6 Temmuz 2015 Pazartesi

Wimbledon 2015: İkinci Haftaya Girerken

Wimbledon'da güzel bir ilk hafta geride kaldı. Beş setlik maç sayısı, Roland Garros'un toplamını yanılmıyorsam cuma gününden geride bıraktı. Son yılların klasiği haline gelen Rafael Nadal sürprizini yaşadık. Erkeklerde birkaç fire daha oldu ama şampiyonluk favorilerinde sıkıntı gözükmedi. Kadınlarda ise çarşı adeta karıştı.

Middle Sunday arasından sonra dopdolu bir Pazartesi gözüküyor Wimbledon'da. Hava durumunda da sıkıntı yok gibi. O yüzden güzel maçlar olacağı kesin. Hem kadınlarda hem de erkeklerde 16 maçın hepsi bugün oynanacak. Zaten Wimbledon'ın en güzel günü ikinci Pazartesi olur, o maç yoğunluğu içinde illa ki 2-3 tane kıran kırana geçen maç çıkar.

Kadınlarda zaten günün maçı (ki ben genel anlamda günün maçı) Williams kardeşlerin kapışması olacak. En son burada 2009 finalinde karşı karşıya gelmişler, Serena rahat bir maç oynayarak iki sette kazanmıştı. 2009-2013 arası hiç oynamadıktan sonra Charleston'da 2013 yılında Serena, ablasını dümdüz etmişti. Geçen yıl ise Montreal'de Venus üç sette kardeşini yenerek 6-7 yıl aradan sonra ilk galibiyetini almıştı küçük kardeşine karşı.

Serena dünya 1 numarası ve Venus çökmüş olabilir ama buradaki form durumları aksini söylüyor. Serena, 3.turda Heather Watson karşısında ringin köşesinde iplere fena halde sıkıştı ama her zamanki dirayeti ve kararlılığı yine ortaya çıktı ve artık bilmem kaçıncı kez o şampiyon karakterini ortaya koydu. Dikkat ettiğim nokta, son set 3-0 geriye düşen Serena (ki double break'ti, üstelik çimde bunu çevirmek ne kadar zor, herkes bilir) olmasına rağmen sosyal medyadaki tenis hesaplarında vs. hala Serena'nın bir şekilde geri döneceğine dair inanç vardı. Bir önceki postların yorum altında bir arkadaş uzun uzun Nadal analizi yapmış "neden böyle olduk?" der gibisinden, işte onun cevabı aslında bu. Eskiden Nadal da inanılmaz karadeliklere düşmesine rağmen o noktalarda içinden canavar çıkartır, geri dönerdi. Dönemese bile zorlardı, rakibini her zaman korkuturdu. Nadal şimdi set için servis atarken servis kırdıracak diye millet bekliyor. Ve kırdırıyor da. Aradaki farklardan birisi de bu. Serena da 34 yaşında genç değil. Nadal'ın 29 yaşında olması, fiziksel gücünün eskisi gibi olmaması bu noktada bence bahane değil. Elbette kadınlar ve erkekler tenisi çok farklı, dinamikleri falan filan elbette çok alakalı değil ama "you got my point!".

Venus-Serena istatistiklerine bakarken dikkatimi çekti, bir Twitter hesabı paylaşmış. Aktif oyuncular arasında Serena'yı 4 kereden fazla yenen tek oyuncu Venus. 11 defa yenmiş. Bu açıdan kardeşine karşı, bırakın son sette yakalayacağı double break avantajını, ilk seti aldığı anda ne kadar kendine güveneceği, oradan kolay kolay kopmayacağı aşikar. Zaten çok formda ve çok da iyi oynuyor. Çim açık ara en iyi zemini Venus'ün ve herkes biliyor ki, Venus ve Serena en iyi oyunlarını oynarsa Venus, Serena'ya tek bir zeminde yener, o da çimdir. O yüzden ben beklentilerin boşa çıkmayacağını düşünüyorum. Venus'ün kazanma şansı var. Serena, son yıllarda çimde (yine araya şampiyonluk sıkıştırmasına rağmen) kesinlikle ikna edici bir tenis oynamıyor. Favori ise elbette yine dünya 1 numarası olacak.

Diğer eşleşmeler arasında aman aman dikkat çeken maç var desek yalan söylemiş oluruz. Azarenka-Bencic belki ama bunların ikisi de çim kortçu değiller. Williams kardeşlerin galibiyle oynayacak buradan gelen. Ben burada kazananın çeyrek finalde Williams kardeşlerden herhangi birini elemesini çok zor görüyorum.

Bol sürpriz olduğu için sürpriz eşleşmeler de ortaya çıktı. Mesela Keys-Govortsova eşleşmesi. Govortsova sıradan bir top 100 oyuncusu olabilir ama çimde fazlasıyla etkili. Keys istikrarlı bir oyuncu olmadı hiçbir zaman. Bu maç sürprize açık olabilir.

Vandeweghe-Safarova bir başka sürpriz beklediğim maç. Safarova, Roland Garros finalinden sonra çimde iyi tenis oynamıyor. Zaten burası ona çok uygun sayılmaz. İyi servisi olan bir oyuncu olsa da Vandeweghe çok formda, kendine çok güveniyor ve çimde gerçekten o da farklı bir oyuncu. Buradan da çıkacak sürpriz sonuç, benim için sürpriz olmaz.

Sharapova ve Bacsinszky bence kolay galibiyetler alırlar. Wozniacki-Muguruza maçı çok belirsiz görünüyor ama farklı stillerin çarpışması. Çekişmeli maçtan ziyade ilk 3-4 oyundan sonra taktik olarak diğerini alt edenin nispeten kolay bir galibiyete ulaşacağını düşünüyorum.

Son olarak Radwanska-Jankovic... Çok kötü sezon geçiren Radwanska'ya piyango vurdu, artık bir şeyler yapması lazım. Son şampiyon Kvitova, ilk iki tur buldozer gibi giderken Jankovic'e olmayacak noktadan maç verdi, ki Jankovic berbat çimcidir. Radwanska da kötü sezonunun aksine çimde iyi oynadı. Kurası da açıldı. Kvitova ona çok ters geliyordu. Tablonun alt tarafının bana göre bir anda favorisi oldu. Sevdiğim oyunculardan Aga. Umarım bu fırsatı artık geri çevirmez ve finali görüp şu kötü sezonda moral bulabilir. (finalde ateş gibi yanan üst taraftan gelecek Williams'lar, Sharapova'lar karşısında öyle bir durumda şansı elbette çok az olacaktır)

Erkeklerde Nadal'ın şampiyonluk için tehdit olmadığı aşikar. O yüzden bana göre şampiyonluk favorilerinde sürpriz yok. Bir Kvitova elenmedi yani. Tablonun üst tarafında Djokovic, Tomic'ten sonra aynı tarz oyuncularla yoluna devam edecek. Bugün Anderson, çeyrekte büyük sürpriz olmazsa Cilic gelecek. Anderson zorluk çıkaramaz. Cilic de çok formda değil her ne kadar geçen sene Novak'ı geçen sene burada 5 sete götürse de. Djokovic için daha önce de dediğim gibi yarı final yolu çok açık. Tabii hakkını vermek lazım ki bu rahatlığı sağlayan kendisi. Hiçbir şekilde grand slam'lerde çeyrek finalden önce elenmeyeceğine inandırdı herkesi. Rakiplerde bile inanç falan bırakmadı makine.

Oranın altı biraz karışık. Wawrinka-Goffin ve Kyrgios-Gasquet eşleşmeleri var. Buradan lütfen Wawrinka-Kyrgios çıksın da tenise doyalım. Wawrinka zaten epey ağır basıyor ama Kyrgios-Gasquet maçı ortada. Gasquet'nin Wawa'yı tehdit edebileceğini hiç sanmam ama Kyrgios gelirse çok eğlenceli maç izleriz. İnşallah o gelir ama ne olacağına dair bir tahmin yapmak çok zor. Özellikle Kyrgios çok inişli çıkışlı bir oyuncu...

Tablonun alt tarafında Federer en rahat eşleşmeye sahip diyebiliriz. Bautista, çok çok iyi kura çekerek en kötü zemini çimde 4.tura geldi. Federer'in burada set kaybetmesi bile sürpriz olur. Zaten çok iyi olmasa da, iyi tenis oynuyor. Sürprize uğrayacak bir görüntü vermedi yani.

Federer'in rakibini belirleyecek Berdych-Simon maçı beş sete gideceğim diye bağırıyor. Simon maraton sever, Berdych de maç içi saçmalar. O yüzden bu maç her şeye açık. Berdych çok dominant gözükmedi. Simon da iyi çim sezonu geçirdi. Simon buradan sürpriz çıkartabilir, ki Federer de pusuda Simon için bekleyecektir. Berdych'e göre kesinlikle tercih edeceği bir rakip olur.

Murray ise turnuvanın en zor maçını oynayacak. Antrenman niteliğinde üç maç oynadı ki, bu maçı kazanması halinde çeyrek finalde de Troicki-Pospisil galibine karşı yine rahat bir maç onu bekleyecektir. O yüzden yarı finale kadar oynayacağı en zor maç olacak bu Karlovic'e karşı oynayacağı maç. Murray iyi returncü ve daha önce çimde de 4 sette mağlup etti Karlovic'i. Turnuvada iyi servislerle karşılaşmadığı için adapte olması zaman alabilir, set de bırakabilir tiebreak'te falan ama bir yerden sonra servisleri okuyup araya sıkıştıracağı iyi return'lerle maçı götürür gibi. Ama seyir zevki açısından set skorları yakın olacağı için iyi geçebilir bu maç, çekişme olabilir Karlovic'in iyi servis günü olursa. (sanki kötü servis attığı gün var da!)

Bir başka postta görüşmek üzere, tenisle kalın...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne dersiniz Wawrinka Wimbledoni da alsın. .

Russell dedi ki...

İş oraya gidiyor zaten. Finale çıkacak bence.

Adsız dedi ki...

Federer ve Murray'nin servisleri setler ilerledikçe düşmeye başlıyor, olası Djokovic/Wawrinka finalinde tablonun üst tarafı ağır basmaya başladı bence.

Bana kalırsa bugün Cilic bir sürpriz yapabilir. Final isteğim Wawrinka vs Murray. Bakalım kim kapacak 3. grand slami ilk olarak :) Wawrinka'nın tüm tenis dünyasını trollemesini istiyorum :)