12 Temmuz 2011 Salı

Geçen Haftanın Özeti

Davis Kupası'nda Arjantin-Sırbistan ve İspanya-Fransa yarı final eşleşmeleri oluştu. Özellikle Arjantin ve Sırbistan'ın galibiyetleri fazlasıyla kolay geldi. Arjantin, bu sezon oynadığı 19 maçın 15'ini kaybeden Golubev ve sıradan bir oyuncu olan Kukushkin'e karşı Monaco ve Del Potro ikilisiyle üstün gelmeyi başardı. Arjantin'in çiftlerde de güçlü bir takımı var tabii.

Sırbistan'ın işi daha da kolaydı. Skor olarak Arjantin gibi 3-0 ile bitiremediler işi ama tekler maçları o kadar kolaydı ki, kağıt üstünde daha da kolay kazandılar Arjantin'e göre. Ryderstedt ve Eleskovic gibi iki isime karşı oynadılar tekler maçlarını, ki bu iki oyuncu da ilk 200'de bile değil. Djokovic oynamaya dahi gerek görmedi ve Tipsarevic ile Troicki işi bitirdi. Arada çiftler maçını almayı başardı İsveç.

Çekişmeli geçmesi beklenen Almanya-Fransa serisi de çabuk bitti. Fransa deplasmanda 3-0 ile geçti. Aslında seri Almanya adına güzel başlamıştı. İlk maçta Mayer, Gasquet karşısında setlerde 2-0 önde ve 3. sette de maç için servis atıyordu. Ama 5 setlerdeki herkesin malumu olan zayıflığı yine ortaya çıktı. Gasquet geri dönüp maçı 5 sette kazandı ve serinin kaderini değiştirdi. Daha sonra Monfils, Kohlschreiber'i yakın geçen 3 sette yendi ve çiftler maçını da alan Fransa, seriyi muhtemelen beklediğinden de kolay kazandı.

Çeyrek finalin en çok beklenen eşleşmesi ise İspanya ile ABD arasındaydı. İspanya, tarihinde ABD'yi deplasmanda hiç yenememiş olarak gitti Texas'taki eşleşmeye. Onca yaşanan zemin tartışmalarının üstüne, Rafa da seride oynayamayacağını belirtince işler iyice zor gözükmeye başlamıştı İspanyollar için. Ama baştan sona üstün götürdükleri seriyi 3-1 ile almayı başardılar. ABD'de Fish ve Roddick tek bir maç dahi kazanamadılar. Lopez, ilk maçta Fish'i 5 sette geçti (son set 8-6 bitti). Ferrer ise Roddick'i şok bir skorla 3-0 mağlup etti. Bryan kardeşler ile çiftlerde gülen ABD, 4. maçı kaybedince Davis Kupası'na veda etti. 4. maçta Ferrer ile Fish arasındaki çekişme görülmeye değerdi. Tenis kalitesi düşüktü. İki oyuncu da çok fazla basit hata yaptı ama Amerikalı seyircilerin yarattığı gürültülü atmosferin de etkisiyle eğlenceli bir maç ortaya çıktı. Ferrer 4 sette kazandı ama maç 4 saat 10 dakika gibi epey uzun bir süre sonunda sona erebildi. Son sete kalmış olsa 5 saati rahatlıkla geçecek bir maçtı yani.

Tüm bu Davis Kupası karmaşasında ATP'de haftanın tek turnuvası olan Newport'ta (çimde oynanıyor bu) 1 numaralı seribaşı John Isner zorlanmadan şampiyonluğa ulaştı. Bazı maçları izledim ama yazmaya değer pek bir şey yok açıkçası. Twitter'da paylaştığım anektodu burada da paylaşayım bari yazıyı kapatmadan. Turnuva tarihinde ilk kez 1 numaralı seribaşı şampiyon olmayı başardı.

Ha, unutuyordum az kalsın. WTA'de iki turnuva vardı. Bastad'da ev sahibi Larsson'u yenen Hercog kazandı; Budapeşte'de ise İtalyan Vinci 2011 yılındaki 3. şampiyonluğunu aldı finalde Irina-Camelia Begu'yu yenerek.

1 yorum:

kirpi dedi ki...

Gasquet de 2 setle onde goturdugu maclari kaybetmesiyle meshur aslinda, ilginc eslesme olmus.