23 Ocak 2013 Çarşamba

AO: Yarı Finallere Doğru

Yarı finaller, kadınlarda Stephens-Azarenka ve Li-Sharapova, erkeklerde ise Ferrer-Djokovic ile Murray-(muhtemelen) Federer şeklinde gelişecek.

En büyük sürpriz Serena'nın elenmesi oldu tabi. Ancak dün çiftler maçını kaybettiğinden beri kendisinden iyi sinyaller gelmiyormuş. Galiba çiftler maçı öncesi antrenmanda kendisini sırtından sakatlamış. Zaten bugünkü servislerine de yansımış bir durum. İlk turda da bileğini burkup şişirmişti hatırlarsanız. Aslında bu noktaya kadar gelişini hem servislerine hem de rakiplerinin kifayetsizliğine borçluydu biraz; bileğini burktuğu maçta hareketinin kısıtlandığı anlarda dahi rakibi kendisinden oyun alamamıştı. Hem servislerinin etkisinin azalması, hem de Stephens'in boş bir oyuncu olmamasının etkisiyle, son sette break farkıyla 4-3 önde olduğu maçı üç sette kaybederek elendi Serena. Stephens daha bundan bir kaç hafta önce Serena ile yaptığı maçın ortasında Serena'nın oyununa nasıl çare bulamadığını konuşurken, bugün yarı finalde buldu kendisini. Azarenka için de zor bir rakip olacağını düşünüyorum.

Li'nin Radwanska'yı yenmesi ise sürpriz değil. Li oldum olası Avustralya'yı seven bir isim zaten. Fakat Sharapova'ya yakın geçen 2 sette yenileceğini tahmin ediyorum.

Djokovic yorgun falan görünmediği maçta Berdych'i eleyerek, tam 3 kez maç için servis atmayı beceremeyen Almagro'yu eleyen Ferrer ile oynayacak. Maçı izlemeye niyetliydim ancak yine beceremedim. Oldukça kötüymüş ama, yataktan kalmaya değmezmiş zaten. Ferrer aslında çok iyi oynamıyor ama dün özellikle 3. setin sonlarına doğru açılmış oyunu. İlelebet kötü oynayacak bir isim olmadığından artık yarı finalde açılıp kendisini bulmasını diliyorum. Bana göre onun sorunu fiziksel yorgunluktan ziyade zihinsel yorgunluk. Bir kaç maçtır kafası dağınık gibi duruyordu, yeter bu kadar beyin tatili. Yarı finalde geri dönsün lütfen.

Murray ise bugün iyi bir performans göstermiş Chardy karşısında. Yani izleyenler öyle diyor. Potansiyel Federer eşleşmesinden çekişme bekliyorum ben. Ama kazananı, hatta turnuvanın kazananını bile şu an tahmin etmek güç. Djokovic-Federer-Murray eşit şansa sahip gibi. Federer'in turnuvaların bir noktasından sonra kopması gibi bir risk var; Djokovic ise yorulabilir. Murray ise zaten Murray.

Bir de bu turnuvada C.Rochus'a amma malzeme çıktı. 5 saatlik maç yapıp 2 gün sonra yorgun görünmeyenler, ardarda turnuva kazanırken "birden" sakatlananlar falan... Bakalım yine çıkıp saçmalayacak mı?

12 yorum:

Adsız dedi ki...

C.Rochus olayına değindiğiniz iyi olmuş. Lance Armstrong'dan sonra doping ana gündem maddesi oldu. Djokovic - Wawrinka maçından sonra tenis forumlarında doping başlıkları ayyuka çıktı. Öncelikle 5 setlik ya da uzun süren 2 maç arka arkaya kazanmak doping için kanıtsa Edberg, Kuerten, Federer vs her büyük tenisçiye dopingçi yaftası yapıştırmamız lazım. Tenis temiz mi dersek tabii ki değil ama kanıt yokken birilerini suçlayamyız.ATP / ITF'i de suçlamamak lazım, ellerindeki teknoloji belli, doping yapan ve buna ciddi para yatıran sporcu zaten yakalanmıyor, doping teknolojisi inanılmaz derecede ileri. Büyük skandallar sonradan edilen itiraflarla ortaya çıkmadı mı spor dünyasında ? Ancak bizim gibi doping konusunda Avrupa ve Amerika'nın çok çok gerisinde olan ülkeler orda burda yakalanıp ceza alıyor. Çok çok büyük paraların döndüğü sektörde tabii ki tenisçiler Armstrong'u ayıplayacak, aksini kim bekleyebilir.
Sevdiğim tenisçide doping çıksa inanılmaz üzülürüm ben, ama şaşırır mıyım ? Hayır.
Kaldı ki doping sadece steroidle yapılmaz. EPO, Growth Hormon, beta- blokerler, amfetaminler, diüretikler ohoooo. Binlerce etken madde var. Rochus biraz geniş düşünsün.

kirpi dedi ki...

Bir doping olan tanımlanan usul ve maddeler var, bir de aynı etkiyi yapan ancak henüz tanımlanmamış olanlar. Mesela Djokovic'in 2011'de kullandığı gereç de alyuvar sayısını yapay olarak artırdığından prensipte doping sayılabilir. Veya bir sporcu uyuduğu odadaki basıncı değiştirerek de doping yapabilir. Bunun önüne nereye kadar geçilebileceği şüpheli.

Adsız dedi ki...

Elbette doping çünkü yapay destek alıyorsunuz dışarıdan, sizin sarfettiğiniz bir efor yok. Ama o tarz aletler yasaklansa bile denetimini yapmak imkansız ötesi. Doping sorunu çözülmez, çözülemez. Bunu herkes bal gibi biliyor, iyi çocuk rolü oynamaya gerek yok. Yakalanan aşağılanıyor, yakalanmayan büyük şampiyon olarak kalıyor. Yazık.

kirpi dedi ki...

Benim Rochus'un açıklamalarında en çok güldüğüm nokta "Turnuvaları kazanırken birden sakatlanan tenisçi" kalıbı ile suçlama yapması. Sanki sakatlık denilen meret illa zamanla oluşurmuş, insanın ayağının antrenmanda dönüvermesi imkansızmış gibi.

Doping konusu tartışmakla abuk subuk gerekçelerle insanlara sataşmak başka şeyler.

Bir de twitter'da da yazdığım üzere madem Rochus verilen aralar ile suçlama yapıyor, o zaman kendi vatandaşı Henin'in "sıkıldım"dan başka açıklama getirmeyerek 2 yıl ara verip geri dönmesini neyle açıklayacağı..

Adsız dedi ki...

Benim de en çok ilgincime giden Nadal'ın yıllardır oyun stilinin şiddetle eleştirilmesi, Federer'den önce emekli olacak, o dizler nereye kadar taşır Nadal'ı denmesine rağmen adam sakatım, oynamıyorum diyince sakat olduğuna inanmamaları :)) İnsanlar biraz kendi içlerinde tutarlı olmalı.
Hayır yani 25 yaşında Djokovic 2-3 uzun maç kazanınca anormal, Federer, Williams, Ferrer 30 yaş üstünde grand slamlerde istikrar abidesi olunca çok normal. Demek ki ya bunlar çalışınca olabiliyor ya da kandırılıyoruz. Armstrong spordan soğuttu yeminle.

kirpi dedi ki...

Bu saydıklarınızdan özellikle Williams'ın durumu çok farklı aslında. Serena sakatlanana kadar oynayan ve sakatlanınca uzun ara veren birisi. Mesela bu turnuvada yaşadığı sorunlardan sonra en az 1-2 aylık bir ara verirse hiç şaşırmam. Tenis kariyerinde 1 yıla yaklaşan, veya 3 ayı geçen araları çoktur. Toplamda 10'u geçmeyen turnuva katılımıyla kapattığı sezon da çoktur. Başka bir deyişle vücuduna oldukça iyi bakan birisi.

Şimdi Nadal da benzer bir yolu izleyeceğe benziyor. Sakatlığı tam olarak geçene kadar aynen Serena gibi gezip tozup, ısınma turnuvalarına katılarak ritm bulacak gibi. Aslında koruyacak çok puanı olmasa Avrupa toprak sezonu öncesinde de toprak turnuvası oynaması gerekmeyebilirdi ama muhtemelen sıralamayı koruması gerektiğinden böyle yaptı bu yıl. Konuşulanlara göre de daha ziyade toprak turnuvalarını tercih edecekmiş kariyerinin kalanında.

Adsız dedi ki...

Kusura bakmayin ama Nadala yapilan suclamayi elestirirken sizde ayni seyi yapiyorsunuz.Henin skldm diyerek birakip sonra geri donuyorsa bu durum hangi kafayla dopingle bagdaslastirilabilinir?Bunu ispatlayacak hicbir sey yok elinizde ve sirf bi tenisciyi sevmiyorsunuz diye yaptiginiz itham blogunuzun kalitesine bakinca yakisiksiz kaliyor.

kirpi dedi ki...

Ben de tam bunları anlatmak için o örneği verdim zaten.

Henin'i sevmiyor olmamın tek nedeni, kort içindeki yalancı halleri şu an; ki bunu da kendisi itiraf etti zaten.

Ben Rochus eğer bu kadar az veri ile bu kadar emin olabiliyorsa, o zaman kendi vatandaşının durumunu da bir zahmet sorgulayıversin diyorum.

Adsız dedi ki...

Henin kort içinde yalancıydı diyelim.Fakat burda mevzu doping ve bu konuda kimsenin itimat etmediği Rochus neden doping mevzusundan bahsederken işin içine Henin'i katsın?Henin kortta hiç sportmen değildi kesin doping de yapmıştır demeye getiriyorsunuz.Ha bide şu var kim daha fazla doping yapıyor yarışması gibi olmuş belki Rafa yaptı ama sen önce kendi vatandaşına bak.Bu mudur yani olay?

kirpi dedi ki...

Yazdıklarımı tekrar okursanız neden Henin'i de lafa katması gerektiğini anlarsınız.

Rochus'un doping suçlamaları tenisçilerin verdikleri aralar üzerinden geliyor. Ben de mesele ara vermekse Henin aranın kralını ve de en şüpheli olanını verdi ve Rochus ara meselesine bu kadar kafa taktıysa ona da değinmeliydi diyorum... Ha Rochus'un neden Nadal'ı suçlayıp Henin'e değinmediği belli zaten. Hem gündemde kalmak hem de kendi memleketinde afaroz edilmemek istiyor. Bu durum da aslında kendi iddalarının ne kadar hedefli, taraflı ve içi boş olduğunu gösterir. Ucuz oyunlar bunlar...

kirpi dedi ki...

Bir de tüm bu açıklamalara rağmen yine anlaşılmazsa diye yazayım; benim amacım Henin dopingli demek değil. "Rochus mesnetsizce karalama kampanyası yapıyor ve olayı tarafsız değerlendirmiyor" demek.

kirpi dedi ki...

Bir de tüm bu açıklamalara rağmen yine anlaşılmazsa diye yazayım; benim amacım Henin dopingli demek değil. "Rochus mesnetsizce karalama kampanyası yapıyor ve olayı tarafsız değerlendirmiyor" demek.