28 Ağustos 2011 Pazar

Amerika Açık Öncesi Son Provalar

Haftanın tek ATP turnuvası olan Winston-Salem yeni bir turnuva. Normalde oynanan New Haven'ın yerine getirildi. Burada Roddick vardı 1 numaralı seribaşı olarak. Genelde top oyuncuların slam öncesi turnuva oynadığına şahit olmayız ama artık Roddick'i top oyuncu olarak görme alışkanlığını bırakmalıyız. Bırakın ilk 10'u, ilk 20'nin de dışına çıktı. Burada da yarı finalde kaybettiği Isner sezonun ikinci şampiyonluğunu kazandı Fransız Julien Benneteau karşısında.

Isner'ın ilginç bir istatistiği var finallerde. Şu ana kadar bununla birlikte 3 final kazandı, 5 de final kaybetti ATP seviyesindeki turnuvalarda. O kaybettiği 5 finalin hepsi ABD'li oyunculara karşıydı, ki son 4'ünü ilk seti aldıktan sonra kaybetti. Kazandığı 3 finalin hepsi de ABD'li olmayan oyunculara karşı.

Benneteau ilk seti aldığı maçı kaybettikten sonra gözyaşlarını tutamadı. Tabii hazırlık turnuvası falan diyoruz ama dünya sıralamasında gerilerde olan oyuncular için bu turnuvaların ne kadar kıymetli olduğunu da unutuyoruz arada. Benneteau kazansa çok şey ifade edecekti bu şampiyonluk onun için. 29 yaşında ve bundan önce 4 tane final kaybetti. Belki de son şansıydı bu.
New Haven'de gelenek bozulmadı. 4. sene üst üste şampiyon oldu Wozniacki. Bu sefer kurbanı elemelerden gelen Petra Cetkovska'ydı. İki sette rahat kazandı McIlroy'un yavuklusu. Turnuvayı hiç takip etmedim ama turnuva sırasında twitter'da Wozniacki ile McIlroy'un öpüşmesini gördüm. Zaten 2 cümlede McIlroy'dan başka bir şeyden bahsedemememden anlamışsınızdır bu turnuvayı hiç takip etmediğimi. Aferin Caroline deyip topuklayalım bu turnuvadan.

Texas'ta takvime yeni giren ve bu haftanın en prestijsiz turnuvası olan turnuvayı Sabine Lisicki 5 maçta sadece 13 oyun kaybederek kazandı. Maç başına yaklaşık 2.5 oyun kaybetmek demek bu. Ayıptır günahtır, biraz sakin. Daha Amerika Açık var, en iyi tenisin orada lazım sana. Neyse ama, orada da iyi olur bence. Wimbledon öncesi de böyle turnuva kazanıp gelip yarı final yapmıştı Wimbledon'da.

Bu sonuçla ilk 20'ye girdi Lisicki. Amerika Açık'ta da çeyrek finale kadar geleceğini düşünüyorum en azından, hadi bakalım.

Hiç yorum yok: