8 Temmuz 2010 Perşembe

McEnroe vs. Ivanisevic

Haber Emre Yazıcıol'dan. Bu akşam saat 19.00'da iki efsane tenisçi John McEnroe ile Goran Ivanisevic karşılaşacaklarmış Dubrovnik'te. Yardıma muhtaç çocuklar için. Eurosport 2 de maçı veriyormuş. Kaçar mı? Kaçmaz tabii. Oynadıkları tenis dışında karakter olarak da böyle gösteri, yardım maçlarında insanları eğlendirebilecek oyuncular ikisi de. İyi seyirler şimdiden...

6 Temmuz 2010 Salı

Sampiyon Tedavide

Nadal Wimbledon'i kazandiktan hemen sonra ayaginin tozu ile klinigin yolunu tutmus. Denilenlere gore tedavi dun baslamis. Iyi bir kutlama sekli olmasa da sonrasi icin faydali tabi. Tedavi yontemi de daha onceki postta bahsettigimiz yonteme benziyor.

Yine de Nadal tedaviden once biraz eglenme firsati bulmus.

Yine gec kalmis. Neden sasirmadim acaba? :)

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Davis Cup: Büyük Britanya-Türkiye

Mart ayında İrlanda'ya feci şekilde elenmemizin ardından, tekrar 3. grupta Uganda, Kongo, Mozambik gibi ülkelerle ücra yerlerde oynamamak için, cuma günü başlayıp pazar günü sona erecek seride Eastbourne'in çim kortlarında Büyük Britanya ile karşı karşıya geleceğiz.

Rakipte kadro açıklandı. Ülkenin 1 ve 2 numarası Andy Murray ile Alex Bogdanovic oynamayacak. James Ward ve Jamie Baker teklerde oynayacak. Colin Fleming ve Ken Skupksi çiftler maçını oynayacak, ki iyi çiftler takımlarındandır kendileri. Alexander Ward ise 5. oyuncu olarak kadroda. 20 yaşındaki genç, 3-4 hafta kadar önce bir çim kort turnuvası olan Nottingham'da çeyrek final oynamıştı.

Bizim kadromuz belli değil henüz ama nasıl olacağını tahmin etmek de çok zor değil. Marsel İlhan (kesin) ve Haluk Akkoyun (büyük ihtimalle) tekler maçlarını oynayacaklar. Çiftlerde Marsel yine yorgunluk durumuna göre oynayabilir ve oynayamaz, orası belli olmaz pek. Marsel, bu sene 2 kez oynadığı James Ward'a 2 maçta da kaybetmişti. Ama bu kez biraz daha formda olarak geliyor. Ward da 3 hafta önce Eastbourne'de wild-card ile oynayıp çeyrek final yapmıştı ama Marsel'in Wimbledon'daki koşusu kesinlikle daha etkileyiciydi. Genelde dikkatimi çeken bir şey, Marsel'in medyanın ilgisinin - eğer kazanırsa - üstünde olacağı kendi çapında oynadığı büyük maçlarda her zaman daha iyi. Britanyalılar ise son senelerde Davis Cup'ta feci bir düşüşte olduklarından çok stresliler. Kadroları da genelde genç oyunculardan oluşuyor ve tenisin popüler olduğu bir ülkede baskıyı üzerlerinde çok yoğun hissediyorlar. Bu yönden avantajımız var.

Marsel, eğer Ward'u geçerse vasat bir oyuncu olan ve oyunu çime uygun olmayan Jamie Baker'i de rahatlıkla geçecektir. Marsel'in 2 maçını kazanması demek, baskıyı Britanya'nın genç oyuncusu Baker'in üstüne atmak demek. Neden mi? Çiftler maçını çok büyük bir sürpriz olmadığı takdirde kaybedeceğiz. James Ward, bizim iki numaralı oyuncumuz (ben Haluk Akkoyun diye tahmin ettiğimi söylemiştim) karşısında galibiyet çıkaracaktır. Eğer Marsel pazar gününe 2-1 geriye girdiğimizde günün ilk maçını oynarsa ve kazanırsa (ve bu Ward'a karşı olursa) seri 2-2 olacak ve serinin son maçında Baker, bizim 2 numaralı oyuncumuza karşı oynayacak. Büyük Britanya takımı, mart ayında Litvanya'ya kaybettiği seride yine 5. maça kalmıştı. Bu kez orada 2 numara olarak Baker yerine Daniel Evans vardı ve 18 yaşında, sıralamada ilk 400'de bulunmayan Grigelis'e 5 set sonunda mağlup olmuştu baskıyı kaldıramayarak. 5. maça kalması durumunda zaten iyi bir oyuncu olmayan Baker, bu baskıyı kaldıramayabilir. Bizim ikinci oyuncumuz da heyecanlı, stresli olacaktır tabii ama bu seride kaybedecek daha çok şeyi olan taraf Büyük Britanya. Ayrıca eğer Haluk oynarsa, ki kendisi 29 yaşında ve yurt dışında çok olmasa da yurt içinde çok fazla maç oynamış ve tenis kariyeri uzun biri. Bu baskıyı kaldırması çok çok zor olmayacaktır.

Haluk'un 2 numaralı oyuncu olacağını düşünmemin iki büyük sebebi var. Birincisi, kendisi Türkiye takımının tarihinde en çok maç kazanan oyuncu ve yıllarca emek verdikten sonra kariyerinin sonlarında böyle büyük bir seride oynamayı hak ediyor. İkincisi, çim kortta oynanacak maçlarda 1.93'lük boyu özellikle servislerde avantaj olabilir... Tabii bu kadar ümitvar konuşmama rağmen şansımızın çok az olduğunu düşündüğümü söyleyeyim. Baştan beri her şeyi lehimize kurguladığımızda bile, her şey lehimize gelişse bile "favoriyiz" diyemiyoruz. Neticede Marsel dışında güvenilir bir oyuncumuz yok maalesef. Tahminim seriyi 3-2 Britanya'nın kazanacağı yönünde. Eğer bir sürpriz gerçekleştirip Britanya'yı bir alt kümeye itip, kendimizi de kurtarırsak harika bir iş başarmış oluruz. Başta Marsel olmak üzere tüm takımımıza şimdiden başarılar...

Wimbledon 2010 Kazananları

Bir de topluca yazalım şöyle. Diğer arka planda kalan kısımları da görelim...

Rafael Nadal (Tek erkekler)
Serena Williams (Tek kadınlar)
Jurgen Melzer/Philipp Petzschner (Çift erkekler)
Vania King/Yaroslava Shvedova (Çift kadınlar)
Leander Paes/Cara Black (Karışık çiftler)
Kristyna Pliskova (Tek kızlar)
Marton Fucsovics (Tek oğlanlar)
Timea Babos/Sloane Stephens (Çift kızlar)
Liam Broady/Tom Farquharson (Çift oğlanlar)

Not: Çift erkekler ve kadınlarda kazananlar seribaşı değildi ve bu Wimbledon'da uzun süredir birlikte yaşanan bir durum değildi. Hem erkek hem kadınlar çiftlerdeki takımlar ilk şampiyonluklarını aldılar. Çift oğlanlarda (gençlerde) kazanan çift ise Britanyalı bir çift. 13553 yıldır tekler şampiyonluğu göremiyorsan buna burun kıvırmayacaksın ey sevgili Britanya halkı.

4 Temmuz 2010 Pazar

Foto: Navratilova Cephesinde Yeni Bir Sey Yok...

...kazanmaya devam ediyor...
(Navratilova & Novotna df. Rinaldi-Stunkel & Austin : 7-5, 6-0)

Wimbledon Odulunuzu Nereye Koyarsiniz?

Nadal bugun odulunu aldiktan sonra kendisiyle roportaj yapan bayan "Odulunu evinde nereye koyacaksin?" gibi bir soru sordu. Nadal da utandi, kizardi bozardi ve cevaben standart bir seyler geveledi.

Sorunun niye sorulmasinin ve Nadal'in utanmasinin nedenini tahmin edebiliyorum. Nadal her Grand Slam'de yaptigi gibi yine blog tuttu ve yine okur sorularina cevap verdi. Sorularin biri bu odullerin kondugu yer ile ilgiliydi. Nadal'in cevabi suna benzer bir seydi;

"Butun odullerim evdeki oturma odamda duruyor. Roland Garros odulleri 1-2 yil icinde kararmaya basliyor, parlatilmalari gerekiyor. Wimbledon kupam ise cok iyi durumda, onu televizyonumun uzerine (duvarda televizyonun yukarisina gelen bir yeri kastetti galiba, hala CRT kullaniyor olamaz herhalde?) koydum."

Televizyonun uzeri seref kosesi gibi bir sey galiba. Bakalim kac Wimbledon kupasi gelecek oraya?

"Seni seviyorum.."

Toprak ve Cim


Sezon sonu turnuvasi yaklasirken oyuncular icin tanitim videolari hazirlanmisti ATP tarafindan. Standart sorulardan biri olan "Favori zeminin?" sorusuna "Toprak ve cim." demisti Rafa.

Nadal'a hep cimde basarili olamayacagi on yargisi ile yaklasilirken 17 yasinda Wimbledon"da 3. tur gordugu gercegi atlaniyordu. 2005'te Roland Garros'u kazandiktan sonra daha buyuk bir kitlenin dikkatini cekti ve ayni yil Wimbledon'da ikinci turda elendigi icin cimde iyi oynayamayacagi varsayildi. Oysa bana gore Nadal eskiden beri sadece toprak degil, cimde de etkili olabilecek bir oyuna sahipti.

Nadal katildigi son 4 Wimbledon'da final gordu ve bugun itibari ile bunlarin ikisini kazandi. Bugunku mac cok zevkli degildi, Nadal cok dengesiz bir performans gosterdi. Berdych elinden geleni yapti ama o da cok heyecanliydi. Sette ve macta kalmak icin servis atarken cok belli oldu bu heyecani ve hep setlerin sonlarinda servis kirdirdi. Nadal ise kritik oyunlarda iyiydi, ama dedigim gibi genel olarak dengesizdi. Zaten bu turnuvayi da kendisi icin "atipik" sayilacak bir bicimde goturdu. Yarim saat antreman yaptigi gunler, sakatligi icin uygulayacagi tedaviden bahsettigi basin toplantilari oldu. US Open hazirliklari ile ilgili bilgi verdi ki Nadal bir turnuvayi oynarken baska turnuvalar hakkinda konusmaz genelde. Ama akli baska yerlerde gibi olsa da turnuvayi iyi idare etti bu sefer. "Ne olursa olsun" demedi, ihtiyaci oldugunda az antreman yapti, dinlendi, odem gidericilerle dizindeki agriyi azaltmaya calisti ve en onemlisi kendine daha cok guvendi Rafa...

Sonucta gecen yil Wimbledon finalini izlerken sunucularin "Galiba, malesef, kariyeri bitti" dedikleri Rafa, bugun sampiyon oldu...