14 Eylül 2013 Cumartesi

12 Eylül 2013 Perşembe

US Open: Rafa & Serena Reloaded

En çok kazanmasını istediğim iki kişinin kazandığı bir başka slam oldu...

Serena-Azarenka finali de, Rafa-Novak finali de önce beni mutlu etti, sonra saç baş yoldurdu, sonra tekrar mutlu etti.

Serena aslında zaten çok rahat başlamamıştı. Rüzgar servis oyunlarını epeyce bozdu, break alsa bile hemen geri veriyordu. İlk seti zor da olsa kapattıktan sonra ikinci sette iki kez maç için servis atarken servis kırdırınca bir "Eeh" dedim, sonra seti de verince isyan edip uyumaya gittim. Ama uyuyamadım tabi. İkinci sete hiçbir şey olmamış gibi başladı Serena ve break break üstüne derken 6-1 ile şampiyon oldu. Şampiyon olduktan sonra bile hemen gerginliğini atamadı, maç boyunca rüzgara söylendi zaten. Turnuva performansının altında kaldı finale, Azarenka ise beklenenden iyi oynadı. Güzel maç oldu.

Erkekler finalinin seyri de neredeyse aynı gelişti. Tek fark Rafa'nın rahat başlamasıydı. İlk seti rahat rahat aldı 6-2 ile. Maçta Novak aynen 2010 finalindeki "Ya hep ya hiç" taktiği ile oynadı. Bu taktiğin getirisi götürüsü belli; tuttuğunda kortta efsaneye dönüşüp rakibe nefes aldırmıyorsunuz. Tutmadığında da abuk subuk hatalarla rezil oluyorsunuz. Maçı kazanmak için taktiğin setlerin hangi anlarında tuttuğu çok önemli; bir de rakibin moralinin çöküp çökmeyeceği. Rafa bu tarz rüzgarların dinmesini bekleyecek kadar sabırlı olduğundan maçı koparttı. İkinci sette hem Novak daha az hata yaptı, hem de Nadal biraz düştü. Üçüncü set hemen break ile başlayınca ben yine uyumaya gittim ve yine uyuyamadım. Nadal bu sette yılın muammasına imza atarak seti çevirdikten sonra son set de aynen Serena'nın maçındaki gibi 6-1 bitti.

Erkekler finali ile ilgili bir not: Nadal fiziksel olarak iyi değildi. Hatta resmen acı çekiyordu. Bunu topa vururkenki bağırmalarından anlayabilirsiniz; iyi olduğunda sesi fazla çıkmıyor, kötü olduğunda kolu-bacağı kopuyor gibi bağırıyor. Madrid'de yine Djokovic ile oynadığı yarı finaldeki gibi yani. Djokovic bunu farketse ve sadece biraz dirense maçın gidişi değişebilirdi bence.

8 Eylül 2013 Pazar

"Finallere Bir İki!"

O kadar sürprizdi, şoktu derken yine finallere 1 ve 2 numaralar geldi.

Tahmin yapmadan analiz yapmaya çalışayım.

Serena daha bir maçta beşten fazla oyun kaybetmedi. Yani en çok zorlandığı maçta kaybettiği oyun sayısı, set kaybetmesine yetmiyor. Son yıllarda en az zorlandığı turnuva olabilir bu. Azarenka ise aynı ivmeyle gitmese de görece kolay bir yarı final geçirdi.

Rafael Nadal'ın tarafındaki önemli seri başları kendi kendini imha edince yolu görece kolaylaştı, en azından oluşan intiba bu yönde. Robredo hariç gelen isimler bence potansiyel diğer isimlerden daha kolay değillerdi ama. Kohli zaten set aldı, Gasquet de Ferrer'den daha fazla direnç gösterdi; hatta servis bile kırdı.

Djokovic aynen Azarenka gibi aşırı rahat olamadan ilerledi. Murray'i eleyen Wawrinka ile oynadı yarı finali. Murray de ayrı bir cins demek istiyorum; ama o tarafta ne Djokovic'in ne de Murray'in formu, rakipler arasındaki orantısız seviye farkı nedeniyle anlaşılamıyordu.

Çiftlerde Bryan'ların takvim slami yapamaması heyecanı bitirdi gibi. Finale Stepanek uyuzu ve Paes gıcığından oluşan çiftle, son yıllardaki partner hareketliliğini iyi değerlendirip aradan sıyrılan Peya/Soares çifti oynayacak.

Kadınlarda da Williams çifti elendi malesef. Onları eleyen Hradecka/Hlavackova çifti şampiyon oldu.

Tahminim yok. İyi oynayan kazansın.