4 Ocak 2016 Pazartesi

Başlıyor



Teniste sezon arası sadece bir ay olabilir ama Amerika Açık sonrası Asya turnuvalarının biraz angarya hissettirmesi, genel olarak sezon sonu turnuvasının istisnalar hariç beklentiyi karşılamaması o ara daha uzunmuş gibi hissettiriyor. Tarihin en iyi 7-8 oyuncusundan 3'ü aynı dönemde oynayınca onların yarışını en büyük arena olan slam turnuvalarında görmek istiyoruz. Çünkü orası masaya koyacakları şeyleri sakladıkları alan oluyor.

Avustralya Açık öncesi hazırlık turnuvaları arasında bir Masters turnuvası yok belki ama muhtemelen verilen aranın da etkisiyle, slam öncesi oynanan hazırlık turnuvaları niteliğindeki turnuvalar arasında en zevk aldığım bunlar oluyor. Belki biz burada donup eve tıkışmışken bilgisayar ve televizyon ekranında o Avustralya'nın sıcağı bize hoş geliyordur, kim bilir?

Sezon öncesi oynanan Abu Dhabi'deki Mubadala turnuvası resmi bir turnuva olmasa da her zaman iyi bir veri olmuştur oynanan tenis seviyesi açısından. Geçen sene orada Murray'e 0-6 2-6 ile kaybeden Nadal, gerçekten berbat bir Avustralya Açık geçirmişti. Bu sene ise daha zayıf rakipler vardı. Ferrer ve Raonic'i mağlup ederek kupaya uzandı. Dramatik bir değişim yoktu elbette ama geçen senenin sonunda yakaladığı mini ritmi devam ettirdi diyebiliriz özetle.

Asıl sınav ise Doha'da olacak onun için. Kuralar çekildi ve burada 1 numaralı seribaşı Novak Djokovic. Şöyle bir karar aldım ki, bu insan görünümlü canavar, herhangi bir turnuvada finalden önce kaybedene kadar (gözümle görmem lazım) onun kurasını yorumlamayacağım. Sonuçta burada amme hizmeti yapıyoruz, elimizi daha değerli şeylere yoralım, değil mi?

Nadal ise yarı finale kadar rahat gelir gibi. (sezonun ilk jinx'i hayırlı uğurlu olsuuuun) Yarı finalde olası bir Ferrer eşleşmesi gözüküyor. Ferrer küçük turnuvaları sever. Olur da oynarlarsa gününde götürebilir burada Rafa'yı. Rafa da finalde Djokovic ile karşılaşmamak için çok sıkmayabilir kendisini. (Nadal fanı olduğumuz bilinmese bu postun altına oluk oluk "Rafa haterı!!" yorumları akardı, neyse ki o açıdan sıkıntımız yok)

Brisbane'de daha iyi bir kura var. Federer, Nishikori, Cilic ve Raonic ilk 4 seribaşı arasında yer alıyor. İlk turda Simon-Dimitrov eşleşmesi var diyeyim, oradan hesap edin. Federer favori ama yabana atılmayacak çok isim var denk getirdiğinde onu yenebilecek.

Chennai'da klasik bir şekilde Wawrinka turnuvaya liderlik ediyor. Paire, Bautista, Anderson gibi nispeten düşük profilli isimler var. Zaten Chennai'deki turnuva her zaman Brisbane ve Doha'ya göre sönük kalmıştır. Wawrinka'nın ilk turda elenebileceği gibi rahatça şampiyon da olabileceği bir tablo. Anderson ve Bautista istikrarlı isimler olduğu için burada en kötü yarı finale kadar gelirler tahminimce.

Kadınlarda Auckland'de Venus Williams ve Ivanovic var. Chennai için dediğimiz burada geçerli. Bu aslında çok sevimli bir turnuva ama Brisbane'a göre düşük puanlı olduğu için hep yetim kalıyor. Brisbane'de bütün ağır toplar var neredeyse. Sharapova, Muguruza, Halep, Kerber, Vinci vs... Serena Williams yok bir tek, ki o da Hopman Kupası oynuyor Jack Sock ile birlikte.

Shenzen'de ise 1 numaralı seribaşı Agnieszka Radwanska. 2 numarada da Kvitova var. Onun dışında bu da Auckland gibi düşük profilli.

TÜRK OYUNCULAR NEREDE?

Çağla bu hafta Shenzen'de eleme oynadı. İlk turu rahat geçse de ikinci turda 1 numaralı seribaşı Shvedova'ya takıldı. Sezonu Dubai'de şampiyon olarak kapatmıştı. 2 hafta önce de Ankara'daki 50 binlik turnuvada final oynadı. Avustralya Açık'ta eleme tablosunda yüksek sıralardan seribaşı olacak ve iyi bir kura çekmesi olası. İlk slam ana tablosu gelsin artık da, o da biz de rahatlayalım.

İpek ise Auckland'de eleme oynadı. O da Çağla gibi ilk turu geçip ikinci turda elendi. Seribaşı olmama ihtimali yüksek onun Avustralya Açık'ta. Ama zaten yeni eleme oynamaya başlıyor, çok da baskıya gerek yok henüz.

Marsel ise bu akşam Doha'da ana tablo maçına çıkacak. Sıralaması ana tabloya yetmiyordu ama wild-card aldı. Katarlılar her sene burada saçma sapan oyuncularına wild-card veriyorlardı ve onlar da 30 dakika civarında 0-6 0-6 kaybediyorlardı. (abartmıyorum, açın bakın) Bu sene o gereksiz wild-card'ı bir kişiye vermişler. Diğerleri Jaziri ve Marsel'e gitmiş. İşte Ortadoğu'nun aradığı Büyük İslam Birliği.

Marsel'in maçı merkez kortun son maçı. Eurosport 2'de canlı olacak. Andrey Kuznetsov'a karşı oynuyor ki, geçen sene yenmişti onu. Ortada maç. Eğer bir şekilde 2 maç kazanırsa çeyrek finalde Nadal ile oynayabilir.

Şimdilik bu kadar. Bu sene güncellemeler çok sık gelecek. Şimdi kıçıkırık bir blog için yemin edip günaha girmek istemiyorum ama vallahi sık gelecek bak!

Görüşmek üzere, tenisle kalın!

(Yazıda kullanan şarkı Nadal hayranlarına özel sezon öncesi gazı depolamak için. Başka türlü bitmez bu sezon.)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Rafa haterı!!

Russell dedi ki...

Biliydim böyle olacağını...

Adsız dedi ki...

İçimden geçirdim acaba şu D.Brown bir set alabilir mi Djokovic'ten diye..Hani sürpriz yapar falan.. Nerde o günler..Nafile

sputnik dedi ki...

djokovic'in olduğu yerde tenis yorumlamak bile içimden gelmiyor artık :/