30 Temmuz 2009 Perşembe

İstanbul Cup'ta 4. Gün

gece tam bilgisayarı kapatmaya hazırlanıyorum, saat 4 suları. birden "elano galatasaray'da!" haberi düşüverdi ortalığa. transferi öğrenmeden önce gözü kapanan bendeniz, elano ismini duyunca birden açılıverdi. sonra uyumayı denedim ama olmadı. sabah kahvaltı yaptıktan sonra 11 gibi uyuyakalmışım sonra da...

uykuya dalmadan önce sabah seansındaki 2 maçın kaçacağı garantiydi zaten, en azından saat 6'daki pemra'nın maçına uyanmayı ümit ettim ve uykuya daldım. öyle de oldu... pemra-garrigues maçından sonra ipek'in çiftler maçı da vardı ama pek bakmak istemedi canım. gece stanford turnuvasını yayınlayacak olan eurosport'un da etkisi var bunda tabii. günlük tenis ihtiyacımı birden - çiftler maçı üstelik - karşılamak istemedim.

alman andrea petkovic gümbür gümbür geliyor skordan göründüğü kadarıyla. geçen hafta bad gastein'i kazanmıştı, istanbul'da da işini temiz yapıyor. 50 dakikada devirmiş tecrübeli portekizli'yi. elemelerden gelen belaruslu dzelahevich de radwanska'nın kurbanı olmuş. 3. günün yazısında hradecka'nın ilerileri göreceğini hiç sanmadığımı yazmıştım, bu turu da geçmiş 1-0 geriden gelerek. çeyrek final eşleşmesi de fena sayılmaz. yarı finali görmesi halinde karşısında büyük bir ihtimalle petkovic'i bulacak, ki bu onun için turnuvaya veda etmek anlamına gelebilir.

izleyebildiğim tek maç olan pemra-garrigues maçına gelelim. hatta maçın biraz öncesine gidelim. cnn türk'ün maç önü programında onur belge vardı konuk olarak, sonuna yetişebildim, öncesinde neler söyledi bilemiyorum ama son cümlesi "istanbul cup, topraktan sert korta geçti, bu da grand slam turnuvası düzenlemek için bir adım". af buyur? neyse... çok kötü bir garrigues vardı bugün kortta, onu söylemeliyim öncelikle. ilk turda elemelerden gelen yakimova'dan sonra, ikinci turda da pemra'yla karşılaşmasını şanslı kura çekti diye yorumlayanlar oldu ama işin aslı hiç de öyle değil aslında. pemra'nın rus'u elemesi bir sürpriz, gerçekçi konuşmak gerekirse. yani aslında garrigues'in 2. turdaki olası rakibi turnuva öncesinde pemra değil de rus olarak gözüküyordu ve bugün özellikle ilk sette berbat oynayan garrigues'i rus set almakla bırakmaz, yenerdi de bana göre. pemra'dan daha genç olmasına rağmen çok daha tecrübeli ve böyle maçlara alışık zira kendisi. ayrıca garrigues'in çeyrek final ve devam etmesi halinde yarı final kurası da hayli zorlu. tabii, garrigues berbat oynadı, rezildi derken pemra'nın da hakkını vermek gerekiyor.

ilk sette bütün silahlarını çok iyi bir şekilde tek tek kullandı. slice vuruşlar, drop shotlar, iyi savunmalar, kendi ortalamasının üstünde servisler... ama şunu unutmamak lazım. pemra'nın oyun stili çözülmeye çok ama çok müsait. göze çok hoş geliyor ve izlemek inanılmaz derecede keyif veriyor. ilk sette, dünya 21 numarasını sinirden köpürttü, biz izleyenleri de zevkten... gelgelelim, ikinci sette daha sakin kalıp tecrübesini öne çıkarttı ispanyol ve alçak düşen slice vuruşlara da çareler üretmeye başladı. bu slice vuruşların etkisini kaybettiğini gören pemra da repartuvarında hiç olmayan şeyleri denedi ve bolca basit hata geldi peşi sıra. garrigues de ilk setteki rezil oyunundan biraz sıyrılıp, özellikle forehand winner'larıyla 10'dan fazla puan kazandı son 2 sette. psikolojik olarak çöken pemra'nın reaksiyonu da çok sınırlı kaldı bu durum karşısında. pemra'ya niye yenemedin diye kızmak çok saçma, ilk sette bu kadar etkin bir oyun koymasa kafaya bile takmazdı insanlar ama o ilk setteki şiir gibi puanları görünce, onların yapılabildiğini görünce, daha fazlasını ve maçı da istiyor insanlar. son olarak... ikinci sette oyun olarak düştü pemra ve garrigues de pemra'nın bazı silahlarına çözüm üretti. bu seti kaybetmesine diyecek laf yok, ama son setteki haline biraz kızdım açıkçası. "niye kazanamadın" şeklinde değil ama, maçı bırakmasına kızdım ben. evet, belki 10 defa o final seti oynansa hiçbirini kazanamaz pemra ama koskoca sette oyun alamayacak ve sadece 6 puan üretecek bir oyuncu da değil. bu eşiği aşması lazım ama yaş da gelmiş 23'e, çok büyük şeyler bekleyerek daha da baskı altına sokmamak gerek kendisini. olursa olur bir şeyler...
yarın çeyrek finaller var. favorilerim; bacsinszky, petkovic, hradecka-domachowska (belli olmaz bu maç bence) ve dushevina...

ayrıca, yine geçen yazıda şampiyon olamaz dediğim ipek/shvedova çifti yarı finale çıktı bu akşamki çeyrek final maçını 7-5 ve 6-1'lik setlerle alıp. yarı final eşleşmesi kolay gözüküyor ama finale çıkılması halinde büyük olasılıkla schnyder-goerges çifti gelecek karşılarına, ben orada kaybedeceklerini düşünüyorum. umarım tersi olur tabii...

Hiç yorum yok: