Turnuva öncesinde şahsi favorilerim kadınlarda Serena, erkeklerde Djokovic'ti. İkisi de hem iyi formda hem de kaymak gibi kuralar çekmişlerdi. Özellikle finale kadar olan yolları çok kolaydı ve ikisi de bunu iyi kullanıp çok zorlanmadan finale kadar geldiler. Finallerde ise bambaşka hikayeler ortaya çıktı...
Öncelikle kadınlar finalinin ilk iki setini yarım yamalak izlediğimi söyleyeyim ama anladığım kadarıyla ilk set Serena, ikinci set Azarenka dominasyonu vardı. Son set ise müthiş çekişme içinde gitti. Azarenka kariyerinin en iyi maçlarından birini oynarken iki oyuncunun da fan'ı olmayan ama iki oyuncunun da oyununu beğenen biri olarak Azarenka'ya kaymaya başladım. Serena'nın son birkaç aydır turla dalga geçmesinin de bunda bir etkisi olabilir. Azarenka 5-3 30-30'a kadar getirdi işi ama maç puanını göremedi. Sonraki oyunda servisi kırdırınca ve durum 5-5 olunca maç Serena tarafına döndü zaten. O andan sonra da affetmedi Serena ve sonda bir servis daha kırarak 15. grand slam şampiyonluğuna ulaştı. Maçtan önce kirpiye son set tiebreak olsun, kadınlarda uzun zamandır çekişmeli final görmüyoruz demiştim. Teşekkürü bir puanla kaçırdım panpa diyorum...
Murray-Djokovic finalinin ilk 3 setinin Çin işkencesi olduğu konusunda sanırım hemfikirizdir. Rüzgar vs. tabii oyunu etkiledi ama birbirine bu kadar benzeyen oyuncular olunca vuruş çeşitliliği olarak çok kısır bir maç izledik ve geç saatin de etkisiyle pek çok tenisseveri şehit verdik gece 1 sularında. Dördüncü sette kesilen rüzgar ve iki oyuncunun da işin sonunda grand slam şampiyonluğu olduğunun iyice farkına varmasıyla seviyesi epey yükselen bir tenis vardı. RG 2012 finali Djokovic geriden geldi ama yine bitiremedi. Bu kez 5. sete kadar götürdü ama nefesi yetmedi. Djokovic hakkında son zamanlarda dikkat çeken bir nokta zaten bu. Özellikle bu yıl maçlara çok kötü başlamayı alışkanlık haline getirdi. Ondan sonra çok sıkışınca çılgın atıyor ama bu da her zaman paçayı kurtaramıyor tabii. Pazartesi akşamı öyle oldu ve Murray da sonunda muradına erdi... Yalnız final maçını izlerken bile içimden "uff Murray'nin bu slice'larını Rafa olacaktı, nasıl öldürürdü forehand'leri ile" diyorsam, Rafa tenisi bıraktığında ne bok yiyeceğimi siz okuyuculara bırakıyorum. :(
6 yorum:
O finalde Ferrer'i görmek için ne dualar ettim.
Neyse bu tarz maçlar bazı finalleri izlediğim için şanslı hissettiriyor.
2. set sonunda yattım ama 5 sete gideceğini ve Murray'ın aşacağını hissetmişim, sabah haberlere bakınca şaşırmadım hiç. Murray adına çok sevindim.
Ha bir de Djokovic'in o slice vuruşlarındaki hareketler neydi arkadaş ya, anladık rüzgar var falan da, karşısındaki adam efendi gibi oynuyor buna baksan sanki 3. dünya savaşına çıkmış gibi bağırmalar falan.
Dediğim gibi Djokovic'in kazanmamasına sevindim, Murray'ın kazanması kadar.
Murray'nin ilk GS zaferini bu kadar bekleyip oynadiklari tenis yuzunden uyuyakalmam sonucu gorememem tam bi faciaydi :)
Ferrer'e bence de yazık oldu. Final de gayet rüzgarlı ortamda oynandı, Murray'in işine geldi bu biraz. Ferrer olunca tatil, Murray olunca devam... :(
finaldeki tenis bana federeri neden bu kadar sevdiğimi tekrar hatırlattı
su postlara gorsel de koyduruverin allah riza icin. boyle cirkin gorunuyor, okuma hissi vermiyor ve daha neler neler. imza: bir dost
Aslında final aynı zamanda neden Djokovic veya Murray'in Federer ve Nadal etkisi yapamadığını da gösterdi.
Foto konusuna daha çok dikkat ederiz artık :(
Yorum Gönder