Maçlar üzerinden gidelim.
Murray-Haase maçı. İzlemedim, başka maça bakıyordum. Ama anlatılardan bu maçı izleyenler benim Cincinnati'de yaşadığıma benzer bir ızdırap hissi aldılar sanıyorum. Yine bitirmekten aciz iki oyuncu ve dengesiz bir maç olmuş. Bir ara Haase sakatlık molası aldı, hatta bazı izleyenler "Resmen acı çekiyor, çekilsin artık" falan bile dedi ama on küsür oyunu üst süte kaybeden Haase final setinde 4-0'dan 4-4'e getirdi durumu. Dedim bu maçı da kaybederse artık Murray'in kariyeri biter, yok böyle rezillik. İlk maç puanında bir an maç bitti sanıldı ama aynen Cincinnati'deki Fish maçındakine benzer şekilde challenge oldu ve geri dönüldü. Haase break point falan da kaçırdı ve Murray 2. maç puanında bitirdi çok şükür.
Sharapova'nın fazla ilerleyemeyeceği ilk tur maçından belli olmuştu. Elendi de nitekim. Pennetta'nın onu 3 sette elemesi iki oyuncunun 3. set kaderlerinin de değişmesi gibi bir şeydi. Sharapova bol bol basit hatanın yanı sıra maçta kalmaya çalıştığı oyunda 2 de çift hata yaptı. Böylelikle her zamanki gibi kadınlarda heyecan yaratabileceği söylenen bir oyuncu daha erkenden veda ederken, bizler yeni muammalara sürüklendik.
Kısaca değineceğim maçlardan biri Nadal-Mahut maçı. Mahut'un maçı bırakması kötü oldu, maça iyi servis atarak başlamıştı. Ortada çekişme yoktu maç zevksizdi. Mahut kendini kasıp maçı bitirse bile fazla bir şey elde etmeyecektik. Nadal biraz daha toparlanmış görünse de yine her iki setin başındaki ilk servis oyunlarında servis kırma puanı vererek izleyenleri germeyi başardı. Zırt pırt sakatlanan Blake kortta zıp zıp zıplayan Ferrer'e fazla direnemedi, Wawrinka yılın mağlubiyet rekoru kıran adamına yenilme başarısını burada da pekiştirerek Young'a elendi. "Bu kadar istikrar bana fazla" diyen Gulbis elenip alemlere akarken, Nalbandian turlayarak sevenlerini sevindirdi. Kadınlarda da 27 nolu Safarova tam anlamıyla ezildi. WTA bildiğiniz gibi yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder