2011'in fırtınası Djokovic yine yaptı, Nadal'ı yine yendi. Hem de bu sefer Wimbledon finalinde... Kariyerindeki 3. slam şampiyonluğu, ilk Wimbledon şampiyonluğu, çocukluk hayalinin gerçekleşmesi...
Bugün şüphesiz Djokovic'in kariyerinin en büyük günü. Sert kort dışında da slam kazanabileceğini ispatladı, Nadal'ı ilk kez bir grand slam'de (hem de finalde) çok da zorlanmadan mağlup etti ve dünya 1 numarasını da - muhtemelen uzun bir süreliğine - Rafa'dan teslim aldı.
Bugünkü maçın kalitesi pek iyi değildi aslında. İlk sette iki oyuncu da iyi giderken 5-4'te servis atan Rafa, 30-0 önde olduğu servis oyununu Djokovic'in 2 winner'ı ve kendisinin 2 basit hatasıyla kaybedince kontrol Djokovic'e geçti. İkinci seti çok daha rahat kazanan Djokovic, üçüncü sette servis kırdırdıktan sonra düşen taraf oldu. 4. sette ise her iki taraf kötü tenis oynarken, bir servis fazla kırmayı başaran Djokovic bu seti de kazanarak karşılaşmayı bitirdi ve son şampiyonu devirerek ünvanı devraldı.
Djokovic bu galibiyetle 2011 yılını 1 numara olarak bitirmeyi hemen hemen garantiledi. Bu saatten sonra liderliği Nadal'ın alması pek mümkün değil. Onun ötesinde yılın geri kalan iki en önemli kupasını (Amerika Açık ve Londra Sezon Sonu Şampiyonası) Nadal alsa bile şüphesiz Djokovic yılın en iyisi olarak adlandıralacak. Ki, öyle bir şeyin olması pek mümkün gözükmüyor. Djokovic bu oyunuyla şimdiden Amerika Açık'ın favorisi.
Nadal maçtan sonra fiziksel ve mental olarak kendini toparladıktan sonra antrenmanlara başlayacağını söyledi. Sağlam dönebilir. Federer ise geçen sezon da bu kısımdan sonrasını iyi geçirmişti, o da bir tehlike. Geçen sene Amerika Açık'ta hayal kırıklığı yaratan Murray de son zamanlarda Djokovic'in de öne çıkmasıyla baskıyı üzerinden attı ve pek gündemde değil. Wimbledon'da Nadal'a kötü oynayarak yenilse de toprak sezonundan bu yana formunda bir yükseliş var bence. Şu son yaşadığı sakatlıkları toparlama şansı onun için de var. Djokovic'in ise bundan daha iyi konuma gelmesi pek kolay değil. İlk 6 ay itibariyle Roland Garros dışında her şeyi silip süpürdü ve sadece Federer'e 1 maç kaybetti. Djokovic'in yapabileceği bu seviyesini koruması ama o bile kolay değil.
Yıllar süren Nadal&Federer dominasyonundan sonra bu yılın ilk 6-7 ayındaki Djokovic dominasyonu tura bir heyecan getirdi, bunu kabul etmek lazım. Oyun tarzını sevmesem, karakterini beğenmesem de, Nadal ve Federer'i geçip onların kendilerini daha da geliştirmesine ön ayak olacak birisi lazımdı. Entresan geçen sezonun ilk yarısından sonra ikinci yarısını da merakla bekliyoruz. Yukarıdaki paragrafta dediğim gibi önümüzdeki sert kort sezonu için düz mantıkla baktığımızda Djokovic çok ağır favori görünse de, Nadal, Federer ve Murray'i de yukarıda bahsettiğim sebepler dolayısıyla kenara yazmak olmaz.
Yazıyı bitirmeden şunu da eklemeden edemeyeceğim. Maç sonunda çimleri yiyen Djokovic'i görünce eski Wimbledon şampiyonu İspanyol Manolo Santana'nın "The grass is just for cows(çim, sadece inekler içindir)" lafı aklıma geldi. İlginç bir görüntüydü. :)
8 yorum:
benim anlamayamadığım Nadal gibi bir sporcunun nasıl karbon kopya 5 maçla Djokovic'e kaybettiği. Hep en son serviste kırdırıyor ve kaybediyor...
US open'da da bu ikisini durduracak biri yok bence. Murray zaten kafa olarak ''slam kazanma'' eşiğini bence kariyeri boyunca geçemeyebilir.Federer desen arada iyi maçlar çıkarsa da iki haftalık bi süreçte aynı oyunu, konsantrasyonu koruyamıyor bunu gördük. eskisi gibi odaklanamaz istese de. arada masters falan kazanır tabi sezon sonunu da alabilir yine. herneyse tebrikler Djokovic şapka çıkarılacak bi performans gösteriyor.
US Open için dikkat edilecek 4 isim;
1- Del Potro
2- Raonic
3- Harrison
4- Tomic
Faforim Harrison. Efendimsi çocuk :)
US Open' de Djokovic kazanacaktır. Artık her zeminde oynayabilir hale geldi Djokovic.Zemin çok farketmiyor onun için.Her zeminde ne gerekiyorsa yapıyor. RG Yarı finalinde kaybetmesi kimseye toprakta yapamıyor - oynayamıyor dedirtmesin.Orada da 2 finalde Topragın kralını maglup ettigini biliyoruz. Uzun lafın kısası bundan böyle oynanacak her turnuvanın favorileri arasında Djokovic'in adını ilk 2 sıraya yazabiliriz. O her yerde oynuyor ve kazanabileceğini gösterdi. Uzun süreli sakatlık falan olmazsa kariyerinin sonuna kadar 10 Grand Slam'i gececeğini düşünüyorum.
Posttaki "karakterini beğenmesem de " kısmına bir imza da ben atmak istiyorum. Kazanmaya başladıkça otel önünde diğer oyunculara uyku yüzü göstermeyecek kutlamalar yapmak, rakibi destekleyen seyirciye çemkirmek gibi huylar geliştirmeye başladı. Bakalım nereye kadar gidecek böyle...
sadece roger herkesi yener....
esra
"Herkes - Rafa" diyelim. Yoksa Nadal'ın da son 1 yıl içerisinde Novak'ı yenmişliği vardır değil mi? :)
djo ya çok sinir oluyorum ben ya..çok itici...çok ..çok...çok...
esra
Yorum Gönder