
Jaziri'nin Amerika Açık'taki ilk deneyemiydi bu. Hayatında ilk kez New York'a gelişiydi ayrıca. Eski bir tenisçi olan antrenörü daha önce Toronto'da yaşayıp az buçuk New York'u da bildiğinden daha az sıkıntı yaşamış beklediğinden. Ayrıca elemelerden gelip ilk tur maçını De Bakker'e karşı kazandıktan sonra ülkenin spor bakanından da tebrik telefonu almış. 2009'da Marsel'in yaptığı gibi o da ülkesi adına tarihteki ilk grand slam ana tablo maçını kazandı. (açık dönem için geçerli)
Bugün Fish karşısında 3 sette kaybetmesine rağmen Louis Armstrong kortundan mutlu ayrıldığı kesin. Bu sonuçla birlikte ilk 150'ye de girmiş olacak. Bu yaştan sonra çok iyi bir kariyere sahip olması pek mümkün gözükmüyor ama birkaç grand slam'de daha ana tablo oynayıp o heyecanı yaşaması pekala mümkün.

Erkeklerde çekişmeli geçmesi beklenen maçta Cilic, Tomic'e sadece 3 oyun bıraktı. Maç sırasında sakatlık molası almış Tomic, göremedim. Millet de maçtan sonra sakattı, ondan yenildi muhabbetine girmiş doğal olarak. Ama o da nesi? Tomic maçtan sonra basın toplantısında sakatlığı falan olmadığını, sadece momentumu değiştirmek için o molayı aldığını söylemiş. Babayı da almış ama... Cilic, Federer ile oynuyor 3. turda. Federer çok rahattı bugün Sela karşısında, Cilic biraz zorlayabilir en azından, keyifli bir eşleşme olarak gözüküyor.
Bir başka saçma maç Fognini ile Berdych arasındaydı. İlk seti 7-5 kaybeden Fognini, 2 ve 3. sette bagel yedi. Boşuna demiyoruz bu adamın kafası güzel diye. Hemen buradan bir yere bağlayalım. Bugün Groth, Vania King'e karşı sadece 2 oyun alarak elendikten sonra twitter hesabı üzerinden çok ağır hakaretlere uğradı (google'dan hemen bulabilirsiniz twitter adresini ufak bir arama sonucunda) ve hesabını kapatacağını söyledi. Fognini gibi fenafillaha ermiş bir adam, hele şöyle bir maçtan ve gösterdiği - ya da göstermediği - efordan sonra twitter hesabı olsa nasıl küfürler yerdi, belli değil. Özet geç diyenlere: Zeki ama çalışmıyor.

Kadınlardaki genç Amerikalı kızların sürpriz yapma furyası bugün de devam etti. King'in Groth'u haşat etmesinden yukarıda bahsetmiştik. 18 yaşındaki Sloane Stephens de Peer'i iki sette geçip 3. tura yükseldi. McHale ve Falconi diğer yükselenlerdi bildiğiniz gibi. King ve Falconi bence tamamen "fluke" bir turnuva geçiriyorlar ama Keys, McHale ve Stephens iyi oyuncular olacaktır. Keys'in güçlü oyunu (95 doğumlu, onu hatırlatalım), McHale'in zekası ve soğukkanlılığı ile Stephens'in komple oyunu umut verici.

Son bir dikkat çeken sonuçla bitirelim yazıyı. Dolgopolov, Cipolla'ya karşı 2-0'dan tehlikeye soktuğu maçı son düzlükte yaptığı çıkışla zar zor kazanabildi. Maçı çok rahat götürürken kendini son sette 1-4 geride buldu. O anda Cipolla'nın hala o geri dönüşü nasıl yaptığını ben çözemezken, üst üste 5 oyun kazanan bizim dengesiz Ukraynalı maçı kazanmayı başardı. Ama böyle bir oyuncuya karşı bu kadar zorlanması iyi sinyal değil. 3. turda Karlovic'e kaybeder diyorum, hayırlısı.
Bir de Marsel kaybetti ki ona hiç girmeyelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder