok boş olmadığını gösterdi. Starace'yi yakın geçen maçta 4 sette mağlup etti. Lundgren ile çalışmaya başlayan Wawrinka ise son haftalarda challenger'larda muazzam işler çıkartan Kukushkin'e karşı hiç zorlanmadan 2. tura çıktı. İyi işaret bu İsviçreli için. Cincinnati'de Hewitt karşısında sırt sakatlığı sebebiyle maçı bırakan Lu ise, Chela'ya 4 sette mağlup oldu burada. Chela zaten fena bir sert kort sezonu geçirmiyordu kendi standartlarına göre, beklediğim bir sonuçtu.

Geçen hafta New Haven'ı kazanan Stakhovsky, Luczak'a karşı bir sürpriz yaşamazken, New Haven'da sakatlığı sebebiyle maçı yarım bırakan Malisse, Sela'ya 3 sette mağlup oldu. Almanların çarpışmasında Kohlschreiber, Kamke'yi 4 sette mağlup ederken, "Rastafari" lakaplı Dustin Brown ise grand slam seviyesindeki ilk galibiyetini aldı Ruben Ramirez-Hidalgo karşısında. Jamaikalı ikinci turda Murray karşısında olacak. İlginç bir maç izletebilir umarım bizlere.

Günün geri dönüşü ise Granollers'den. İspanyol seviyor bu tip dönüşleri grand slam maçlarında zaten. Avustralya Açık'ta Soderling'i 2-0'dan gelip 3-2 mağlup etmişti. Burada Seppi'yi 2-0'dan 3-2 mağlup etmeyi başardı. Günün en etkileyici galibiyeti ise 92 doğumlu Ryan Harrison'dan. Amerikalı elemelerden gelip Ljubicic'i elemeyi başardı ilk turda. Ljubicic çok kötü ve isteksiz göründü ama yine de müthiş bir başarı bu Harrison için. 2. turda Stakhovsky ile ilginç bir maça imza atabilir. Eğer onu geçebilirse (şair burada abartıyor) 4. turda Nadal ile eşleşmeye kadar gidebilir.

Youzhny, Garcia-Lopez, Chiudinelli, Simon ve Hanescu ise günün rahat kazanan isimleri oldular. Özellikle Youzhny'nin Golubev karşısında bu kadar rahat kazanmasını beklemiyordum. Golubev, Hamburg'da kazandığı turnuvadan sonra kendini bir türlü bulamadı tekrar. Yakın zamanda da bulacak gibi görünmüyor...

Hiç yorum yok: