8 Temmuz 2015 Çarşamba

Wimbledon 2015: Kadınlar Çeyrek Finalleri

Dün kadınlarda çeyrek final karşılaşmaları tamamlandı. Favoriler kazansa da güzel maçlar oldu ve iyi tenis izledik. Yarı final eşleşmeleri kağıt üstünde çok heyecan veriyor ayrıca çıkan sonuçlar neticesinde.

Sharapova, merkez kortun ilk maçında Amerikalı CoCo Vandeweghe karşısında epey zorlanmasına rağmen kazanmayı başardı. Sharapova oynadığı son 19 slam çeyrek finalinin 18'ini kazanmış. Ayrıca oynadığı son 10 slam çeyrek finali maçının da hepsini kazanmış. Bu açıdan gerçekten istikrarlı bir tablo çiziyor. Bugün en iyi tenisini oynamasa da, yine inatçılığı ve istikrarıyla bir yerden sonra (burada üçüncü setten sonra) alev alev yanan rakibinin ateşini söndürüp maçı kazanmayı başardı. Vandeweghe'nin oynadığı tenise ise şaşırmadım. Zaten çimde çok farklı bir oyuncu. Oyun tarzı itibariyle sert kortta dahi bu şekilde bir tenisi istikrarlı şekilde ortaya koyamayabilir ama Lisicki gibi Wimbledon'da ve çim kort turnuvalarında bir tehdit olacağına şüphe yok önümüzdeki yıllarda da.

Serena-Azarenka maçı merkez kortta bir başka güzel maç oldu. Aslında son Serena-Azarenka maçlarının da kopyası oldu bu maç. Serena zaten slow-starter, Azarenka da her zaman Serena'ya karşı kazanacağına 'gerçekten' inanarak korta çıkan nadir oyunculardan biri olduğu için güzel maçlar izliyoruz. İlk set Azarenka süper tenis oynayarak kazandı. İkinci set epey çekişmeli, iki tarafın da çok yüksek kalite tenis oynadığı bir set olarak kayıtlara geçti. Bu sette Azarenka epey tükendi zaten, son seti nispeten daha rahat alan Serena adını yarı finale yazdırdı.

Yarı finaldeki Serena-Sharapova eşleşmesi artık klasikleşti. 11 yıldır kazanamayan Sharapova, Serena'ya karşı son maçını burada 2004 Wimbledon finalinde kazanmıştı. Takvim slam'i yolunda son 9 maçı kalan Serena ise, yüz ifadelerinden ve odaklanmasından gördüğümüz kadarıyla hiç olmadığı kadar hırslı. Sharapova'nın da yine en iyi tenisini oynamadığını göz önüne alırsak, Serena bu sefer de klasiğini devam ettirir gibi görünüyor.

Diğer çeyrek finaller tablonun nispeten zayıf tarafındaydı. Radwanska, Keys karşısında servislerin etkili olduğu maçı üç sette kazanmayı başardı. Kariyerinin en kötü sezonlarından birini geçiren Polonyalı, üst üste 3. yarı finaline yükseldi oynadığı son 3 turnuvada. Bu yarı final derecelerinin hepsinin çimde gelmesi elbette tesadüf değil. Her ne kadar düz mantık tenis takipçilerine göre Radwanska'nın oyunu çime uygun olmasa da, elbette olay öyle değil. Normalde etkili olamayan düz, spinsiz vuruşlarından daha fazla winner çıkartıyor. Yine servisini çok daha etkili kullanıyor çimde. Klasikleşen junk ball'ları, el hassasiyetini kullanarak bulduğu lob'lar, drop shot'lar ve taktik tenisi çimde ona büyük avantaj sağlayan etkenler.

Diğer çeyrek final izleyemediğim tek çeyrek final oldu. Muguruza, sezonun flaş isimlerinden Bacsinszky'i iki sette mağlup ederek Radwanska'nın rakibi olmayı başardı. Radwanska-Muguruza yarı finali yakın geçmeye müsait bir maç. Muguruza, Keys'e oyun stili olarak çok benzer bir oyuncu. Radwanska'nın bir tur önce aynı tarz oyuncuyla karşılaşmış olması avantajına olacak ama doğrusu, Muguruza kalite olarak Keys'ten şu anda o tenisi bir seviye daha üstte oynuyor ve Radwanska'nın karşısında güç tenisi oynayıp da gününde olan bir oyuncu olunca şansı epey azalıyor. Radwanska'nın taktik olarak oyun anlayışı ve Muguruza'nın vuruşlarının etkinliği kilit olacak. Gününde olanın kazanacağı bir maç olur gibi. Burada bir avantaj varsa, buraları daha fazla oynamış ve halihazırda Wimbledon finali olan Radwanska'nın, kariyerinin ilk slam yarı finalini oynayacak Muguruza'ya karşı daha tecrübeli olan taraf olması diyebiliriz.

Serena-Radwanska finali, Serena şampiyonluğuyla birlikte turnuvaya dair tahminim bu arada...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kadınlar tenisi hakkında diyebileceğim - en azından son 10 sene için - Serena gibisi gelmedi.. Halen dominasyona devam.