31 Temmuz 2009 Cuma

İstanbul Cup'ta Çeyrek Finaller

bugünkü maçlardan sadece dushevina-garrigues maçını tamamen izleyebildim. atdhe.net linkleri ve telekom satışı koyunca, her iki saniyede bir takılan maça pek tahammülüm kalmadı açıkçası. çok da yazasım yok aslında ama kısa kısa geçmek lazım yine de.

öncelikle, dünkü tahminlerimin tuttuğunu vurgulamak istiyorum. bu konuda pek başarılı değilimdir zira. bacsinszky başta olmak üzere tüm faforilerime (bkz: yemekteyiz hasan) kucak dolusu sevgiler gönderiyorum buradan. us open'a kadar istikrarı tutturalım şu tahminlerde bari de, 2 haftada zengin olalım iddaa sayesinde. tabii yersen...

şöyle bir bakıyorum da, bir maç hariç çok çekişmesiz maçlar oldu hep. dushevina'sı olsun, bacsinszky'si olsun, petkovic'i olsun çok ama çok rahat şekilde yarı finali gördüler. bacsinszky-radwanska maçının ikinci setlerinin başında takılmadan bir 5-10 dakika izleyebildim. bu kadar fazla kontrolü kaybeden tenisçi de allah yeteneği olsa işi zor. inanılmazdı radwanska, ki uyarı da aldı hakemden zaten. her kaybettiği puandan sonra bağırıp durdu, sanırsın bir graff, bir navratilova da o gün çok formsuz, o yüzden maç kaybediyor. karşısındaki isviçreli bacsinszky ise, tüm turnuva boyunca izleyebildiğim maçlarda sempatik tavırlarla dikkat çekti, türkiye'nin en über kadın kişisi seda sayan'dan bir "yolun açık olsun!" gitsin ona da. finale doğru gidiyor zaten.

turnuvanın en uzun maçlarını oynayan govortsova, bu kez patlamış son haftaların formda ismi petkovic karşısında. seti geçtim, bir sette 4 oyun verdiğini bile hatırlamıyorum. şimdi teyit etmedim maç skorlarını ama öyle olması lazım, bir yanlış varsa yorum bölümüne düzeltme alabiliriz bittabi. turnuvanın resmi sitesi hradecka-domachowska maçını "müthiş" olarak nitelendirilmiş, o maçı radwanska-bacsinszky maçı kadar bile izleyemedim, bir şey söyleyemiyorum o yüzden. tek bildiğim, burada ilk postta yerden yere vurduğumuz hradecka'nın her maçında set vererek olsa da yoluna devam ettiği. ama yarın hakkından gelir petkovic diye tahmin ediyorum. onu da geçerse, istanbul cup ölmüş ağlayanı yok diyeceğim, ki zaten öyle. o duruma da ayrı bir postta değineceğim.

akşam, cnn türk sağolsun, tam anlamıyla bir maç izleyebildik. ama pek keyifli değildi tabii. toplamda 3 oyun verdi sadece dushevina. bayanlar tenisi iyi, güzel, hoş da tenisçilerin 1 defa servis kırdırdığı zaman seti ve hatta maçı bırakmaları çok can sıkıcı. domachowska-hradecka maçında bunun antisini yaşadık aslında. 5-1'den geri dönen domachowska almış ikinci seti 7-5'le. ama genel olarak baktığımızda bu böyle. dün pemra-garrigues maçında umutlanmamın sebebi de oydu zaten. ilk sette dağınık ve konsantrasyonunu git gide kaybeden bir garrigues gördüğüm için acaba dedim ama maalesef pemra'nın da yardımıyla toparlamıştı kendini o maçta garrigues. lakin biraz prestijli bir tenisçi oldu mu göz açtırmıyor. bugün dushevina'nın yaptığı gibi.

ipek'i de yaza yaza eledik. ilk seti 7-6 alıp ikinci sette 3-1 öne geçtikten sonra scoreboard'u kapatıp takip etmeyi bırakmıştım, sonra dur bakalım kaç kaç almışlar diye bakayım dedim ki, tie-break seti oynanıyordu ve 9-2 gerideydi ipek/shvedova ikilisi. şaşırdım ama bekliyordum dediğim gibi. yarın muhtemelen schnyder ve partneri rahat bir şampiyonluk alacaktır.

final favorilerim çok değişik değil aslında. herkesin tahmin ettiği ve beklediği gibi petkovic-bacsinszky finali görüyorum ben de. böyle bir final olursa favori belirtmek güç olur ama... yarın cnn türk, bacsinszky-dushevina maçını yayınlayacak 18.00'da. 2'de hradecka ile petkovic oynuyor. ona da dünkü gibi bir sorun çıkmazsa justin'den göz atmaya çalışacağız. akşam 20.00'den sonra da çiftler finali var.

bir de turnuvanın yayın konusu var, ona dair de bir şeyler söylemek gerek. cnn türk her akşam 18.00'daki maçı veriyor, ki genelde türk tenisçilerin, yoksa da elde kalan en iyi tenisçilerin maçı bu saate konuyor. şikayeti olanlar var cnn türk'ün günü tek maçla geçmesinden ama bence bunda kızacak bir nokta yok. sonuçta bir haber kanalı cnn türk ve günde 1 maçtan fazla yayınlamaları zor. ama o zaman da "niye aldın madem?" sorusu gündeme geliyor, ki sorulması gereken soru bu. wimbledon'da da aynı şeyi yaşıyoruz maalesef. üstelik yayınlar da biraz sıkıntılı. 3-4 yıl önce ipek şenoğlu'nun yorumculuğu vardı, ki felaketti. maçları anlatan spikerin de çok iyi olduğunu söyleyemeyiz ayrıca. en azından emre yazıcıol, şevket furkan erbay ve her ne kadar çok sık anlatmasa da caner eler ve pek tabii bu işin türkiye'deki en iyisi ve üstad fahri ikiler'i gördükten sonra. yorumcu cahit yavuz'a karşı da genel bir hoşnutsuzluk söz konusu. özellikle 2008 wimbledon'dan dolayı. iyi bir nadal destekçisi olarak o gün ben bile rahatsız oldum ama açık söylemem gerekirse, tenis yorumları gayet iyi. taraf tutmadığı maçlarda daha iyi görüyoruz bunu. ayrıntıları yakalamaya çalışıyor en azından, yanıldığı tabii ki olacak ama "haydi mehmet haydi oğlum" yorumcusu da değil.

yazıya başlarken pek istekli değiliz dedik ama maşallah baya baya yazmışız. yazıyı bitirirken, tema ve tasarım değişikliğine gitmeyi düşündüğümü de söyleyeyim. tavsiyesi ve bilgisi olanlar varsa yardım etmesi rica olunur, zira bu konuda fazlasıyla kötüyüm. tabii, bu yazıyı okuyan kişi sayısı 3-5 kişiden fazla olmadığı için bir sonuç çıkmayacak ama şansımızı deneyelim biz yine de...

2 yorum:

onur dedi ki...

bacsinszky polonyalı değil macar asıllı isviçreli.. domachowska ve radwanska polonyalılar :)

Russell dedi ki...

doğru doğru. :) şimdi görünce uyandım, gece gece yazınca öyle oluyor tabii, teşekkürler..