Russell’ın üzerime zimmetlediği David Ferrer hakkında yazayım biraz. Kohlschreiber ile bugün oynadığı maçı 63-67-63 kazandı Ferrer.
Dün Kohlschreiber ile olan maçının büyük bir bölümünü izledim. 3 setlik maç 3 saate yakın sürdü, ilk iki set 2 saati geçti yanılmıyorsam. Bunda Ferrer’den çok Kohli’nin “Ne kırarım ne de kırdırırım” tavrının etkisi büyüktü. Kendi servisindeki kırma puanlarını çok iyi, rakibinin servisinde olanları ise çok kötü oynayınca berabelik seviseysinde sürünen çok fazla oyun oldu. Maçın geneline bakıldığında Kohlschreiber atak oynamaya çalışıp fazla hata yaparken, Ferrer biraz daha güvenli oynamayı tercih etti. Buna rağmen arada atak yaptığında ondan da basit hataların geldiğini gördük ki sezonun başı itibarı ile bu tarz hamlıkları normal karşılıyorum ben. Maçın kalitesi kritik anlarda düştü. İkinci setin tie break oyununda çok fazla mini break olurken üçüncü setin başındaki oyunlarda taraflar kendi servis oyunlarında daha rahatlardı ve görebildiğim kadarıyla daha iyi atak yapıyorlardı. Return konusunda Kohlschreiber biraz daha etkiliydi, aslında çok hızlı ve etkili görünen returnlerinin bir bölümü çok az farkla dışarı çıktı.
Maç, David Ferrer’in yeni sezondaki ikinci ATP maçı. Geçtiğimiz sezonun bitiminde WTF’da fiziksel olarak çok iyi durumda olmadığını söylemişti ki bu onun açısından pek de şaşırtıcı değil bana göre. Ferrer tendinitli bir isim ve tendinit tenisçileri yılda en az bir kez yoklar. Bu anlamda David’in sezonu dizlerinden problem yaşamadan kapatması zordu zaten. Ferrer’in sezon sonunda fazla antreman yapmadığını ve hazırlık konusunda rakiplerinden daha geride olduğunu düşünüyorum ben. Zaten İspanya’da oynadığı hazırlık turnuvasında da iyi sonuçlar alamamıştı. Ferrer için Avustralya’da çektiği kura çok önemli olacak. 7 nolu seri başı olarak gidiyor ancak seri başı olmayıp yükselişte olan pek çok isim var. İlk turlarda bu tarz bir isimle karşılaşırsa turnuvaya erken veda edebilir. Aksi taktirde ilk bir kaç maçta form kazanıp 4. turdan sonrasını zorlayabilir.
Kohlschreiber için ise söylenecek fazla söz yok. Ferrer ikinci seti çok moral bozucu bir biçimde kaybettikten sonra üçüncü sete mental olarak çok rahat başladı; “Kohlschreiber en son ne zaman yarı final gördü ki?” diye düşünmüş olsa gerek. Kohli’nin durumu da tam olarak bu zaten; istikrarlı bir biçimde sürekli 3. veya 4. maçlarda güç kaybı yaşıyor. Ferrer’den bir yaş daha genç olmasına rağmen ben 3. sette silinen tarafın Kohlschreiber olacağını tahmin ediyordum ki böyle de olmuş zaten. Yaşı çok da fazla olmamasına rağmen neden böyle bir durumunu olduğunu gerçekten merak ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder