Aslında ilk seti izledikten sonra klasik bir Federer galibiyeti görünüyordu. 3 veya 4 sette, bir şekilde kazanacak gibiydi. Harika bir servis yüzdesi, karşısında Federer'i görünce pek çok sefer olduğu gibi servis performansı dibe vuran bir Soderling ve 1 set boyunca sadece 3 basit hata yapan Federer. Bunların sonucunda seti almakta çok zorlanmadı İsviçreli. Ama ne olduysa 2. setin başlangıcından sonra oldu. 2. setteki ilk servis oyununda sarsıntı yaşayan Federer, rakibine verdiği ilk servis kırma şansını çeviremedi ve 3-0 geriye düştü. Bu andan sonra geri dönemeyen Federer, seti 6-3 ile kaybetti. Yine de işler Federer için çok kötü görünmüyordu. 3. sette durum 5-5 ve Federer servisinde 30-15 öndeyken, iyice bastıran yağmur sebebiyle maç tatil edildi. Yaklaşık 1 saatlik aranın ardından başlayan maçın momentumu tamamen İsveçli'ye geçmişti. 30-15'ten gelerek servis kıran Soderling, kendi servisini de alarak seti bitirdi.
Federer, bu 23 grand slam arka arkaya en az yarı final oynama rekorunu ortaya çıkarırken, çok fazla maç çevirdi bu tarz. Yine aynısını bekliyordum ama bu kez karşısında, mental olarak güçlü diyebileceğimiz bir isim vardı ve yağmur arasından sonra daha iyi bir Federer, daha kötü bir Soderling beklerken, tam tersi bir durum ortaya çıkmıştı. 4. sette 3-3'te servis kırma puanları kurtardı Federer ve 4-3 öne geçti. Artık vitesi arttırmasını bekliyordum, ama arttıramadı. 4-4'te bu kez paçasını kurtaramadı ve servisi kırdırdı. Bu andan sonra inanabildim ancak Soderling'in kazanacağına. Federer yıllardır bu tarz durumların üstesinden o kadar fazla gelmişti ki, ancak bu kadar ucuna gelince inanabildim onun bir grand slam'de erken elenebileceğine (erken dediğimiz de çeyrek final, unutmayalım)...
Sonuçta, Soderling turnuvanın ilk 4 maçında oynadığı tenisi tekrarlayarak, Federer'in rekorunu bitirmeyi başardı. Geçen sene Nadal'ı eledikten sonra, bu sene Federer'i elemesi... Yaptığı küçümsenecek bir iş değil. Aslında bu Roland Garros öncesine kadar onun için kötü bir sezondu. Kariyerinin dönüm noktalarından biriydi bu turnuva. Eğer burada da erken bir veda yapsaydı, ileride kendisini "bir ara Nadal'ı Roland Garros'ta elemişti, 2 sene sonra ortalarda yoktu" diye anlatabilirdik; ama bu galibiyetinden sonra böyle bir şey söz konusu değil...
Soderling, bu galibiyetle birlikte, geçen sene Nadal'dan alıp Federer'e verdiği 1 numarayı, bu kez Federer'den alıp Nadal'a verebilir. Yarın Nicolas Almagro karşısında çeyrek final maçına çıkacak olan Nadal eğer turnuvayı kazanmayı başarırsa, pazartesi günü açıklanacak yeni sıralamada dünyanın yeni 1 numarası olacak, yaklaşık 1 yılın ardından.
Tabii, bu sonuçtan sonra gözler Nadal-Söderling finali arıyor. Nadal, çeyrek finalde Almagro'yu mağlup ettiği takdirde, yarı finalde Djokovic-Melzer maçının galibiyle oynayacak. Djokovic'i bu turnuvada gerçekten çok kötü gördüm ve son 2 maçı süper oynayan Melzer, yarın Djokovic'i yenerse benim için hiç de sürpriz olmayacak. Djokovic'in kazanması halinde de Nadal'a büyük bir tehdit yaratabileceğini düşünmüyorum. Diğer yarı final eşleşmesi Soderling ile Berdych arasında oynanacak. Berdych, yarı finale gelene kadar set bırakmadı ve Murray ve Youzhny gibi iki oyuncuyu elemeyi başardı. İki oyuncu da çok benzer stillerde oynayan oyuncular. İkisi de formlarının zirvesindeler. Ben zor ve uzun bir maç olacağını düşünüyorum. 5 sete de gidebilir ama kritik anlarda daha avantajlı olan, daha sağlam durmasını bilen Soderling'in az bir farkla maçı kazanacağını düşünüyorum. Yani herkes gibi benim beklentim de Nadal-Söderling finali. O final ne olur tahmini de, "eğer olursa"ya kalsın artık. O kadar sonrasını da hesap etmeden, tenis keyfini çıkartmaya bakalım, zira kaliteli maçların kokusu gelmeye başlıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder