14 Ocak 2016 Perşembe

Avustralya'da Bizimkiler Ne Yaptı?

Hiç iyi şeyler yapamadılar ya. (başlığa cevap usulü yazı, iyiymiş)

Aslında beklentim de vardı baya. İpek ve Marsel formsuzdu ama ilk turda kendilerinden de formsuz rakipleri yenebileceklerini düşünüyordum. Favori taraflardı zaten. Ama Marsel de İpek de ilk seti çok rahat kazandıkları maçları kaybettiler.

Ana tabloya kalmasını beklediğim Çağla'nın yarattığı hayal kırıklığı daha büyük oldu. O da ilk seti aldıktan sonra kaybetti ve epey garip bir istatistik çıkmış oldu ortaya. Çağla son sette çift break dezavantajından döndü ama sonunu getiremedi. Keza İpek ve Marsel de son sette geriden gelip sete ortak olup sonunu getiremediler. Her açıdan çok benzer mağlubiyetler aldık.

Marsel'in durumu birkaç aydır iyi gözükmüyor bu arada. Şubat sonu gibi de Dubai'de koruyacağı puanları çok fazla. 110 puan kaybedecek oradan. Bu yüzden sezonun geri kalanında ilk 100'e girmesi kolay olmayacak. En azından Roland Garros ve Wimbledon'da eleme oynayacağı kesin gibi.

İpek için kesin bir şey söylemek zor zira hala gelişim sürecinde. Ama bu yıl 20 yaşını dolduracak ve rüştünü ispatlayıp birkaç iyi galibiyet ve top 100 yapması gerekiyor ona da. (ya da top 100'e baya yaklaşmak) Yapabilir bunu, zaten hali hazırda ilk 150'nin kapısında ama oyununu geliştireceği seviye çok belirsiz. Büyük patlama yapıp ilk 100 hedefine hiç beklemediğimiz bir anda ulaşabileceği gibi, NBA misali bir çaylak duvarına toslayıp ilk 200 dışına da çıkabilir.

Bu açıdan en istikrarlı olmasını beklediğim Çağla. 3-5 ay koruyacak doğru düzgün puanı yok. 1-2 iyi turnuva çıkartarak ben onun Roland Garros ya da Wimbledon (ikisi birden de olabilir) slam'lerine ilk 100 biletini alıp direkt katılacağını düşünüyorum. Bu öngörüyü de böyle not düşmüş olalım.

Not: Avustralya Açık'ta asıl merakla beklediğimiz ana tablo kuraları bu gece TSİ 02.00'da çekiliyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bizimkiler ellerindeki maçları verdiler. Arkadaşlar turda yeteri kadar tecrübeleri var. Böyle maçları toprakta, sertte nerede olursa olsun, her şeyini verip oynacaksın. Ömründe kaç GS görebilirsin ki. Bu son sözümü özellikle Marsel için söyledim.

Maçların sonlarını iyi oynayamadılar. Yazık oldu.