6 Temmuz 2014 Pazar

Wimbledon Ardından

İşim gereği 2 hafta yurt dışında olunca ne doğru dürüst tenis izledim ne de bloga bakabildim. Toparlamaya çalışalım bakalım...

Önce kadınlar... Wimbledon son 10 yıldır "Ya Williamslar alır, ya sürpriz olur" tadında ilerleyecekti, eğer Kvitova olmasaydı. Kvitova Wimbledon şampiyonluk adayı olarak bu iki ismin yanına yazılabilecek tek isim bence. Sharapova'nın son 10 yıldır bu turnuvada ilk 10'dan birini yenemediğini ve Venus'un de bu yılın şampiyonunu elemeye en yaklaşan isim olması beni böyle düşünmeye itiyor. 

Evet, Kvitova'yı elemeye en çok Venus yaklaştı ve sanırım kadınlar tarafındaki en iyi maç da buydu. Serena ise bir tenisçide benim gördüğüm en ağır virütik vakalardan birini yaşayınca bu yıl etkisiz kaldı. Çekildiği çiftler maçına sırf "Teklerde elenince çiftleri salladı" demesinler diye çıktı herhalde. 

Maçtan sonra iki günde geldiği hal şu;


Sharapova ise ilk 10'daki gençler saçmalamadığı müddetçe ikinci bir Wimbledon'ı çok zor kazanır. Ondan ziyade Bouchard, Lisicki hatta Kerber gibi isimlerin şansı daha fazla. İş istikrarda bitiyor tabi. Kvitova istikrarlı olduğu müddetçe kimseye şans tanımaz. 2011 sonrası fitness ve hareketliliğine odaklanmıştı; bu yıl daha hareketliydi geri çizgide. Sonuç olarak 2011'den bile iyi oynadı. İstanbul'da etkili oyununu yakından izlemiş biri olarak diyebilirim ki onun etkili oyununa ve vuruşlarına kadın-erkek herhangi bir tenisçi nasıl çözüm bulabilir bilemiyorum.

Erkeklerde ise beklenen bir final oldu. Ama önce Rafa'yı aradan çıkartalım :)

Sezon başında yaptığım tahminleri doğruladı Rafa. Toprakta az oynaması çime olumu yansır dedim, 2-3 tur daha dayandı bu sene. Ama yetmez. Israrla söylüyorum, çeyreği görebilmesi için Monte Carlo ve Barcelona'dan vazgeçmesi lazım. Ve yine ısrarla hatırlatıyorum, Wimbledon kazandığı iki yılın birinde Hamburg'da ilk turda çekilmiş, diğerinde de Barcelona'ya hiç katılmamıştı. Daha az toprak maçı dizlerinin adaptasyonunu olumlu etkiler ve servis karşılamada avantaj sağlar. Bu yıl Nadal'a kura da yardım etmedi; oynamayı sevmediği isimlerle eşleşti hep. Ama şans her zaman yanında olmayacak, hazırlıklı olması gerekir. İki çift laf da Krygos'a gelsin; yetenekli çocuk, ama abartmadan önce bekleme taraftarıyım. Nadal ondan önce Rosol ve Darcis'e de elenmişti.

Murray geçen yılın şampiyonu olarak çeyreğe kadar geldi ve çeyrekte fena patladı. Ama bence yine de iyi yolda, sakatlık sonrası geldiği RG'ta epey yorulmuştu. US Open'da sağlam bir performans bekliyorum.

Federer finale kadar, biraz da kurasının yardımı ile oldukça iyi geldi. Aslında finalde de çok kötü değildi ama lütfen, çok rica ediyorum biri şu adamı file önü konusunda uyarsın. İyi ki Federer fanı değilim, yoksa puanın ilk vuruşundan sonra "Ya Allah!" diye fileye koşup her passing shot yediğinde ömrümden 5 yıl giderdi. 15 yıldır profesyonel tenis oynayan adamın u hatayı hala ısrarla yapmasını aklım almıyor.

Djokovic Cilic hariç zorlanmadan finale geldi. Finali çok daha rahat bitirebilirdi ama o eski mental gücünden eser olmadığını çok net gördük. Ayrıca Federer'in en önemli zayıf noktası ayağının dibine düşen toplarken ve Djokovic'in oyun tarzı Federer'i bu konuda zorlamaya müsaitken, hem de çim zeminde neden bunu yeterince denemedi anlayamadım. Federer'den fazla hatalı oynadı finali bence, maç esnasında twitter'dan verdiğim taktiği uygulayıp son sette maç için servis atmadan işi bitirmese rahatlıkla kaybedebilirdi de.
Bu şampiyonluk Djokovic'in mental gücüne nasıl etki eder? Pek fazla etki etmez bence. 2 yıl sonra finale çıkan bir Federer'den maçı zor sökmesi, son slam mağlubiyetlerini tattıran Nadal ve Murray ile karşılaşmaması hala kapanmayan hesaplar olarak duracak. Bana göre durum onun için 2011'den farklı. O zaman uzunca süre slam kazanamamanın yükünü attığından kanatlanmıştı, ama şimdi zaten kazanması beklenirken kazanamayan adam durumunda. Yani bu Wimbledon aslında ondan beklenen ve zaten yapması gereken bir şey gibi daha çok. Aynen Nadal'ın 2011'de kazandığı RG gibi; şu veya bu şekilde kazanmış olmak genel mental durumu çok fazla etkilemez diyorum.

İlginç ve hem kadın hem erkeklerde gençlerin biraz daha ön plana çıktığı bir Wimbledon izledik. Kuşaklar arası fark azalıyor. Ama kazananı şimdilik tecrübe belirliyor hala...

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben de kadınlarla başlayayım madem.Madde madde gideyim hatta ..

1- Medyanın Bouchard'ı bu kadar iteklemesinden baygınlık geldi, Petra 63 60'ı patlatınca bi sevindim bi sevindim :) Nedir bu anglosakson ırkçılığı yeter yahu. Latin olmasın, Doğu Avrupalı olmasın, Ortadoğulu olmasın, Asyalı olmasın,siyah olmasın, anadili gibi İngilizce konuşsun.Ha bi de çok güzel olsun mümkünse ! Sharapova bile Amerika'da büyümese ve iyi İngilizce bilmese aldığı şu desteğin yarısını alamazdı bence.

2-Bence de Venus-Kvitova en iyi maçtı, keşke final maçı olabilseydi.

3- Serena Patrick'ten ayrılmış diyorlar ( magazin !)

4- Yine magazin Stepanek Kvitova'yı fitnessını geliştirmesi konusunda teşvik etmiş.

5- Wimbledon seyircisinin de ne kadar klas olduğunu iki finalde de gördük !! Ayıp yahu çirkef RG seyircisi bile Rafa'nın rakiplerini bu kadar aleni desteklemiyor. Çok iyi oldu çokta güzel oldu seyirci ve medyaya !

Erkekler diğer yoruma artık :)

Adsız dedi ki...

Erkeklere gelirsek ..

1-Bence turnuvanın kaderini Gasquet değiştirdi :)

2-Nadal'ın Barca'yı pas geçmesine gerek yok çünkü seneye Wimbledon öncesi 3 hafta ara olacak ;)

3-Federer'in 32 yaşında final oynayıp 27'lik Djokovic'e 5 set dayanması takdir edilesi ama Djokovic'te yoğun bir toprak sezonu artı RG finali sonrası buraya geldi ve Stepanek,Cilic,Dimitrov onu epey salladı, yaş faktörü biraz ortadan kalktı yani bence.

4- Federer'in fileye dalması konusunda hemfikirim ama sadece iyi baseline oyuncularına karşı, mesela topu oyunda tutmaktan aciz Raonic'e karşı 100 kere fileye dalsa yeridir :)

5- Murray ile ilgili de bir ton söylenti çıktı güya çeyrek final öncesi birşeyler olmuşta, maç sonrası kızarkadaşı ayrı arabayla gitmişte falan fişmekan.Tipik İngiliz basını işte ! Bence devam etsin koçuyla artık, sahi Lendl'dan neden ayrılmıştı orayı kaçırdım ben ?

6- Rafacım şu big serverlara bi çözüm bul artık be !

7-Wimbledon seyircisi klas diye kim demiş ? Bunlar hep İngiliz PR'ı gördük işte.

8- Turnuva takvimi tam bir faciaydı, şu aptal middle sunday kalkmalı. Günahtır !

kirpi dedi ki...

1- Aynen.
2- ,,
3- Serena kendi yazmıştı "Ben tekim" falan diye, bence de bir ayrılık var.
4- Kivi epeydir fitness çalışıyor ama yeni yeni sonuç aldı sanırım. Hatta Antaya'da antrenman yapmıştı sıcağa alışmak için zilli :)
5- Wimbledon her şeye rağmen RG'den iyi bence. Rafa finalde asla tam kaybedecek gibi olmadı, o yüzden çirkin yüzlerini fnalde pek göremedik. Ama o Söderling maçı, hatta bu yılki ilk tur maçları bile kepazelik.

Diğer yorumu da bekleriz :)

Unknown dedi ki...

Federer büyük fırsat tepti. Moruk yaşında Wimbledon'ı alıp GOAT muhabbetine habi gayret noktayı koyacaktı. Dediğin Murray-Nadal'ı es geçerek... Bir daha bu fırsat kolay kolay eline geçmez...

Nadal yorumuna yüzde yüz katılıyorum. Biraz daha dinlenerek çıksaydı keşke, finale de kapağı atacak gibiydi... Returnleri vasattı turnuvanın genelinde ve ilk setleri çok pasif oynadı..

Nadal'ın kariyerini kaç slamle bitireceğini öngörüyorsunuz?? Sanki AUS'ta Federer'i yakalama trenini kaçırdı gibi... Ve tabi Murray-Djoko'nun?

Murray-Nadal uzun sakatlık dönemleri yaşarken, benzer tipte fiziksel, yıpratıcı oyun stili olan (üstelik kariyerinin başında sakatlıktan müzdaripti) Djokovic'in 2011'den beri istikrarı hakikaten inanılmaz. Özellikle 2011 senesini ben tam kavrayamıyorum.

kirpi dedi ki...

Middle Sunday gercekten sacma.

Lendl tam emekli olmak istedi, o yuzden ayrildilar.

Rafa'nin 2-3 slami vardir bence, Djokovic 12'yi, Murray 6'yi gecerse sukretsinler..

Wimbledon oncesi 3 hafta ara super gelisme ama yine de bir toprak turnuvasi az oynamasinda fayda goruyorum.

Adsız dedi ki...

Wimbledon'un ardından ben de düşündüklerimi paylaşmak istiyorum ;

Kadınlar tenisinde sürekli bir değişim yeni/eski isimlerin başarı/başarısızlıkları vs gibi durumlardan dolayı Wimbledon'da kadınlar tenisi izlemek tatmin edemiyor maalesef..Ondan dolayı kadınlar tenisini fazla detaya girmeden noktalıyorum..

Asıl meseleye gelince ;

Öncelik Rafa'dan başlıyayım.. Toni'nin de değindiği gibi gerçekten bu sene iyi maçlar çıkardı.. zor rakiplerle oynadı ki bence Wimledon 2011 finali haricinde hepi topu bir elin parmakları kadar çimde maç oynamış birisi için gayet iyiydi.. Winner vs durumlarında da ortalama 40-45 winner aralığını tutturdu ki (İlk Klizan maçı 35 winner)rakipleri aşağı yukarı o civardaydı.. bu kaanatimce önemliydi.. Genel de winnerlarda Rafa'yı bir çok rakibi geçer..(ama basit hatalarda da Rafa'yı 2-3'e katlarlardı..) Eğer 4.turda Niko'yu geçse idi tahminim Milos Raonic'de daha az zorlanacaktı velev ki Milos'un çok büyük bir servis/ace oranı olsun.. Çünkü Rafa'nın kendisinin de ifade ettiği gibi Niko'nun servisleri okuyamadığından neredeyse 50 ace yedi ( 30 kusur ace fakat çevirilemeyenleri de ilave edersek ).. Bence Milos daha "kazma" bir oyuncu en azından daha fazla geliştirilmesi lazım bir çok yönden.. bundan dolayı Rafa Milos'u 1 set keybetse bile kolay yerdi..

Neyse biraz fazla varsayımlara girdim.. diğer konulardan da bahsedeyim..

Federer , eğer ki başka bir maç başka bir turnuva vs olsaydı.. Çoktan final maçının 4. setinde breaklerden sonra geri dönemezdi.. Takdire şayan bir mental güç gösterdi.. Uzun zamandır bir - Rafa Çok sever / federer sever - olarak söylüyorum..

Maçı izlerken kahreden bir ayrıntı ise file önü oyunlarında Federer'in beceriksizle puanı karşı tarafa yazdırması.. 1 olur 2 olur 3 olur.. Beyefendi galiba 15 puanı rakibin topuna müdahale bile yapamadan filede kaybetti.. Maçta ki kilit bazı puanları bunlarla kaybetti..

Ayrıca 2.servisleri oldukça düşüktü.. sonradan biraz toparlamaya çalıştı ( Kötünün iyisi )

Çift hata sayısı da hakeza kendi standartlarının üstündeydi ki bunda en önemli etken Novak'ın , federerin 2. servislerde ki return winner yeme durumundan&baskısından kaynaklandı..

Novak'a gelince öncelikle bu adamın düşmelerinin ,kaymalarının vs hareketlerinin bir çoğunu belki uçuk bulacaksınız ama en hafif tabirle "fazla" buluyorum.. biliyorum Novak'ı sevenler kızacaklar , adam kendini sakatlama pahasına bunu yapar mı vs diyecekler .. Kanaatimce mağdur edebiyatı oynamak üzerine bunu yapıyor..Çünkü merkez kort Federer'in yanında vs.. Her top için demiyorum ama daha önceki turlarda da bunu gördüm.. % 50 si palavra'dan geliyor bana..

Maç içinde ki durumuna gelince 2012 AO'dan beri final/slam kazanamamış birine bu galibiyet bu şampiyonluk iyi gelmiştir.. Maçta Federer'in 2. servislerine iyi baskı uyguladı.. Federer'in bu kadar ace yiyeceğini hayatta tahmin etmezdim..(sanırım 30 Ace) Ayrıca Novak'ın daha fazla ace atar gibi düşünüyordum ama Federer'in mental gücü sabrı bu sayılarda etken oldu..Novak'ın maç içinde oyun ve mental durumu hakkında bize ipucu veren ise 4. sette 5 oyun arka arkaya vermesi.. (AO 2012 4-2 ; 30-15 Rafa'nın elinden kayması gibi)

Genel olarak Basit hata oranı her iki tenisçi içince gerçekten azdı Winnerlar fazlaydı.. Her iki tenisçiye de Bravo diyoruz..

Ayrıca 2014 Wimbledon gösterdi ki artık yeni dönemin sinyallerini alıyoruz.. önümüzdeki senelerde tahminim tam olarak 2017 sezonu gibi tam ağırlıklarını koyacaklar.. dimitrov raonic janowicz vs bu ekip yavaş yavaş çıkacak..

Fakat hiç bir zaman Federer Nadal vs dönem gibi bir dönemi gösteremeyecekler.. 19 yaşında şampiyon olmuş biriyle mesele 24 yaşında ki Raonic...kıyas bile kabul etmez.. Adamlar kaç yaşına gelmişler şampiyonluğu geç, daha finali/finalleri bile yokken Rafa-Federer onlarında yaşındayken dünyaları götürmüşlerdi..

Kıymetini bilelim şu son senelerin..

Teşekkür Ederim.

Adsız dedi ki...

Şu düzeyde tenis oynamak için önlerinde 3 yıl kaldı kala kala yani 12 grand slam artı bu yılın US Open'ı. Yani Djokovic 12 , Murray 6 GS falan biraz olanaksız, mutlaka biri ötekini kesecektir. Nadal aradan sıyrılıp 17'yi bulabilecek mi göreceğiz hep beraber. Gençlerde alttan gelmeye başladılar artık , tren kaçtı kaçıyor.

kirpi dedi ki...

Gelen her yorum icin asil ben tesekkur ederim :)

Ben de bir gecis doneminde oldugumuzu dusunuyorum. Ama bana gore gecis doneminden sonra baskin 1-2 isim olmayacak gibi; en azindan su an oyle gorunuyor.

Bence de Djokovic'in bazi palavra hareketleri var: servis atarken raketi elinden kacirmasi gibi. Ama dususler icin birsey soylemek zor.

Nadal 2012'deki Wimbledon macini kazanmayi cok isteyerek kaybetti. Ama sonrakilerde sanki kafasina "Ucunda olum yok, sakatlanmaya degmez" fikri yerlesti biraz.

Unknown dedi ki...

Nadal'da Wimbledon'da kazanmak değil de, gittiğim yere kadar psikolojisi baskındı gibi geldi bana da...

Federe Del Petro USOPEN yenilgisinden sonra uzun ve yavaş bir düşüş dönemine girmişti. Bakalım benzeri Stan yenilgisi sonrasında Nadal'da olacak mı? Bakalım önümüzdeki 9 turnuvanın dağılımı nasıl olacak. 2'sini sürpriz isimler alsa, 7'si Djoko-Nadal-Murray arasında 3-2-2 şeklinde dağılsa Nadal 16-Djoko 10-Murray 4 olur.

kirpi dedi ki...

Ben Nadal'in yenilgisini Federer'in US Open yenilgisine pek benzetemiyorum.


Federer o maca kendine asiri guvenerek cikmisti ve isi yeterince ciddiye almadi bence. Benzerlerini defalarca oynadigi macti, parlamaya baslayan genc yetenek Federer'e karsi. Daha once Murray, Djokovic, Baghdatis gibi isimlere karsi yapip gule oynaya kazandigi maci bu sefer kaybetmisti.

Nadal'in AO finali diger 26 Ocak tarihli AO maclari gibiydi. Daha once ayni sekilde sakatlanip kaybettigi maclardan farki yoktu bence; final olmasi bir seyi degistirnez bence. Daha once iki kez ayaga kalkti boyle maclardan sonra, o yuzden fazla sarsilmaz.

Adsız dedi ki...

Nadal'a bir Wimbledon daha yakışır..

ve bunu kesinlikle yapmalı.. ne Us Open ne de AO Open bunun yerini tutamaz.. Bu adam 5 sene Wimbledon finaline ambargo koymuş.. hiç bir sert kortta bunu yapamadı.. her ne kadar sakatlanma düşüncesi vs olsa da bunu bir kez daha kazanmalı..

Adsız dedi ki...

Bence Nadal bu turnuvada biraz gümbürtüye gitti, gayette kazanabilecek kapasitedeydi, yazık oldu, önümüzdeki maçlara bakiciz artık :)
Wimby, Aus Open ya da Roland Garros'u bir kez daha kazanması zaten ilkler hanesine yazılacak teniste.
1-Wimby kazanırsa 3 kortta da en az 3 GS kazanan ilk tenisçi
2-Avustralya'yı kazanırsa double career slam
3-Roland Garros'u kazanırsa erkeklerde çift haneli sayıda grand slam kazanan ilk isim olacak.

İnsan gerçekten hayret ediyor. Biz de niye yok diyorum, kıskanıyorum :)) Aman nazarım değmesin :))

kirpi dedi ki...

Nadal birkez daha kazanabilir ama plan-program yapmali iste.

Aman bir kez daha nazar degmesin, ben sahsen kaldiramam :(

Adsız dedi ki...

Rafa'nın toprak takviminde bir değişikliğe gitmesine şiddetle ihtiyaç var Wimbledon'da bir zafer istiyorsa... Sizin de belirttiğiniz gibi Barcelona ve Montecarlo'yu pas geçmesi lazım.. Fakat ikisini birden aynı anda feda etmeyecektir.. Montecarlo'nun özel bir yeri var onun için.. Barcelona en mantıklı duruyor.. Toprak sezonunu noktaladıktan sonra turnuvalar başlamadan çimde 1 haftasını ısınma&bir kaç rakiple hafif tempolu fazla kasmadan maçlar yapabilir..Çünkü hepimiz biliyoruz ki Rafa'nın ısınmaya & adaptasyona ihtiyacı her zaman var..