2 Ağustos 2010 Pazartesi

ATP'de Sıralama

Ölü sezon da olsa sırlamada değişiklikler olabiliyor. Ne nedir, sezon sonunda ne olur bir bakalım.

Geçen yılı 1 numarada kapatan Federer'in bu yıl aynı başarıyı göstermesi "Mission Impossible" gibi duruyor. Ancak imkansız değil. Bunun iki sebebi var. Birincisi Nadal'ın sezonun ikinci yarısında koruyacak fazla puanı yokmuş gibi görünse de İspanyol oyuncu geçen yıl Montreal'den sonra katıldığı her turnuvada en az yarı final gördü ki bu da damlaya damlaya göl oluyor demek. İkinci etken ise Federer'in geçen sene US Open'dan sonra varlık gösterememiş oluşu. Uzakdoğu'ya hiç gitmemişti hatırlarsanız ve bu yıl oradan kopartabileceği epey puan var. Ancak Federer'in Cincinnati'de kan kaybedeceği ve bu kan kaybını gidermek için de Uzakdoğu'da en azından finaller görmesi gerektiği de bir başka gerçek. Ve tabi Nadal'ın geçen yıl puanların 200'er 200'er verildiği sezon sonu turnuvasında 0 çekmesi ve bu yıl geçen sene özür üzerine özür dilediği İngiliz seyircisini bir kaç maçta sevindirebilme olasılığı da var.

Djokovic için ne desek boş. Sezon sonuna doğru coşan bir isim bildiğiniz gibi. Ama 1 numarayı görmesi için çok çok iyi performans göstermesi lazım. Djokovic'in durumu biraz Federer'i andırıyor ama galiba onun koruması gereken puan miktarı biraz daha fazla. Geçen senenin ikinci yarısında iki ATP 500, bir Masters şampiyonluğu ve bir Masters finali var. Ayrıca bu yıl ilk 10'da taze ve istekli isimer var ve bunların Djokovic'i yenmek konusunda çekinceleri yok. Bunu da geçtim Djokovic'in 2010 itibarı ile hala ilk 15'e karşı 1 galibiyeti var.

Murray US Open sonrasına kadar puan kaybeder, ancak Uzakdoğu'da açılır diye tahmin ediyorum. O da geçen sene Asya'ya gitmeyenlerden. Sonbaharda geçen seneye göre daha fazla turnuvada oynayıp puan artırır ve Avustralya Açık'a kadar kendini toparlar diye umuyorum.

Müzmin tendinitli Soderling yerini koruyacaktır diye düşünüyorum. Hatta kura yardımı ile US Open'da yarı final görmesi de mümkün. Ama Uzakdoğu'dan puan çıkartabilmesi için sağlık durumunun iyi olması en kritik nokta bence. Bu arada İsveç'teki toprak tunuvası finalinde fena küsmüş anlaşılan, o günden beri göremiyoruz kendisini.

Del Potro bu hafta Davydenko ile arasındaki puan farkını kapattı(!). Neredesye aylarca tenis oynamamasına rağmen utanmasa bu hafta 6 numaraya çıkacaktı. Del Potro US Open sonrasına kadar 3100 puan kaybedecek. Sezon sonu turnuvasından da 800 puan kaybedecek olan Del Potro'nun ilk 100'den kopmaması Uzakdoğu ve Avrupa serüveninin nasıl geçeceğine bağlı. Ama bu turnuvalardan final veya şampiyonluk çıkartması zor göründüğünden bana göre sezonun geri kalan ATP turnuvalarını ısınma için kullanıp sezon sonunda da bir kaç Challenger'da tempo yükselterek Avustralya Açık'a formda gelmek kendisi için en iyi seçenek olacaktır bence.

Davydenko geçen sene Wimbledon sonrası Avrupa toprak sezonunda kazandığı puanları bu sene koruyamadı. Yine sezon sonuna doğru canavarlaşacağını tahmin ediyorum. Sezon sonu kupasını koruması büyük süpriz olmaz.

Berdych sıralamada yükselmesi olası tenisçilerden. İyi bir ritm tutturdu ve sakatlklardan da koruyor kendisini, dinlenerek geçiriyor şu günleri. Sezon sonu şampiyonu adaylarımdan biri.

Roddick ve Verdasco düşer gibi geliyor bana. Roddick için yapılabilecek herşey yapıldı bence teknik anlamda. Gerisi kendisine kalmış. Kafasını toparlaması lazım. Verdasco ise yine önemli turnuvaların başlamasına 3 dakika kala bir yerlerde raket sallıyor olur. Adam akıllanmıyor.

Sezon sonuna doğru ilk 10'u zorlayacağını tahmin ettiğim 2 isimden biri Almagro. En iyi sezonunu geçiriyor ve iyi bir kura ile bu yıl US Open'da 3. turdan ötesini görebilir. Bir diğeri de Ferrer. Ferru geçen seneki gibi sezon sonuna doğru sakatlık yaşamazsa puan artırabilir. Her ne kadar Roland Garros onu için bir hayal kırıklığı oldu ise de iyi bir toprak sezonu ve beklenenin ötesinde bir Wimbledon geçirdi. Son sakatlığından sonra iyileşmeye fırsat bulmuştur umarım. Diğer olağan şüpheliler ise Melzer ve Youzhny olur.

Hiç yorum yok: