Maçın genel olarak pek tatmin edici olduğu söylenemeyecek olsa da, Federer'in backhand tarafında çıkardığı sürpriz güzel şutlar ve bazı yerlerde vurduğu olağanüstü dropshot'lar ile Nadal'ın topspin'li forehand'i ile vurduğu bir dolu winner ve harika backhand passing shot'ları yine bu rekabetin bize neden değerli olduğunu gösterdi.
Kort şartlarının Roland Garros'a nazaran Federer için daha uygun olduğu Madrid'de, Nadal kendi ortalamasının biraz altında oynayarak bile iki sette kazanmayı başardı. Federer'in maç puanı da dahil olmak üzere yaptığı bazı komiklikler olsa da, toprak kort standardının çok da aşağısında değildi. Federer, RG'de bundan daha iyi olacaktır tabii ki, ancak koşulları Nadal'a çok daha uygun olan Paris'te Nadal'ın da bundan çok daha iyi olacağı kesin. Bu maçla birlikte Roland Garros'un en büyük favorisinin Nadal olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu.
Bir not. Nadal, bu zaferle birlikte tekrar 2 numaraya geri döndü. Eğer Federer, Roland Garros'ta yarı finalden önce elenirse, Nadal da kupayı kazanırsa, Roland Garros sonrası Nadal 1 numara olacak. Bu, Federer'in, Sampras'ın 286 haftalık rekorunu kıramaması demek. Peki, Federer'i yarı finalden eleyebilecek muhtemel isim kim derseniz, söyleyebileceğim tek isim var: Fernando Verdasco... Sıralamaya bakıldığında Federer ve Nadal, Verdasco ve Tsonga'yı paylaşacaklar ve bence, Verdasco, Nadal tarafına düşerse harika bir toprak sezonu geçiren Verdasco için talihsizlik; Federer tarafına düşerse, harika bir toprak sezonu geçiren Verdasco için Federer'in grand slam'lerde yakaladığı 23 üst üste en az yarı final rekorunu bozma şansı doğacak. Son birkaç aylık Nadal ve Federer performansı, bana bunu söyletiyor en azından...
Şimdi Marsel İlhan'ın, elemelerdeki kurasını bekliyoruz. Hatırlatalım, Roland Garros elemeleri yarın start alıyor. Ne de çabuk geldi, ne de güzel oldu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder