20 Mart 2011 Pazar

Indian Wells Finali: Nadal-Djokovic

Tıklayın üstüne, büyüsün.

Evet, finalin adı Nadal-Djokovic oldu. Turnuva başında da genel tahmin bu yöndeydi zaten. En azından hemen hemen herkes Nadal'ı finale yazıyordu. Alt taraftan da Federer ve Djokovic yakın şanslara sahip görülüyordu ama son form durumları itibariyle bir adım önde olan Sırp raketti ve gelen de o oldu finale.

Nadal ile Djokovic aralarında çok fazla maç oynayan oyunculardan. Şöyle ki, Nadal ile Federer toplamda 22 maç oynamışken, bu maçla birlikte Nadal ve Djokovic 24. kez karşı karşıya gelecekler. Üstelik 2006 ve 2010'u bir kenarı bırakırsak, arada kalan 2007, 2008 ve 2009 yıllarında toplam 20 kez oynamışlar. Muazzam bir rakam. Araştırmadım ama muhtemelen 3 senede 20 kez karşı karşıya gelen bir ikili tarihte hiç olmamıştır.

2006 ve 2010 hariç dedik. 2006'da Djokovic daha top level bir oyuncu değildi. Geçen sene ise en çok karşılaştıkları toprak kort masters'larında, Djokovic'in alerjisi olunca hiç oynayamadılar. Sezonun ikinci bölümünde iki kere sert kortlarda karşı karşıya geldiler ve onları da kazanan Nadal oldu. Ondan önceki 3 maçta ise Djokovic set bile vermedi, ki Nadal'ın sakatlık sonrası bölümüne tekabül ediyor bu bölüm. Ondan önce ise büyük bir Nadal üstünlüğü bulunuyor.

Toprak kortta Djokovic, Nadal'a karşı tek bir maç bile kazanamamışken sert kortta 7-5 Djokovic üstünlüğü bulunuyor. Ama direkt bu rakama odaklanarak bir sonuca ulaşmak pek mümkün değil. Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi Nadal'ın sakatlık sebebiyle berbat geçirdiği bir dönem, Djokovic'in de iyi oyunuyla pekişince çok rahat 3 sert zemin galibiyeti aldı Djokovic. Sert kortlarda Olimpiyat, slam ve sezon sonu finallerinde oynanan maçlara baktığımızda Nadal üstünlüğü ciddi biçimde ortada. Nadal tek sert zeminde oynadıkları slam maçını kazandı. Olimpiyatlarda sert zeminde kazandı ve 3 sezon sonu finali maçından da 2'sini kazandı. Ama iş masters turnuvalarına gelince Djokovic'in ezici bir üstünlüğü var ve bu maç da bir masters turnuvasında.

Djokovic bu sezon yenilgisiz devam ediyor ve bir rekora da koşuyor aynı zamanda. ATP Tour'un kurulduğu 1990 yılından bu yana en iyi sezon başlangıcı rekorunu dün Federer'i mağlup ederek egale etti. Sampras, 1997 yılına Avustralya Açık, San Jose ve Philadelphia'da şampiyonluklar kazanarak girmiş, arkasından Indian Wells'teki ilk maçında kaybederek 17 maçlık serisine nokta koymuştu. Djokovic, şu an bu rekora ortak ve eğer bu akşam Nadal'ı mağlup edebilirse rekorun tek başına sahibi olacak. ATP Tour öncesinde ise John McEnroe'nun insanlık sınırlarını zorladığı bir başlangıç var 1984 yılında. 39-0! Ve sezonda ilk kaybettiği maç Roland Garros finalinde. O finali de setlerde 2-0 öne geçtikten sonra kaybetti.

Diğer tarafta Nadal, 6 aydır şampiyonluk kazanamıyor. En son Tokyo'da kazanmıştı. Arkasından Melzer'e mağlup oldu. Paris'ten çekildi. Sezon sonu finallerinde Federer'e kaybetti. Doha'da Davydenko'ya kaybetti ve Avustralya Açık'ta da Ferrer'e. Tüm bunlara rağmen hala açık ara farkla 1 numarada. Lakin artık koruyacağı puanlar geliyor. Geçen sene Indian Wells ve Miami'de yarı final oynayarak 360'ardan 720 puanı cebine koymuştu. Bu finalle bu 720'nin 600'ünü kompanse etti bile. Eğer kazanırsa artıya da geçecek ve önünde bir de Miami var. Bu iki turnuvadan birinden şampiyonluk çıkartması çok önemli Nadal için eğer 1 numarayı korumak istiyorsa. Zira Wimbledon sonrasına kadar koruyacak 7000 puanı bulunuyor. Bu arada da sezona inanılmaz başlayan Djokovic, geçtiğimiz sezon neredeyse boş geçti diyebileceğimiz bir toprak sezonunda, bir sorun yaşamazsa en kötü finaller oynayacak ve Nadal her şeyi kazansa bile farkı ciddi şekilde kapatabilecek. Djokovic, ayrıca Miami'de de geçen sene ilk turda Rochus'e kaybetmişti ve oradan da bolca puan çıkartma şansına sahip. Nadal özelinde bu anlamda da çok kritik bir maç bu.

Djokovic'in bu turnuvada iyi oynadığı kesin. Özellikle yarı finale kadar rahat geldi. Ama ne kadar iyi oynadığını ölçmek Federer maçına kadar kolay değildi. Evet, Troicki ve Gulbis gibi isimleri sadece tek oyun vererek geçti ama o maçlarda, özellikle de Gulbis maçında Djokovic'in pek bir şey yapmasına gerek kalmamıştı. İyi bir teste ihtiyacı vardı. Formda olan Gasquet bu anlamda fena değilse de, Federer maçı daha fazla şey söyleyecekti bize ve öyle de oldu. Bana göre Djokovic hala iyi ve Avustralya Açık'tan aldığı ateşi hala taşıyor lakin o turnuvadaki kadar da iyi oynamıyor. Dünkü Federer kesinlikle Avustralya Açık'taki maçtan daha iyi değildi ve buna rağmen set almayı başardı Djokovic'ten.

Ayrıca, Djokovic, Federer'e karşı kullandığı "backhand'e yüklen" taktiğini Nadal karşısında kullanamayacak. Dün Federer forehand'i ile oynayabildiği zaman iyi işler yaptı. Ama Djokovic toplara derin, sert ve etkili vurarak Federer'in güçsüz backhand'ini çok fazla yıprattı. Sadece forehand ile de kazanmak mümkün değil... Bir de servis meselesi var. Geçen sene bu civarlarda Rochus maçında çift hata yağdıran ve servisini sağlı sollu kırdıran Djokovic, 1 seneden biraz daha az bir süre içerisinde servisinde önemli bir gelişme kaydetti. Genelde Federer-Djokovic maçlarında Federer servisiyle fark yaratır ve kazanır ama gerek dün, gerekse de bu sene bu ikilinin oynadığı bütün maçlarda Djokovic servis performansı açısından Federer'den aşağı kalmadı. Nadal'a karşı da iyi servis performansı şart zira özellikle Karlovic maçından sonra return'lerinde iyileşme var Nadal'ın. Çok iyi olmasa da, çok kötü de diyemeyeceğimiz bir servisi olan Del Potro karşısında iyi return'ler yaptı. İki oyuncunun da bu akşamki finalde birbirlerinin ikinci servislerinde üstünlük kurması muhtemel aslında.

Nadal ise Djokovic'in aksine servisinde Amerika Açık şampiyonluğundan beri düşüş yaşıyor. Sezon sonu finallerinde hissedilmişti biraz ama ben yeni sezonla toparlamasını bekliyordum. Olmadı. İlk servisleri aslında oyuna girdiğinde hala etkili ama ilk servis yüzdesi feci şekilde düşmüş durumda. %60'ları göremiyor ve de çok fazla çift hata yapıyor kendi standartlarına göre. Nadal ikinci servislerde turun en yüksek yüzdeyle puan kazanan oyuncusu olsa da bugün oynayacağı Djokovic karşısında buna güvenmesi pek sağlıklı olmayacaktır.

Ve tabii en son ve önemli faktör, rallilerin ne şekilde oynanacağı. Djokovic'in karşısında hem forehand hem de backhand kanadında toplara iyi ve sert vurabilen bir oyuncu olacak. Dolayısıyla zayaf tarafına yüklenip dönen topları forehand ile öldürme taktiği bu maçta pek işe yaramaz. Dün topa iyi vuran bir Del Potro karşısında Nadal'ın ne kadar rahat olduğunu gördük, ki bu akşam Del Potro'ya karşı pek etkili olmayan yüksek spinli topları da etkili kullanma şansı olacak. Indian Wells'te top çok yükseğe sekiyor. Nadal bundan turnuva başında çok da memnun gibi durmuyordu ama bu maç onun avantajına olacaktır zira Nadal'ın bu topspin'li toplarına karşı Djokovic'in rallileri kontrolü altında tutması kolay olmayacak. Kortun yavaşlığını da üstüne eklemek lazım.

Maç saatinde yağmur ve rüzgar ihtimali var. Yağmur kortu biraz hızlandırır diyebiliriz ama çok iyimser bir yaklaşım olabilir. Turnuvada iki haftadır bir damla yere düşmedi ve bugün gelebilecek hafif bir yağmur korta pek etki etmeyecektir. Asıl önemli olan rüzgar. 2009 Indian Wells finali hatırlanacaktır. Çok rüzgarlı bir havada oynanmış ve Nadal, Murray'i sadece 3 oyun vererek geçmişti. Ayrıca geçen sene belki de tarihin en rüzgarlı geçen grand slam'i Amerika Açık'ta oynanmış ve Nadal şampiyonluğu almıştı. Rüzgarın etki edeceği bir maç olursa bu da Nadal avantajına olacaktır kısacası.

Buraya kadar yazılanlardan da anlaşılacağı üzere, Djokovic'in harika sezon başlangıcına ve Nadal'ın bu turnuvada çok da iyi oynamamasına rağmen, bu finaldeki favorim Nadal. Yukarıda az çok nedenlerini sıraladık. Ama hepsinden önce tek taraflı olmayacağı kesin bir maç diyebiliriz, ki bu da biz izleyicilerin işine gelecektir. 2011 sezonunda Avustralya Açık'taki Federer-Djokovic maçından sonra en çok iple çektiğim maç ve şimdilik sezonun ikinci büyük maçı diyebiliriz. İyi bir final olması dileğiyle...

3 yorum:

ezgi e. dedi ki...

Şu ana kadar oynadıkları 5 finali de Nadal kazandı sanırım. Nadal bana da bir adım önde gibi geliyor ama yine de sonucu kestirmek güç. Çok çekişmeli ve iyi bir maç olacağı kesin ama.

kirpi dedi ki...

Bu ikisi mactan sonra elele tutusup Kolombiya'ya giderler artik...

Beril dedi ki...

djoko nadalla konuşmak istiyorum bu maçı kazanan kolombiyada kaybetmeli diycekmiş, bu kadar açık da söylenmez ki :)