Marsel'in Rochus ve Acasuso maçlarının tamamını izleme fırsatı buldum. Rochus maçının ilk setinde evlere şenlikti Marsel. Kortta boş boş gezen bir görüntü, servislerdeki etkisizlik, rallilerde 5-6 vuruşta ölmesi... Tüm bunlar Rochus'ün hiçbir şey yapmasına ihtiyaç kalmadan seti 6-1 bitirdi. Ama ikinci sette daha farklı bir Marsel izledik. İlk önce servisine tutunmakta çektiği zorluğu iyi servislerle yok eden Marsel, maç ilerledikçe basit hataları azaltmaya başladı, basit hatalar azalmaya başladıkça kendine gelen güveniyle birlikte harika winner'lar vurmaya başladı. Yakın geçen ikinci seti 7-5 ile kazanan Marsel, son sette bu yaptıklarını devam ettirirken, üstüne harikulade dropshot'lar ekleyince, son seti 6-2 almakta zorlanmadı.
Acasuso maçının başlangıcı da benzerdi aslında. Yine kötü bir ilk set ve 6-2 kayıp. Ama bu kez, bu kötü setin, 2. setin başlangıcına da yansıması. İkinci setin ilk oyununda servis kırdırdı Marsel ve 1-0 geriye düştü. Hemen geri almayı başardı ama bu servis kırma avantajını. Üstelik karşısında çok iyi bir servis atan Acasuso varken. Zaten bu maçta genel olarak iki taraf da gayet iyi servis performansı gösterdi. Rochus maçında olduğu gibi burada da gitgide performansını yükselten Marsel ile birlikte, rakibi Acasuso'nun da performansı hafiften düşmeye başladı. 4-3'te servis kırma puanları kaçıran Marsel, 5-4'te rakibi sette kalmak için servis atarken art arda harika forehand winner'larla puanları domine etti ve seti 6-4'lük skorla hanesine yazdırdı. Bu kez bu arkasına aldığı fırtınayı son sete taşıyamadı. Bunda Acasuso'nun kendisini toplamasının da payı vardı. 2. turdaki Rochus maçında 2. seti kaybeden Belçikalı oyundan düşmüştü ama Acasuso tam tersine, final setine harika giriş yaptı. Marsel'in de sürekli 2. servislere düştüğü bu sette double break avantajını yakalayıp sette 5-1 öne fırlamakta zorlanmadı tecrübeli Arjantinli. 5-1'de servis atan Marsel, zor tutundu servis oyununa. 5-2'de maç için servis atan Acasuso 40-15'i yakaladıktan sonra Marsel'e bir şeyler oldu ve 2. setin son birkaç oyunundaki o harika performansına geri döndü. Önce 2 maç puanını çevirdi, sonra üstüne 2 puan daha alıp servisi kırdı. Arkasından bu sette ilk kez çok iyi ilk servislerle bir servis oyununu domine etti ve skoru bir anda 5-4'e getirmeyi başardı. Acasuso bir kez daha maç için servis atmaya geldi. Çift hata 0-15, basit hata 0-30, Marsel'in passing shot'u ve 0-40... Harika bir fırsattı geri dönüş için fakat burada tecrübe devreye girdi. Üst üste iki çok iyi servis ve 30-40'ta da Marsel'in çok ucuz kaçırdığı bir top durumu 40-40'a getirdi. Buradan sonra 2 puan daha almayı başaran Acasuso maçı bitirdi.
Marsel, toprak kortta geçen sene sadece Roland Garros'ta oynamış onda da ilk eleme maçında Thiemo de Bakker'e 2 sette kaybetmişti. Bu sene toprak korttan kaçamayacağını, eğer gerçekten tam bir oyuncu olmak istiyorsa, toprakta da oynaması gerektiğini öğrenmiş olsa gerek. Zaten Marsel'in başından beri topraktan kaçması pek anlamlı gelmiyordu bana. Zira, en az sert kort kadar uygun bir oyunu var toprağa. Nitekim Barcelona'da ana tabloya kalarak, bu turnuvada da çeyrek final yaparak gösterdi bunu bizlere. Umarım kendisi de görmüştür tabii... Marsel'in en büyük avantajının her korta uygun bir oyunu olması olarak görüyordum ben uzun süredir. Çimde kullanabileceği iyi servis, iyi forehand ve averaj volesi; toprakta kullanabileceği rallilerde sağlam durabilmesi, iyi dropshotları, iyi counter-shotları var. Sert kort zaten en iyi oynadığı kort... "Hepsinden biraz" diye tanımlayabiliriz Marsel'i. Bunun iyi yanları da kötü yanları da var. İyi yanlarından en önemlisi bu; sezonun her bölümünde turnuvalarda ilerlemek için şansının olması. Mesela turda toprakta çok rezil olan oyuncular şu toprak sezonunu sert kort challenger'larında öldürüyorlar; veya sert kortta çok rezil olan oyuncular büyük kısmı sert kort olan sezonun büyük kısmını toprak challenger'larında öldürüyorlar...
Marsel, bu hafta Ramat Hasharon'daki 100 bin dolar ödüllü challenger turnuvasına katılacak. Turnuva sert kortta. Bu yüzden Marsel'in bu tercihini yanlış buluyorum. İki hafta üst üste toprakta iyi sonuçlar almışken, Roland Garros'a da yaklaşırken, bunun yerine bir başka ATP tur elemesini denemek veya bir başka toprak challenger'ına gitmek daha iyi olabilirdi. Üstelik, bu haftanın sonunda Madrid masters'ın elemeleri için yine toprağa geçecek. Elemeler de cumartesi günü başlayacağı için, burada en fazla cuma gününe kadar kalabilir, ki o da en fazla çeyrek final oynaması demek. Tabii, olur da çeyrek finali geçerse katılmayı planladığı Madrid masters'ı iptal etmek zorunda kalacak. Eğer öyle bir durum olursa muhtemelen aynı hafta başka bir challenger'ın ana tablosuna geçiş yapacaktır.
Marsel'in kurası da belli oldu ayrıca. 7 numaralı seribaşı bu turnuvada. İlk turda elemelerden gelen bir oyuncuyla oynadıktan sonra, ikinci turda muhtemelen Belçikalı Bemelmans ile oynayacak. İkisi de yenmesi gereken oyuncular. Çeyrek final rakibi ise zor. Turnuvanın 1 numaralı seribaşı ve ev sahibi Dudi Sela. Ben Marsel'in çeyrek finalde elenip hafta sonu Madrid'e geçiş yapacağını düşünüyorum... Bu turnuvaya katılması bence büyük bir hata ama yine de başarılar diliyoruz tabii Marsel'e. 2008'de kazandığı bu turnuvada sonuna kadar gider bir kez daha inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder