3 Ağustos 2009 Pazartesi

Bartoli ve Querrey'in Şampiyonlukları

bu hafta fazlasıyla yoğundu. atp ve wta tour kapsamında tam 5 turnuva gerçekleştirildi. bunlardan biri de istanbul olunca çok yoğun oldu günler. sabah istanbul, akşam amerika'daki turnuvalar derken tenise doyduk. bu hafta nispeten biraz daha boş. erkeklerde ve bayanlarda birer turnuva var. roddick, tsonga, del potro, gonzalez, querrey, cilic gibi raketlerin katılacağı washington'daki turnuvanın ana tablosuna şuradan, los angeles'te düzenlenecek olan turnuvaya katılacak olan seribaşlarına şuradan göz atabilirsiniz.

dün gece eurosport, iki finali arka arkaya yayınlamayı planlıyordu. bartoli-venus finalinde ilk set sonrasında görüntü, bartoli'nin maçı rahat alacağıydı. ilk seti 6-2 gibi rahat bir skorla aldıktan sonra ikinci sette de servis kırma avantajını ele geçirdi ve 5-4'e kadar korudu servisini. maç için servis atarken venus kırdı servisi, sonra da seti aldı. çok duygusal olması ve maç içinde çok fazla reaksiyon vermesiyle tanınan bartoli, şaşırtıcı şekilde maça tutunmayı başardı final setinde. yine servisini kırdı venus'un ve bu kez ikinci setteki gibi bir hataya düşmedi. gerçi yine maç için servis atarken 0-30 geriye düşüp servis kırdıracağının sinyallerini vermedi değil, ama cesaretini çok güzel toplayıp, maç içinde oynamadığı kadar agresif puanı 4 defa üst üste oynadı ve en azından bana göre hak ederek kazandı. hak edip etmemesi kişiden kişiye değişir tabii, ama en azından bu maçı ve şampiyon olmayı çok ama çok istediği, herkesden daha fazla istediği her halinden belliydi. hatırlatalım, yarı finalde jankovic karşısında maç puanı çevirip kazanmıştı; karşısındaki venus de sharapova ve dementieva gibi isimlere eze eze gelmişti. ve, ilk setteki berbat oyunundan sonra maçın geri kalanında çok iyi oynadı venus.

ayrıca yarı finalde izlediğim dementieva-venus maçı, williams kardeşler tenisi bırakmadıkça veya erken elenip dementieva ile karşılaşmadıkları sürece, demenetieva'nın asla bir grand slam kazanamayacağını kesin olarak kanıtladı bana. wimbledon'da bu kardeşlerden birine karşı çok çok iyi oynamasına rağmen maç puanı kaçırıp yine elenmişti dementieva hatırlayacaksınız. yaş da geçiyor... böyle bir isim grand slam kazanamadan tenisi bırakırsa, üzücü olur gerçekten.

venus-bartoli maçı uzayınca, üst üste iki final izleme olayı yalan oldu. ball-querrey finaline bağlanıldığında, querrey ilk seti 6-4'le almıştı. elemelerden gelen avustralyalı carsten ball, gstaad'da thomaz bellucci'nin yaptığını yapamadı. fazla izlemedim maçı, göz atma seviyesinde takıldım ama maçın her halinden bir servis savaşına dönüştüğü belliydi. ilk sette querrey 2, ball 1 kez servis kırabilmiş. ikinci sette ball 1 defa servis kırmış, ki bu onun seti almasına yetmiş. son setin başlarında da querrey servis kırıp durumu 4-1'e getirince ball haliyle düştü maçtan, 6-1'le final setini alarak şampiyonluğa ulaştı kendi memleketi los angeles'ta querrey. yukarıdaki resim, sam querrey'in üniversiteden arkadaşlarının oluşturdukları samurai grubu. çok eğlenceli işlere imza attılar maç boyunca, kupa töreninde de korta indiler. querrey gibi adamın böyle bir taraftar grubu olması gayet normal...

ha unutmadan, querrey de final şanssızlığını kırmış oldu böylece. 3-4 hafta önce newport'ta lucky loser olarak ana tabloda yer alan rajeev ram'a finalde kaybetmişti, geçen hafta da indianapolis'te robby ginepri'ye. bu sefer bir vatandaşı değil de, avustralyalı ile karşılaşınca affetmedi. üst üste oynadığı finallerin ardından bir de şampiyonluk kazanınca haliyle sıralamada bir hayli basamak atladı querrey, 26. sıraya kadar yükseldi. bu form durumuyla, "us open'da üst turları görmeyi beklediklerimiz" listesine kafadan giriş yapmayı başardı...

şimdi tam yazıyı gönderirken aklıma geldi, bir de nikolay davydenko'nun umag'ta kazandığı toprak kort şampiyonluğu var tabii, atlamışız. zaten pek takip edememiştim o turnuvayı. ama juan carlos ferrero'nun finale kadar çıkıp adını biraz olsun hatırlatması sevindirici. her ne kadar finalde fena şekilde ezilse de...

marion bartoli, sam querrey ve nikolay davydenko'ya da tebriklerimizi gönderip, bu haftaki tebrik faslımızı kapatalım.

Hiç yorum yok: